Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1298 E. 2022/1026 K. 17.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T. C.
K A Y S E R İ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1298
KARAR NO: 2022/1026
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07.04.2022
NUMARASI: 2022/295 Esas (Ara Karar)
DAVANIN KONUSU: Haksız Fiilden Kaynaklanan Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ: 04.04.2022
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 17.06.2022
YAZILDIĞI TARİH: 17.06.2022
Yukarıda ayrıntılı bilgileri yazılı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07.04.2022 tarihli 2022/295 Esas sayılı ara kararına karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize tevzi edilmiş olmakla dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin aracında bir zararın meydana geldiğini,bunların raporlarla sabit olduğunu, müvekkilinin davalılardan değer kaybı ve araç mahrumiyet bedeli olarak alacağı olduğunu, bundan dolayı davalılar hakkında ihtiyati hacze karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İlk derece mahkemesi 07.04.2022 tarihli 2022/295 Esas sayılı ara kararı ile; Davacının ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara karar kurulduğu anlaşılmıştır.
Taraflarca İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davacı vekili, süresi içinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar verdiğini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olup kaldırılması gerektiğini, 16.01.2022 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin aracında ciddi anlamda maddi hasar ve değer kaybı meydana geldiğini, davalıların meydana gelen kazada yüzde yüz kusurlu olduğunu ve müvekkili …’ın davalılardan değer kaybı ve araç mahrumiyet bedeli olarak bir alacağı olduğunun açık olduğunu, öncelikle teminat alınmaksızın bunun mümkün olmaması halinde ise uygun bir teminat karşılığında ihtiyatı haciz kararı verilmesi gerekirken 07/04/2022 tarihli ara kararla, genel geçer bir şekilde yaklaşık ispat kuralının sağlanmadığı gerekçesiyle, ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar verildiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen 07.04.2022 tarihli ara kararının kaldırılarak ihtiyati haciz taleplerinin öncelikle teminat aranmaksızın bunun mümkün olmaması halinde ise uygun bir teminat karşılığı kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi gereğince istinaf başvurusunun incelenebilmesi için öncelikle ön inceleme koşullarının gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Bu maddede sayılan koşullardan birinin mevcut olmaması halinde istinaf başvurusunun usulden reddedilmesi zorunludur. Bu şartlar kamu düzeninden olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmaktadır. İstinafa konu dosya kapsamı incelendiğinde; 6100 sayılı HMK’nın 352. maddesinde düzenlenen ön inceleme koşullarında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, davacının istinaf talebinin ön inceleme bakımından kabul edilebilir olduğu tespit edilmiştir.İlk derece mahkemesi tarafından 07/04/2022 tarihli ara kararla, davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş olup, ihtiyati haciz talebinin reddi kararına karşı davacı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İhtiyati haciz müessesesi, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 257 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. İlgili kanun maddesi şu şekildedir;
İhtiyati haciz şartları:
Madde 257 – “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1 – Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2 -Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa;
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”
Vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş alacakların zamanında ödenmesinin sağlanması amacıyla borçlunun mallarına geçici olarak hukuken el konulması şeklinde ifade edilebilecek olan ihtiyati haczin, kanunda düzenlenen istisnai hallerde vadesi gelmemiş alacaklar için tatbiki de mümkündür. Bu istisnalardan biri de 2004 sayılı İİK’nun 257/2. maddesinde yer alan, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemesi, kaçırması veya kendisinin kaçmaya çalışmasıdır.Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin istikrar kazanmış içtihatlarına göre; zarar, haksız eylemden kaynaklandığında, tazminat da haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki “muaccel alacak” kavramı, alacaklı tarafından belli durumlarda bir ekonomik değer veya icrası mümkün bir alacak iddiasını elde etmeye yönelik, makul bir şekilde ortaya konulmuş icra edilebilir bir iddianın doğurduğu, ulusal mevzuatta bir kanun hükmüne veya yerleşik içtihatlara dayalı başarılı olma şansı yüksek, yeterli somutluğa sahip nitelikteki talep ve dava edilebilir hale gelmiş alacakları ifade etmektedir.Davacının maddi tazminat talebi açısından davaya konu olan olayda; Fazlaya dair haklar saklı tutulmuş olsa dahi ihtiyati haciz şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği bakımından davacının dava dilekçesinde şimdilik istediği maddi tazminat miktarının esas alınması gerekir. Davacının, iş bu davada şimdilik maddi tazminat olarak talep ettiği 150,00 TL’nin, paranın satın alma gücü, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında, her halükarda hayatın olağan akışı içerisinde neredeyse herkes tarafından, dolayısı ile davalılar tarafından da ödenecek meblağ dahilinde bulunduğu, kaldı ki maddi tazminat bakımından ihtiyati haciz talebinin kabulüne ilişkin karar verilmesi halinde dahi talep edilen maddi tazminat miktarı ile sınırlı şekilde ihtiyati hacze karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla somut olayda maddi tazminat talebi bakımından ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı şeklindeki ilk derece mahkemesi gerekçesi yerindedir. Ancak ihtiyati hacizde hangi mahkemenin görevli olduğu İİK’nun 258’inci maddesinde açıkça belirtilmemesine rağmen bu maddede sadece genel olarak mahkemeden söz edildiğine göre, görev konusunda HMK’nun göreve ilişkin hükümleri (m.1-4) uygulanacaktır. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin E:2014/4670, K:2014/7803 sayılı kararında da aynı yönde açıklamalara yer verilmiştir.) Bu haliyle, ihtiyati haczin görevli mahkemeden istenmesi gerekliliği ve eldeki uyumazlığın ticari dava mahiyetinde olmaması nedeniyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi ilk derece mahkemesinin görevli olmaması nedeniyle de sonucu itibariyle doğru bulunmuş, davacı tarafın istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353-1-b-1. maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
1-) Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-) İstinaf başvurusu sırasında peşin alınan harçların mahsubu ile başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-) Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından AAÜT md. 2/2 uyarınca vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-) Davacı tarafından istinaf yargılaması bakımından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının, HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümlerine göre yatırana İADESİNE,
6-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin 6100 sayılı HMK md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı HMK md. 353/1-b-1 uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 391/3 ve 362/1-f maddeleri gereğince Yargıtay nezdinde temyiz yolu kapalı (KESİN) olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/06/2022