Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T. C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1145
KARAR NO: 2023/618
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/03/2021
NUMARASI: 2017/767 Esas 2021/158 Karar
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
DAVA TARİHİ: 26/05/2017
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 23/03/2023
YAZILDIĞI TARİH: 23/03/2023
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/767 Esas 2021/158 Karar sayılı kararı davacı vekili tarafından istinaf incelemesi için dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 09.02.2016 tarihinde …plakalı aracın yaya olan müvekkiline çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını, kaza yapan aracın ZMM sigortası olmadığını, davalıya yapılan başvuru neticesi kısmi ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin zararı karşılamadığını, bu nedenlerle sürekli işgöremezlik ve sair bedensel zararlar nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL’nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava öncesi ek tazminat talebiyle KTK 97. maddesi uyarınca başvuru yapmadığını, davacıya 18.852,00 TL tazminat ödemesi yapıldığını, davacının itirazı olmadan ödemeyi kabul ettiğini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacı tarafın aşan zararını ispat etmesi gerektiğini, ibraname ile borcun sona erdiğini, bu nedenlerle kazaya sebebiyet veren araç sürücüsü ve işletenine davanın ihbarına, dava şartı yokluğundan dolayı davanın reddine, yetkisizlik nedeniyle reddine, esas bakımından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili tarafından süresi içinde verilen istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, davalı kurum tarafından sunulan hasar dosyası incelendiğinde müvekkilinin 10.03.2017 tarihinde kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen maluliyet raporu bulunduğunu, sunulan evraklar incelendiğinde müvekkilin maluliyet oranı hususunda taraflar arasında herhangi bir çelişki bulunmadığını, davalı ile aralarındaki husumetin kusur oranı ve tazminat hesaplama yöntemi hususunda olduğunu, kusur oranına yönelik Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nce 24.04.2018 tarihinde rapor düzenlenlendiğini ve davalı tarafın %85 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini dolayısıyla öncelikli taleplerinin davalı kurumun ve kendilerinde kabulünde olan %8 maluliyet oranı ile Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nce tespit edilen %85 kusur oranı ve Yargıtay içtihatları doğrultusunda TRH 2010 Yaşam Tablosu %10 artırımlı, %10 eksiltimli prograssif rant yöntemi ile dosyanın aktüer bilirkişiye tevdii ile bilirkişi raporu alınması talebi olduğunu, tüm dünyada ve ülkemizde yaşanan COVID-19 salgını nedeniyle tüm hastane hizmetleri durdurulduğunu, bir çok kez sokağa çıkma kısıtlaması uygulandığını, mahkemece 03.10.2019 tarihli duruşmada müvekkilinin adli tıp kurumuna müracat etmesi gerektiğine yönelik ara karar tesis edildiğini, ancak salgın nedeniyle 11.03.2021 tarihli duruşma ile karar tesis edildiğini, bu hususlar düşünüldüğünde müvekkilinin muayeneye katılamamasının hayatın olağan akışına uygun olduğunu, yapılan ihtiratında geçersiz olduğunu, öncelikle müvekkilinin şahsına karşı herhangi bir tebligat çıkarılmamış olmakla birlikte, 03.10.2019 tarihli duruşmada “muayene için müracaat etmemesi halinde adli tıp raporu deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verileceğinin ihtar edilmesine” karar verildiğini ancak delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılması halinde yaptırımın ne olacağının açıklanmadığını, maluliyet oranı hususunda taraflar arasında herhangi bir ihtilaf bulunmadığını, gerekli ve açık bir şekilde davanın reddedileceği ihtar edilmemişken, adli tıp raporu sunulmamış olması nedeniyle davanın esastan reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesi gereği cismani zarardan kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/03/2021 tarih, 2017/767 Esas 2021/158 Karar sayılı kararı ile, trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat davasının reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi gereğince ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır. Duruşma açılmasını gerektiren sebepler bulunmadığından HMK’nın 353 ve 355 maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler dosya üzerinden yürütülmüştür.Trafik kazası ile ilgili olarak, ceza dosyasında alınan kusur bilirkişisi raporu, eldeki davada alınan kusur bilirkişisi raporu ile aynı trafik kazasına bağlı olarak açılmış olan diğer tazminat davalarında alınmış olan kusur bilirkişisi raporlarının tutarlı olup, birbiriyle çelişkili olmaması gerekir. Raporlar arasında çelişki olduğu takdirde çelişkinin mahkemece Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik kürsüsünden seçilecek heyetten ya da İTÜ trafik kürsüsünden seçilecek heyetten rapor aldırılmak suretiyle çelişkinin giderilmesi gerekir.Somut olayda, eldeki davada Ankara ATK’dan kusur raporu alınmış, alınan kusur raporlarında trafik kazasının meydana gelmesinde dava dışı …plaka sayılı araç sürücüsü …’un %85, davacı yaya …’nun %15 oranında kusurlu olduğunun rapor edilmiş olduğu, kaza tespit tutanağı ile adli tıp raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi için Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik kürsüsü fen heyetinden alınan kusur raporunda trafik kazasının meydana gelmesinde dava dışı …plaka sayılı araç sürücüsü …’un %50 oranında, davacı yaya …’nun %50 oranında kusurlu olduğunun rapor edilmek suretiyle çelişkinin giderilmiş olduğu ve alınan raporun olayın oluş şekline uygun düştüğü tespit edilmiş olup, davacı vekilinin davacının tazminatının hesaplanmasında dava dışı sürücünün kusur oranının %85 olarak alınması gerektiği yönündeki istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.Yargıtay uygulamalarına göre, maluliyet raporu adli tıp uzmanları tarafından düzenlenmeli ve maluliyet oranı kaza tarihindeki mevzuata uygun olarak belirlenmelidir. “Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen TBK’nın 54. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücü kaybı da bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Maluliyete ilişkin alınacak raporların, haksız fiil; 11/10/2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11/10/2008 ila 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne, İşlemleri Yönetmeliği’ne, 01/06/2015 tarihinden sonra ise Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri, yaralananın çocuk olması halinde ise 20/02/2019 tarihinde yürürlüğe giren Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre maluliyetin tespiti gerekmektedir.Somut olayda, ilk derece mahkemesince, davacının usulüne uygun teşekkül ettirilmiş olan Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalına sevk edilerek, 09/02/2016 kaza tarihi itibariyle, “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit Yönetmeliği” ve “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe” göre ayrı ayrı değerlendirilme yapılarak davacının maluliyetine ilişkin rapor düzenlenmesine karar verilmiş, karar gereği yerine getirilmediği gerekçesiyle, dosya içerisindeki mevcut deliller dikkate alınarak davanın reddine karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır. Dosya içerisinde, bilgi ve belgelerden davacı tarafça Güvence Hesabına trafik kazasından kaynaklı maluliyetin giderilmesine yönelik olarak ödemede bulunulmak üzere 06/06/2016 tarihinde başvuruda bulunulduğu, davacı tarafça davalı Güvence Hesabına maluliyet raporu olarak ” Kayseri Sağlık Bilimleri Üniversitesi Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliği Engelli Sağlık Kurulu Raporu” nun sunulduğu, trafik kazasının meydana gelmesinde davacının ve dava dışı sürücü …’un %50 oranında kusurlu olduğu kabul edilmek, davacının Kayseri Sağlık Bilimleri Üniversitesi Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliği Engelli Sağlık Kurulundan almış olduğu 10/03/2017 tarihli sağlık kurulu raporundaki %8 oranındaki maluliyetin Güvence Hesabı tarafından alınan maluliyet raporuyla da kabul edilip dikkate alınarak, aktüerya bilirkişisinden alınan rapor doğrultusunda davacı tarafa 26/04/2017 tarihli “makbuz ve ibraname” başlığı adı altında 27/04/2017 tarihinde 18.852 TL ödeme yapılmış olduğu anlaşılmakla; davacı tarafın %8 maluliyetin üzerinde bir maluliyetinin olduğu yönünde herhangi bir talebinin olmaması, davalı tarafın da dava öncesinde %8 oranında maluliyeti kabul etmek suretiyle davacı tarafa ödemede bulunması hususu dikkate alınarak, davacı tarafın Erciyes Üniversitesine sevkinin sağlanarak maluliyet raporu alınmasının HMK’nun 30.maddesinde düzenlenen “Usul ekonomisi ilkesi” ile 26. maddesinde düzenlenen “taleple bağlılık ilkesi” ne aykırı olduğu, davacı tarafın talebi doğrultusunda %8 maluliyet oranı kabul edilmek suretiyle, dosyanın aktüerya bilirkişisine tevdi edilerek, dava dışı sürücü …’un trafik kazasının meydana gelmesinde %50 oranında kusurlu olduğu kabul edilmek suretiyle, öncelikle 26/04/2017 ibraname tarihi itibariyle davacı tarafın cismani zarardan doğan tazminat alacağının hesaplanması, aktüerya bilirkişisi tarafından hesaplanan tazminattan kusur indiriminin yapılması neticesinde oluşan sonuca göre değerlendirilme yapılması; Güvence Hesabınca davacıya yapılan 18.852 TL ödeme yeterli değilse, o takdirde rapor tarihi itibariyle yukarıda belirtilen usuller dairesinde hesaplanacak tazminattan davalı tarafça ödenmiş olan 18.852 TL’nin rapor tarihi itibariyle güncellenmek suretiyle mahsup edilmesi sonucunda bakiye tazminata hükmedilmesi gerekirken; eksik ve hatalı inceleme neticesinde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş olup, davacı vekilinin bu yöndeki istinafının yerinde olduğu görülmüştür.Yukarıda izah edilen sebeplerle davanın çözümünü sağlayacak ve esasına etki edecek nitelikteki deliller usulünce ve tam manasıyla toplanmadan dolayısıyla değerlendirilmeden ilk derece mahkemesince hüküm kurulmuş olunduğundan, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1- a/6. maddesi uyarınca kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-) Davacının istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE; 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/767 Esas 2021/158 Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-) Davanın yukarıda gerekçe bölümünde belirtilen hususlar değerlendirilerek yeniden görülmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE,
3-) Peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde istinaf kanun yoluna başvurana iadesine,
4-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-) İstinaf kanun yoluna başvuran tarafca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-) İstinaf yargılaması bakımından istinaf kanun yoluna başvuran tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
7-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin HMK’nın md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, 6100 sayılı HMK md. 353/1-a/6. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK md. 353/1 – a, 362/1 – g maddeleri uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 23/03/2023