Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1135 E. 2022/896 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T. C.
K A Y S E R İ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1135
KARAR NO: 2022/896
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11.04.2022
NUMARASI: 2022/302 Esas (Ara Karar)
DAVANIN KONUSU: Ölüm Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ: 07.04.2022
İSTİNAF KARARININ VERİLDİĞİ TARİH: 26.05.2022
YAZILDIĞI TARİH: 26.05.2022
Yukarıda ayrıntılı bilgileri yazılı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/302 Esas sayılı 11.04.2022 tarihli ara kararına karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize tevzi edilmiş olmakla dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacılar vekili, dava dilekçesinde özetle: Müvekkillerinin müşterek çocuğu …’nun 17.10.2021 tarihinde davalı …’ın sevk ve idaresinde olan aracın çarpmasıyla hayatını kaybettiğini, davalı …’ın sevk ve idaresindeki aracın müvekkillerinin müşterek oğlu olan …’nun sevk ve idaresindeki bisiklete Endürlük istikametinden Talas istikametine giderken arkadan çarpması neticesinde meydana geldiğini, davalı …’ın mal kaçırma ihtimali olduğundan 6100 sayılı HMK’nın 389. maddesine göre mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakınca yahut ciddi bir zarar doğacağını, davanın kabulü ile, tedbir taleplerinin kabulü ile davalı … adına olan kazaya karışan … plaka sayılı araca ve davalı …’a ait mal varlığının mahkemece sorgulaması yapılarak malvarlığı olması halinde bu mal varlıklarına da dava sonuna kadar 3. şahıslara devrinin önlenmesi amacıyla ihtiyati haciz mahiyetinde tedbir konulmasına, müvekkil … için şimdilik 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 10 TL cenaze gideri ve müvekkil … için şimdilik 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 10 TL cenaze gideri olmak üzere toplam 220,00 TL maddi tazminatın (fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla) davalılardan müşterek ve müteselsilen sorumlu tutularak tahsiline, müvekkili … için yaşadığı acı ve elemden dolayı 150.000,00 TL ve müvekkil … için yaşadığı acı ve elemden dolayı 150.000,00 TL olmak üzere toplam 300.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’tan tahsiline, söz konusu kazanın haksız fiil olması hasebiyle hükmedilecek maddi-manevi tazminat için kaza tarihi olan 17.10.2021 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İlk derece mahkemesince verilen 11.04.2022 tarihli 2022/302 Esas sayılı ara kararı ile; Davacının ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir talebinin reddine dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Taraflarca İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davacılar vekili, süresi içinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince hükmedilecek tazminat taleplerinin tahsilinin imkansız hale gelmemesi için ihtiyati tedbir talep ettiklerini, 11.04.2022 tarihli ara karar ile yasa hükümleri yazılarak genel sebeplerle aracın uyuşmazlık konusun olmaması ve yaklaşık ispat sağlanamadığı gerekçesi ile tedbir taleplerinin reddine karar verildiğini, HMK 391/3 maddesi uyarınca söz konusu ara kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğundan istinaf yoluna başvurduklarını, talepleri doğrultusunda … adına olan mal varlığının mahkemece sorgulaması yapılarak malvarlığı olması halinde bu mal varlıklarına da dava sonuna kadar 3. şahıslara devrinin önlenmesi amacıyla teminatsız bir şeklide ihtiyati haciz mahiyetinde tedbir konulmasına karar verilmesi gerektiğini, bu sebeple tedbir taleplerinin reddine ilişkin verilen kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu ve kaldırılması gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen ara kararın kaldırılarak ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi gereğince istinaf başvurusunun incelenebilmesi için öncelikle ön inceleme koşullarının gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Bu maddede sayılan koşullardan birinin mevcut olmaması halinde istinaf başvurusunun usulden reddedilmesi zorunludur. Bu şartlar kamu düzeninden olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmaktadır. İstinafa konu dosya kapsamı incelendiğinde; 6100 sayılı HMK’nın 352. maddesinde düzenlenen ön inceleme koşullarında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, davacıların istinaf talebinin ön inceleme bakımından kabul edilebilir olduğu tespit edilmiştir.
Davacılar vekili, dava dilekçesinde; 17.10.2021 tarihinde davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki ve diğer davalı … Sigorta A.Ş.’nin zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu … plakalı aracın çarpması sonucunda davacıların müşterek çocuğu …’nun öldüğü belirtilerek toplam 300.000,00 TL manevi tazminat ile 220,00 TL maddi tazminat talep edilmiş ayrıca davalı … adına kayıtlı araç ile diğer mal varlığı üzerine ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir uygulanmasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
İlk derece mahkemesi tarafından 11/04/2022 tarihli ara kararla, davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş olup, bu karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Dava, ölüm sebebiyle açılan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.6100 sayılı HMK’nın 389/1 maddesinde; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklinde düzenleme getirilmiştir.İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için usule ve esasa ilişkin koşulların oluşması gerekir. Esasa ilişkin olarak mevcut durumda ortaya çıkabilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen olanaksız hale geleceğinden veya gecikme nedeniyle bir sakıncanın ya da ciddi bir zararın doğacağından endişe edilen bir durumun varlığı (HMK m. 389/1) ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi (HMK m. 390/3) gerekir. Usule ilişkin olarak istemde bulunan kişinin dava ehliyetinin ve hukuksal yararının olması, ayrıca dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir nedenini ve türünü açıkça belirtmesi ve kural olarak haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermesi gerekir. (HMK m. 392/1). Öte yandan, HMK 390/3 maddesi uyarınca, tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
Yukarıda belirtilen yasal düzenleme ışığında, uyuşmazlık konusu şey üzerine ihtiyati tedbir konulabileceği anlaşılmaktadır. Somut olayda tazminat talep edilmek suretiyle para alacağının tahsili istenmekte olup davalının taşınır veya taşınmaz malvarlığı değerleriyle ilgili bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bir başka ifade ile eldeki alacak davasının konusu değildirler. Bu durumda mahkemece usul ve yasaya uygun bir şekilde ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi yerinde olup davacıların ihtiyati tedbir bakımından yaptığı istinaf itirazları haklı bulunmamıştır.Davacıların ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir talebinde bulunmaları ve uyuşmazlığın para alacağına ilişkin olması nedeniyle davacıların istinaf itirazının ihtiyati haciz şartları bakımından da değerlendirilmesi gerekmiştir.İhtiyati haciz müessesesi, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 257 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. İlgili kanun maddesi şu şekildedir;
İhtiyati haciz şartları:
Madde 257 – “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1 – Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2 -Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa;
Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”
Vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş alacakların zamanında ödenmesinin sağlanması amacıyla borçlunun mallarına geçici olarak hukuken el konulması şeklinde ifade edilebilecek olan ihtiyati haczin, kanunda düzenlenen istisnai hallerde vadesi gelmemiş alacaklar için tatbiki de mümkündür. Bu istisnalardan biri de 2004 sayılı İİK’nun 257/2. maddesinde yer alan, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemesi, kaçırması veya kendisinin kaçmaya çalışmasıdır.Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin istikrar kazanmış içtihatlarına göre; zarar, haksız eylemden kaynaklandığında, tazminat da haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki “muaccel alacak” kavramı, alacaklı tarafından belli durumlarda bir ekonomik değer veya icrası mümkün bir alacak iddiasını elde etmeye yönelik, makul bir şekilde ortaya konulmuş icra edilebilir bir iddianın doğurduğu, ulusal mevzuatta bir kanun hükmüne veya yerleşik içtihatlara dayalı başarılı olma şansı yüksek, yeterli somutluğa sahip nitelikteki talep ve dava edilebilir hale gelmiş alacakları ifade etmektedir.Davacıların manevi tazminat talebi açısından davaya konu olan olayda; manevi tazminat miktarı tümü ile ilk derece mahkemesi tarafından toplanılacak deliller ve yapılacak yargılama sonucunda takdir hakkı da kullanılmak suretiyle tespit edileceğinden bu aşamada, manevi tazminat olarak talep edilen miktar yönünden somut bir miktar belirlenmesinin mümkün olmadığı ve dolayısı ile ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır. Bu haliyle, manevi tazminat bakımından ihtiyati haciz uygulanması mümkün görülmemiştir.Davacıların maddi tazminat talebi açısından davaya konu olan olayda; Fazlaya dair haklar saklı tutulmuş olsa dahi ihtiyati haciz şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği bakımından davacıların dava dilekçesinde şimdilik istediği maddi tazminat miktarının esas alınması gerekir. Davacıların, iş bu davada şimdilik maddi tazminat olarak talep ettiği 220,00 TL’nin, paranın satın alma gücü, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında, her halükarda hayatın olağan akışı içerisinde neredeyse herkes tarafından, dolayısı ile davalılar tarafından da ödenecek meblağ dahilinde bulunduğu, kaldı ki maddi tazminat bakımından ihtiyati haciz talebinin kabulüne ilişkin karar verilmesi halinde dahi talep edilen maddi tazminat miktarı ile sınırlı şekilde ihtiyati hacze karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla somut olayda maddi tazminat talebi bakımından da ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmış, maddi tazminat bakımından da ihtiyati haciz uygulanması mümkün görülmemiştir.6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesinde belirlenen koşulların varlığı halinde, incelenen ilk derece mahkemesine ait dava dosyasının ve kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması durumunda, istinaf incelemesi sırasında istinaf başvurusunun, duruşma açılmaksızın, esastan reddine karar verileceği düzenlenmiştir. Bu nedenle ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi sonucu itibariyle yerinde olmakla davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK md. 353/1-b-1 uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
1-) Davacıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-) İstinaf başvurusu sırasında peşin alınan harçların mahsubu ile başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-) Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından AAÜT md. 2/2 uyarınca vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-) Davacılar tarafından istinaf yargılaması bakımından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının, HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümlerine göre yatırana İADESİNE,
6-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin 6100 sayılı HMK md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 sayılı HMK md. 353/1-b-1 uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 391/3 ve 362/1-f maddeleri gereğince Yargıtay nezdinde temyiz yolu kapalı (KESİN) olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/05/2022