Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1066 E. 2023/591 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T. C.
K A Y S E R İ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1066
KARAR NO: 2023/591
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/03/2022
NUMARASI: 2018/871 Esas, 2022/213 Karar
DAVANIN KONUSU: Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ: 13.12.2018
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 22.03.2023
YAZILDIĞI TARİH: 22.03.2023
Yukarıda ayrıntılı bilgileri yazılı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/871 Esas, 2022/213 Karar sayılı kararına karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize tevzi edilmiş olmakla dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacılar vekili, dava dilekçesinde özetle; …’ın maliki olduğu … plakalı aracın 01/07/2012 tarihinde davacı … ’in idaresindeki … plakalı araca çarpması ile yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, olayda davacının kusuru olmadığını, diğer araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, Kayseri 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/469 E sayılı dosyasında alınan Adli Tıp Kurumu’nun kusur raporunda da bu durumun tespit edildiğini, olay nedeni ile davacıların ağır şekilde yaralandıklarını, tedavi gördüklerini, tedavileri nedeni ile ödemeler yaptıklarını, 7. Asliye Hukuk Mahkemesinde … hakkında maddi manevi tazminat kararı verilmesine rağmen söz konusu kişinin ödeme yapmadığını, Kayseri 7. Noterliği’nin … yevmiye nolu ve 30/11/2016 tarihli ihtarname ile davalının zararın ödenmesi için ihtar edilmesine rağmen ödeme yapmadığını, zamanaşımı süresinin henüz dolmadığını, uzamış zamanaşımı süresinin geçerli olduğunu ve Aksaray 1. Asliye Ceza Mahkemesinde 2013/369 E, 2014/825 K sayılı karar ile sanığın cezalandırıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacılar için toplam 182.601,98 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsilatta tekerrür olmamak üzere ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Davanın zamanaşımına uğradığını, davacı tarafça gerekli olan tüm evrakların sunulması ile davalıya usule uygun başvuru yapılmadığını, bu hususun dava şartı olması nedeni ile davanın reddi gerektiğini, Kayseri 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/469 E sayılı dosyası ile karar verilmiş olması nedeni ile tahsilde tekerrüre yer vermeyecek şekilde hüküm kurulması gerektiğini, davalının sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru nispetinde ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacı tarafça maluliyete ilişkin sunulan raporların karara esas olamayacağını, bu nedenle Adli Tıp Kurumundan kusur yönünden de rapor alınması gerektiğini, kasa esnasında davacıların emniyet kemerinin takılı olup olmadığı konularının araştırılması gerektiğini, davacıların olay nedeni ile elde ettikleri maddi kazanımların dikkate alınması gerektiğini, aktüer bilirkişiden rapor alınması gerektiğini, geçici iş göremezlik ve tıbbi gider, tedavi teminatı içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini ve bu giderlerden SGK’nın sorumlu olduğunu, davalının faizden ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz oranında sorumlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, davacı … için 217,00-TL tedavi gideri ile 1.035,70-TL geçici iş göremezlik tazminatı, davacı … için 200,00-TL tedavi gideri ile 123,29-TL geçici iş göremezlik tazminatı, davacı … için 1.434,00-TL tedavi gideri, 12.619,14-TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 145.821,06-TL kalıcı iş göremezlik tazminatı, davacı … için 1.282,00-TL tedavi gideri, 2.693,20-TL geçici iş göremezlik ile 219.689,16-TL kalıcı iş göremezlik tazminatı, davacı … için 84,00-TL tedavi gideri, 3.698,95-TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 131.973,06-TL kalıcı iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 520.870,56 TL’nin temerrüt tarihi olan 16/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte Kayseri 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/469 Esas – 2018/349 Karar sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmayacak şekilde davalıdan tahsili ile davacılara hak ettikleri bedellerin ayrı ayrı verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Taraflarca İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davalı … A.Ş. vekili, süresi içinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; İşbu davanın zamanaşımı süreleri geçtikten sonra açılmış olduğunu, zamanaşımı itirazları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kesin hüküm sebebi ile başvurununu reddine karar verilmesi gerektiğini, TRH tablosu ve %10 artırım ve %10 iskonto yönetiminin kullanılmasının hatalı olduğunu, şirket aleyhine haksız ve fahiş sonuç doğurduğunu, davaya konu tazminat hesabında TRH yaşam tablosu değil PMF yaşam tablosunun kullanılması gerektiğini, işbu davada 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ve ekinin uygulanması gerektiğini, hesaplamanın hatalı maluliyet oranları üzerinden yapılmış olduğundan hatalı ve fahiş sonuç çıktığını, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla hükme elverişli maluliyet oranının tespiti için emsal Yargıtay kararları uyarınca Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğini, kaza esnasında davacıların emniyet kemerinin takılı olup olmadığı konusunun araştırılması gerektiğini, geçici iş göremezlik ve tıbbi gider tedavi teminatı içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini, bu nedenlerle tehir-i icra taleplerinin kabulü ile, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin değerlendirilerek incelemeye alınabilmesi için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur. Bu maddede sayılan koşullardan birinin mevcut olmaması halinde istinaf başvurusunun usulden reddedilmesi gerekir. Bu şartlar kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmaktadır. İstinaf talebine konu eldeki dosya kapsamı incelendiğinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun ön inceleme bakımından kabul edilebilir olduğu ve inceleme aşamasına geçilmesi gerektiği tespit edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 355. maddesinde, Bölge Adliye Mahkemesinin, incelemesini kamu düzenine ilişkin hususlar hariç olmak üzere istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplere bağlı olarak yapması gerektiği hususu düzenlenmiştir. (Aynı yönde Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2018/9860 Esas, 2018/14781 Karar sayılı ilamında da Bölge Adliye Mahkemelerinin istinaf sebepleri ile bağlı olduğu vurgulanmıştır.)
Yukarıda açıklaması yapılan 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince davalı … A.Ş. vekilinin istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde;
İstinaf incelemesine konu dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile geçici ve sürekli iş göremezlik zararı ile SGK tarafından karşılanmayan tedavi masraflarından kaynaklanan maddi tazminat istemlerine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile davacı … için 217,00-TL tedavi gideri ile 1.035,70-TL geçici iş göremezlik tazminatı, davacı … için 200,00-TL tedavi gideri ile 123,29-TL geçici iş göremezlik tazminatı, davacı … için 1.434,00-TL tedavi gideri, 12.619,14-TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 145.821,06-TL kalıcı iş göremezlik tazminatı, davacı … için 1.282,00-TL tedavi gideri, 2.693,20-TL geçici iş göremezlik ile 219.689,16-TL kalıcı iş göremezlik tazminatı, davacı … için 84,00-TL tedavi gideri, 3.698,95-TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 131.973,06-TL kalıcı iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 520.870,56 TL’nin temerrüt tarihi olan 16/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte Kayseri 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/469 Esas – 2018/349 Karar sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmayacak şekilde davalıdan tahsili ile davacılara hak ettikleri bedellerin ayrı ayrı verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair karar verilmiştir. Bu karara karşı sadece davalı … A.Ş. vekilince aleyhine hüküm kurulan maddi tazminatlar yönüyle istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında, sigortacı poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği, düzenlenmiştir. Dolayısıyla davacıların, maddi zararlarını çift taraflı kazaya karışan … plaka sayılı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olan davalı … A.Ş.’den isteme hakkı vardır. Aksaray 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/369 Esas sayılı dosyasının UYAP kayıtlarının celbi ile yapılan tetkikinde; katılanların …, …, …, …, …, …, sanığın ise … olduğu, atılı suçun taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçu olup, yapılan yargılama sonucu 17/12/2014 tarihinde sanığın 9.100,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararının temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 2016/9010 Esas – 2018/4474 Karar sayılı ve 17/04/2018 tarihli kararı ile hükmün onandığı anlaşılmıştır. Somut olayda; dava dışı sürücü …, yönetimindeki … plaka sayılı otomobil ile Konya yönünden … yönüne seyri sırasında, yol çalışması nedeniyle daraltma alanına geldiğinde, sevk ve idare hatası göstermesi sonucu direksiyon hakimiyetini kaybederek karşı yönden gelen trafiğin kullandığı şeride girip bu şeritte seyretmekte olan davacı sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı kamyonete çarpması neticesinde meydana gelen olaydaki, dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı davranışıyla asli kusurludur. Davacı sürücü …’ın ise meydana gelen olayda, kazanın oluşu üzerine etken herhangi hatalı tutum ve davranışı bulunmadığından, atfı kabul kusuru yoktur. Buna göre, sürücü …’ın asli kusurlu olduğu, davacı sürücü …’ın ise kusursuz olduğu şeklindeki ilk derece mahkemesinin kabul ve uygulama şeklinin dosya kapsamına ve kazanın oluşum şekline uygun olduğu gibi kesinleşen ceza mahkemesi kararıyla da uyumlu olduğu anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince; Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan … ve … tarihli maluliyet raporları, hesap bilirkişisinden geçici ve sürekli iş göremezlik zararları bakımından alınan … , … ve … tarihli raporlar ile doktor bilirkişiden SGK tarafından karşılanmayan tedavi masrafları bakımından alınan 01/10/2020 tarihli raporlara göre yukarıda belirtilen şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu haliyle; tekniğine uygun, yeterli ve denetime elverişli şekilde hazırlanan bilirkişi raporlarıyla belirlenen maddi tazminatlardan davalının sorumlu tutulması uygun bulunmuştur. Dava konusu trafik kazasının 01/07/2012 tarihinde meydana gelmesi ve eldeki davanın 13/12/2018 tarihinde açılması ayrıca taksirle yaralama suçu bakımından ceza kanununda 8 yıllık ceza zamanaşımı süresinin öngörülmesi nedeniyle davalının zamanaşımı süresinin dolduğu yönündeki istinaf itirazının yerinde olmadığı açıktır.İlk derece mahkemesince hükme esas alınan aktüerya uzmanı bilirkişi tarafından hazırlanan 16/12/2021 ve 10/01/2022 tarihli ek raporlardaki hesaplamalarda TRH 2010 yaşam tablosunun kullanılması Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin son dönem uygulamalarına uygun olup davalının PMF 1931 yaşam tablosunun kullanılması gerektiği yönündeki istinaf itirazı haklı bulunmamıştır.Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan … ve … tarihli maluliyet raporlarının kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan (11/10/2008 ila 01/09/2013 tarihleri arasında) Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre hazırlandığı ve ayrıca dosya kapsamına uygun denetime elverişli oldukları anlaşıldığından davalının maluliyet raporları bakımından istinaf itirazları da haklı bulunmamıştır.Davalı sigorta şirketi, davacıların emniyet kemeri takmaması nedeniyle zararın doğmasına veya artmasına neden olduğunu ileri sürerek müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini istinaf itirazı olarak ileri sürmüştür. Ancak bu yöndeki iddiasını ispat külfeti altındaki davalı tarafça, davacıların kaza sırasında emniyet kemeri takıp takmadığı ayrıca davacıların maluliyetinin bu sebepten kaynaklandığı bakımından herhangi bir delil sunulmadığı için davalının bu iddiasını ispatlayamadığı kanaatine varılmış, dolayısıyla da davalının müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği yönündeki istinaf itirazının haklı olmadığı sonucuna varılmıştır.Davalı sigorta şirketi, kazaya karışan karşı aracın trafik sigortacısıdır. KTK’nın 6704 sayılı Yasayla değişik 90, 92, 93, 97 ve 99. maddelerinin kimi yönlerden Anayasanın bir kısım hükümlerine aykırılık oluşturacağından bahisle yapılan itiraz başvuruları üzerine, 09/10/2020 günlü ve 31269 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih, 2019/40 esas ve 2020/40 karar sayılı ilamında; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 14/04/2016 tarihli ve 6704 sayılı Yasası’nın 3. maddesiyle değiştirilen 90. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “… ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda ..” ibaresi ile ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin; aynı Kanunun 92’nci maddesine 6704 sayılı Yasa’nın 4. maddesiyle eklenen “i” bendinin; Anayasaya aykırı olduğundan iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle, davalı sigortacının sorumluluğunun kapsamının 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde yapılan değişiklikle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’na göre belirleneceği kabul edilemez. Dolayısıyla da 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.5. maddesinin (b) bendine göre sigorta şirketinin geçici iş göremezlik tazminatından Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumlu olacağı düzenlemesinin olayımızda uygulanma imkanı kalmayıp geçici iş göremezlik tazminatından da davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulması doğrudur. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/6271 Esas, 2020/8104 Karar sayılı ilamında da aynı yönde kabul ve açıklamalara yer verilmiştir.) Bu nedenle davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf itirazı haklı bulunmamıştır.Sosyal Güvenlik Kurumu, 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı yasanın 98. maddesi kapsamında tüm tedavi giderlerinden değil, ancak söz konusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeye dayanmayan tedavi giderleri, 6111 sayılı yasa kapsamında değildir. Belgeli olmayan tedavi giderlerinden SGK sorumlu olmayıp, sigorta şirketi sorumludur. Tedavi giderleri bakımından bir talep olduğunda mahkemece, davaya konu edilen belgeli tedavi giderlerine ilişkin olarak, sunulan tedavi belgeleri incelenmek ve sunulan belgelerdeki giderlerin davadan önce SGK ve davalı trafik sigortacısı tarafından ödenen bedeller olup olmadığı da irdelenmek suretiyle, belgelerdeki tedavi giderlerinin kazayla ilgili olup olmadığının denetlenmesi, 6111 sayılı Kanunun 59. ve geçici 1. maddesi gereği SGK’nın sorumluluğunda olanların bulunup bulunmadığı, varsa miktarı konularında uzman doktor bilirkişiden rapor alınması; alınacak raporla SGK’nın sorumlu olduğu tedavi gideri olduğunun saptanması halinde, SGK’nın davaya dahil edilmesinin sağlanması suretiyle yargılamaya devam edilerek, davacının tedavi giderleri konusunda bir karar verilmesi gerekir. Eldeki dosyada da tam olarak bu şekilde bir inceleme ve değerlendirme yapılarak Adli Tıp Uzmanı Dr…tarafından hazırlanan 01/10/2020 tarihli raporda 6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı yasanın 98. maddesi kapsamında SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinin (tedavi nedeniyle ulaşım masrafları dahil olmak üzere) her bir davacının isteyebileceği tedavi giderlerinin tespit edildiği görülmektedir. Bu haliyle, SGK tarafından karşılanmayan ve davacıların trafik kazası sebebiyle elinden çıkan tüm tedavi giderlerinin davalı sigorta şirketinden tazmini hususundaki ilk derece mahkemesi hükmü yerinde olup, tedavi giderlerinin sigorta teminatı dışında olduğu yönündeki davalı sigorta vekilinin istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.Aynı trafik kazası nedeniyle müteselsil sorumluluğu olan sürücü ve işleten bakımından açılan davanın Kayseri 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/469 Esas – 2018/349 Karar sayılı dosyasında karar verildiği ancak henüz kesinleşmediği ve sigorta şirketinin bahsi geçen dosyada taraf olarak yer almadığı anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince Kayseri 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/469 Esas – 2018/349 Karar sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmayacak şekilde tahsil kararı verilmesi doğru olup davalının aksi yöndeki istinaf itirazı yerinde bulunmamıştır.6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesinde belirtilen koşulların varlığı halinde, incelenen ilk derece mahkemesine ait dava dosyasındaki kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması durumunda istinaf incelemesi sırasında istinaf talebinin esastan reddine karar verileceği düzenlenmiştir. Bu durum istinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadan karar verilebilecek haller kapsamında yer almaktadır. Hal böyle olunca yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; istinaf başvurusunda bulunanın sıfatı ve istinaf nedenleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme üzerine; ilk derece mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde esas ve usul bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı ve davalı … A.Ş. vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin karar verilmesi gerektiği anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
1-) Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-) Alınması gereken 35.580,66-TL istinaf karar ve ilam harcından istinaf başvurusu sırasında peşin alınan 8.895,17 TL’nin mahsubu ile bakiye 26.685,49 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvuru harcının da Hazineye gelir kaydına,
3-) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından AAÜT md. 2/2 uyarınca vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-) Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
5-) Davalı tarafından istinaf yargılaması bakımından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının, HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümlerine göre yatırana İADESİNE,
6-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin 6100 sayılı HMK md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b-1 uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca uyuşmazlık miktarı itibariyle (her bir davacı bakımından hükmedilen maddi tazminatlar ayrı ayrı nazara alınarak) Yargıtay’da temyiz yolu kapalı (kesin) olmak üzere oybirliği ile karar verildi.22/03/2023