Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/1027 E. 2023/505 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1027
KARAR NO: 2023/505
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/12/2021
NUMARASI: 2019/606 Esas 2021/1119 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH:09/03/2023
YAZILDIĞI TARİH:09/03/2023
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/606 Esas 2021/1119 Karar sayılı ilamı davacılar vekili ve davalı … Şti. vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 26/09/2018 tarihinde …karayolu … mahallesi mevkiinde … plakalı aracı kullanan …’ın aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesi takla atmak suretiyle tek taraflı kazanın meydana geldiğini, kazada hem sürücü …’ın hem de yolcu olarak bulunan müvekkillerinin yakını …’nun hayatını kaybettiğini, kazanın araç sürücüsünün kusuru ile gerçekleştiğini, … plakalı aracın davalı … Şti. adına kayıtlı servis aracını kullanırken meydana geldiğini, işbu aracın davalı … tarafından sigortalı olduğunu, kazanın meydana geldiği yol üzerinde büz diye tabir edilen boruların mevcut olduğunu, kaza esnasında aracın Karayolları tarafından yol üzerinde bırakılan büze de çarparak ivme kazandığını ve takla attığını, müvekkillerinden …ve … …’nun henüz 20 yaşındaki oğullarını …’nun ise tek kardeşi ve ağabeyini kaybettiğini, müteveffanın bin petrol istasyonunda çalıştığını ve bekar olduğunu, müvekkilleri ile aynı evde ikamet ettiğini, tüm kazancını ailesi için harcadığını, müvekkilleri … ve …’nun davalı sigorta şirketinden 156.000,00-TL ödeme aldıklarını ve bu miktar için kendilerini ibra ettiklerini, ancak …’in maddi kaybının da bulunmasına rağmen kendisine herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkili …’ın büyükbaş hayvan çiftliğinde asgari ücretle çalıştığını, … ve …’in ise ev hanımı olduğunu, ileri sürerek; müvekkili …için 50.000,00-TL müvekkili … 50.000,00-TL ve müvekkili …için 25.000,00-TL olmak üzere toplam 125.000,00-TL manevi tazminatın … Şti. İle Karayolları 6. Bölge Müdürlüğü’nden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tazmin ve tahsiline, … için 50,00-TL, … için 50,00-TL, …için 50,00-TL olmak üzere toplam 150,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren sigorta şirketi yönünden işleyecek ticari avans faizi ile diğer davalılar yönünden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil ve tazminine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile teminat altına alındığını, davacının taleplerinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, meydana gelen kaza nedeniyle açılan ilgili hasar dosyasında yapılan incelemeler neticesinde davacı …’na 90.699,00-TL ve …’na 60.067,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı ödendiğini, müvekkili şirketin sigorta poliçesinden doğan sorumluluğunun teminat limitleri ve kusur oranları ile sınırlı olduğunu, davadan önce yapılan ödeme nedeniyle de poliçe teminatının bu ödeme oranında azaldığını, müvekkili şirket tarafından ödeme tarihindeki verilere göre ödemenin yetersiz olup olmadığının değerlendirilmesini talep ettiklerini, kabul manasında olmamakla birlikte kaza ile ölüm arasındaki illiyet bağının ispatlanması gerektiğini, kusur oranının belirlenmesi için dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesi gerektiğini, resmi belgeler ile ispat edilebilir bir gelir yok ise asgari ücretin baz alınması gerektiğini, davacıların kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, hesaplanan tazminattan hatır taşıması nedeniyle ve ayrıca resen gözetilecek kusurun tespiti halinde bu hususta indirim yapılması gerektiğini, hatır taşımasının mevcut olduğunu savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; aracın tüm bakımlarının yapıldığını, Tomarza Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan bilirkişi raporunda da araçta kazaya sebebiyet verecek bir kusur bulunmadığının ortaya konulduğunu, müvekkilinin işletmeden kaynaklı bir kusurunun bulunmadığını, kaza yoldaki bir bozukluktan yahut bir engelden kaynaklandığından illiyet bağının kesildiğini, davanın müvekkili şirkete yöneltilmesinin hukuka aykırı olduğunu, hatır taşımacılığı olduğunun açıkça ortada olduğunu, hatır taşımacılığı olduğu hususunun davacıların savcılık dosyasından müvekkili şirketten şikayetçi olmamalarından da anlaşıldığını savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Eldeki davada Karayolları Genel Müdürlüğü’ne de husumet yöneltilmiş ise de mahkemece tensip tutanağın 11 nolu ara kararı ile Karayolları Genel Müdürlüğü’ne yönelik açılan davanın tefrikine karar verildiği görülmektedir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;
“…1-Davacı …’nun maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, bilirkişi raporunda belirlenen 108.167,35-TL destekten yoksun kalma tazminatından takdiren %20 oranında hatır indirimi yapılmak suretiyle bakiye 86.533,88-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı tutulmasına, davalı … firması yönünden alacağa kaza tarihi olan 26/09/2018 tarihinden yasal faiz uygulanmasına, sigorta şirketi yönünden ise 10/12/2018 tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanmasına,
2-Davacı …’nun maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, bilirkişi raporunda belirlenen 65.086,42-TL destekten yoksun kalma tazminatından takdiren %20 oranında hatır indirimi yapılmak suretiyle bakiye 52.069,13-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı tutulmasına, davalı … firması yönünden alacağa kaza tarihi olan 26/09/2018 tarihinden yasal faiz uygulanmasına, sigorta şirketi yönünden ise 10/12/2018 tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanmasına,
3-Davacı …’nun maddi tazminat isteminin reddine,
4-Davacı …’nun manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, 35.000,00-TL manevi tazminatın davalı … firmasından alınarak davacıya verilmesine, alacağa kaza tarihi olan 26/09/2018 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
5-Davacı …’nun manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, 35.000,00-TL manevi tazminatın davalı … firmasından alınarak davacıya verilmesine, alacağa kaza tarihi olan 26/09/2018 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
6-Davacı …’nun manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, 20.000,00-TL manevi tazminatın davalı … firmasından alınarak davacıya verilmesine, alacağa kaza tarihi olan 26/09/2018 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
7-Fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine,” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı …A.Ş vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; usul ve esasa ilişkin diğer itirazları saklı kalmak kaydı ile; müvekkili sigorta şirketinin bakiye tazminat için sorumluluğu tespit edilirken ödemenin yapıldığı tarihe göre hesaplama ilkelerinin esas alınması gerektiğini ve toplam zarar üzerinden hatır taşımacılığı indirimi yapılarak zararın karşılanıp karşılanmadığının tespit edilmesi gerektiğini, ödenen tutar ile bakiye tutar arasında ktk 111. madde dikkate alınarak fahiş nispette fark yok ise davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, bilirkişi tarafından hazırlanan rapor teknik olarak hatalı olduğu için bakiye tazminat tespit edildiğini, yerel mahkeme kararında ise toplam tazminat üzerinden değil bakiye tazminat üzerinden hatır taşımacılığı indirimi yapılması sonucu açıkça hesaplama hatası yapılarak hüküm kurulduğunu, bu hususta ve diğer hususlarda bilirkişi raporuna karşı itirazları dikkate alınmamasının hukuka aykırı olduğunu, meydana gelen kaza nedeniyle açılan ilgili hasar dosyasında yapılan incelemeler neticesinde hazırlanan aktüeryal raporu ve Yargıtay içtihatları gereğince %20 hatır indirimi uygulanarak davacı …’na 07.03.2019 tarihinde 90.699,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı ve davacı …’na 07.03.2019 tarihinde 66.067,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı ödendiğini, bilirkişi raporunda ödeme tarihi itibariyle geçerli olan aktüeryal hesap kriterleri ve hatır taşımacılığı indirimi dikkate alınarak ödemenin yeterli olup olmadığının tespiti gerekmekte iken bu hususta değerlendirmenin yapılmadığını, yerel mahkeme kararında ise toplam tazminat üzerinden değil bakiye tazminat üzerinden hatır taşımacılığı indirimi yapılması sonucu açıkça hesaplama hatası yapılarak hüküm kurulduğunu, KTK madde 111 uyarınca ibranamenin iptal edilebilmesi için, müvekkili kurumun ödemeyi yaptığı tarihin verileri esas alınarak inceleme yapılması gerektiğini ve yapılan ödemenin “açıkça yetersiz” olduğunun ortaya konması gerektiğini, yapılacak değerlendirmede müvekkili şirketin Yargıtay içtihatları uyarınca %20 hatır indirimi uygulayarak ödeme yaptığının da göz önünde bulundurulması gerektiğini, hesap bilirkişi raporunda yapılan maddi hatalar nedeniyle rapora karşı itirazlarının dikkate alınmamasının hukuka aykırı olduğunu, TRH 2010 yaşam tablosu, %0 teknik faiz ve prograsif rant yöntemine göre yapılan hesaplamada, destekten çıkan çocuğun payı kardeşine verilerek paylandırma hatasının yapıldığını, müvekkili şirket tarafından yapılan önceki ödemelerin tazminat limitinden düşülerek bakiye tazminat limiti oluşturulurken ödemelerin hatalı toplandığını, hatır taşımacılığı indiriminin dikkate alınmadığını, işlemiş dönem tazminat tutarlarında da matematiksel hata bulunduğunu, tazminatın, teminat limitleri üzerinde olması sebebiyle önceki ödeme tutarları yasal faiz ile güncellenmeden tazminattan düşüldüğünü ve kalan tutarın mütevaffanın varislerine garame edildiğini, hesap bilirkişi raporunda davacının işyerinden gelen yazıya göre asgari ücretle çalıştığı bildirilmesine rağmen, asgari ücretin 1,086 katı gelirin esas alınmış olmasının hukuka aykırı olduğunu, kabul manasında olmamak üzere bakiye tazminatın söz konusu olması halinde ise tazminat hesaplamasında TRH 2010 tablosunun kullanılması ve teknik faizin 1,8 olarak esas alınması gerektiğini beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarının dikkate alınmadığını, itirazları doğrultusunda ek rapor için bilirkişiye gönderilmesi talebinin usul ve yasaya aykırı olarak reddedildiğini, bilirkişice bir kardeşin diğer kardeşe eylemli ve düzenli olarak yardım etmesi halinde, bu kardeşin diğerinin desteği sayılacağı, bu halde davacı kardeşin refah halinde bulunması şartının aranmayacağı yönündeki beyanı ile destek …’nun müvekkili …’na eylemli ve düzenli olarak baktığına dair dosyaya yansımış herhangi bir bilgi, belge ve delil sunulmadığı gibi müvekkilinin olay tarihi itibariyle 18 yaşında ve çalışma hayatında olduğu da nazara alındığında müteveffanın müvekkilinin desteği olmadığı kanısına varıldığı şeklindeki tespiti ve davacı müvekkili … yönünden destek tazminatı hesabı yapılmaması ve yerel mahkemece de rapor doğrultusunda müvekkili …’nun maddi tazminat isteminin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkili …’nun kaza tarihinde çalışmadığını ve öğrenim görmekte olup müteveffa tarafından eylemli ve düzenli olarak maddi yardım yapıldığını, bu hususun dosyadan dinlenen tanık …’in 03.12.2020 tarihli “Kız kardeşi …’da okuyordu. Ona da ayrıca diğer davacılar gibi destek oluyordu.” şeklindeki beyanı ile sabit olup mahkemece aksi yöndeki değerlendirme ile hüküm tesisinin hatalı olduğunu, müteveffanın bekar olup kazadan önce çalıştığı iş yerinden gelen kayıtlarda görüldüğü üzere asgari ücretin üzerinde bir ücretle çalıştığını, bu durumda refah içinde olduğunun kabulü ile kardeşi olan müvekkiline bakma yükümlülüğünün de mevcut olduğunu, yine asgari ücret tutarının arttığı ve ekonomik koşulların büyük oranda değiştiği hususu da göz önünde bulundurulduğunda yeni bir hesabın gerektiği ortada iken mahkemece bu durumun değerlendirilmeyerek yeni bir rapor tesisi için dosyanın bilirkişiye gönderilmemesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, dosyanın bilirkişiye gönderilerek hesap yaptırılmasını talep ettiğini, hatır taşıması iddialarını kabul etmemekle birlikte, mahkemece davacıların soyut iddialardan öteye gitmeyen ve davanın hiçbir aşamasında somutlaştırılmamış hatır indirimi itirazlarının hükme esas alınarak tespit edilen tazminata hatır indirimi uygulanmasının da hukuka aykırı olduğunu, mahkemece müvekkilleri için hükmedilen manevi tazminat miktarlarının müvekkillerinin bu olaydan kaynaklı manevi kayıplarını karşılamaktan çok uzak olduğunu, mahkemece bilirkişi tarafından hesaplanan tazminat tutarlarına %20 hatır indirimi yapılması ve kısmi red kararı verilerek davacı müvekkilleri aleyhine oranlama yapılarak yargılama giderlerine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemenin takdiri indirim uyguladığı durumlarda davanın kısmen reddi durumunda davacı aleyhine yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğini, bilirkişice güncel değer üzerinden mahsup yapılarak net gerçek zarar hesaplandığını, raporda da belirtildiği üzere davalı tarafça yapılan ödemenin güncel değerinin davacı müvekkillerinin zararından mahsubundan sonra kalan net gerçek zararın asgari ücret düzeyinde hesaplama yapıldığını, davalı tarafın bilirkişi raporunda ödeme tarihi itibariyle geçerli olan aktüeryal hesap kriterleri ve hatır taşımacılığı indirimi dikkate alınarak ödemenin yeterli olup olmadığının tespiti gerektiği bu hususta raporda değerlendirme yapılmadığı yönündeki istinaf başvurusunun da hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalı tarafça yapılan ödemenin güncel değerinin davacı müvekkillerinin zararından mahsubundan sonra kalan net gerçek zararın hesaplanan aylık asgari ücret düzeyinde hesaplama yapıldığını, yalnız rapor tesisinden sonra ancak mahkemece karar verilmeden önce olağanın üzerinde değişen asgari ücret tutarı ve ekonomik koşulların mahkemece dikkate alınmaması ve yeni bir bilirkişi raporu aldırılmamış olmasının hakkaniyete aykırı olduğunu beyan ederek mahkeme kararının kaldırılarak dosyanın tensiple hesap bilirkişisine gönderilmesine ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İstinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esas yönünden incelenebilmesi için öncelikle Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi gereğince ön inceleme koşullarının gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Bu maddede sayılan koşullardan birinin mevcut olmaması halinde istinaf başvurusunun ön inceleme aşamasında usulden reddedilmesi zorunludur. Bu şartlar kamu düzeninden olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmaktadır. İstinaf başvurusuna konu dosya kapsamı incelendiğinde; 6100 sayılı HMK’nın 352. maddesinde düzenlenen ön inceleme koşullarında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, davacılar vekili ve davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun ön inceleme bakımından kabul edilebilir olduğu ve inceleme aşamasına geçilmesi gerektiği görülmüştür. Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Somut uyuşmazlıkta; dava dışı … idaresindeki … plakalı aracın tek taraflı kaza geçirmesi neticesinde araç içerisinde yolcu olan davacıların desteği … vefat etmiş olup, …plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigorta şirketi … A.Ş. iken işleteni ise …Limited Şirketidir. Eldeki davada K…’ne de husumet yöneltilmiş ise de mahkemece tensip tutanağın 11 nolu ara kararı ile …yönelik açılan davanın tefrikine karar verildiği görülmektedir.
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse uğradığı zararın ödettirilmesini isteyebilir. Destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Eldeki davaya konu kaza, tek taraflı trafik kazası olup, desteğin araçta yolcu olduğu gözetilerek kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunması beklenemez. Yargıtay’ca kabul görmüş pay esasına göre; çocuksuz durumda destek, desteğin gelirini eşi ile paylaşacağı varsayımına dayalı olarak, gelirden desteğin %50 ve eşin %50 pay alacağı kabul edilmektedir. Çocukların eş ile birlikte destek payı alacağı durumda ise desteğin gelirden eşi ile birlikte ikişer pay alırken çocuklara birer pay verileceği yine eş, çocuklar ile ana babanın pay alacağı durumlarda desteğe 2 pay eşe 2 pay çocukların her birine 1 pay ana ve babaya birer pay ayrılarak böylece gelirin tamamının dağıtılacağı esasına dayalıdır. Çocukların sayısı arttıkça hem desteğe ayrılan pay hem de eş ve çocuklar ile ana ve babaya ayrılacak paylar düşecektir. Çocukların destekten çıkması ile birlikte destekten çıkan çocuğun payları destek, eş ve diğer çocuklara dağıtılacak anne ve babaya verilmeyecektir. Böylece geriye kalan eş ve çocukların payları ile desteğin payı artacaktır. Bu pay esası Türk aile sistemine uygun düşmektedir. Çünkü Türk aile sisteminde desteğin geliri aile bireyleri tarafından birlikte paylaşılmakta, aile bireyleri arttıkça gelirden alınacak pay düşmekte, aile bireyi azaldıkça da gelirden alınacak pay yükselmektedir. Ana ve babadan birinin destekten çıkması ile payı diğerine aktarılacaktır. Eşin bulunmaması durumunda ise desteğe iki, anne ve babaya birer pay, çocuklara da birer pay ayrılacağı varsayılarak hesaplama yapılması gerekmektedir.
Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40 Esas 2020/40 Karar sayılı kararıyla 2918 sayılı KTK’nın 90. ve 92. maddelerinde “genel şartlara” atıf yapan cümlelerin iptaline karar verilmiş ve bu karar 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olmasıyla birlikte, Yargıtay 17. Hukuk Dairesince zarar görenlerin cismani zarar ve destekten yoksun kalma tazminatı alacağının hesaplanmasında TRH 2010 ve %10 artırım %10 iskonto yöntemi benimsenmiş olup TRH 2010 yaşam tablosunun uygulamasından vazgeçilmemiştir. (Yargıtay 17.HD.’nin 2019/5206 E. 2020/8874 K. 22/12/2020 tarihli ilamı) Bu şekilde destekten yoksun kalma tazminatının hesabında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesi, % 1,8 teknik faiz uygulanmadan, %10 artırım %10 iskonto yöntemine göre hesaplanması yerindedir. Ayrıca çocukların destekten çıkması ile birlikte destekten çıkan çocuğun payının destek, eş ve diğer çocuklara dağıtılması da doğru olup desteğin en son çalıştığı yer olan …. Lid. Şti’den istenen maaş bordroları dikkate alınarak desteğin asgari ücretin 1.741,96-TL / 1.603,12 TL — 1.086 katı gelir elde ettiğinin kabulüyle yapılan hesaplama da yerindedir. Ayrıca davacı … yönünden düzenli ve sürekli destek ilişkisi ispatlanamadığından davacı …’e yönelik destek tazminatı hesaplanmaması da isabetlidir.
Dava 6100 sayılı HMK döneminde açılmış olup davalı sigorta şirketi vekili ve davalı …şirketi vekili cevap dilekçelerinde hatır indirimi yapılmasına yönelik defi ileri sürmüşlerdir. Dosya kapsamındaki beyan ve bilgilere göre … plakalı aracın sürücüsü …’ın hatır taşıması kapsamında destek …’u taşıdığı bu kapsamda mahkemece hatır indirimi yapılmasının yerinde olduğu belirlenmiştir.
… A.Ş.’nin hasar dosyası incelenmekle; 07/03/2019 tarihinde davacı … ‘a 90.699,00-TL, davacı …’a 66.067,00-TL ödendiği ve ibraname düzenlendiği görülmektedir. … şirketi tarafından ödenen bedellerin ödeme tarihi itibariyle yeterli olup olmadığının belirlenmesi için; öncelikle, ödeme tarihindeki verilere göre tazminat hesabının yapılması; daha sonra, ödeme ile ödenmesi gereken miktar arasında fahiş fark olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Fahiş fark olduğunun tespiti halinde ise, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davadan önce davalının ödediği bedellerin yasal faiziyle güncellenmiş değerleri hesaplanan güncel tazminattan düşülerek sonuç tazminatın belirlenmesi gerekir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/6148 Esas, 2020/8646 Karar sayılı ilamı) Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da ödeme tarihine göre hesaplama yapıldığı, bu şekilde davacı … için 158.626,06-TL, davacı …için 106.362,00-TL tazminat talep edebileceği gözetilerek hatır indirimi gözetilse dahi ödeme ile ödenmesi gereken bedel arasında fahiş fark bulunduğu açıktır. Ancak emsal nitelikteki Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/11591 Esas, 2022/5709 Karar sayılı ilamında açıklandığı üzere Hakim tarafların kusur durumunu dikkate alarak tazminatın kapsamını belirledikten sonra bir menfaat karşılığı olmayan hatır için taşıma varsa hatır indirimi yapılacak, ayrıca zarar gören zararın artmasına sebep olmuş ya da zarar doğuran fiile rıza göstermiş ise Yargıtay kararlarında yerleşmiş olduğu üzere tazminattan müterafik kusur indirimi yapılarak nihai zarar ve ödenmesi gereken tazminat belirlenecek, son olarak da davadan önce yapılan ödemenin güncellenen değeri düşülecektir. Hal böyle iken mahkemece hükme esas alınan 09/08/2021 havale tarihli aktüer bilirkişi raporunda sigorta şirketi tarafından yapılan güncellenmiş ödemenin mahsubu sonucu oluşan bakiye tazminat üzerinden hatır indirimi yapılması doğru bulunmamıştır. Sonuç olarak davacı …için rapor tarihi itibariyle zararın 145.586,80-TL olduğu, %20 hatır indirimi yapılması halinde 116.469,44-TL’ye ulaşılacağı, bu miktardan güncellenmiş ödemenin (80.500,38-TL) mahsubu neticesinde davacı …’ın alacağı tazminatının 35.969,06-TL olacağı açıktır. Davacı … için rapor tarihi itibariyle zararın 218.680,98-TL olduğu, %20 hatır indirimi yapılması halinde 174.944,78-TL’ye ulaşılacağı, bu miktardan güncellenmiş ödemenin (110.513,63-TL) mahsubu neticesinde davacı …’ın alacağı tazminatının 64.431,15-TL olacağı görülmektedir. Bu kapsamda davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusu yerinde olmakla birlikte davalı … istinaf yoluna başvurmadığından davacılar lehine oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilerek yeniden hüküm tesis edilmesi gerekmiştir.
Yasal, hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeni ile davanın kısmen kabul edilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım yönünden davalı yararına vekalet ücreti takdir edilip edilmeyeceği önem kazanmaktadır. Kısmen reddedilen miktar, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 51 ve 52 maddesinden kaynaklanan bir indirim ise indirim miktarı yasadan kaynaklandığından bu indirim nedeni ile davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyecektir. Şu durumda; ilk derece mahkemesince, maddi tazminatların kısmen reddedilen miktarın, asıl alacaktan takdiri indirim yapılması nedeniyle yasadan kaynaklandığı ve bu nedenle davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceği nazara alınarak karar verilmesi doğrudur. (Benzer uyuşmazlıklarda Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin E:2018/4519, K:2020/892 ve yine 17. Hukuk Dairesi’nin E:2013/17778, K:2014/2685 sayılı kararlarında da aynı yönde kabul ve açıklamalara yer verilmiştir.) Ancak vekalet ücreti dışındaki yargılama giderlerinde de takdiri indirim nedeniyle davacılar aleyhine sorumluluk yüklenmemesi gerekirken ilk derece mahkemesi kararında yargılama giderlerinin sorumluluk oranının hatalı olarak belirlendiği görüldüğünden davacılar vekilinin bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Davaya konu kaza nedeniyle davacılar … ve …’ın davaya konu kaza nedeniyle tek oğulları olan… ‘u kaybettiği, yine davacı …’in ise kazada tek kardeşi olan …’u kaybettiği, desteğin kazanın meydana gelişinde kusurunun bulunmayışı, tarafların sosyal ekonomik durumları ve olay tarihi incelenmek suretiyle yapılan değerlendirmede davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının ulaşılmak istenilen manevi tatmin (doyum) için yeterli olacağı görülmekle, davacılar vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b-2 uyarınca yargılamada bir eksiklik bulunmamakla birlikte kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı veya yargılamada bulunan eksikler duruşma yapılmadan tamamlanacak nitelikte ise Bölge Adliye Mahkemesince düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi mümkündür.
İlk derece mahkemesi kararındaki belirtilen hatalar bakımından gerekli düzeltmelerin yapılması amacıyla davacılar vekili ve davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak Dairemizce duruşma açılmaksızın yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere) ;
A-)Davacılar vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurularının KISMEN KABULÜ İLE,
B-) Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/606 Esas 2021/1119 Karar sayılı kararının yeniden hüküm kurulmak üzere KALDIRILMASINA, hükmün HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince YENİDEN TESİSİNE,
1-Davacı …’nun maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 86.533,88-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ve 64.431,15-TL ile sınırlı tutulmasına) davalı … yönünden alacağa kaza tarihi olan 26/09/2018 tarihinden yasal faiz uygulanmasına, sigorta şirketi yönünden ise 10/12/2018 tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanmasına,
2-Davacı …’nun maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 52.069,13-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ve 35.969,06-TL ile sınırlı tutulmasına), davalı … yönünden alacağa kaza tarihi olan 26/09/2018 tarihinden yasal faiz uygulanmasına, sigorta şirketi yönünden ise 10/12/2018 tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanmasına,
3-Davacı …’nun maddi tazminat isteminin reddine,
4-Davacı …’nun manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, 35.000,00-TL manevi tazminatın davalı … firmasından alınarak davacıya verilmesine, alacağa kaza tarihi olan 26/09/2018 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
5-Davacı …’nun manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, 35.000,00-TL manevi tazminatın davalı … firmasından alınarak davacıya verilmesine, alacağa kaza tarihi olan 26/09/2018 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
6-Davacı …’nun manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, 20.000,00-TL manevi tazminatın davalı … firmasından alınarak davacıya verilmesine, alacağa kaza tarihi olan 26/09/2018 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
7-Fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine,
8-Davacı …’nun maddi tazminat davası yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 59,30-TL harcın davacılar tarafından peşin yatırılan 426,94-TL harçtan mahsubu ile peşin harcın böylelikle 367,64-TL olarak ele alınmasına,
9-Davacı …’nun maddi tazminat 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 5.911,12-TL harçtan davacılar tarafından peşin yatırılan 367,64-TL peşin harç ve 591,92-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 959,56-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.951,56-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA, (davalı …’nin 3.686,81-TL ile sorumlu tutulmasına)
10-Davacı …’nun maddi tazminat davası yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 3.556,84-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA (davalı …’nin 2.457,04-TL ile sorumlu tutulmasına)
11-Davacı …’nun manevi tazminat davası yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 2.390,85-TL harcın davalı … nden alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA
12-Davacı …’nun manevi tazminat davası yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 2.390,85-TL harcın davalı …’nden alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA
13-Davacı …’nun manevi tazminat davası yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince; alınması gereken 1.366,20-TL harcın davalı …’nden alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA
14-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davaların kabul/ret oranına göre hesap edilen 1.011,57-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına, bakiye 308,43-TL’sinin ise davacılardan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA, (davalı …’nin 842,52-TL ile sorumlu tutulmasına)
15-Davacılar tarafından peşin yatırılan 44,40-TL başvurma harcı, 367,64-TL peşin harç ve 591,92-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.003,96-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
16-Davacılar tarafından yapılan ATK posta gideri 45,50-TL, ATK fatura gideri 723,00-TL, bilirkişi ücreti 750,00-TL, 8 müzekkere gideri 71,20-TL, talimat gideri 107,60-TL, kep reddiyat gideri 0,50-TL, 6 elektronik tebligat gideri 32,00-TL, 11 tebligat gideri 185,70- TL olmak üzere toplam 1.915,50-TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 1.467,93-TL’sinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine artan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına, (davalı sigorta şirketinin 1.222,61-TL ile sorumlu tutulmasına)
17-Davalı … tarafından yapılan 4 tebligat gideri 73,20-TL, 3 müzekkere gideri 31,70-TL, 3 elektronik tebligat gideri 16,50-TL, talimat gideri 121,75-TL ve kep reddiyat gideri 0,50-TL olmak üzere toplam 243,05-TL yargılama giderinin davanın kabul/ret oranına göre hesap edilen 56,79-TL’sinin davacılardan alınarak davalı …’ne verilmesine, artan kısmın davalı … üzerinde bırakılmasına,
18-Diğer davalılar tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda mahkememizce herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına,
19-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleşmesinden sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
20-Davacı …nun maddi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 12.049,40-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (davalı Sigorta şirketinin 9.176,05-TL ile sorumlu tutulmasına)
21-Davacı …’nun manevi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 5.250,00-TL nispi vekalet ücretinin davalı … firmasından alınarak davacı …’na verilmesine,
22-Davacı …’nun manevi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacı …’ndan alınarak davalı … firmasına verilmesine,
23-Davacı …’nun maddi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 7.568,98-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’na verilmesine, (davalı Sigorta Şirketinin 5.395,36-TL ile sorumlu tutulmasına,)
24- Davacı …’nun manevi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 5.250,00-TL nispi vekalet ücretinin davalı …den alınarak davacı …’na verilmesine,
25-Davacı …’nun manevi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen AAÜT’ye göre hesap edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacı …’ndan alınarak davalı …’ne verilmesine,
25-Davacı …’nun maddi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 50,00-TL vekalet ücretinin davacı …’ndan alınarak davalılara verilmesine,
26-Davacı …’nun manevi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalı …’nden alınarak davacı …’na verilmesine,
27-Davacı …’nun manevi tazminat davası yönünden AAÜT’ye göre hesap edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacı …’ndan alınarak davalı … firmasına verilmesine,
C-) Davacıların istinaf başvurusu kısmen kabul edilmiş olmakla;
1-) İstinaf karar harcının talep halinde davacılara iadesine,
2-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-) Davacılar tarafından yatırılan 220,70-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 3 adet elektronik tebligat gideri 19,50-TL ve 83,60-TL posta masrafı olmak üzere toplam 323,80-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
D-) Davalı …’nin istinaf başvurusu kısmen kabul edilmiş olmakla;
1-) İstinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
2-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-)Davalı tarafından yatırılan 220,70-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine,
E-) 1-) İstinaf yargılaması bakımından istinaf kanun yoluna başvuran tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
2-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin HMK’nın md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b/2. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 09/03/2023