Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/926 E. 2022/157 K. 28.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T. C.
K A Y S E R İ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/926
KARAR NO: 2022/157
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/12/2020
NUMARASI: 2018/830 Esas ve 2020/780 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 16/11/2018
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 28/01/2022
YAZILDIĞI TARİH: 28/01/2022
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/830 Esas, 2020/780 Karar sayılı kararına davacılar vekili, davalılar … Sigorta Şirketi vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurusu nedeniyle Dairemize gönderilmiş olmakla inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 17/09/2016 tarihinde davalı …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracıyla …Caddesi kavşağına gelip … Bulvarı (Kayseri) istikametine doğru sola dönüş yapacağı sırada kendisine hitap eden “sola dönen araçlar sağdan gelene yol verir” trafik levhasına riayet etmeden dikkatsiz ve kontrolsüz olarak kavşağa giriş yaptığını ve sağ taraftan gelen müteveffa…in kullandığı … plakalı motosiklete feci şekilde çarparak müteveffanın hayati tehlike geçirecek şekilde yaralanmasına neden olduğunu, müteveffa … ‘in kaza nedeniyle uzun süre hastanede tedavi gördüğünü, bir çok kez ameliyata girdiğini, büyük acılar çektiğini ve 27/09/2016 tarihinde vefat ettiğini, kaza sonrasında düzenlenen trafik kazası tespit tutanağına göre sürücü …’in dikkatsiz ve kontrolsüz olarak kavşağa giriş yapması nedeniyle KTK’nun 57/1-a maddesi gereğince kusurlu olduğunu, müteveffa…in ise bu kazada kusurunun olmadığını, kaza ile ilgili Kayseri 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/763 Esas ve 2017/415 Karar numaralı ilamında …’in taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın 26/02/2018 tarihinde kesinleştiğini, kaza nedeniyle hayatını feci bir şekilde kaybeden…in annesi ve kardeşlerinin manevi yönden zarar gördüğünü belirterek davalı … adına kayıtlı … plakalı araca ve …’in taşınır taşınmaz malları ile bankalardaki ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine dava sonuna kadar mahkemece takdir edilecek tazminatların sonuçsuz kalmaması için takdiren teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesi müteveffanın annesi olan davacı …’in destekten yoksun kalma zararı için şimdilik 100,00-TL bakiye maddi tazminat ile … yönünden 60.000,00-TL, … yönünden 30.000,00-TL ve …yönünden 30.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 17/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; manevi tazminatın ancak kişilik değerleri saldırıya uğrayan kişinin isteyebileceği bir tazminat türü olduğunu, müvekkilinin 71 yaşında, kendi yağında kavrulan bir emekli olduğunu, karşı tarafın olaya ilişkin ceza dosyasında bilinçli taksir hükümleri uygulanmasını istediğini, meydana gelen kazada müteveffanın haksız olduğunu ve davacının zenginleşmesini sağlayacak ölçüde olduğunu, müvekkilinin zorunlu trafik sigorta poliçesi olduğunu, karşı taraf dava açmadan önce 66.914,00-TL hasar bedelini aldığını, ancak trafik sigorta poliçesinin eksik ödenmesinin müvekkilinin kusuru olmadığını bu nedenle eksik kısmın müvekkilinden talep edilmesinin haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya karıştığı ifade edilen … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından … nolu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacının taleplerine ilişkin olarak müvekkil şirket tarafından davacı vekili …’a 01/11/2018 tarihinde 66.914,00-TL ödeme yapıldığını, davacıların meydana gelen ölüm olayı nedeniyle müvekkili şirketten herhangi bir hak ve alacağının kalmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince;davacı …’in maddi tazminat davasının kabulü ile, davacının talebi dikkate alınarak davalı … Sigorta Şirketi’nin ZMMS poliçesi teminat limiti ile sınırlı ve temerrüt tarihi olan 20/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olması, davalı …’in ise trafik kaza tarihi olan 17/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olması koşulu ile 134.344,84-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, davacı …’in davalı … Sigorta Şirketi aleyhine hükmedilen maddi tazminata trafik kaza tarihinden ve bu davalıya yapılan başvuru tarihinden itibaren faiz işletilmesine yönelik isteminin reddine, davacıların davalı … hakkındaki manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, davacı … için 40.000,00-TL, davacı … için 10.000,00-TL ve … için 10.000,00-TL manevi tazminatın trafik kaza tarihi olan 17/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine, davacıların davalı … hakkındaki fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … Sigorta şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yapmış olduğu ödemenin değerlendirilmesi yönünde itiraz ettiklerini, bilirkişinin raporunda müvekkili şirket tarafından ödeme yapılan tarihte yapılan ödemenin tam olup olmadığı irdelenmeden bakiye tazminat hesaplama yoluna gidildiğini, bu nedenle ilk önce ödeme tarihi itibariyle yapılan ödemenin yetersiz olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini, müterafik kusur indirimi yapılmamasına ilişkin itiraz ettiklerini, ölü muayene tutanağından anlaşılacağı üzere müteveffanın kaza anında kaskının olmadığını, Yargıtayın yerleşik içtihatlarında “kask takmama” müterafik kusur nedeni olarak göründüğünü ve TBK’nun 52. maddesi gereğince tazminattan hakkaniyete uygun bir indirim yapılması gerektiğini, müvekkili sigorta şirketi tarafından ödemenin yapıldığı tarihte hesap edilen destekten yoksun kalma tazminatından yapılan müterafik kusur indirimi dikkate alınmadan bakiye destekten yoksun kalma tazminatının hesap edilmesinin gerçeğe aykırı olduğunu, ıslah dilekçesine karşı da itiraz ettiklerini, faiz başlangıç tarihi olarak dava miktarı olan 100,00 TL’lik kısım için dava tarihi, ıslah edilen kısım olan 134.244,84 TL’lik kısım için ise ıslah tarihinin esas alınması gerektiğini, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın hatalı olduğunu, hükmedilen manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, müvekkilinin fakirleşmesine, davacıların ise zenginleşmesine neden olacağını, ayrıca müvekkilinin kusurunun olmadığını, müvekkili açısından davanın reddi gerektiğini, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilleri açısından maddi ve manevi zararın hakkaniyet ölçülerini incitecek oranda az belirlendiğini, müvekkillerinin tazminat hesabına esas alınan raporda tazminat hesabının hatalı olduğunu, müvekkilinin kaza tarihinden sonraki asgari ücret artışı göz önüne alınmadan hesap yapıldığını, ayrıca dosyada bulunan kusur raporuna ve maluliyete ilişkin 3. İhtisas Kuruluna gönderilmesi taleplerinin hukuka aykırı olarak reddedildiğini, müvekkilinin geçirmiş olduğu her iki iş kazasında feci şekilde yaralandığını, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dairemizce, HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınmak suretiyle yapılan incelemede;
Dava; trafik kazası nedeniyle davacılardan …’nin oğlu diğer davacılar … ve …’nın kardeşi olan…in ölümü nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemiyle açılmıştır.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan deliller ve kusur oranına ilişkin olarak ceza yargılamasında alınan raporlara göre meydana gelen trafik kazasında davalı sürücü …’in asli kusurlu, müteveffa…in kusursuz olduğu sonucuna varılarak hüküm kurulmasında herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. Maddi zarara ilişkin olarak aktüerya bilirkişiden alınan rapor ve ek raporlarda davalı sigorta şirketinin ödeme yaptığı tarihteki veriler esas alınmak suretiyle yapılan hesaplamaya göre ödeme tarihi itibariyle davacı …’nin destek zararının 209.426,01 TL olduğu tespit edilmiş, bu zarardan davalı sigorta şirketince yapılan 66.914,00 TL ödeme güncellenmek suretiyle mahsup edildikten sonra karşılanmayan zararın 134.344,84 TL olduğu tespit edilmiş ve davacı vekili bu miktar üzerinden davasını belirli hale getirerek harcı tamamlamıştır. Ödeme tarihi itibariyle davacı …’nin gerçek zararının karşılanmadığı, gerçek zarar ile ödeme yapılan miktar arasında fahiş fark bulunduğu anlaşılmakla davalı sigorta şirketinin bu hususa yönelik istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Tarafların ekonomik ve sosyal durumuna göre mahkemece davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik yoktur. Tarafların manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf talepleri yerinde görülmemiştir. Dosyada mevcut deliller ve ceza yargılamasındaki deliller dikkate alındığında; müteveffa motorsiklet sürücüsü…’in söz konusu trafik kazasının meydana gelmesinde trafik kuralları açısından herhangi bir kusuru bulunmamakla birlikte, kaza tespit tutanağında motosiklet kullanırken koruyucu ekipmanlardan olan kask takıp takmadığı hususunun tespit edilemediği, ancak ceza dosyasında mevcut “ölü muayene tutanağı” incelendiğinde ; …’in künt kafa travmasına bağlı kafa kemik kırıkları ile birlikte beyin kanaması, beyin doku harabiyeti ve gelişen komplikasyonlar sonucu öldüğünün tespit edildiği, düzenlenen iddianamede de bu hususun belirtildiği sabittir. Bu durumda müteveffanın kaza esnasında kask kullanmadığı sonucuna varılmıştır. 6098 sayılı Borçlar Yasasının, “Tazminatın belirlenmesi” üst başlıklı 51/1 maddesi ile (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 43. maddesi); Hâkimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği hükme bağlanmıştır. Tazminattan indirim sebeplerini düzenleyen, Türk Borçlar Yasasının 52. maddesinde (Borçlar Kanunu 44. madde) öngörülen sebepler, daha çok zarar görenle ilgilidir. “Hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı” yönündeki genel hukuk ilkesinin etkisiyle, maddede sayılan belirli hal ve durumlarda tazminattan indirim yapılması mümkün bulunmaktadır. Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu’nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52. md.) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve trafik mevzuatı uyarınca sürücü ve yolcuların araçların kullanılması sırasında koruyucu tertibatları kullanması zorunludur. Araçlarla gerek sürücü gerekse de yolcu olarak seyir halinde iken zorunlu olan koruyucu ekipmanların kullanılmaması zararın doğmasına veya artmasına sebebiyet veren etkenlerdendir. Özellikle de motorsiklet gibi bir araçla seyir halinde iken mevzuata göre sürücülerin ve yolcuların takmak zorunda olduğu koruma başlığı (kask) hayati öneme sahiptir. Bu nedenle müteveffa sürücünün kaza anında kasksız olduğunun anlaşılması halinde müterafik kusuru bulunduğundan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesi gereğince tazminattan indirim yapılıp yapılmaması hususu değerlendirilmelidir. Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK’nın 52. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre, hesaplanan tazminattan (Yargıtay 17. HD’nin 2020/4509 K.08/07/2020 tarihli ilamı – müterafik kusur indiriminin davalı ödemesinin tenzilinden sonra yapılması hususuna dikkat edilmek suretiyle), sigortaca ödenen bedelin güncellenmesi suretiyle mahsup edildikten sonra kalan miktar üzerinden mahkemece %20 oranında müterafık kusur indirimi yapılması ve takdiri indirim olması nedeniyle davacı aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerekirken, desteğin müterafik kusuru dikkate alınmaksızın fazla tazminata hükmedilmiş olması doğru görülmemiş olup, davalı … Sigorta A.Ş vekilinin bu yöndeki istinafının yerinde olduğu görülmüştür.
Bu durumda davacı … lehine hükmedilmesi gereken maddi destekten yoksun kalma tazminatı miktarının (134.344,84 TLx 0,8 =107.475,87 TL) 107.475,87 TL olması gerektiği sonucuna varılmıştır.”Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın 52. maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Müterafik kusura ilişkin savunma bir defi olmadığından mahkemece bu yönde bir savunma olmasa dahi resen araştırılması ve tartışılması gerekmektedir.” (Yargıtay 4. HD’nin 09/11/2021 tarih, 2021/5898 Esas ve 2021/8467 Karar) Dairemizce istinaf kanun yoluna başvuran davacılar vekilinin istinaf talepleri yerinde görülmeyerek 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, davalılar … vekili ve … Sigorta şirketi vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebeplerinden müterafik kusura ilişkin istinaf sebebi yerinde görülerek istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/830 Esas, 2020/780 Karar sayılı kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
A-) 1-Davacılar …, … ve …’in istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- Davacı tarafın istinaf başvurusu nedeniyle alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
B-)Davalılar … ve … Sigorta şirketinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE, HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/830 Esas, 2020/780 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, hükmün YENİDEN TESİSİNE,
1-Davacı …’in maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile,
Davacının talebi dikkate alınarak davalı … Sigorta Şirketi’nin ZMMS poliçesi teminat limiti ile sınırlı ve temerrüt tarihi olan 20/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olması, davalı …’in ise trafik kaza tarihi olan 17/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olması koşulu ile 107.475,87-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
2-Davacı …’in davalı … Sigorta Şirketi aleyhine hükmedilen maddi tazminata trafik kaza tarihinden ve bu davalıya yapılan başvuru tarihinden itibaren faiz işletilmesine yönelik isteminin reddine,
3-Davacıların davalı … hakkındaki manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, davacı … için 40.000,00-TL, davacı … için 10.000,00-TL ve …(…) için 10.000,00-TL manevi tazminatın trafik kaza tarihi olan 17/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine,
4-Davacıların davalı … hakkındaki fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine,
5-Maddi tazminat talebi yönünden alınması gereken alınması gereken 7.341,67-TL harçtan dava açılırken alınan 528,41-TL peşin harç ve 2.293,00-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 2.821,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.520,26 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye irad kaydına,
6-Karar altına alınan manevi tazminat yönünden alınması gereken 4.098,60-TL karar harcının davalı … den alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
7-Davacı tarafça maddi tazminat davası yönünden yapılan 84,55-TL müzekkere gideri, 154,00-TL tebligat ve 130,50-TL e-tebligat masrafı, 750,00-TL bilirkişi masrafı, olmak üzere toplam 1.119,05-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
8-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider-delil avansından artan olması halinde hüküm kesinleştiğinde ilgili taraflarına iadesine,
10-Maddi tazminat davası yönünden davacı … yararına hükmedilen tazminat miktarı üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesap ve taktir olunan 17.475,87 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı …’e verilmesine, 11-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden lehine hükmedilen manevi tazminat miktarına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 6.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacı …’e verilmesine,
12-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden lehine hükmedilen manevi tazminat miktarına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacı …’e verilmesine,
13-Davacı …(…) kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden lehine hükmedilen manevi tazminat miktarına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacı …(…)’e verilmesine,
14-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı … yönünden ret olunan manevi tazminat miktarına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı … ‘den alınarak davalı …’e verilmesine,
15-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı … yönünden ret olunan manevi tazminat miktarına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı … ‘den alınarak davalı …’e verilmesine,
16-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı …(…) yönünden ret olunan manevi tazminat miktarına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı …(… )’den alınarak davalı …’e verilmesine,
C-)Davalılar … ve … Sigorta şirketinin istinaf başvurusu kabul edilmiş olmakla;
1-)Davalı … Sigorta şirketi tarafından yatırılan 2.300,00 TL istinaf karar harcının talep halinde davalı tarafa iadesine,
2-) Davalı … tarafından yatırılan 3.318,92 TL istinaf karar harcının talep halinde davalı tarafa iadesine,
3-) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-) Davalı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalı … Sigorta şirketine verilmesine,
5-) Davalı … tarafından yapılan 51,50 TL istinaf yargılama gideri ile 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 213,60 TL istinaf yargılama giderinin davacılardan alınarak davalı …’e verilmesine,
6-)İstinaf yargılaması bakımından davalı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
7-)Taraflara tebliği işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b-1 uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlık miktarı itibariyle 6100 sayılı HMK md. 361/1 uyarınca Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 28/01/2022