Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/855 E. 2022/161 K. 28.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T. C.
K A Y S E R İ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/855
KARAR NO: 2022/161
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/01/2021
NUMARASI: 2019/709 Esas ve 2021/27 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 06/11/2019
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 28/01/2022
YAZILDIĞI TARİH: 28/01/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/709 Esas, 2021/27 Karar sayılı kararına davalı … Belediye Başkanlığı vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurusu nedeniyle Dairemize gönderilmiş olmakla inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 27/04/2019 tarihinde saat 20:30 sularında sürücü …’ nın sevk ve idaresindeki … plakalı … marka resmi çöp kamyonu ile … sokaktan çöp aldıktan sonra çift yönlü yolda karşı şeride girmek suretiyle ilerlemek isterken yolun kenarında emniyet şeridinde yürüyen müvekkilleri murisi …’a çarparak üzerinden geçiğini, çarpma sonucunda yaya olan müvekkilleri murisi …’ un hastaneye kaldırıldığını, 24/06/2019 tarihinde vefat ettiğini, soruşturma dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre araç sürücüsü …’ nın asli kusurlu olduğunu, bu nedenlerle davalıların , davacılara destekten yoksun kalma maddi ve manevi tazminat ödemelerine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; anılan davanın zamanaşımı süresi geçtiğinden zamanaşımı itirazları doğrultusunda reddi gerektiğini, taraflar arasında devam eden Kayseri 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/620 Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, kazanın oluşunda kusuru olmayan müvekkiline kusur izafe edilmesinin söz konusu olmadığını, kazaya müteveffanın ağır kusurunun sebebiyet verdiğini, bu konuda temizlik işçilerinin görgü tutanakları bulunduğunu, müteveffanın işbu kazada ölüme sebebiyet verecek şekilde yaralanmasının söz konusu olmadığını, davacının desteğinin gelirinin somut belgelerle ispatlanması gerektiğini, maddi tazminat tutarının hesaplanmasında asıl dikkat edilmesi ve esas alınması gereken hususun, zarar gördüğünü iddia edenin fiilen çalışıp çalışmadığının tespiti ve bunun somut belgelerle ispatı olduğunu, tazminat miktarının belirlenirken indirim yapılması gereken sebeplerin göz önünde bulundurulması gerektiğini, bu nedenle aleyhe açılan davanın reddini talep etmiştir. Davalı Belediye vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu işin ticari bir iş olmadığı gibi davalı Belediye Başkanlığının da tüccar olmadığını, davaya konu olayın meydana gelmesinde müvekkil idarenin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, araç sürücüsünün Belediye ile ihale yoluyla anlaşmış olan temizlik şirketinde işçi olarak çalıştığını, bu nedenle taraflarına husumet yöneltilmemesi gerektiğini, mahkeme aksi kanaatte ise, dava konusu olayla davacı tarafın murisinin vefatı arasında bir bağlantı olmadığını, murisin kaza nedeniyle değil bakımsızlıktan vefat ettiğini, talep edilen manevi tazminatın çok yüksek olduğunu, manevi tazminatın zenginleşme aracı olarak kullanılmaması gerektiğini, bütün bu sebeplerle davacı tarafın talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde belirttiği sebeplerle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; davacıların manevi tazminat talebinde, davacıların duyduğu acının karşılığının para olarak verilmesi olanaksızdır.Bu nedenle manevi tazminatın amacı davacıların duyduğu acıyı dindirmek ve içine düştüğü ruhsal sıkıntıyı gidermek, davacıların zedelenmiş olan yaşama sevincini tazelemek, bunu yaparken felaketi özlenir kılmamak, davalıyı ekonomik bir yıkıma sürüklemeksizin daha dikkatli ve özenli olmaya sevketmek olmalıdır.Manevi tazminatın miktarının tayininde tarafların sosyal ve ekonomik koşulları değerlendirilmeli, davalıların da acz içine düşmesi engellenmelidir.Manevi tazminat yönünden mahkememizce yapılan araştırma sonucu tespit edilen tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geldiği 2019 yılında paranın alım gücü, davalı sürücünün kazaya tam kusurlu olarak sebebiyet vermiş olması, mütevaffanın kaza tarihinden yaklaşık iki ay sonra vefat etmiş olması nedeniyle davacıların bu süreç içerisinde duydukları üzüntü ve iyileşecek umuduyla bekleyişleri neticecesinde müteveffanın ölümüyle ruhsal dengelerinin bozulmuş olması, yine davacılardan …’un hayat arkadaşını, davacılar …ve … ve …’nın ise annelerini kaybetmiş olmaları gibi kıstaslar birlikte değerlendirilerek davacı …’un maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine, davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile, davacı … için 40.000,00 TL, davacılar …,… ve … için 25.000,00’er TL olmak üzere toplamda 115.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 27/04/2019 itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … Belediye Başkanlığı ile …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … Belediye Başkanlığı vekili istinaf dilekçesinde özetle;davaya konu işin ticari bir iş olmadığı gibi davalı Belediye Başkanlığınında tüccar olmadığını, idarenin eylemlerine karşı açılacak tazminat davalarına bakmakla görevli mahkemenin İdare Mahkemesi olduğunu, öncelikle davanın görev ve süre yönünden incelenmesini, dava konusu kazaya karışan aracın sevk ve idaresindeki … isimli kişinin, müvekkili idare bünyesinde çalışmadığını, bu hususun SGK kayıtları ile sabit olduğunu, esasa yönelik ise olayın meydana geliş şekli ve davacı tarafın çektiği elem ve ıstırap dikkate alındığında taraflar arasında zenginleşme ve fakirleşme meydana getirmeyecek şekilde karar verilmesi gerektiğini, hükmedilen manevi tazminat miktarının afaki olduğunu, dava konusu kaza ile davacı tarafın murisinin vefatı arasında herhangi bir illiyet olmamasına rağmen aleyhe tazminata karar verildiğini, davacı tarafın murisinin kaza sebebiyle değil bakımsızlıktan vefat ettiğini, dava konusu kazaya karışan aracın müvekkili idare mülkiyetinde bulunduğunu ancak araç üzerinde kaza tarihi itibariyle müvekkili idarenin herhangi bir zilyetlik durumunun söz konusu olmadığını, motorlu araç sahibinin araç üzerinde bakım ve gözetim imkanına sahip değilse araca fiilen hakim değilse ve iş bu aracın sevk ve idaresinde etkili değilse aracın verdiği zararlardan sırf araç sahibi olması nedeniyle sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, mahkemece itirazların reddedilerek aracın işleteni olduklarının kabulü ile aleyhe tazminat kararı verildiğini, davanın 06/11/2019 tarihinde açılmış olmasına rağmen tazminat hükmü tesis edilirken mahkemece kaza tarihi itibariyle faize hükmedildiğini, bu durumun hukuka aykırı olduğunu, mahkemece maddi tazminata yönelik feragat nedeniyle ret kararı verildiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde maddi tazminat taleplerini yalnızca davalı sigorta şirketi aleyhine yöneltilmediğini, müvekkili idare ve diğer davalı aleyhine yöneltildiğini, fakat mahkemece hüküm tesis edilirken feragat nedeniyle lehlerine vekalet ücretine hükmedilmediğini, mahkemece harç hesabında ve yargılama giderlerinde maddi tazminata yönelik giderlerden de müvekkili idare ve diğer davalının da sorumlu tutulduğunu, sorumluluğu alarak ödemede bulunan ilgili sigorta firması davalı aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmediğini, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararında davacının maddi tazminat taleplerinin feragat nedeniyle reddine karar verildiğini ancak hukuka aykırı olarak lehlerine vekalet ücretine hükmedilmediğini, maddi tazminat taleplerinden feragat edildiğini, davacının bu feragat beyanı doğrultusunda davanın konusunun davacının manevi tazminat istemine ilişkin olduğunu, haksız fiilden doğan manevi tazminat davalarında görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, manevi tazminat miktarlarını kabul etmediklerini, müvekkilinin, müteveffanın ölümünden hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını, hükmedilen tazminat oranlarının fahiş oranda olduğunu, davaya konu kazanın oluşumunda taksiri dahi bulunmayan müvekkiline kusur izafe edilmesinin söz konusu olmadığını, kazaya müteveffanın ağır kusurunun sebebiyet verdiğini, müteveffanın kamyonu görmesine rağmen nasıl olsa geçerim diyerek hiçbir önlem almadan karşıdan karşıya geçmek istediğini, kazanın meydana geldiği yolun dar ve tali olarak tanımlandığını, müteveffanın kamyonun geçmesini beklemesi gerekirken müteveffanın kendisini yola attığını, kadının kaza sonrası iyi hali ve adli vaka raporundaki bulgular ile birlikte değerlendirildiğinde iş bu kazanın kadının ölümüne sebebiyet vermesinin mümkün olmadığını, müteveffanın iş bu kazada ölüme sebebiyet verecek şekilde yaralanmasının söz konusu olmadığını, müteveffanın ölüm sebebinin enfeksiyon kaynaklı olduğunu, tazminat miktarı belirlenirken indirim yapılması gereken sebeplerinde göz önünde tutulması gerektiğini, manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, manevi tazminatın zenginleşme aracı olmaması gerektiğini, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dairemizce, HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınmak suretiyle yapılan incelemede;
Dava; trafik kazası nedeniyle davacılardan …’in eşi diğer davacıların annesi olan …’un ölümü nedeniyle davacı eş … için maddi destekten yoksun kalma tazminatı ve tüm davacılar için manevi tazminat talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada toplanan deliller, ceza yargılamasına ilişkin olarak Kayseri 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/620 Esas sayılı dosyasında Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan bilirkişi raporu , yine hazırlık soruşturması esnasında Kayseri C. Başsavcılığı tarafından trafik bilirkişiden alınan raporun birbiriyle uyumlu olduğu, kazada çöp kamyonu sürücüsü davalı …’nın %100 oranında kusurlu bulunduğu, yaya …’un kusurunun bulunmadığı sonucuna varılmış olup, ilk derece mahkemesince de bu kusur oranları dikkate alınarak hüküm kurulmasında herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. Yine ilk derece mahkemesince Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulundan alınan 25/12/2019 tarihli rapora göre davacıların murisi …’un 27/04/2019 tarihinde maruz kaldığı trafik kazasına bağlı yaralanmasıyla ölümü arasında illiyet bağının bulunduğu sonucuna varılmakla davalıların bu hususa ilişkin istinaf talepleri yerinde görülmemiştir. Kazaya karışan çöp kamyonunun davalı … Belediye Başkanlığı adına trafikte kayıtlı olduğu anlaşılmakla 2918 sayılı KTK gereği davalı … BB.’nın işleten sıfatı nedeniyle diğer davalılarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu anlaşılmakla bu hususa ilişkin istinaf talepleri yerinde değildir. Davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan her bir davacı için kabul edilen manevi tazminat miktarları yönünden davacılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinde de bir isabetsizlik yoktur. Ayrıca davacı …’un dava derdest iken davalı sigorta şirketi tarafından maddi tazminat talebine ilişkin olarak vekili aracılığı ile kendisine ödeme yapılmış olduğu, taraflar arasındaki iddianame ve sulh anlaşması gereği davacı … vekilinin maddi tazminat talebinden feragat etmesi nedeniyle maddi tazminata ilişkin davasının feragat nedeniyle reddine karar verildiği, davacı vekilinin maddi tazminat talepleri yönünden feragat ettiklerini bildirdiği dilekçesinin hakkın özünden feragat olmayıp, ödeme nedeniyle yapılmış bir feragat beyanı olduğu, gerçekte tarafların aralarında sulh yaptıkları, bu sulh sözleşmesine göre davacılara ödeme yapılmış olduğu ve sulh sözleşmesine göre mahkemeden karar verilmesinin taraflarca talep edilmemiş olduğu, davacı tarafça hakkın özünden feragat edilmemiş olduğu anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince reddedilen maddi tazminat yönünden davalılara vekalet ücreti takdir edilmemiş olması isabetli olup, davalıların bu hususa ilişkin istinaf taleplerinin yerinde olmadığı görülmüştür. Davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının da tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal duruma uygun olduğu görülmekle bu hususa ilişkin istinaf talepleri de yerinde değildir.
Bu nedenlerle ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucu verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu görülmekle dairemizce istinaf kanun yoluna başvuran davalılar … Belediye Başkanlığı vekili ile davalı … vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde görülmeyerek 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince başvurunun esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
1-Davalılar … Belediye Başkanlığı ve …’nın istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle alınması gereken 7.855,65 TL nispi istinaf karar harcından istinaf başvurusu sırasında peşin olarak alınan toplam 3.928,00 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 3.927,65 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf yargılaması bakımından davalı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana İADESİNE,
6- Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin HMK md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 28/01/2022