Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/618 E. 2021/1406 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T. C.
K A Y S E R İ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/618
KARAR NO: 2021/1406
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/12/2020
NUMARASI: 2018/766 Esas, 2020/728 Karar
DAVANIN KONUSU:Ölüm Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ: 31/10/2018
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 04/11/2021
YAZILDIĞI TARİH: 04/11/2021
Yukarıda ayrıntılı bilgileri yazılı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/766 Esas, 2020/728 Karar sayılı kararına karşı davacılar, davalı … ve davalı … vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize tevzi edilmiş olmakla dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacılar vekili, dava dilekçesinde özetle; Davalı …’ın 30/03/2015 tarihinde sevk ve idaresindeki … plakalı otobüs ile müvekkillerinin yakını …’a çarparak yaraladığını, kazalı …’ın bu kaza nedeniyle tedavi gördüğü hastanede 09/04/2015 tarihinde vefat ettiğini, bu olay sonrasında davalı …’ın Kayseri 13. Asliye Ceza Mahkemesinde yargılandığını ve taksirle ölüme neden olmaktan mahkumiyetine karar verildiğini, müvekkillerinden …’ın müteveffa …’ın eşi …, …, …, …, …, … ve …’un müteveffanın çocukları diğer müvekkillerinin ise torunları olduğunu, davalı …’in 30/03/2015 tarihli kazaya karışan … plakalı otobüsün ruhsat sahibi ve işleteni, ayrıca davalı sürücü …’ın da iş vereni olduğunu, diğer davalı … Sigorta A.Ş.’nin ise kaza anında kolluk tarafından düzenlenen olay yeri tutanağından anlaşıldığı üzere … plakalı otobüsün kaza tarihindeki ZMMS sigortacısı olduğunu ileri sürerek; davacı eş … için fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak üzere şimdilik 10,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden yasal faiziyle tüm davalılardan müştereken tahsili ile davacıya verilmesine, davacı çocukların yaptıkları cenaze ve defin giderleri için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10,00-TL tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle tüm davalılardan müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, davacıların manevi zararlarına karşılık olarak davacı eş … için 20.000,00-TL, davacı çocuklar için ayrı ayrı 6.000,00’er TL davacı torunlar için ise ayrı ayrı 1.000,00’er TL olmak üzere toplam 80.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı … ve …’ten müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu talepten ilk olarak dava dilekçesinin tebliği ile haberdar olmuş bulunduklarını, davadan önce müvekkili şirkete herhangi bir müracaat ve başvuru bulunmadığını, müvekkili şirketin temerrütünün söz konusu olmadığını, davayı ve müvekkili şirketin sorumluluğunu kabul etmemekle birlikte … plaka sayıl aracın müvekkili şirket nezdinde … poliçe numaralı 01/04/2014-2015 vade tarihleri olmak üzere ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin ancak sigortalısının kazadaki kusur oranında ve maddi zararın varlığı ispat edildiği takdirde teminat dışı olmayan maddi zararlardan sorumluluğunun bulunduğunu, kusur tespiti yapılması gerektiğini, davacı yanın maddi vakıayı, kusur ve maddi zararı ispat etmesi gerektiğini, SGK davacılara rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı maaş bağlanıp bağlanmadığı hususlarının sorulmasını talep ettiklerini, temerrüt tarihinin dava tarihi olduğunu savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili, cevap dilekçesinde özetle; Ceza dava dosyasının temyiz edilmeksizin kesinleştiğini ve müvekkiline mezkur dosyada tali kusur izafe edildiğini ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğini, ceza dava dosyasında alının bilirkişi raporlarında müvekkilinin sürdüğü otobüsün hızının 20,57 km/h olarak hesaplandığını, CD’den görüleceği üzere maktülün eşi ve kızının karşıya geçtiğini, kendisinin ise cep telefonu ile konuşurken daldığını ve otobüse kendisinin çarptığını ve telefonunun kırıldığını, karısı ve kızının yaşlı adamın elinden tutmadıklarını, yardım etmediklerini, kendi başlarının çaresine baktıklarını, otobüsün müteveffaya çarpmadığını, müteveffanın tamamen kusurlu müvekkilinin kusursuz olduğunu savunarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili, cevap dilekçesinde özetle; Zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, davacı tarafından sigortaya başvuru yapıldığına ilişkin belgenin dava dilekçesi ile birlikte dosyaya sunulmadığını, davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası açılmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin ceza dava dosyasında herhangi bir sıfatla bulunmadığını, ceza dosyasındaki bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, tam kusurun müteveffada olduğunu, kaza ile ölüm arasındaki illiyet bağının tespiti için müteveffanın kaza tarihinden önceki yaşamına ait tüm devlet ve özel hastane muayene, rapor medula vb.kayıtların dosya arasına celbini talep ettiklerini, müteveffanın kaza nedeniyle ölüp ölmediğinin araştırılması gerektiğini, davacıların destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun bulunduğunu, cenaze giderleri talebinin hukuka aykırı olduğunu, müteveffanın ekonomik durumunun davacılara destek sağlayacak durumda olmadığını, talep edilen faizlerin hukuka uygun olmadığını savunarak davanın reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; Davacı …’ın(T.C. No:…) maddi tazminat davasının kabulü ile, 13.750,42 TL destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş.’nin ZMMS poliçesi teminat limiti ile sınırlı ve dava tarihi olan 31/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olması, davalılar … ve …’nın ise trafik kaza tarihi olan 30/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olmaları koşulu ile davalılar … Sigorta A.Ş., … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, davacılar …, …, …, …, …, … ve …’ın maddi tazminat davalarının kabulü ile, … için 4,25 TL, … için 4,25 TL, … için 4,00 TL, … için 4,00 TL, … için 4,00 TL, … için 4,00 TL, … için 4,00 TL miktarlarındaki cenaze ve defin giderlerine ilişkin maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş.’nin ZMMS poliçesi teminat limiti ile sınırlı olmak üzere, davacılar … için 2,50 TL, … için 2,50 TL, … için 1,00 TL, … için 1,00 TL, … için 1,00 TL, … için 1,00 TL, … için 1,00 TL miktarları yönünden dava tarihi olan 31/10/2018 tarihinden, ıslah dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak bakiye davacılar … için 1,75 TL, … için 1,75 TL, … için 3,00 TL, … için 3,00 TL, … için 3,00 TL, … için 3,00 TL, … için 3,00 TL miktarları yönünden ise ıslah tarihi olan 06/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olmaları koşulu ile davalılar … Sigorta A.Ş., … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak ismi geçen iş bu davacılara ayrı ayrı verilmesine, davacıların davalılar … ve … hakkındaki manevi tazminat davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile, davacı … (T.C. No:…) için 10.000,00 TL, davacı … için 3.000,00 TL, davacı … için 3.000,00 TL, davacı … için 3.000,00 TL, davacı … için 3.000,00 TL, davacı … için 3.000,00 TL, davacı … için 3.000,00 TL, davacı … için 3.000,00 TL, davacı …için 500,00 TL, davacı… için 500,00 TL, davacı … için 500,00 TL, davacı … için 500,00 TL, davacı… için 500,00 TL, davacı…için 500,00 TL, davacı … için 500,00 TL, davacı … için 500,00 TL, davacı … için 500,00 TL, davacı … için (T.C. No:…) 500,00 TL, davacı … için 500,00-TL, davacı …için 500,00-TL, davacı … için 500,00 TL, Davacı … için 500,00-TL, davacı … için 500,00-TL, davacı … için 500,00-TL, davacı … için 500,00-TL ve Davacı … için 500,00-TL miktarlarındaki manevi tazminatın trafik kaza tarihi olan 30/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak ismi geçen iş bu davacılara ayrı ayrı verilmesine, davacıların davalılar … ve … hakkındaki fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, davacıların ihtiyati haciz talebi ile birlikte ilgili tedbir talep harcını yatırmadıkları anlaşılmakla ihtiyati haciz talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Taraflarca İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: A-) Davacı vekili, süresi içinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Hüküm altına alınan manevi tazminatların az olduğunu, hakimin manevi zarar adı ile ölenin yakınlarına verilmesine karar vereceği para tutarının adalete uygun olması gerektiğini, manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerektiğini, mahkemenin tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu ve özellikle olayın ağırlığını gözetmeden manevi tazminatların kısmen reddine karar vermesinin hatalı olduğunu, red vekalet ücretinin hatalı belirlendiğini, reddine karar verilen manevi tazminatlar bakımından davalılar yararına hiç vekalet ücretine karar verilmemesi gerektiğini, verilmesi durumunda ise toplam red olunan miktar üzerinden tek bir vekalet ücretinin hüküm altına alınması gerektiğini, davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı mevcut olduğu halde birlikte tek bir dava açıldığını ve sadece bir tane başvurma harcının yatırıldığını, davalılar vekilinin de tek bir dosya üzerinden yargılama yapılmasına göre sadece tek bir dosya için mesai harcadığını, manevi tazminat davası yönünden, her bir davacı aleyhine olarak ayrı ayrı avukatlık ücreti takdirinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yargılama giderleri ile harç iadelerinin hatalı kararlaştırıldığını beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
B-) Davalı … vekili, istinaf başvuru dilekçelerinde özetle; Müvekkillerinin üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirmiş olup kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurlarının bulunmadığını, davacıların murisinin kazanın meydana gelmesinde tamamen kusurlu olmasına rağmen bilirkişi raporunda % 85 kusur izafe edilmesi ve bu doğrultuda karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda hızla alakalı kesin ve net bir bilgi olmayıp varsayımlara dayalı kusur oranı izafe edilmesi ve bu doğrultuda karar verilmesinin hukuk aykırılık teşkil ettiğini, kazanın davacılar murisinin ağır kusurundan meydana gelmiş olmakla müvekkili …’in ve sahibi olduğu aracın kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığının açıkça ortada olduğunu, davacılar lehine mahkeme tarafından fahiş olarak manevi tazminata hükmedilmiş ise de hayatın olağan akışına aykırı bu bedelleri kabul etmeye olanağın olmadığını, bir kısım davacılar lehine 4,25-TL ve 4,00-TL tutarında maddi tazminat hükmedilmiş ise de bu davacılar lehine 3.000,00-TL manevi tazminat hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı torunlar lehine herhangi bir maddi tazminat hükmedilmemişken lehlerine 500,00-TL manevi tazminat hükmedilmesinin hayatın olağan akışına ve yasalara aykırı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde kusurlu tarafın müteveffa olduğunu, davacıların zenginleşme amacı taşıyan ve fahiş manevi tazminat talebinin reddinin gerektiğini, bu dosya kapsamında müvekkilinin yargılamaya konu davada kusurunun bulunmadığını, mahkeme kararında davacının % 85 kusurlu olduğuna kanaat getirilmiş olsa dahi davacılara hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olup reddinin gerektiğini, mahkeme kararında manevi tazminatın reddi yönünden hükmedilen vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılar … ve …’a verilmesine şeklinde verilen hükmün hukuka aykırı olarak belirlendiğini, reddedilen miktar yönünden her davalı vekiline ayrı ayrı vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek, tehir-i icra taleplerinin kabulüne, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C-) Davalı … vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkilinin üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirmiş olup kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacıların murisinin kazanın meydana gelmesinde tamamen kusurlu olmasına rağmen bilirkişi raporunda % 85 kusur izafe edilmesi ve bu doğrultuda karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda hızla alakalı kesin ve net bir bilgi olmayıp varsayımlara dayalı kusur oranı izafe edilmesi ve bu doğrultuda karar verilmesinin hukuk aykırılık teşkil ettiğini, kazanın davacılar murisinin ağır kusurundan meydana gelmiş olmakla müvekkili …’ın ve sürücüsü olduğu aracın kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığının açıkça ortada olduğunu, davacılar lehine mahkeme tarafından fahiş olarak manevi tazminata hükmedilmiş ise de hayatın olağan akışına aykırı bu bedelleri kabul etmeye olanağın olmadığını, bir kısım davacılar lehine 4,25-TL ve 4,00-TL tutarında maddi tazminat hükmedilmiş ise de bu davacılar lehine 3.000,00-TL manevi tazminat hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı torunlar lehine herhangi bir maddi tazminat hükmedilmemişken lehlerine 500,00-TL manevi tazminat hükmedilmesinin hayatın olağan akışına ve yasalara aykırı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde kusurlu tarafın müteveffa olduğunu, davacıların zenginleşme amacı taşıyan ve fahiş manevi tazminat talebinin reddinin gerektiğini, bu dosya kapsamında müvekkilinin yargılamaya konu davada kusurunun bulunmadığını, mahkeme kararında davacının % 85 kusurlu olduğuna kanaat getirilmiş olsa dahi davacılara hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olup reddinin gerektiğini, mahkeme kararında manevi tazminatın reddi yönünden hükmedilen vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılar … ve …’a verilmesine şeklinde verilen hükmün hukuka aykırı olarak belirlendiğini, reddedilen miktar yönünden her davalı vekiline ayrı ayrı vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin değerlendirilerek incelemeye alınabilmesi için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur. Bu maddede sayılan koşullardan birinin mevcut olmaması halinde istinaf başvurusunun usulden reddedilmesi gerekir. Bu şartlar kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmaktadır. İstinaf talebine konu eldeki dosya kapsamı incelendiğinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, davacılar ile davalılar … ve … tarafından yapılan istinaf başvurularının ön inceleme bakımından kabul edilebilir olduğu ve inceleme aşamasına geçilmesi gerektiği tespit edilmiştir.6100 sayılı HMK’nın 355. maddesinde, Bölge Adliye Mahkemesinin, incelemesini kamu düzenine ilişkin hususlar hariç olmak üzere istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplere bağlı olarak yapması gerektiği hususu düzenlenmiştir. (Aynı yönde Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2018/9860 Esas ve 2018/14781 Karar sayılı ilamında da Bölge Adliye Mahkemelerinin istinaf sebepleri ile bağlı olduğu vurgulanmıştır.)Yukarıda açıklaması yapılan 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince davacılar ile davalılar … ve …’ın istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde;İstinaf incelemesine konu dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı, cenaze masraflarının giderimi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada davacıların maddi tazminat taleplerinin kabulü ile, davacı …(T.C. No:…) için 13.750,42 TL destekten yoksun kalma tazminatına, davacılar … ve … için 4,25’er TL, davacılar …, …, …, …, … için 4,00’er TL cenaze ve defin gideri tazminatına, davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile davacı …(T.C. No:…) için 10.000,00 TL, davacılar …, …, …, …, …, …, … için 3.000,00’er TL, diğer davacılar için ise 500,00’er TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Bu karara karşı davacılar ile davalılar … ve … tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Bilindiği üzere, trafik kazasında sürücünün kusurlu olması halinde zarar gören maddi ve manevi zararını 6098 sayılı TBK’nun 49. ve 53. maddeleri uyarınca sürücüden (somut olayımızda davalı …) isteyebilir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi uyarınca bir motorlu aracın işletilmesinin bir kişinin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zararına sebep olması halinde motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüs sahibi bu zarardan müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulmuştur. Aynı Kanun md. 3 uyarınca aracın maliki işleten sayıldığından araç malikinden (somut olayımızda davalı …) de maddi ve manevi zararın tazmini talep edilebilir. Öte yandan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında, sigortacı poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği, düzenlenmiştir. Dolayısıyla davacıların, maddi zararını … plaka sayılı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olan davalı … (önceki ünvanı …) Sigorta A.Ş.’den isteme hakkı da vardır.Kural olarak 6098 sayılı TBK’nın 74. maddesi gereğince ceza mahkemesince verilen kararlar hukuk hakimi bakımından bağlayıcı değildir. Ancak, hukuk hakiminin bu bağımsızlığı sınırsız değildir, ceza mahkemesince fiilin hukuka aykırılığına yönelik kesinleşen maddi olgular hukuk hakimi bakımından da bağlayıcı olup, taraflar yönünden de kesin delil niteliği taşımaktadır (Hukuk Genel Kurulunun 17/09/2008 Tarih, 2008/4/564 Esas, 2008/536 Karar). Dava konusu trafik kazası bakımından … hakkında taksirle öldürme suçundan ceza davasının görüldüğü Kayseri 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/355 Esas, 2017/696 Karar sayılı dosyasında …’ın tali kusurlu görülerek verilen 1 yıl 8 ay hapis cezasına mahkumiyet ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2014/17625 Esas, 2015/14873 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder nitelikte bir hüküm olmadığından hukuk yargıcı yönünden bağlayıcı değilse de, bu durum ceza mahkemesi dosyasının delil olma niteliğini değiştirmemektedir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler esas alındığında; 30/03/2015 tarihinde davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı otobüs ile Talas bulvarı istikametinden Profösör Turhan Fevzioğlu caddesini takiben Erciyes Üniversitesi acil istikametine seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde seyir istikametine göre yolun sağından kaplamaya girerek yolun soluna geçiş yapmakta olan müteveffa yaya …’a çarpması neticesinde dava konusu ölümlü trafik kazası meydana gelmiştir. Dava konusu trafik kazasında müteveffa …’ın KTK’nun 68/1-b. maddesini ihlal ettiği ve karşıdan karşıya geçerken kanunda sayılan geçiş noktalarını kullanmadığı ve davalı …’a geçiş yaptığı noktada ilk geçiş hakkını bırakmayarak aniden yola çıktığı bu nedenlerle de dikkatsizliği ve tedbirsizliği de gözetilerek davaya konu trafik kazasının oluşumunda %85 oranında kusurlu olduğu, davalı …’ın ise KTK’nun 52/1-a. maddesini ihlal ettiği ve kavşağa yaklaşırken hızını azaltmayarak gereken dikkate ve özen yükümlülüğüne aykırı şekilde hareket ettiği ve kazanın oluşumunda %15 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafça istinaf dilekçesinde, ilk derece mahkemesinin hükme esas kabul ettiği kusur raporu ve oranına itiraz edilmesine rağmen ceza yargılamasında alınan kusur raporuyla ve hukuk mahkemesi dosya kapsamıyla tam uyumlu şekilde hazırlanmış İTÜ otomotiv kürsüsü öğretim üyelerinden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinin 04/11/2019 tarihli kusur raporunun yeterli ve denetime elverişli olduğu anlaşıldığından davalıların kusur raporu ve oranına ilişkin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı ve reddedilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.Hesap bilirkişisi tarafından hazırlanan 21/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda, kaza tarihi nazara alınıp PMF 1931 yaşam tablosu ve prograsif rant yöntemi kullanılarak ayrıca desteğin asgari ücret seviyesinde bir geliri olduğu kabul edilerek davacı …(T.C. No:…) için 13.750,42 TL destekten yoksun kalma tazminatı belirlenmiştir. Bu haliyle; tekniğine uygun, yeterli ve denetime elverişli şekilde hazırlanan hesap bilirkişisi raporuyla belirlenen maddi tazminattan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmaları doğrudur. Dolayısıyla davalıların hesap bilirkişisi raporunun yetersiz ve hatalı olduğu yönündeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.6098 sayılı TBK md. 53’de ölüm nedeniyle cenaze giderlerinin istenebileceği düzenlendiğine göre Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın … tarihli yazısındaki cenaze masraflarıyla ilgili bilgi ve açıklamalar esas alınarak hesap bilirkişisince belirlenen cenaze giderlerinden sorumlu olmadıkları yönündeki davalıların istinaf itirazının yerinde olmadığı açıktır.6098 sayılı TBK’nun 56 maddesi gereğince; hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İBK gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Davaya konu somut olayın gerçekleşme şekli, yeri, zamanı, davalı sürücünün kusur durumu, davacılar ile ölenin eş/çocuk/torun olarak yakınlıklarının bulunması, davacıların duymuş olduğu elem, üzüntü ve yıpranmanın giderilmesi ayrıca gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiğinden, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü, manevi tazminat miktarının bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmaması ilkesi göz önünde bulundurulduğunda, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde davacılar yönünden hükmedilen manevi tazminat miktarlarının uygun olduğu sonuç ve kanaatine varılmış dolayısıyla da tarafların bu husustaki istinaf itirazlarının haklı olmadığı değerlendirilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararında yargılama giderleri ve harç bakımından hatalı veya çelişkiye neden olacak bir ifade bulunmadığı tespit edilmiş, davacının bu yöndeki genel ifadelerle yapmış olduğu istinaf itirazı da haklı bulunmamıştır.Davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olduğundan kabul ve reddedilen manevi tazminatlar üzerinden her bir davacı lehine ve aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olup aksi yöndeki taraf istinaf itirazları yerinde değildir. Ayrıca kısmen ret sebebi ortak olduğundan manevi tazminatların reddedilen kısımları bakımından davalılar … ve … için tek vekalet ücretine hükmedilmesi de AAÜT md. 3/2’deki düzenleme nedeniyle doğru olup davalılar … ve …’ın aksi yöndeki istinaf itirazları yerinde değildir.6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesinde belirtilen koşulların varlığı halinde, incelenen ilk derece mahkemesine ait dava dosyasındaki kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması durumunda istinaf incelemesi sırasında istinaf talebinin esastan reddine karar verileceği düzenlenmiştir. Bu durum istinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadan karar verilebilecek haller kapsamında yer almaktadır.Hal böyle olunca yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; istinaf başvurusunda bulunanın sıfatı ve istinaf nedenleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme üzerine; ilk derece mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde esas ve usul bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı ve davacılar ile davalılar … ve … tarafından yapılan istinaf başvuruları yerinde görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin karar verilmesi gerektiği anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
1-) Tarafların istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-) a-) Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesince belirlenen 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının peşin yatan harçtan mahsubu ile bakiye 523,70 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde davacılara iadesine, davacılar tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvuru harcının da Hazineye irad kaydına,
b-) İstinaf başvurusu sırasında davalı … tarafından peşin olarak yatırılan 918,41 TL ve davalı … tarafından peşin olarak yatırılan 918,41 TL istinaf karar ve ilam harçlarının alınacak harçtan mahsubu ile bakiye 1.836,81 TL karar ve ilam harcının davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irad kaydına, bu davalılar tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvuru harçlarının da Hazineye irad kaydına,
3-) Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından AAÜT md. 2/2 uyarınca taraflar lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-) Taraflarca istinaf yargılaması bakımından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının, HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümlerine göre yatırana İADESİNE,
6-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği ve gider avansı iadesi işlemlerinin 6100 sayılı HMK md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b-1 uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca uyuşmazlık miktarı itibariyle Yargıtay’da temyiz yolu kapalı (KESİN) olmak üzere oybirliği ile karar verildi.04/11/2021