Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T. C.
K A Y S E R İ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/594
KARAR NO: 2021/1399
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/12/2020
NUMARASI: 2017/362 Esas ve 2020/746 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
DAVA TARİHİ: 27/10/2017
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 04/11/2021
YAZILDIĞI TARİH: 05/11/2021
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/362 Esas, 2020/746 Karar sayılı kararına davacılar vekili ile davalı … Türk Sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusu nedeniyle Dairemize gönderilmiş olmakla inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’un 09/01/2016 günü saat 16:30 sularında okul çıkışında yaya geçidinden … tramvay durağına doğru geçerken … Bulvarı – … istikametinden gelen … yönetimindeki … plakalı aracın çarpması sonucu ağır şekilde yaralandığını, müvekkilinin bu kazadan sonra 35 gün Erciyes Üniversitesi yoğun bakım ünitesinde, 25 gün…YBÜ’de ve 20 gün … Beyin Cerrahisi servisinde yattığını, ağır beyin ve vücut hasarı alması nedeniyle kaza tarihinin üzerinden 2 yıla yakın zaman geçmiş olmasına rağmen tedavilerinin devam ettiğini, kaza nedeniyle bedensel hasar, duyu kaybı ve maluliyet meydana geldiğini, olayla ilgili yapılan şikayet üzerine Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 2017/356 Esas sayılı davanın açıldığını ve halen derdest olduğunu, duyu organ kaybı yada zaafı olup olmadığı yönünde 2 yıl sonra rapor verileceğini belirtmiş olması nedeniyle ATK’dan rapor beklendiğini, ceza dosyasında yaptıkları keşif talebine rağmen keşif yapılmadan kusur oranı yönünden rapor aldırıldığını, müvekkilinin yayalara yeşil ışık yanmakta iken karşıya geçtiği sırada aşırı hızlı gelen davalının müvekkiline çarptığını, sinyalizasyon arızası olmadığının ulaştırma dairesi tarafından bildirildiğini, müvekkiline çarpan aracın hızlı olduğu ve arkasındaki araçlarla arasında mesafe olduğunun kamera kayıtlarında mevcut olduğunu, keşif yapılmadan düzenlenen ATK kusur raporunun hatalı olduğunu, müvekkiline çarpan aracın … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalı olması nedeniyle 23/03/2017 tarihinde tedavi giderleri ve tazminatın ödenmesini talep ettiklerini ancak olumlu veya olumsuz bir cevap alamadıklarını, müvekkilinin bu kazadan sonra uzun süreli fizik tedavi almak zorunda kaldığını ve bu durumun sosyal hayatını ve eğitim hayatını olumsuz etkilediğini, babası …’un bu tedavi süresi boyunca hep oğlunun yanında olduğunu ve oğlunun bu durumundan dolayı üzüntü yaşadığını, bu süreç içinde davalıların hiç ilgi ve alaka göstermediklerini, maddi ve manevi zararın telafisi yönünde hiç bir girişimde bulunmadıklarını, eğitim hayatının yarıda kalması, yaşı ve kalıcı hasarlar da dikkate alınmak suretiyle yaşanan üzüntü ve sıkıntıların bir nebze telafisi amacıyla açtıkları davanın kabulü ile … plakalı aracın devrinin önlenmesi için aracın trafik kaydı üzerine tedbir konulmasını, … ve … adına olan gayrimenkullerin üzerine tedbir konulmasını, müvekkili … için 150.000,00-TL manevi tazminata, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00-TL iş göremezlik ve maluliyet tazminatı, 1.000,00-TL tedavi gideri, 1.000,00-TL bakıcı gideri için maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen (davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti dahilinde) tahsiline, davacı … için 30.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 21/12/2015-2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … nolu Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile sigortalandığını, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası meblağ sigortası olmayıp zarar sigortası olduğundan, davacı tarafın uğradığını iddia ettiği zararları aynı zamanda ispat etmesi gerektiğini, ayrıca davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkil şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, davaya konu meydana geldiği iddia edilen kazada kusur durumlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesini, davacı yanın kazaya ilişkin maluliyet iddialarının değerlendirilebilmesi için Adli Tıp Kurumuna sevk edilerek maluliyet durumu ve maluliyetin kaza ile illiyeti hakkında rapor alınmasını, dava konusu olay sonrasında bakıcıya muhtaç olup olmadığının araştırılması gerektiğini, ATK’den bu hususta rapor alınması gerektiğini ve ayrıca bakıcı tutup tutmadığının ispatının gerektiğini, ayrıca bu kaza sonrası davacının SGK’dan rücuya tabi bir ödeme alıp almadığının tespitinin gerektiğini, eğer alınmış ise bu tutarın tazminat hesabından mahsup edilmesi gerektiğini, açılmış olan haksız ve mesnetsiz davanın sigortalı araç sürücülerine atfı kabil kusur bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.Davalı … duruşmalarda özetle ; “kazaya karışan araç benim üzerime kayıtlıdır ancak aracın anahtarını çocuklarımdan … isimli şahıs almıştır, ancak kazayı yapan …’tır, ben temizlikte idim, haberim yoktu” ve “ben eşimden ayrıyım, temizlik işine giderek 3 çocuğuma bakıyorum, araba bana ait ancak benim haberim olmaksızın arabanın anahtarını oğlumun arkadaşı kızım …’dan almış, daha sonra bu kaza meydana gelmiş, benim bu kazada herhangi bir dahilim yoktur, kazadan sonra hastaneye de gittim kazada yaralanan şahsı ziyaret etmek istedim ancak taburcu olduğunu söylediler” şeklinde beyanlarda bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince; açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, davacı … yönünden; a-Kalıcı iş göremezlik tazminatı olarak 48.422,74-TL’nin sigorta şirketi bakımından dava tarihinden itibaren faiz yürütülmek ve limitle sınırlı olmak şartı ile diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, b-Geçici iş göremezlik tazminatı olarak 5.445,50-TL’nin sigorta şirketi bakımından dava tarihinden itibaren faiz yürütülmek ve limitle sınırlı olmak şartı ile diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, c-Bakıcı gideri olarak 6.016,79-TL’nin sigorta şirketi bakımından dava tarihinden itibaren faiz yürütülmek ve limitle sınırlı olmak şartı ile diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, d-Tedavi gideri olarak 12.692,00-TL’nin sigorta şirketi bakımından dava tarihinden itibaren faiz yürütülmek ve limitle sınırlı olmak şartı ile diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, e-Manevi tazminat olarak 20.000,00-TL’nin davalılar … ve …’tan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, f-Sigorta şirketi aleyhine açılan manevi tazminat talebinin reddine, davacı … yönünden; a-Manevi tazminat olarak 5.000,00-TL’nin davalılar … ve …’tan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, b-Sigorta şirketi aleyhine açılan manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyada yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan karar verildiğini, olayın oluş şeklinin araştırılmadığı gibi butonlu kırmızı ışıkta arıza olup olmadığı yönünde tespit yapılmadığını, dosyada farklı maluliyet raporlar olmasına rağmen çelişki giderilmeden karar verildiğini, dava kapsamında alınan kusur raporunun yerinde olmadığı gibi itirazlarının dikkate alınmadığını, ceza dosyasında bütün taleplerine rağmen keşif yapılmadan kusur oranı yönünden rapor alındığını, maluliyet oranının hatalı olduğunu, kabul etmediklerini, beş senedir hastanelerde tedavi gören bir çok problemle boğuşan müvekkilinin maluliyet oranının çıplak gözle görülecek şekilde olduğunu, maluliyet oranının yanlış hesaplandığını, itirazlarının dikkate alınmadığını, müvekkilinin tedavisinin devam ettiğine dair ve maluliyetine ilişkin Ankara Şehir hastanesinden … tarihli Engellilik Sağlık Kurulu raporu alındığını ve bu raporda müvekkilinin maluliyet oranın %42 olduğunu, tedavi sürecinin devam ettiği, maluliyet durumunun değişiklik gösterebileceği ve bu doğrultuda tarih itibariyle son raporlara itibar edilmesinin, hesaplamanın bu oran üzerinden yapılmasının ve en azından raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeni bir rapor alınması gerektiğini, hesaplama raporunda bakıcı gideri zararı bakımından hesaplama yapıldığını ve %75 müterafik kusur indirimi yapıldığını, Yargıtayın yerleşik içtihatlarında bakıcı giderinde asgari ücretin brüt tutarları üzerinden yapılması ve hakkaniyet indirimin yapılmaması gerektiğini içtihat ettiğini, ayrıca bakıcı giderinden , kusur indiriminden söz edilemeyeceğinin de yine içtihatlar ile sabit olduğunu, davacılar için belirlenen manevi tazminat oranının düşük olduğunu, davalı sigorta şirketinden manevi tazminat taleplerinin olmamasına rağmen mahkemece sehven talep edilmiş gibi ret kararı verildiğini ve sigorta şirketi lehine vekalet ücretine hükmedildiğini, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı sigorta şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle; 01/06/2015 tarihli ZMM Genel Şartları gereği geçici iş göremezlik tazminatı ve geçici iş göremezlik dönemine ilişkin bakıcı giderleri taleplerinin teminat dışı olduğunu, dava konusu kazanın 09/01/2016 tarihinde meydana geldiğini ve yeni genel şartlar döneminden sonra olduğunu, mahkemece davacı için hesaplanan geçici iş görmezlik ve bakıcı gideri zararlarının SGK’nın sorumluluğunda olduğundan müvekkili şirket için bu tazminatın reddedilmesi gerektiğini, davacılar tarafından geçici iş göremezlik dönemi için bakıcı gideri talep edilmiş ise de maluliyetin niteliği gereği bakıcıya muhtaç olup olmadığının araştırılması gerektiğini, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS genel şartları A.5.b maddesi gereği tedavi süresi içinde bulunan bakıcı giderinin SGK’nın sorumluluğunda olduğunu, geçici iş göremezlik döneminin nitelik itibariyle geçmiş dönem olduğunu, davacı tarafın geçmiş dönemde bakıcı tutup böyle bir masraf yaptı ise bunu ispat etmesi gerektiğini, 6111 sayılı kanunla değişen mevzuat gereği tedavi giderine ilişkin primler SGK’ta aktarıldığından sigorta şirketi nezdinde artık tedavi gideri kalemi şeklinde bir teminat kalmadığını, kaza tarihindeki verilere göre hesap yapılması halinde müvekkili şirkete karşı tazminata temerrüt tarihinden itibaren faiz işletileceğini, ancak güncel veriler kullanılarak hesaplanan işleyecek dönem zararına geçmiş tarihten faiz işletilmesini kabul etmediklerini, bu nedenle ıslah tarihinden, bu talep kabul görmez ise rapor hesap tarihinden faiz işletilmesi gerekirken dava tarihinden itibaren hüküm kurulmasının isabetsiz olduğunu, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dairemizce, HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınmak suretiyle yapılan incelemede;Dava; yaralamalı trafik kazası nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazminine yönelik olarak açılmıştır.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucu Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesinden alınan kusur raporuna göre davalı sürücü …’ın %25 oranında, davacı yaya …’un %75 oranında kusurlu oldukları belirlenmiştir. Kusura ilişkin olarak alınan bu rapor ceza yargılamasındaki kusur raporu ile uyumlu olup , davacıların kusura ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Yine ilk derece mahkemesince ERÜ Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığından davacı …’un maluliyete ilişkin olarak alınan raporda 18 ayda iyileşeceği ( geçici iş göremezlik süresi), bu süre boyunca bakıcı /yardımcı ihtiyacının tıbben uygun olacağı, tüm vücut fonksiyon kaybı oranının ve/veya özür oranının %23 olduğu( daimi iş göremezlik) belirlenmiş, buna göre ilk derece mahkemesince aktüerya bilirkişiden alınan hesap raporu ile de geçici ve sürekli iş görmezlik zararı ile bakıcı gideri zararı ve tedavi giderleri zararı tespit edilmiş, davacının belgelenemeyen ve belgeli toplam tedavi gideri zararının kusur indirimi yapıldıktan sonra 12.692,54 TL olduğu tespit edilmiş buna göre hüküm kurulmuştur.Davacılar vekili her ne kadar davalı sigorta şirketi hakkında manevi tazminat talepleri olmadığını istinaf dilekçesinde ileri sürmüş ise de; dava dilekçesinde açıkça davacılar hakkında talep ettikleri manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı sigorta şirketi yönünden poliçedeki limit dahilinde) tahsilini talep ettikleri anlaşılmakla bu hususa ilişkin istinaf talebi yerinde değildir. İlk derece mahkemesince hükmedilen manevi tazminat miktarı da Dairemizce uygun görülmüştür. ERÜ Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen maluliyet raporunda kaza tarihinde yürürlükte olan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri uygulanarak maluliyet oranı belirlendiğinden davacılar vekilinin bu hususa ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.Geçici iş göremezlik tazminatı sigorta teminatı kapsamındadır. Ayrıca SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri de sigorta poliçesi teminatı kapsamındadır. Davalı sigorta şirketi hakkında dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde de herhangi bir isabetsizlik yoktur. Bu nedenlerle davalı sigorta şirketinin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.Bu nedenlerle ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucu verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu görülmekle dairemizce istinaf kanun yoluna başvuran davacılar vekili ile davalı sigorta şirketi vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde görülmeyerek 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince başvurunun esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
1-) Davacılar vekili ile davalı … Anomim Türk Sigorta Şirketinin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-) a-) Davacı taraftan alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının davacı tarafça peşin yatırılan 1.666,37 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırıldığı anlaşılan 1.607,07 TL harcın talep halinde davacı tarafa iadesine,
b-) İstinaf yoluna başvuran davalı … Sigorta A.Ş’den alınması gereken 4.957,73 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafça peşin yatırılan 1.240,00 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 3.717,73 TL harcın davalı sigorta şirketinden tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-) Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından AAÜT md. 2/2 uyarınca taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-) Taraflarca istinaf yargılaması bakımından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının, HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümlerine göre yatırana iadesine,
6-) Taraflara tebliği işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b-1 uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca uyuşmazlık miktarı itibariyle Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.04/11/2021