Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/299 E. 2021/1216 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T. C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/299
KARAR NO: 2021/1216
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/10/2020
NUMARASI: 2017/1369 Esas 2020/513 Karar
DAVANIN KONUSU: Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
DAVA TARİHİ: 18/12/2017
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 06/10/2021
YAZILDIĞI TARİH: 06/10/2021
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1369 Esas 2020/513 Karar sayılı ilamı davalı sigorta şirketi vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23.10.2017 tarihinde davalı …’in sürücüsü ve maliki olduğu … plaklaı aracın dur levhasına rağmen kavşağa girerek müvekkilinin kullandığı … plakalı motosikletin kaza yapmasına sebep olarak müvekkilinin yaralandığını, başvuru üzerine davalı sigorta şirketinin maluliyet raporu istediğini, bunun kısa sürede tamamlanmasının mümkün olmadığını, bu nedenlerle maddi tazminata ilişkin 4.000,00 TL alacağın davalı sigorta şirketi yönünden başvuru tarihinden diğer davalı … yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya başvurusu üzerine eksik belge bildirimi yapılmış ancak tebliğ almasına rağmen belgeler gönderilmediğini, dava şartının yerine getirilmediğini, müvekkil şirketin sorumluluğu poliçe teminatı ile sınırlı olup bedeni zarar halinde maddi tazminat talepleri şahıs başına sınırlı poliçe teminat limitleri ile sınırlı olduğunu, kusur konusunda keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, kask takmayan davacının mütefarik kusurlu olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;
1-Davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile; 45.111,94-TL sürekli iş göremezlik şeklindeki maddi tazminatın davalı … yönünden kaza tarihi olan 23/10/2017 tarihinden itibaren, davalı … A.Ş. yönünden 30/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Davacının manevi tazminat talebinin kabulü ile; 50.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 23/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİDavalı … vekili tarafından süresi içinde verilen istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafın kavşağa yaklaşırken hızını hiçbir şekilde azaltmaksızın ve kendisinden beklenilen dikkat ve özen yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmediğinden kusurlu olduğunu, 2918 sayılı yasanın 52. maddesinin 1. fıkrasına göre kavşak, geçit yahut benzer bölgelere gelindiğinde sürücülerin hızını azaltmadığı takdirde meydana gelen kazalarda kusurlarının söz konusu olacağının kanun hükmü ile sabit iken mahkemece bu konuda hiçbir değerlendirme yapılmadığını, eksik hazırlanan bilirkişi raporuna göre karar verildiğini, meydana gelen kazada davacı tarafın kavşağa girişte hızını azaltmadığı için müterafiken kusurlu olmasına rağmen mahkemece müterafik kusur değerlendirilmesi yapılmadan karar verildiğini, müvekkili aleyhine fahiş oranda yüksek bir tazminata karar verildiğini bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurduğu görülmüştür.
Davalı … AŞ vekili tarafından süresi içinde verilen istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafın dava şartlarını yerine getirmediğini ve müvekkilinin temerrüte düşürülmediğini, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, davanın kabulüne karar verilmesinin yanlış olduğunu, davacı tarafın müvekkili sigorta şirketine başvuru yaparken sağlık kurulu raporu sunmadığını, sigorta şirketinin eksik olan bu evrağı istemesine rağmen davacı tarafın eksikliği tamamlamadan bu davayı açtığını, mahkemece eksik ve hatalı bir değerlendirme yapıldığını, davacıya usulüne uygun başvuru yapması için kesin süre verilmeden davanın kabul edildiğini, müvekkili şirketi aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedildiğini, sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda kusuru bulunmadığını, davacının kaza sırasında kask, dizlik gibi koruyucu ekipmanları takmadığından hesaplanacak olan tazminattan müterafik kusuru indirim yapılması gerektiğini, itirazları doğrultusunda dosyanın ATK Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesini talep etmelerine rağmen haklı gerekçe olmadan reddedildiğini ve denetime elverişli kusur raporu alınmaksızın ve müterafik kusur indirimi yapılmadan hatalı hüküm kurulduğunu, maluliyet raporunun kaza tarihin itibariyle yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine aykırı şekilde düzenlendiğini, maluliyet raporunun hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, 03/06/2020 tarihli hesap raporunda sürekli iş göremezlik zararı bakımından işlemiş aktif dönem hesabı yapılırken 2020 yılı için 01/01/2020 – 03/06/2020 döneminin esas alınması gerekirken 01/01/2020 – 31/12/2020 dönemin esas alınmasının hatalı olduğunu, itirazlarının dikkate alınmadan fazla hesaplanan sürekli iş göremezlik zararına hükmedilmesinin hatalı olduğunu bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurduğu görülmüştür.
Davacı vekili tarafından verilen 30/09/2021 tarihli feragat dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince 45.111,94 TL sürekli iş göremezlik şeklinde maddi tazminata hükmedildiğini, iş bu maddi tazminat ( sürekli iş göremezlik) hususunda davalı sigorta ile anlaşmaları nedeniyle feragat ettiklerini ancak manevi tazminat talebi ve ferilerine yönelik davanın devam ettiğini, feragat sebebiyle davalı sigorta şirketinden ve diğer davalı …’den yargılama gideri ve maddi tazminat vekalet ücreti talebinin olmadığını, davalı sigorta şirketi ve davalı … vekilinin de maddi tazminattan feragat sebebiyle oluşacak yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan ettiği görülmüştür.Davalı … A.Ş vekili tarafından istinaf aşamasında verilen beyan dilekçesinde özetle; davacı ile anlaşmaya varıldığını, anlaşma uyarınca davadan feragati kabul ettiklerini, vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi bulunmadığını, feragat uyarınca işlem yapılmasını talep ettiği görülmüştür.
Davalı … vekili tarafından istinaf aşamasında verilen beyan dilekçesinde özetle; davacı ile anlaşmaya varıldığını, anlaşma uyarınca davadan feragati kabul ettiklerini, vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi bulunmadığını, feragat uyarınca işlem yapılmasını talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin değerlendirilerek incelemeye alınabilmesi için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur. Bu maddede sayılan koşullardan birinin mevcut olmaması halinde istinaf başvurusunun usulden reddedilmesi gerekir. Bu şartlar kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmaktadır. İstinaf talebine konu eldeki dosya kapsamı incelendiğinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, davalı sigorta şirketi vekili ve davalı …vekilinin istinaf başvurusunun ön inceleme bakımından kabul edilebilir olduğu ve inceleme aşamasına geçilmesi gerektiği görülmüştür.6100 sayılı HMK’nın 355. maddesinde, Bölge Adliye Mahkemesinin, incelemesini kamu düzenine ilişkin hususlar hariç olmak üzere istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplere bağlı olarak yapması gerektiği hususu düzenlenmiştir. (Aynı yönde Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2018/9860 Esas ve 2018/14781 Karar sayılı ilamında da Bölge Adliye Mahkemelerinin istinaf sebepleri ile bağlı olduğu vurgulanmıştır.)
Yukarıda açıklaması yapılan HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince davalılar vekilinin istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde;
Dava, haksız fiilden kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. ve 56. maddeleri gereği cismani zarardan doğan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda 23.10.2017 tarihinde davacının sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile davalı …’in idaresindeki … plakalı aracın çarpıştığı olayda davacının yaralandığı sabit olup, … plakalı aracın işleteninin … olduğu, … şirketinin ise … A.Ş. olduğu tespit edilmiştir.Davacı vekili 30/09/2021 tarihli dilekçesi ile sigorta şirketinin ödeme yapması nedeniyle maddi tazminat davasından feragat ettiklerini, maddi tazminata yönelik her iki davalı yönünden yargılama gideri ve ve vekalet ücreti talebi olmadığını bildirmiştir. Bölge Adliye Ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdarî ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik’in, karar verilmiş dosyalara ilişkin işlemler başlığını taşıyan 215. maddesindeki, “(1) Hükmün kesinleşmesinden önce davadan feragat, davayı kabul veya sulh hâlinde, hâkim dosya üzerinden bu konuda ek karar verir. Taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi sırf bu nedenlerle dosya istinaf veya temyiz incelemesine gönderilmez.” düzenlemesine uygun olacak şekilde 28/07/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanun’un 29. maddesiyle HMK’nın 310. maddesine; “Feragat veya kabul, hükmün verilmesinden sonra yapılmışsa, taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi, dosya kanun yolu incelemesine gönderilmez ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince feragat veya kabul doğrultusunda ek karar verilir.” düzenlemesini içeren 2. fıkrasının eklendiği de belirtilmelidir. HMK 310. maddesi, feragat hakkında karar verecek ayrı bir yargı mercii göstermediğine göre, dava hangi yargılama aşamasında ise, feragat hakkında karar verme görevi de o derece mahkemesine ait olacaktır. Dava dosyası istinaf yargılaması sürecini tamamlamadan önce feragat beyanı ulaştığından, feragat hakkında karar verme görevi de dairemize aittir. İlk derece mahkemesi kararının kaldırılarak feragat hakkında karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi, usul hukukuna hakim olan ilkelerden usul ekonomisi ilkesine aykırı olacak, gereksiz emek ve zaman kaybına sebebiyet verecektir. Ayrıca, böyle bir uygulama, istinaf kanun yolunun niteliğine de uygun düşmeyecektir.Eldeki davada davalı sigorta şirketi, dava açıldıktan sonra ödemede bulunmuş ve bu ödeme nedeniyle davacı vekili 30/09/2021 tarihli dilekçesi ile maddi tazminata yönelik davasından feragat ettiğini beyan etmiştir. Davalı sigorta şirketi ile birlikte davalı malik/sürücü de dava açılmasına sebebiyet vermiştir. Davacı ise dava açmakta haklıdır ve açtığı dava sonucunda haksız çıkmış da değildir. Ayrıca davacının feragat beyanı davanın esasından (özünden) feragat değil, davalı sigorta tarafından davanın açılmasından sonra yapılan ödemeden dolayı maddi tazminat talebinden vazgeçmeye ilişkindir. Davacı vekilinin beyanı doğrultusunda maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği ancak hakkın özünden feragat olmaması nedeniyle davalı vekillerine vekalet ücreti takdirine yer olmadığı (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/17582 Esas, 2019/7745 Karar sayılı emsal ilamı ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2017/3046 Esas, 2019/9892 Karar sayılı emsal ilamı) gözetilerek HMK’nın 353/1-b maddesinin (2) numaralı alt bendi uyarınca feragat nedeniyle maddi tazminat davasının reddine dair mahkeme kararının düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir. Yine davacı vekilinin karar tarihinden sonra maddi tazminata yönelik talebinden feragat etmesi nedeniyle sigorta şirketi vekilinin maddi tazminata yönelik hükme karşı istinaf sebeplerinin değerlendirilmesine gerek olmadığı görülmektedir.Davalı … vekilinin istinaf sebepleri incelenmekle, dosya kapsamında kusur yönünden bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, trafik bilirkişisinin 29/04/2019 tarihli raporunda; kavşakta kendisine hitap eden “Dur” levhasına riayet etmeden kavşağa girerek ana yoldaki araca ilk geçiş hakkını vermeyen … plakalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğu, davacının kask takıp takmadığı hususunda tanık beyanları ve kaza tespit tutanağı gözetilerek kask taktığının düşünüldüğü, bu nedenle davacının müterafik kusuru bulunmadığı yönünde kanaat bildirilmiştir. Ceza dosyası kapsamında tanzim edilen Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin 12/12/2018 tarihli kusur raporu ve kaza tespit tutanağında da davaya konu kazada davalının %100 kusurlu olduğunun bildirildiği, kaza tespit tutanağında davacının kask takmadığı belirtilmiş ise de davacı tanıklarının beyanlarında olay yerinde davacının kaskını gördüklerini beyan etmeleri ve davacının omuz bölgesinden yararlanması nedeniyle kask takip takmamasının zararın kapsamına etkisi bulunmadığı gözetilerek davacının müterafik kusuru bulunmadığı anlaşılarak davalı … vekilinin bu yöndeki istinaf sebepleri haklı görülmemiştir.Somut olayda davacının yaralanmasının niteliği, kazada davacı tarafın kusurunun bulunmayışı, kaza neticesinde davacıda 6 ay geçişi iş göremezlik ile %5 sürekli iş göremezlik oluştuğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumu değerlendirildiğinde davacı lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının ulaşılmak istenilen manevi tatmin (doyum) için yüksek takdir edildiği sonuç ve kanaatine ulaşılmış davalı … vekilinin manevi tazminat miktarının yüksek belirlendiğine yönelik istinaf sebebi haklı bulunmuş olup bu yönüyle kararın düzeltilmesi gerekmektedir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b-2 uyarınca yargılamada bir eksiklik bulunmamakla birlikte kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı veya yargılamada bulunan eksikler duruşma yapılmadan tamamlanacak nitelikte ise Bölge Adliye Mahkemesince düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi mümkündür.İlk derece mahkemesi kararındaki belirtilen hatalar bakımından gerekli düzeltmelerin yapılması amacıyla davalı … vekilinin istinaf başvurusu kısmen kabul edilip 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak Dairemizce duruşma açılmaksızın yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği, davacının maddi tazminata yönelik feragat beyanı nedeniyle davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurunun incelenmesine yer olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere) ;
A-) Davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesine yer olmadığına,
B-) Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE,
Kayseri 2. Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1369 Esas 2020/513 Karar sayılı kararının yeniden hüküm kurulmak üzere KALDIRILMASINA, hükmün HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince YENİDEN TESİSİNE,
1-Davacının maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE; 20.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 23/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya yönelik talebin reddine,
3- Maddi tazminat yönünden alınması gereken 59,30-TL harcın, peşin yatırılan 184,44-TL harçtan mahsubu ile bakiye 129,54-TL harcın ve 140,42-TL ıslah harcının talep halinde davacıya iadesine,
4- Manevi tazminat yönünden alınması gereken 1.366,20-TL harcın davalı …’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5- Maddi tazminat yönünden davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Manevi tazminat yönünden davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvurma harcı, 161,55 TL davetiye ve posta – müzekkere gideri ile 500,00 TL trafik bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 692,95 TL’nin kabul – red oranına göre 277,18 TL’sinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7- Maddi tazminat yönünden taraf vekillerine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat yönünden 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine,
9- Davalı … kendisini vekile ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat yönünden 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
10-Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde resen iadesine,
C-) İstinaf yargılama giderleri yönünden;
1-) İstinaf karar harçlarının talep halinde yatıran davalılara iadesine,
2-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-) Davalı … tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 45,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 194,10 TL’nin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
4-) Davalı … A.Ş. tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının beyan dilekçesine istinaden kendi üzerinde bırakılmasına,
D-) 1-) İstinaf yargılaması bakımından istinaf kanun yoluna başvuranlar tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
2-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin HMK’nın md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK md. 362/1 – a uyarınca Yargıtay yolu kapalı KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 06/10/2021