Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2494 E. 2022/79 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T. C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2494
KARAR NO: 2022/79
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/01/2021
NUMARASI: 2018/373 Esas 2021/3 Karar
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
DAVA TARİHİ: 21/05/2018
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 19/01/2022
YAZILDIĞI TARİH: 19/01/2022
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/373 Esas 2021/3 Karar sayılı ilamı davalılar … ve … vekili tarafından istinaf incelemesi için dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15/05/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıların ağır yaralandıklarını, uzun süre tedavi gördüklerini, davalı sürücü …’in sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın davacılardan …’nün sevk ve idaresinde bulunan ve diğer davacıların da yolcu olarak içinde bulundukları … plakalı araca sağından sollama yapmak sureti ile aracın sağ yanından çarptığını ve akabinde davacının kullandığı aracın orta refüje çarpmasına sebep olduğunu, davalının tam kusuru ile kazaya sebebiyet verdiğini, davacı sürücü …’nün ise kazada bir kusurunun olmadığını, kaza nedeni ile ağır yaralanan davacıların travma geçirdiklerini, tatillerinin yarıda kaldığını, uzun süre çalışamadıklarını, kaza nedeni ile Kayseri 11 Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/595 Esas sayılı davasının açıldığını ve hala derdest olduğunu, kaza yapan … plakalı aracın … poliçe no ile davalı 104 S.S. … Sigorta Kooperatifi tarafından sigortalandığını, zararın giderilmesi için başvurduklarını ancak talebin red edildiğini, meydana gelen kazada davacıların işgücünü kaybettiğini, tedavi için çok fazla masraf yapıldığını belirterek; davacı … için 500,00 TL maddi tazminat ve 40.000,00 TL manevi tazminat, davacı … için 500,00 TL maddi tazminat ve 40.000,00 TL manevi tazminat, davacı … için 500,00 TL maddi tazminat ve 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.Davacılar vekili dava dilekçesinde davacı … için 500,00 TL maddi tazminat ve 40.000,00 TL manevi tazminat, davacı … için 500,00 TL maddi tazminat ve 40.000,00 TL manevi tazminat, davacı … için 500,00 TL maddi tazminat ve 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; davacıların talep ettiği maddi tazminatın neye ilişkin olduğunun dava dilekçesinde açıklanmamış olması nedeni ile mahkemece davacılar vekilinden dava dilekçesinin HMK’nun 31. maddesi kapsamında açıklanılması istenilmiş ve davacılar vekili 11/12/2018 tarihli dilekçesi ile her bir davacı için ayrı ayrı 100,00 TL tedavi gideri, 100,00 TL kazanç kaybı, 150,00 TL iş gücü kaybı ve 100,00 TL ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan tazminat olarak açıklamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;
1-Davacı …’nün maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 100,00 TL tedavi gideri tazminatının, davalılar … ve …’den 15/05/2016 tarihinden ve diğer davalı sigorta şirketinden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin maddi tazminat davasının reddine,
2-Davacılar … ve …’ın maddi tazminat davalarının tüm davalılar yönünden ayrı ayrı feragat nedeni ile reddine,
3-Davacıların davalılar … ve … aleyhindeki manevi tazminat davalarının kısmen kabulü ile davacı … için 8.000,00 TL, … için 30.000,00 TL ve … için 25.000,00 TL olmak üzere toplam 63.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den 15/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara ödenmesine, davacıların bu davalılar aleyhindeki fazlaya ilişkin manevi tazminat davalarının reddine,
4-Davacıların davalı … Sigorta Şirketi aleyhindeki manevi tazminat davalarının ayrı ayrı reddine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar … ve … vekili tarafından süresi içinde verilen istinaf dilekçesinde özetle; ATK raporuna karşı itirazda bulunduklarını ancak haksız ve hukuka aykırı bir şekilde itirazlarının kabul edilmediğini, davaya konu trafik kazasının davacının dikkatsiz ve tedbirsiz davranışı sonucu meydana geldiğini, olayda müvekkiline atfedilebilecek bir kusur bulunmadığını, kusur oranlarının belirlenmesi yönünden İTÜ’den veya Karayolları Genel Müdürlüğünden seçilecek bilirkişi kurulundan rapor aldırılması gerektiğini, mahkemece fahiş bir şekilde manevi tazminata hükmedildiğini, müvekkili …’in asgari ücretli, diğer müvekkili …’in ise ev hanımı olup herhangi bir yerden başkaca bir geliri bulunmadığını, üzerlerine kayıtlı menkul veya gayrimenkul olmadığını, dava dilekçesinde dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilmiş olmasına rağmen mahkemece talep aşılarak kaza tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmiş olmasının hatalı olduğunu, davacılar … ve …’ın maddi tazminat davalarının tüm davalılar yönünden ayrı ayrı feragat nedeni ile reddine karar verilmiş olunmasına rağmen bu talepler yönünden lehlerine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, trafik kazasından kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesi gereği cismani zarardan doğan maddi tazminat ve aynı kanunun 56/1. maddesi gereği manevi tazminat istemine ilişkindir.Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/05/2021 tarih, 2018/373 Esas 2021/3 Karar sayılı kararı ile, trafik kazasından kaynaklı, geçici ve sürekli iş göremezlikten, tedavi giderlerinden, kazanç kaybından ve ekonomik geleceğin sarsılmasından oluşan maddi tazminat davasının, davacılar … ve … yönünden feragat nedeniyle reddine, davacı … yönünden kısmen kabul kısmen reddi ile davacı lehine 100,00 TL tedavi giderine her davacı yönünden manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.İlk derece mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davalılar … ve … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi gereğince ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.Duruşma açılmasını gerektiren sebepler bulunmadığından HMK’nın 353 ve 355 maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler dosya üzerinden yürütülmüştür.Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler esas alındığında; 15/05/2016 tarihinde davalı 104 SS … sigorta kooperatifine sigortalı olan, davalı …’in mali olduğu, davalı …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araçla davacı …’nün sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın çarpması neticesinde yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana gelmiş olduğu, trafik kazası neticesinde davacı sürücü … ile aynı araçta yolcu konumunda olan davacılar … ve …’nün yaralanmış olduğu, trafik kazası nedeniyle … plaka sayılı araç sürücüsü davalı … aleyhinde Kayseri 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/595 Esas 2019/142 Karar sayılı dosyasıyla ceza davası açılmış, ceza yargılaması sonucunda davalının mahkumiyetine karar verilmiş olduğu; SGK’nın 21/09/2018 tarihli yazısı ile 15005/2016 tarihinde gerçekleşmiş olan trafik kazasına ilişkin olarak davacı …’ye 6.273,38 TL, davacı … …’ye 2.471,83 TL geçici iş göremezlik ödeneğinin ödenmiş olduğunun, …’ye ise herhangi bir ödemede bulunulmamış olduğunun bildirildiği; Ankara ATK’dan 21/08/2019 tarihinde alınmış olan kusur raporunda trafik kazasının meydana gelmesinde … plaka sayılı araç sürücüsü davalı …’in %100 oranında kusurlu olduğu, … plaka sayılı araç sürücüsü davacı …’un ise kusursuz olduğunun tespit edilmiş olduğu, ceza dosyasında kusur bilirkişisi …’dan alınmış olan 02/06/2018 tarihli kusur raporunda trafik kazasının meydana gelmesinde davalı …’in %100 asli kusurlu olduğunun, davacı …’nün ise kusursuz olduğunun tespit edilmiş olduğu, kusur raporları arasında herhangi bir çelişkinin olmadığı;… Üniversitesi … Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalından davacı …’nün maluliyet oranın tespitine ilişkin alınmış olan 29/01/2020 tarihli raporda davacının meslekte kazanma gücü kayıp oranının olmadığı, trafik kazası nedeniyle davacının mutat iş ve gücünden kaldığı sürenin 1 ay olduğunun rapor edilmiş olduğu, … Üniversitesi … Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalından davacı …’nün maluliyet oranın tespitine ilişkin alınmış olan 11/09/2020 tarihli raporda davacının meslekte kazanma gücü kayıp oranının %8 olduğunun, trafik kazası nedeniyle davacının mutat iş ve gücünden kaldığı sürenin 6 ay olduğunun ve 2 aylık geçici bakıcı ihtiyacının olduğunun rapor edilmiş olduğu, … Üniversitesi … Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalından alınmış olan 29/10/2020 ve 11/09/2020 tarihli raporların Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre değerlendirilmek suretiyle tesis edilmiş olduğu, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından davacı … …’nün maluliyet oranın tespitine ilişkin alınmış olan 25/09/2020 tarihli raporda davacının meslekte kazanma gücü kayıp oranının %8 olduğunun, trafik kazası nedeniyle davacının mutat iş ve gücünden kaldığı sürenin 2 ay olduğunun rapor edilmiş olduğu; yargılama devam ederken davacı vekili tarafından 08/10/2019 tarihli feragat dilekçesiyle davalı 104 SS … Sigorta Kooperatifi ile davacılar … ve … yönünden sulh olduklarından, maddi tazminat taleplerinden feragat ettiğini beyan etmiş olduğu; ilk derece mahkemesince davacı …’nün maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile davacı lehine 100,00 TL tedavi giderine, davacılar … ve …’nün maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine, davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabil kısmen reddine karar verilmiş olup, kararın davalılar … ve … vekili tarafından istinaf edilmiş olması üzerine dosyanın istinaf incelemesi için dairemize gelmiş olduğu görülmüştür.Trafik kazası ile ilgili olarak, ceza dosyasında alınan kusur bilirkişisi raporu, eldeki davada alınan kusur bilirkişisi raporu ile aynı trafik kazasına bağlı olarak açılmış olan diğer tazminat davalarında alınmış olan kusur bilirkişisi raporlarının tutarlı olup, birbiriyle çelişkili olmaması gerekir. Raporlar arasında çelişki olduğu takdirde çelişkinin mahkemece Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik kürsüsünden seçilecek heyetten ya da İTÜ trafik kürsüsünden seçilecek heyetten rapor aldırılmak suretiyle çelişkinin giderilmesi gerekir.Somut olayda, Kayseri 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/595 Esas 2019/142 Karar sayılı dosyasında kusur bilirkişisinden alınan kusur raporunda trafik kazasının meydana gelmesinde davalı …’in %100 oranında asli kusurlu, davacı …’nün kusursuz olduğunun rapor edilmiş olduğu; eldeki davaya ilişkin olarak Ankara ATK’dan alınmış olan kusur raporunda trafik kazasının meydana gelmesinde davalı …’in %100 oranında kusurlu, davacı …’nün ise kusursuz olduğu belirlenmiş olup, raporlar arasında herhangi bir çelişkinin olmadığı, raporların aynı yönde olup, olayın oluş şeklini doğruladığı, kaza sonrasında tutulan kaza tespit tutanağı ile de çelişmediği kanaatine varılmış olunduğundan, davalılar … ve … vekilinin kusur oranının hatalı olduğu yönündeki istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.6100 sayılı HMK’nın 315/1. maddesinde “Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” hükmü düzenlenmiş olup; bu hüküm gereğince dava devam ederken tarafların sulh sözleşmesi düzenlemeleri, sulh olduklarını mahkemeye bildirmeleri ve bu sulh sözleşmesi gereğince hüküm kurulmasını talep etmeleri halinde mahkemece sulh sözleşmesine göre hüküm kurulacak, taraflar yalnızca sulh olduklarını beyan etmeleri, sulh sözleşmesine göre hüküm kurulmasını talep etmedikleri takdirde ise mahkemece karar verilmesine yer olmadığına karar verilecektir.Somut olayda, davacı tarafın, davalı sigortanın maddi tazminat taleplerini kabul ettiğini ve davacılara sigorta tarafından talep etmiş oldukları tazminatın ödenmiş olduğunu, bu sebeple davacılar … ve …’ye ilişkin maddi tazminat talepleri yönünden feragat ettiklerini bildirdiği dilekçesinin hakkın özünden feragat olmayıp, ödeme nedeniyle yapılmış bir feragat beyanı olduğu, gerçekte tarafların aralarında sulh yaptıkları, bu sulh sözleşmesine göre davacılara ödeme yapılmış olduğu ve sulh sözleşmesine göre mahkemeden karar verilmesinin taraflarca talep edilmemiş olduğu, davacı tarafça hakkın özünden feragat edilmemiş olduğu anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince davacılar … ile … aleyhine maddi tazminat yönünden davalılara vekalet ücreti takdir edilmemiş olması isabetli olup, davalılar … ve … vekilinin istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.HMK’nın 31. maddesi hükmü uyarınca “Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir” .Somut olayda, dava dilekçesinin “Açıklamalarımız” kısmında davacılar vekili tarafından davacıların maddi ve manevi tazminat taleplerine kaza tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasının talep edilmiş olduğunun, “Sonuç ve istem” kısmında ise dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasının talep edilmiş olduğunun, dava dilekçesinde faizin başlangıç tarihi yönünden çelişki olduğunun mahkemece tespit edilmesi üzerine, HMK’nın 31. maddesi gereğince bu çelişkinin giderilmesi sağlanmış olup, HMK’nın 26. maddesinde düzenlenen “Taleple Bağlılık” ilkesinin ihlal edilmiş olduğuna yönelik davalılar … ve … vekilinin istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.Olay tarihinde yürürlükte olan TBK’nın 56. maddesi hükümlerine göre, hakimin manevi tazminat adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. 22/06/1996 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Diğer yandan hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.Somut olayda, taraflar arasında yaşanan olayın oluş şekli, olay tarihi, kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü ile yukarıda ilkeler birlikte değerlendirildiğinde, ilk derece mahkemesince davacılar lehine hükmedilen manevi tazminatın uygun olduğu anlaşılmakla, davalılar … ve … vekilinin manevi tazminatın miktarına ilişkin istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.
Yukarıda izah edilen sebeplerle ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalılar … ve … vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-) Davalılar … ve …’in istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-) İstinaf başvurusu nedeniyle alınması gereken 4.310,36 TL nispi istinaf karar harcından başvuru sırasında peşin alınan 2.151,76 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.158,60 TL istinaf karar harcının istinaf eden davalılardan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-) Davalılar … ve … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-) İstinaf yargılaması bakımından davalılar … ve … tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
6-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin HMK md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, HMK’nın 353/1-b/1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1 – a maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 19/01/2022