Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2378 E. 2022/1814 K. 18.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T. C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2378
KARAR NO: 2022/1814
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/10/2021
NUMARASI: 2018/959 Esas 2021/824 Karar
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
DAVA TARİHİ: 26/12/2018
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 18/11/2022
YAZILDIĞI TARİH: 18/11/2022
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/959 Esas 2021/824 Karar sayılı kararı davalı … A.Ş (… A.Ş) vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ:TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 02/07/2018 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın kazaya karıştığını, kaza tespit tutanağına göre her iki sürücünün de kusurlu bulunduğunu, davacının, sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araçta yolcu olarak bulunduğunu, bu kaza nedeni ile yaralandığını, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın kaza tarihinde … tarafından ZMMS ile diğer araç olan … plakalı aracın ise … Sigorta tarafından ZMMS ile sigortalandığını, kaza nedeni ile davacının davalı sigorta şirketlerine başvuru yaptığını ancak zararının giderilmediğini belirterek 50,00 TL geçici iş göremezlik ve 500,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının davalı … A.Ş.’den 24/10/2018 tarihinden itibaren ve 50,00 TL geçici iş göremezlik ve 500,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının davalı … Sigorta A.Ş.’den 24/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … A.Ş. (… A.Ş.) vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan sigortalı aracın kusurunun ve davacının maluliyetinin ispata muhtaç olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava açmadan önce KTK’nın 97. maddesi uyarınca usulüne uygun başvurusunun olmadığını, başvuru yapılmakla birlikte tüm belgelerin sunulmadığını, kazaya karışan sigortalı aracın kusurunun ve davacının maluliyetinin ispata muhtaç olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;
1-Davacının davalı … Şti aleyhindeki davasının reddine,
2-Davacının davalı … A.Ş. (… A.Ş.) aleyhindeki davasının kabulü ile 9.632,64 TL geçici iş göremezlik zararı ve 171.516,50 TL kalıcı iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 181.149,14 TL’nin, davalı sigorta şirketinin sorumluluğu ZMMS poliçe teminat limiti ile sınırlı olması koşulu ile dava tarihi olan 26/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … A.Ş. (… A.Ş) vekili tarafından süresi içinde verilen istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece hükmedilen tazminat miktarının fahiş ve hatalı olduğunu, mali mesuliyet sigortası genel şartlarında geçici iş göremezlik tazminatı sigorta kapsamı dışında tutulduğunu, kararda geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığını, davacının yolcu olarak bulunduğu trafik kazasında hatır taşımacılığının söz konusu olduğunu, aracın ticari nitelikte bir araç olmadığını, yerleşmiş Yargıtay kararlarında % 20 oranında hatır taşıması indirimi yapılması gerekirken bu yönde bir indirim yapılmadığını, pasif devre zamanının hesaplanması sırasında esas alınan asgari ücretin bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığı olduğunu dolayısıyla ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif devre zararının hesaplanması sırasında dikkate alınmayacağının açık olduğunu, asgari geçim indiriminin dikkate alınmak suretiyle belirlenen ücrete hak sahiplerinin zararlarının hesaplanmasının isabetsiz olduğunu bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, trafik kazasından kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesi gereği cismani zarardan doğan maddi tazminat istemine ilişkindir. Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/10/2021 tarih 2018/959 Esas 2021/824 Karar sayılı kararı ile trafik kazasından kaynaklı, geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatından oluşan maddi tazminat davasının davalı … AŞ yönünden reddine, davalı … AŞ (… AŞ) yönünden kabulüne karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davalı … AŞ (… A.Ş.) vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi gereğince ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır. Duruşma açılmasını gerektiren sebepler bulunmadığından HMK’nın 353 ve 355 maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler dosya üzerinden yürütülmüştür. 01/06/2015 tarihinden önce meydana gelmiş olan trafik kazalarında cismani zarar ve destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasında Yargıtayca PMF – 1931 yaşam tablosu esas alınıyor ve %10 artırım %10 iskonto yöntemiyle zarar görenlerin tazminat alacağı hesaplanıyordu. 01/06/2015 tarihinde yeni Genel Şartların yürürlüğe girmesiyle birlikte, 01/06/2015 tarihinden sonra meydana gelen ve 01/06/2015 tarihinden sonra düzenlenmiş olan poliçelerde PMF 1931 yaşam tablosu ve %10 artırım %10 iskonto yönteminden vazgeçilerek poliçelerin eki niteliğindeki genel şartlar gereğince tazminat hesabında TRH – 2010 yaşam tablosu ve 1,8 Teknik Faiz yöntemi kullanılmaya başlanıldı. Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40 Esas 2020/40 Karar sayılı kararıyla 2918 sayılı KTK’nın 90. ve 92. maddelerinde “genel şartlara” atıf yapan cümlelerin iptaline karar verilmiş ve bu karar 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olmasıyla birlikte, Yargıtay 17. Hukuk Dairesince zarar görenlerin cismani zarar ve destekten yoksun kalma tazminatı alacağının hesaplanmasında TRH 2010 ve %10 artırım %10 iskonto yöntemi benimsenmiş olup TRH 2010 yaşam tablosunun uygulamasından vazgeçilmemiştir. (Yargıtay 17.HD.’nin 2019/5206 E. 2020/8874 K. 22/12/2020 tarihli ilamı) Somut olayda, davacının sürekli iş göremezlik tazminatında hükme esas alınan aktüerya bilirkişisi raporunda TRH 2010 yaşam tablosu ve %10 artırım %10 iskonto yöntemi yöntemi esas alınmak suretiyle hesaplanmış olması ve bilirkişi raporunun mahkeme tarafından hükme esas alınmış olması isabetli olmuş olup, davalı … A.Ş (… A.Ş) vekilinin davacının sürekli iş göremezlik tazminatının TRH 2010 yaşam tablosu ve 1,8 teknik faiz yöntemiyle hesaplanması gerektiği yönündeki istinafının yerinde olmadığı görülmüştür. 6098 Sayılı TBK’nın 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş görmezlik zararlarının da bu kapsamda olmasına, sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları da 2918 Sayılı Kanunun 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacının geçici iş göremezlik tazminatını, davalı sigorta şirketinden talep edebilmesine, her ne kadar davalı tarafından ZMSS yeni genel şartları ve 6111 Sayılı Yasa ile değişiklik yapılan 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesi gereğince geçici iş görmezlik zararlarının tedavi giderleri kapsamında olduğundan bahisle, SGK’nın sorumluluğunda olduğu iddia edilmiş ise de, genel şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesi’nce iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi gideri olmayıp, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nın sorumluluğunda olduğuna ilişkin düzenlemenin de yer almamasına göre mahkeme kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşılmış olup, davalı … A.Ş (… A.Ş) vekilinin bu yöndeki istinafının yerinde olmadığı görülmüştür. Hatır taşıması bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Taşıma, işletenin veya sürücünün değil taşınanın yararına olmalıdır. İşletenin veya sürücünün, araçta taşınandan, doğrudan doğruya ücret almasa bile taşıma, maddi veya manevi menfaati bulunuyorsa bu durumda hatır ilişkisinin varlığından söz edilemez. Aile bireylerinin taşınması yakıt, aşınma ve diğer giderlere dönük maliyet gerektirmesinin olağan ulaşım araçları ile yolculuk seçeneğinin tercihi halinde yapılması zorunlu harcamaların yerini tutacak olması nedeniyle hatır taşıması olarak kabul edilemez. Kardeşin taşınması hatır taşıması kabul edilemez. Çünkü bir kimsenin kardeşini taşıması ahlaki bir görevin ifası niteliğinde olup, bu taşımada maddi ve manevi yararları olduğundan davacının araçta hatır için taşındığı kabul edilerek tazminattan indirim yapılması doğru değildir. (Yargıtay 17. HD’nin 21/02/2012 tarih ve 2011/2195 E. 2012/1902 K. sayılı ilamı) Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nın 51. maddesi (818 sayılı BK’nun 43. maddesi) uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. Somut olayda, davacı trafik kazasına sebebiyet vermiş olan … plaka sayılı araçta yolcu konumundadır. Soruşturma dosyasındaki ifade tutanakları, dosya içerisindeki nüfus kayıtlarından davacının dava dışı … plaka sayılı araç sürücüsü …’in eşi olduğu anlaşılmakla; eşin herhangi bir ücretle taşınmayacağı, onun ücretsiz taşınmasının bir ahlaki görevin ifası niteliğinde olduğu hususu ile davalı vekilinin cevap dilekçesinde, olayda hatır taşıması olduğunu bu sebeple indirim yapılması gerektiğini belirtmemiş olduğu dikkate alınarak, ilk derece mahkemesince hatır indirimi uygulanmaması isabetli olmuş olup, davalı … A.Ş (… A.Ş) vekilinin aksi yöndeki istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 60 yaşını ikmalinden sonraki pasif dönemde davacının sürekli iş göremezlik tazminatı Yargıtay yerleşik uygulamalarına uygun olarak AGİSİZ net asgari ücret üzerinden hesap edilmiş olup, davalı … A.Ş (… A.Ş) vekilinin aksi yöndeki istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.
Yukarıda izah edilen sebeplerle; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı … A.Ş (… A.Ş) vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-) Davalı … A.Ş’nin (… A.Ş) istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-) İstinaf başvurusu nedeniyle alınması gereken 12.374,29 TL nispi istinaf karar harcından başvuru sırasında peşin alınan 3.093,58 TL’nin mahsubu ile bakiye 9.280,71 TL istinaf karar harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-) Davalı … A.Ş (… A.Ş) tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
5-) İstinaf yargılaması bakımından davalı … A.Ş (… A.Ş) tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK md. 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.18/11/2022