Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2353 E. 2022/1760 K. 11.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T. C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2353
KARAR NO: 2022/1760
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/09/2021
NUMARASI: 2018/279 Esas 2021/727 Karar
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
DAVA TARİHİ:14/04/2018
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 11/11/2022
YAZILDIĞI TARİH: 11/11/2022
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/279 Esas 2021/727 Karar sayılı kararı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; olay günü … tarihinde sürücü … ‘ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile … Caddesi’ni takiben … Bulvarı istikametine seyir halinde iken Beğendik karşısında geldiğinde seyir istikametine göre sağında bulunan otopark alanına dönüş yapmak istediği esnada, aracın ön sağ kapı kısmına kendisi ile aynı istikamette ve sağında bulunan sürücü … ‘ın sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletin ön kısımları ile çarpışması neticesi yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, olaya ilişkin olarak tutulan kaza tespit tutanağında … plakalı araç sürücüsü … ‘ın 2918 sayılı KTK’nun 67. maddesinde “sağa sola yanaşırken manevraları düzenleyen genel şartları” ihlal ettiği, diğer araç sürücüsünün kusuru olmadığı görüş ve kanaatine varıldığını, kaza nedeniyle meydana gelen sakatlanma neticesinde oluşan maddi zararın davalı …’nden karşılanması amacıyla doğrudan doğruya davalı …Ş.’ne 22/12/2017 tarihinde başvurulduğnu ve ödeme yapılması için tüm evraklar davalı kuruma teslim edildiğini, başvuru dilekçelerine 15 gün içinde cevap verilmemesi veya verilen cevabın talebi karşılamaması halinde dava yoluna gidileceği ihtaren bildirildiğini, işbu başvuru neticesinde davalı … tarafından … numaralı hasar dosyası oluşturulduğnu, akabinde davalı …Ş. tarafından teklif sunularak pilot dava açılarak davadan feragat edilmesi karşılığı tazminat teklif edildiğini, verilen maddi tazminat teklifinin yeterli olmadığını ve müvekkilinin bedeni zararlarını karşılamaya yetmediğini, bu nedenlerle işbu davayı ikame etme zaruretinin hasıl olduğunu, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, belirsiz alacak davası niteliğindeki işbu davada ileride artırılmak üzere şimdilik davacıya ödenmesi gereken işgücü kaybından doğan toplam 1.000,00 TL daimi maluliyet (sakatlık) tazminatı ile 100,00 TL geçici sakatlık tazminatının davalı şirketin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap süresinin uzatılması talepli dilekçesi ile; huzurdaki davanın yetkisiz mahkemede açılmış olup, HMK’nun 6/1. maddesi gereği müvekkili şirketin yerleşim yeri itibariyle İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, yetkisiz mahkemede açılan işbu davanın yetkili İstanbul Anadolu Mahkemelerine gönderilmesini, huzurdaki davanın hem yasa hem de sözleşme hükümlerinde öngörülen sürelerin geçmiş olması nedeniyle zamanaşımına uğradığını, işbu nedenle davacının zamanaşımına uğrayan tüm taleplerinin ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;
Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine,
1-3.179,20-TL geçici iş göremezlik zararı ve 219.244,58-TL sürekli iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 222.473,78-TL maddi tazminatın ZMMS poliçesi teminat limiti ile sınırlı sorumlu olmak üzere temerrüt tarihi olan 10/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Hükmedilen tazminata trafik kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesine ilişkin davacı isteminin reddine,
3-Davacının fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin reddine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili tarafından süresi içinde verilen istinaf dilekçesinde özetle; sigortalı araç sürücüsüne atfedilen kusur oranının fahiş ve hatalı olduğunu, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi ve kusur oranlarının tespiti için Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğini, kaza sırasında motosiklette yolculuk yapan davacının koruyucu ekipman takmadığının tespit edilmesi halinde hesaplanacak tazminattan Yargıtay 17. HD’sinin yerleşik uygulaması gereğince % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte yeni genel şartlara konu dosyada TRH – 2010 tabloları ve % 1,8 teknik faiz kullanımı gerekirken yeni genel şartlara tabi konu dosyada TRH ve progresif rant üzerinden yapılan hesaplama ile hatalı olduğunu, Türkiye’deki yatırım gelirlerinin, ortalama reel getirinin enflasyonun üzerinde olduğu gerçekliği karşısında % 0 teknik faizle yapılan bir hesaplamanın Türkiye koşullarında gerçekçi olmadığı gibi bu durumun zarar gören açısından sebepsiz zenginleşmeye neden olacağını, sebepsiz zenginleşmenin hukuken de korunamayacağını, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan raporun kapsamlı ve detaylı bir inceleme içermemekte olup, hükme esas teşkil etmesinin mümkün olmadığını, raporun kabul edilemez nitelikte olup, maluliyet oranının belirlenmesi hususunda adli tıp kurumundan rapor alınması gerektiğini, poliçe genel şartları uyarınca geçici iş göremezliklerden ve geçici bakıcı giderlerinden sigorta şirketinin sorumlu olmadığını, haliyle mahkemece hesaplanmasının hatalı olduğunu ayrıca müvekkil sigorta şirketi açısından gerekçeli karardaki hükmedilen faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu müvekkili sigorta şirketinin faizden sorumluluğunun davanın ıslah edildiği tarihi ile başladığını bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, trafik kazasından kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesi gereği cismani zarardan doğan maddi tazminat istemine ilişkindir.Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/09/2021 tarih, 2018/279 Esas 2021/727 Karar sayılı kararı ile, trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat davasının kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.İlk derece mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi gereğince ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.Duruşma açılmasını gerektiren sebepler bulunmadığından HMK’nın 353 ve 355 maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler dosya üzerinden yürütülmüştür.Trafik kazası ile ilgili olarak, ceza dosyasında alınan kusur bilirkişisi raporu, eldeki davada alınan kusur bilirkişisi raporu ile aynı trafik kazasına bağlı olarak açılmış olan diğer tazminat davalarında alınmış olan kusur bilirkişisi raporlarının tutarlı olup, birbiriyle çelişkili olmaması gerekir. Raporlar arasında çelişki olduğu takdirde çelişkinin mahkemece Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik kürsüsünden seçilecek heyetten ya da İTÜ trafik kürsüsünden seçilecek heyetten rapor aldırılmak suretiyle çelişkinin giderilmesi gerekir.Somut olayda, Ankara ATK’dan kusur raporu alınmış, alınan 19/12/2018 tarihli kusur raporunda dava dışı … ‘ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu dava dışı … ‘ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motorsikletin çarpışması neticesinde yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana gelmesinde davacının yolcu olarak içerisinde bulunduğu … plaka sayılı motorsikleti sevk ve idare eden dava dışı … ‘ın %25 oranında, … plaka sayılı otomobili sevk ve idare eden dava dışı … ‘ın ise %75 oranında kusurlu olduğunun, rapor edilmiş olduğu, anlaşılmakla; sürüş kurallarına göre kusur tanzimi yapılmış olduğu, yolcu konumunda olan davacının sürüş kurallarına ilişkin herhangi bir kusuru söz konusu olmadığından kusur raporları arasında çelişki var olsa bile çelişkinin giderilmesinin bu dava dosyası açısından pratik bir önemi olmadığı, davacı yolcu haricinde kalan sürücü – işleten ve ZMMS sigortalarının müteselsil sorumluluk gereğince birbirlerine karşı açacakları rücu davalarında iç ilişkiye ilişkin sorumluluğun tayini bakımından önemli olduğu anlaşılmakla, davalı … vekilinin kusur raporlarındaki çelişkinin giderilmesi gerektiği yönündeki istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.Tazminattan indirim sebeplerini düzenleyen, Türk Borçlar Yasasının 52. maddesinde (Borçlar Kanunu 44. madde) öngörülen sebepler, daha çok zarar görenle ilgilidir. “Hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı” yönündeki genel hukuk ilkesinin etkisiyle, maddede sayılan belirli hal ve durumlarda tazminattan indirim yapılması mümkün bulunmaktadır.Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu’nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52. md.) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve trafik mevzuatı uyarınca sürücü ve yolcuların araçların kullanılması sırasında koruyucu tertibatları kullanması zorunludur. Araçlarla gerek sürücü gerekse de yolcu olarak seyir halinde iken zorunlu olan koruyucu ekipmanların kullanılmaması zararın doğmasına veya artmasına sebebiyet veren etkenlerdendir. Özellikle de motorsiklet gibi bir araçla seyir halinde iken mevzuata göre sürücülerin ve yolcuların takmak zorunda olduğu koruma başlığı (kask) hayati öneme sahiptir. Bu nedenle müteveffa yolcunun kaza anında kasksız olduğunun anlaşılması halinde müterafik kusuru bulunduğundan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesi gereğince tazminattan indirim yapılıp yapılmaması hususu değerlendirilmelidir.Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK’nın 52. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.Somut olayda, davacı yolcu olup, KTK ve yönetmelik hükümlerine göre koruyucu ekipman olarak kask, dizlik vs. takması zorunludur. Davacının, hükme esas alınan … Üniversitesi Adli Tıp Anabilim dalı Başkanlığı’nın 01/04/2019 tarihli maluliyet raporunda yaralanma sebebinin sol trimalleolar kırık ile sol ayak bileğinde mevcut hareket kısıtlılığı olduğu anlaşılmakla birlikte bu durumun maluliyete etkisi hususunda maluliyet raporu alınacak bilirkişilerinden sorulması ve tartışılması gerekmektedir.Bu durumda ilk derece mahkemesince ceza dosyası ve tüm belgeler değerlendirilerek davacının koruyucu ekipman olarak dizlik takılı olup olmadığı, takılı değil ise bu durumun davacının yaralanmasında etkili olup olmadığı araştırılarak,takılı olmadığının tespiti durumunda koruyucu ekipman olarak dizlik takılmamasının maluliyete etkisi olup olmadığı hususlarının belirlenebilmesi için Adli tıp kurumundan koruyucu ekipman takılı olması halinin davacının yaralanmasında etkili olup olmadığı hususunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime uygun rapor alınarak sonucuna göre tazminattan indirimin yapıp yapılmayacağı tartışılarak karar verilmesi gerekirken davalının bu savunması üzerinde hiç durulmadan karar verilmesi ve hiç tartışılmaması doğru görülmemiş olup davalının buna yönelen istinafının yerinde olduğu görülmüştür.01/06/2015 tarihinden önce meydana gelmiş olan trafik kazalarında cismani zarar ve destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasında Yargıtayca PMF – 1931 yaşam tablosu esas alınıyor ve %10 artırım %10 iskonto yöntemiyle zarar görenlerin tazminat alacağı hesaplanıyordu. 01/06/2015 tarihinde yeni Genel Şartların yürürlüğe girmesiyle birlikte, 01/06/2015 tarihinden sonra meydana gelen ve 01/06/2015 tarihinden sonra düzenlenmiş olan poliçelerde PMF 1931 yaşam tablosu ve %10 artırım %10 iskonto yönteminden vazgeçilerek poliçelerin eki niteliğindeki genel şartlar gereğince tazminat hesabında TRH – 2010 yaşam tablosu ve 1,8 Teknik Faiz yöntemi kullanılmaya başlanıldı. Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40 Esas 2020/40 Karar sayılı kararıyla 2918 sayılı KTK’nın 90. ve 92. maddelerinde “genel şartlara” atıf yapan cümlelerin iptaline karar verilmiş ve bu karar 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olmasıyla birlikte, Yargıtay 17. Hukuk Dairesince zarar görenlerin cismani zarar ve destekten yoksun kalma tazminatı alacağının hesaplanmasında TRH 2010 ve %10 artırım %10 iskonto yöntemi benimsenmiş olup TRH 2010 yaşam tablosunun uygulamasından vazgeçilmemiştir. (Yargıtay 17.HD.’nin 2019/5206 E. 2020/8874 K. 22/12/2020 tarihli ilamı)Somut olayda, trafik kazası 21/10/2017 tarihinde gerçekleşmiş olup, 01/06/2015 tarihinden sonra gerçekleşmiş olduğundan, davacının sürekli işgöremezlik tazminatının aktüerya bilirkişisi tarafından muhtemel bakiye ömrün TRH 2010 yaşam tablosuna göre belirlenip, davacının bilinen son gelirinin her yıl için %10 artırım %10 iskonto edilmesi yöntemi esas alınmak suretiyle hesaplanmış olması ve ilk derece mahkemesince bu bilirkişi raporunun hükme esas alınması suretiyle karar verilmiş olması isabetli olmuş olup, davalı … vekilinin TRH 2010 yaşam tablosu ve 1,8 teknik faiz uygulanmak suretiyle sürekli iş göremezlik tazminatının hesaplanması gerektiği yönündeki istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.Yargıtay uygulamalarına göre, maluliyet raporu adli tıp uzmanları tarafından düzenlenmeli ve maluliyet oranı kaza tarihindeki mevzuata uygun olarak belirlenmelidir.“Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen TBK’nın 54. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücü kaybı da bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.Somut olayda, ilk derece mahkemesince, usulüne uygun teşekkül ettirilmiş olan … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınmış olan 01/04/2019 tarihli “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” kapsamında alınmış olan rapor mevzuata uygun kuruluşlardan ve maluliyet yönünden 21/10/2017 kaza tarihi itibariyle mevzuata uygun yönetmelik uygulanarak alınmış olup, maluliyet raporunun kapsamlı olarak alınmadığı, maluliyet raporunun Adli Tıp Kurumundan alınması gerektiği yönündeki davalı … vekilinin istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.6098 Sayılı TBK’nın 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş görmezlik zararlarının da bu kapsamda olmasına, sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları da 2918 Sayılı Kanunun 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacının geçici iş göremezlik tazminatını, davalı … şirketinden talep edebilmesine, her ne kadar davalı tarafından ZMSS yeni genel şartları ve 6111 Sayılı Yasa ile değişiklik yapılan 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesi gereğince geçici iş görmezlik zararlarının tedavi giderleri kapsamında olduğundan bahisle, SGK’nın sorumluluğunda olduğu iddia edilmiş ise de, genel şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesi’nce iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi gideri olmayıp, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nın sorumluluğunda olduğuna ilişkin düzenlemenin de yer almamasına göre mahkeme kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşılmış olup, davalı … vekilinin bu yöndeki istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.Uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.Ancak, trafik kazaları esas itibariyle haksız eylem sayılan hallerden olmakla birlikte ZMSS’nı yapan sigortacı bakımından temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulü mümkün değildir. Sigortacının tazminat giderim yükümlülüğünü düzenleyen KTK.nun 98/I. maddesi hükmü uyarınca, sigortacı maddede belirtilen belgelerin iletildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonrasında temerrüde düşer. Davadan önce böyle bir başvurunun bulunmaması halinde ise dava tarihinde temerrüde düşmüş sayılır.Somut olayda; dava tarihi 14/04/2018 olmasına rağmen faiz başlangıcı temerrüt tarihi olan 10/01/2018 olarak gösterilmiştir. Zarar gören, gerek kısmi davaya gerek ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak, dava öncesinde sigortaya başvurmuşsa sigortanın ödemeden temerrüte uğramış olduğu tarihten itibaren, dava öncesinde temerrüte uğratılmamışsa o takdirde dava tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. İlk derece mahkemesince tüm tazminat miktarına 10/01/2018 temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesi isabetli olup, davalı … vekilinin ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği yönündeki istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.
Yukarıda izah edilen sebeplerle davanın çözümünü sağlayacak ve esasına etki edecek nitelikteki deliller usulünce ve tam manasıyla toplanmadan dolayısıyla değerlendirilmeden ilk derece mahkemesince hüküm kurulmuş olunduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-) Davalının istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE; 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/279 Esas 2021/727 Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-) Davanın yukarıda gerekçe bölümünde belirtilen hususlar değerlendirilerek yeniden görülmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE,
3-) Peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde istinaf kanun yoluna başvurana iadesine,
4-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-) İstinaf kanun yoluna başvuran tarafca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-) İstinaf yargılaması bakımından istinaf kanun yoluna başvuran tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
7-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin HMK’nın md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, 6100 sayılı HMK md. 353/1-a/6. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK md. 353/1-a, 362/1-g maddeleri uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 11/11/2022