Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2349 E. 2022/105 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T. C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2349
KARAR NO: 2022/105
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/09/2021
NUMARASI: 2021/650 Esas 2021/777 Karar
DAVA: Manevi Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 20/01/2022
YAZILDIĞI TARİH: 20/01/2022
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/09/2021 tarih, 2021/650 Esas, 2021/777 Karar sayılı ilamına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu nedeniyle Dairemize gönderilmiş olmakla ön inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri …’in eşi ve diğer müvekkili …’in babası …’in 19/12/2017 tarihinde Kayseri İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Cadde ile … Cadde arasında … plakalı araç ile … plakalı aracın karıştığı trafik kazasında … plakalı araçta yolcu konumunda iken yaralandıklarını ve kendisinde maluliyet oluştuğunu, söz konusu kazaya ilişkin tutulan kaza tespit tutanağında her iki araç sürücüsüne de kusur izafe edildiğini, müvekkili … adına Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/50 Esas sayılı dosyası ile … plakalı araç işleteni davalı … Araç Kiralama … Ltd. Şti.’ne, ZMMS sigortacıları … Sigorta A.Ş.’ne ve … A.Ş.’ne karşı maddi ve manevi tazminat talebiyle dava ikame ettiklerini, müvekkillerin eşi ve babası olan …’in söz konusu kaza sonrasında sürekli nitelikte malul kalması ve yaklaşık 11-12 ay yatarak tedavi gördüğü süreçte müvekkillerinin manevi anlamda zarara uğradığından bahisle öncelikle HMK’nın 166. maddesi gereğince işbu davanın Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/50 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, yapılacak yargılama neticesinde davanın kabulü ile müvekkili …’in uğradığı manevi zarara karşılık olarak 10.000,00-TL manevi tazminatın, diğer müvekkili …’in uğradığı manevi zarara karşılık olarak 5.000,00-TL manevi tazminat olmak üzere toplam 15.000,00-TL manevi tazminatın her iki müvekkili yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı … Araç Kiralama İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; ölümlü veya yaralamalı trafik kazaları nedeniyle açılacak maddi ve manevi tazminat davalarında görevli mahkemenin kural olarak Asliye Hukuk Mahkemesi (HMK md.2/1) olduğunu, trafik sigortasını yapan şirkete açılacak tazminat davasına bakmaya görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi (6102 sayılı TTK md. 4/1-a, md.5/1) olduğunu, işbu dava sigorta şirketine değil araç malikine yöneltildiğinden genel görevli mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde açılması gerektiğini, bu nedenle dava hakkında esas incelemesine geçilmeden usulden reddi istediklerini, somut olayda davaya konu kaza, 19/12/2017 tarihinde Kayseri İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Cadde ile … Cadde arasında gerçekleşmiş olup kazanın meydana geldiği tarih ve davanın ihdas edildiği tarih olan 19/042021 tarihi arasında geçen süre 3 yıl 4 ay olduğunu, buna göre somut olayda davacının maddi manevi tazminat talepleri zamanaşımına uğradığını müvekkiline yöneltilen davaya karşı ilk olarak zamanaşımı itirazının dikkate alınmasını ve davanın usulden reddini talep ettiklerini, Kayseri 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/613 Esas ve 2018/956 Karar sayılı dosyanın kesinleşmesinin beklenmesi gerektiğini dava dilekçesinde belirtilen hususlar, özellikle diğer aile fertleri tarafından iddia edilen hususlara ilişkin herhangi bir delil ortaya konulamadığını, diğer dava sürecine ek yeni talepler ile dayanaktan yoksun olarak kazanç elde etme amaçlandığnı ve müvekkili şirketten orantısızca tazminat talep edildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi Tarafından “…dava konusu edilen uyuşmazlığın TTK’nun 4. maddesine göre, ticari dava olmadığı, bu nedenle de mahkememizin görevi alanına girmediği, Asliye Hukuk Mahkemelerinin bu uyuşmazlığı çözmekte görevli olduğu, 6335 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten sonra mahkememiz ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi haline getirildiği, göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, görevin kamu düzeniyle ilgili olduğu, HMK’nun 115 ve 138. maddeleri gereği mahkemenin görev hususunu kendiliğinden araştırmakla yükümlü olduğu ve davanın her aşamasında dosya üzerinden görevsizlik kararı verilebileceği dikkate alındığında davaya bakmaya Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olması ve Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddesi gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,” şeklinde karar verilmiştir.
İşbu kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin görevsizlik kararı verirken, lehine vekalet ücretine hükmedilmesi yönünde karar vermesi gerekirken, “Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına karar verilmesi” şeklindeki hükmünün hukuka aykırılık teşkil ettiğini, tefrik kararı verilen dosyada ön inceleme aşamasının tamamlandığını, dolayısıyla vekalet ücretine tam olarak hükmedilmesi gerektiğini, mahkemece açılmamış sayılmasına karar verilmesine rağmen davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmemesinin isabetsiz olduğunu, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre davalı lehine 4.080,00-TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmekte olup, mahkeme kararının kaldırılarak davalı yararına 4.080,00-TL maktu vekalet ücretine karar verilmek üzere yeniden hüküm kurulması gerektiğini beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin değerlendirilerek incelemeye alınabilmesi için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur. Bu maddede sayılan koşullardan birinin mevcut olmaması halinde istinaf başvurusunun usulden reddedilmesi gerekir. Bu şartlar kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmaktadır. İstinaf talebine konu eldeki dosya kapsamı incelendiğinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, davalı vekilinin istinaf başvurusunun ön inceleme bakımından kabul edilebilir olduğu ve inceleme aşamasına geçilmesi gerektiği görülmüştür. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesinde, Bölge Adliye Mahkemesinin, incelemesini kamu düzenine ilişkin hususlar hariç olmak üzere istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplere bağlı olarak yapması gerektiği hususu düzenlenmiştir. (Aynı yönde Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2018/9860 Esas ve 2018/14781 Karar sayılı ilamında da Bölge Adliye Mahkemelerinin istinaf sebepleri ile bağlı olduğu vurgulanmıştır.)Yukarıda açıklaması yapılan HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince davalı vekilinin istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde;Somut uyuşmazlıkta Mahkemece görevsizlik kararı verilmiş olup davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına dair hüküm tesis edilmiştir. Öncelikle davacı gerçek kişiler tarafından hususi araç niteliğinde olan … plakalı (yeni …) araç malikine karşı açılan eldeki manevi tazminat davasında görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi isabetlidir. Davalı vekili tarafından görevsizlik kararı nedeniyle lehine vekalet ücretine hükmedilmediği ileri sürülerek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 20. maddesi gereğince, görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği; aynı Kanunun 331/2. maddesi gereğince, görevsizlik veya yetkisizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumun tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği; aynı Kanunun 323. maddesi gereğince, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücretinin yargılama giderlerinden olduğu hususları hükme bağlanmıştır.Görevsizlik ya da yetkisizlik halinde verilecek karar “usulden ret” kararıdır (HMK md. 115/2). Diğer bir anlatımla, görevsizlik ve yetkisizlik kararları ile mahkeme davadan elini çekmiş olsa da söz konusu kararlar, davanın esasını çözmeyip, davacı bu kararların kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde görevli veya yetkili mahkemeye başvurarak davaya kaldığı yerden devam olunmasını sağlayabilmektedir (HMK m. 20).Ne var ki, HMK’nın 331/2. maddesi ile görevli ve yetkili mahkemede yargılamaya devam edilmesi halinde, ilk kararı veren mahkemedeki yargılama için ayrıca bir yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmolunması gerektiği sonucu çıkarılmamalıdır. Çünkü usule ilişkin nihai kararla, davanın esası hakkında herhangi bir karar verilmediğinden, davanın sonunda hangi tarafın haklı, hangi tarafın haksız olduğu tespit edilemez. Henüz yargılamayı sona erdirmeyen görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararları üzerine görevli ve yetkili mahkemede davaya devam edildiği hallerde, uyuşmazlığın esası hakkında verilecek nihai kararda, haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin hüküm altınması gerekir.Yapılan bu genel açıklamalar ışığında somut olaya gelince; Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesince görevsizlik kararı verildiği ve HMK’nın 331/2. maddesine uygun olarak yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesi yönünde hüküm kurulduğu; dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi yönünden halen sürenin devam ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, 6100 sayılı HMK’nın 331/2. maddesi hükmüne uygun olarak, görevsizlik kararı nedeniyle kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru olup davalının aksi yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/2-3004 esas 2019/217 karar, 13. Hukuk Dairesi’nin 2019/1438 esas 2019/8543 karar sayılı ilamı.)
Her ne kadar davacılar vekili istinafa cevap dilekçesinde davalı hakkında idari para cezasına hükmolunmasını talep etmiş ise de HMK’nın 351 ve 329. Maddeleri kapsamında davalı vekilinin kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davalı vekili hakkında idari para cezası takdir edilmemiştir.Ancak küçük … yönünden açılan manevi tazminat davası küçüğe velayeten anne … ve baba … tarafından açılmış olmasına rağmen veli …’in karar başlığında gösterilmemiş olması hatalı ise de sözkonusu hata hükmün esasını etkilemediğinden bu aşamada eksiklik eleştirilmekle yetinilmiştir.Mahkemece tarafların iddia ve savunmaları ile delillerinin dosya kapsamı ve yasalara uygun olarak değerlendirilerek verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalının istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-) Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-) Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile 21,40-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-)Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
5-) İstinaf yargılaması bakımından davalı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
6-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin HMK md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, HMK’nın 353/1-b/1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-c maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/01/2022