Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2272 E. 2022/12 K. 06.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2272
KARAR NO: 2022/12
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/07/2021
NUMARASI: 2018/243 Esas 2021/611 Karar
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
DAVA TARİHİ: 02/04/2018
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 06/01/2022
YAZILDIĞI TARİH: 06/01/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/243 Esas 2021/611 Karar sayılı ilamına karşı taraf vekilleri tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’un sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile kırmızı ışık ihlali yaparak 02/04/2016 tarihinde davacıya ait … plakalı araca tam kusurlu olarak çarpması sonucu trafik kazasının meydana geldiğini ve davacının yaralandığını, davacının olay esnasında emniyet kemerinin takılı olduğunu, davacıya sağlık ekipleri tarafından ihmali hareket edilerek davacıya müdahalede bulunulmadığını, kaza sonrası davacının baş ağrılarının artması nedeni ile … Devlet Hastanesi’ne 04/04/2016 tarihinde gittiğini ve hastanede kafa içi travma olduğunu öğrendiğini, olayla ilgili Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/50757 sayılı dosyası ile soruşturma yapılıp davalı …’in % 100 kusurlu bulunduğunu, dava öncesinde davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını, davalı sürücünün %100 kusurlu olması nedeni ile sorumlu olduğunu, davalı sigorta şirketinin ise davalı aracın ZMMS poliçesini düzenlemesi nedeni ile talepten sorumlu olduğunu, davacının olay nedeni ile bedensel zarara uğradığını, ameliyat olduğunu, davacının olay öncesi oto tamiri işi ile uğraşıp asgari ücretin üzerinde geliri olduğunu, davacının olaydan sonra üç buçuk ay çalışamadığını ve ameliyattan sonra iki ay bakıma ihtiyaç duyduğunu, bu nedenle bakıcı gideri, mahrum kalınan kar, geçici iş ve kalıcı iş göremezlik gideri talepleri ile yaşadıkları nedeni ile geçici/ kalıcı iş göremezlik tazminatı olarak şimdilik 3.000,00 TL tedavi süresince ihtiyaç duyan bakıcı gideri için 500,00 TL, tedavi sebebi ile tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masrafları için şimdilik 500,00 TL maddi tazminat olmak üzere toplamda 4.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihi itibariyle mevduata uygulanan en yüksek faizle birlikte, kaza sebebi ile oluşan manevi ızdırabın giderilmesi için 100.000,00 TL manevi tazminatın, olay tarihi itibariyle mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte, tahsilatta mağduriyet yaşanmaması adına kazaya karışan … plaka sayılı araç üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, davanın haksız fiilden kaynaklanması nedeniyle olay tarihi itibariyle mevduata uygulanan en yüksek faize hükmedilmesine, dava masrafları ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazları olduğunu, İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacını yeterli belge ile müracaat etmediğini, bu nedenle dava şartının yerine getirilmediğini, davanın bu açıdan reddi gerektiğini, … plakalı aracın ZMMS poliçesinin davalı sigorta şirketi tarafından düzenlendiğini, davalının sürücünün kusuru oranında sorumlu olduğunu, gerçek zararın tespiti gerektiğini, geçici iş göremezlik ve tedavi giderleri tazminat talebinin muhattabının SGK olduğunu, bunların poliçe teminatı kapsamında olmadığını, olay tarihinden faiz talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; taleplerin zamanaşımına uğradığını, davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğunu, kaza tarihinde davalının daha yüksek limitli poliçesi olduğunu, bu poliçeyi … sigorta şirketinin düzenlediğini, kaza ile hasar arasında illiyet bağı olmadığını, kazanın epilepsi hastalığına sebebiyet veremeyeceğini düşündüklerini, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddinin talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;
A-) Maddi Tazminat Davası Yönünden;
1-Maddi tazminat davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile, 3.902,97-TL geçici iş görmezlik tazminatı, 74.225,84-TL kalıcı iş göremezlik tazminatı, 768,60-TL bakıcı gideri ile 6.000,00-TL tedavi gideri olmak üzere toplam 84.897,41-TL tazminat bedelinin davalı …’tan olay tarihi olan 02/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı … Sigorta Şirketinden temerrüt tarihi olan 21/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine,
B-)Manevi Tazminat Davası Yönünden;
1-Manevi tazminat davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile, 75.000,00-tl manevi tazminat bedelinin davalı …’tan olay tarihi olan 02/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili tarafından süresi içinde verilen istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin söz konusu kaza sonrası dosyada mevcut hükme esas alınan raporunu kabul etmediklerini, özürlülük ölçütü sınıflandırmasına göre alınan raporun hükme esas alınmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, davadaki aleyhe olan hususları kabul anlamına gelmemekle birlikte raporlar arasında çelişki olup, çelişkinin giderilmesi gerektiğini, tek davada iki farklı oranın çıkması mağdur durumdaki davacı aleyhine olanın hükme esas alınmasının hukuka olan güveni sarstığını, müvekkili aleyhine hükmedilen 75.000,00 TL manevi tazminat miktarının çok düşük olduğunu, talep edilen manevi tazminat miktarının davalı sürücünün % 100 kusurlu olması göz önünde bulundurulduğunda makul bir rakam olduğunu, manevi tazminat miktarına hükmedilirken reddolunan kısım sebebiyle davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının müvekkili lehine kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurduğu görülmüştür.
Davalı … vekili tarafından süresi içinde verilen istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının hukuka, hakkaniyete ve özellikle ölçülülük ilkesine aykırı olduğunu, dava konusu kazada müvekkilinin % 100 kusurlu olduğu yönünden tespitler içeren hatalı kusur raporu ile dosya kapsamında yer alan ATK ve hesap bilirkişisi tarafından eksik incelemeler sonucunda hazırlanan çelişkili raporlar dikkate alınarak toplam 84.897,41 TL maddi zararın hesaplanması ve maddi tazminat talebinin kısmen kabul edilmesinin telafisi olarak maddi tazminat miktarıyla neredeyse aynı miktarda ve davacının zenginleşmesine sebebiyet verecek şekilde 75.000,00 TL gibi maluliyete göre oldukça yüksek bir manevi tazminata hükmedilmesi hukuken yerinde olmadığını, ilk derece mahkemesi tarafından davacının zenginleşmesine sebebiyet verecek şekilde hakkaniyete ve ölçülülük ilkesine aykırı olarak fahiş miktarda manevi tazminata hükmedildiğini, dava konusu kaza ile davacının epilepsi hastası olması ve görme ile ilgili rahatsızlık yaşaması arasında illiyet bağı olmadığını, ilk derece mahkemesince bu hususun göz ardı edilerek maddi tazminat miktarının hatalı olarak hesaplandığını bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine aksi yönden kanaate varılması halinde davacı lehine hükmedilen maddi tazminat miktarının itirazları doğrultusunda yeniden hesaplatılmasına ve hak ile nesafet kuralları çerçevesinde ölçülülük ilkesi de göz önüne alınarak daha düşük miktarda manevi tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurduğu görülmüştür.Davalı … Sigorta A.Ş vekili ve aleyhine hüküm kurulan … Sigorta A.Ş vekili tarafından süresi içinde verilen istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın usule ve yasaya aykırı olduğunu, dosyada davalı sıfatı bulunan müvekkilinin unvanının “… Sigorta A.Ş.” olup, 14.07.2021 tarihli gerekçeli kararda sehven “… Sigorta A.Ş.” olarak gösterildiğini, dava “… Sigorta A.Ş.”ye karşı açıldığını, cevap dilekçesinin de “… Sigorta A.Ş.”olarak dosyaya sunulduğunu, yargılama devam ederken işbu sigorta şirketinin unvanının “… Sigorta A.Ş.” olarak değiştirildiğini, şirket vekillerinden Av. …’ın da 06.03.2019 tarihinde “… Sigorta A.Ş.” adına vekaletnameyi ve ekinde unvan değişikliğine ilişkin … tarihli Ticaret Sicil Gazetesi suretini dosyaya sunduğunu, daha sonra dosyanın taraflarına devrolunduğunu ve dosyaya vekaletname sunulduğunu ancak hem … Sigorta A.Ş. hem de … Sigorta A.Ş. vekili olmaları nedeniyle sehven … Sigorta A.Ş. olarak vekalet sunulduğunu, daha sonraki tüm dilekçelerin … Sigorta A.Ş. adına verildiğini ve duruşmalarda adının … Sigorta A.Ş. vekili olarak tutanaklara geçirildiğini, … Sigorta A.Ş. adına dosyada hiçbir işlem yapılmadığını, tüm işlem, beyan, hesaplamalar … Sigorta A.Ş. adına yapıldığını, hükme esas alınan hesap raporunun hatalı ve kanuna aykırı olduğunu, faizi kabul anlamına gelmemekle birlikte ıslahla artırılan kısım yönünden ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken dava tarihinden itibaren faize hükmedildiğini bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE Dava, trafik kazasından kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesi gereğince cismani zarardan doğan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/076/2021 tarih, 2018/243 Esas 2021/611 Karar sayılı kararı ile, trafik kazasından kaynaklı, sürekli ve geçici işgöremezlikten, bakıcı gideri ve tedavi giderlerinden oluşan maddi tazminat davasının ve manevi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.İlk derece mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili, davalı … ve davalı … Sigorta AŞ vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi gereğince ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.Duruşma açılmasını gerektiren sebepler bulunmadığından HMK’nın 353 ve 355 maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler dosya üzerinden yürütülmüştür.Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler esas alındığında; 02/04/2016 tarihinde davalı … Sigorta (… Sigorta) şirketine sigortalı olan, davalı …’un maliki ve sürücüsü olduğu … plaka sayılı otomobille davacı …’ın maliki ve sürücüsü olduğu … plaka sayılı otomobilin çarpışması neticesinde yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana gelmiş olduğu, trafik kazası neticesinde davacının yaralanmış olduğu; Ankara ATK’dan alınmış olan … tarihli kusur raporunda trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sürücü …’un %100 oranında kusurlu, davacının ise kusursuz olduğunun tespit edilmiş olduğu; Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan davacı …’ın maluliyet oranın tespitine ilişkin alınmış olan … tarihli raporda, davacının meslekte kazanma gücü kayıp oranının %5 oranında olduğunun, trafik kazası nedeniyle davacının mutat iş ve gücünden kaldığı sürenin 3 ay olduğunun, sürekli bakıcı ihtiyacının olmadığı, geçici bakıcı ihtiyacının 2 hafta olduğunun, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinin ise 6.000,00 TL olduğunun rapor edilmiş olduğu, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınmış olan … tarihli raporun “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” uygulanmak suretiyle tesis edilmiş olduğu; itiraz üzerine Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınmış olan … tarihli ek raporda davacının meslekte kazanma gücü kayıp oranının %11,3 oranında, trafik kazası nedeniyle davacının mutat iş ve gücünden kaldığı sürenin 3 ay olduğunun, trafik kazası nedeniyle davacının mutat iş ve gücünden kaldığı sürenin 3 ay olduğunun, sürekli bakıcı ihtiyacının olmadığı, geçici bakıcı ihtiyacının 2 hafta olduğunun, SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinin ise 6.000,00 TL olduğunun rapor edilmiş olduğu, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınmış olan … tarihli ek raporun “ Çalışma Gücü ve Meslekte kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” uygulanmak suretiyle tesis edilmiş olduğu; aktüerya bilirkişisi tarafından düzenlenen … tarihli raporda PMF 1931 yaşam tablosu ve bilinen son gelirin her yıl için %10 artırım %10 iskonto edilmesi yöntemi dikkate alınarak yapılan hesaplamalar neticesinde davacı …’IN geçici işgöremezlik tazminatının 3.902,97 TL, sürekli işgöremezlik tazminatının 143.162,51 TL, geçici bakıcı giderinin 768,60 TL ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinin ise 6.000,00 TL olduğunun rapor edilmiş olduğu, davacı vekili tarafından tarihinde harcı yatırılmak suretiyle verilen dilekçe ile 3.902,97 TL geçici işgöremezlik, 143.162,51 TL sürekli işgöremezlik tazminatı, 768,60 TL geçici bakıcı gideri ve 6.000,00 TL SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderleri olarak bedel artırımında bulunulmuş olduğu; itiraz üzerine aktüerya bilirkişisi tarafından düzenlenen … tarihli raporda her ne kadar PMF 1931 yaşam tablosu ve bilinen son gelirin her yıl için %10 artırım ve %10 iskonto edilmesi yöntemi ile hesaplama yapılmış olduğu belirtilmiş ise de mahkemenin ara kararı doğrultusunda, aktüerya bilirkişi tarafından TRH-2010 yaşam tablosu ve bilinen son gelirin her yıl için %10 artırım %10 iskonto edilmesi yöntemi dikkate alınarak yapılan hesaplamalar neticesinde davacı …’ın geçici işgöremezlik tazminatının 3.902,97 TL, sürekli işgöremezlik tazminatının 74.225,84 TL, geçici bakıcı giderinin 768,60 TL ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinin ise 6.000,00 TL olduğunun rapor edilmiş olduğu; ilk derece mahkemesince aktüerya bilirkişi ek raporu hükme esas alınarak davacının geçici ve sürekli işgöremezlik, bakıcı gideri ve tedavi giderleri kalemlerinden oluşan maddi tazminat talebinin ve manevi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili ve davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmiş olması üzerine dosyanın istinaf incelemesi için dairemize gelmiş olduğu görülmüştür.
MADDİ TAZMİNATA İLİŞKİN İSTİNAF İNCELEMESİ;
A-) Davacı Tarafın İstinaf Taleplerine İlişkin Yapılan İncelemede;
Yargıtay uygulamalarına göre, maluliyet raporu adli tıp uzmanları tarafından düzenlenmeli ve maluliyet oranı kaza tarihindeki mevzuata uygun olarak belirlenmelidir.“Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen TBK’nın 54. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücü kaybı da bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.Somut olayda, ilk derece mahkemesince, usulüne uygun teşekkül ettirilmiş olan Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınmış olan … tarihli “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” kapsamında alınmış olan rapor mevzuata uygun kuruluşlardan ve maluliyet yönünden … kaza tarihi itibariyle mevzuata uygun yönetmelik uygulanarak alınmış olup, maluliyetin 02/04/2016 tarihinde yürürlükte olmayan “Çalışma Gücü ve Meslekte kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre değerlendirilmesi kaza tarihi itibariyle mümkün olmadığından, davacı vekilinin uygun yönetmelik hükümleri uygulanmak suretiyle maluliyet raporu alınmamış olduğu yönündeki davacı istinafının yerinde olmadığı; davacının sürekli maluliyet oranının tespitine ilişkin düzenlenmiş iki rapordaki maluliyet oranlarının farklılığı, Erciyes Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınmış olan … tarihli raporun “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” ve … tarihli ek raporun “Çalışma Gücü ve Meslekte kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” uygulanması neticesinde oluştuğu anlaşılmakla, iki maluliyet raporu arasındaki çelişkinin giderilmediği yönündeki davacı istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.
B-) Davalı …’un İstinaf İncelemesine İlişkin Yapılan İncelemede;
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınmış olan raporlarda davacının maluliyetinin trafik kazasından kaynaklandığı, davacının maluliyeti ile trafik kazası arasında illiyet bağı olduğu belirlenmiş olmakla; davalı tarafın davacının epilepsi rahatsızlığının trafik kazasından kaynaklanmadığı, kaza ile davacının maluliyeti arasında illiyet bağı olmadığı yönündeki istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.Davanın dayanağı olay, bir trafik kazası olup, KTK’nın 88. maddesi gereğince “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.” Yani işletilen bir aracın neden olduğu kaza sonucu araç sürücüsü, işleten ve sigorta şirketi ve varsa başka sorumlular müteselsilen sorumludur. Müteselsil sorumluluk “dış ilişkide” TBK 61. maddesinde; “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.”  şeklinde düzenlenmiştir.
Buna göre, araç işletenin sorumluluğunun dayanağı 2918 sayılı KTK’nın 85. maddesi, zorunlu mali sorumluluk sigortasının sorumluluğu aynı kanunun 91. maddesi sürücünün sorumluluğu TBK’nın 49. maddesi ve ev başkanın sorumluğu ise TMK’nın 369. maddesidir.Müteselsil sorumlular arasındaki ilişki ise aynı zarardan çeşitli nedenlerden dolayı sorumlu olma halidir. Zarar gören, zarar miktarının tamamının veya bir kısmının ifasını, dilerse borçluların tamamından, dilerse yalnız birinden isteyebilecek, talebini, isterse tüm sorumlulara karşı bir arada tek dava ile isterse ayrı ayrı açacağı davalar ile ileri sürebilecektir.Somut olayda, davalılar kazaya sebebiyet vermiş olan aracın sürücüsü, işleteni, ZMMS’i olup, kazadan zarar gören davacıya karşı bu kişilerin müteselsil sorumluluğu olup, davacı taraf zararının bunlardan birinden, birkaçından ya da tamamından tahsilini talep etmekte serbest olup, davalı tarafın sigorta poliçe limiti dahilinde olan tazminattan yalnızca davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu husus dikkate alınmadan, aleyhinde tazminata hükmedilmesi yönündeki istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.
C-) Davalı … Sigorta AŞ’nin İstinaf Talepleri Yönünden;
… tarihinde 6704 sayılı Kanun ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun’da yapılan değişikliklerin, dava konusu haksız fiil tarihinde yürürlükte olması nedeniyle somut uyuşmazlıkta uygulanması gerekmektedir. KTK’nın 90. maddesine göre; Zorunlu Mali Sorumluluk ZMMS kapsamındaki tazminatlar bu kanun ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen esaslara tabidir. Kanunda atıfta bulunulan Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında maddi tazminatın aktüeryal yönteme göre hesaplanacağı ve hesaplamalarda teknik faiz ve TRH – 2010 Yaşam tablosunun kullanılacağı belirtilmiştir. Tazminatın hesaplanmasında genel şartlardaki usul ve esaslara tabi olduğunu düzenleyen 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesindeki “genel şartlar” cümlesinin Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarihli ve 2019/40 Esas 2020/40 Karar sayılı (Resmi Gazete yayınlanma tarihi 09/10/2020) iptal kararıyla iptal edilmiş olunduğu, kaza 02/04/2016 tarihinde ve poliçenin 30/09/2015 tarihinde düzenlenmiş olduğu hususu gözetilerek; aktüerya bilirkişisi tarafından TRH – 2010 yaşam tablosu 1,8 teknik faiz yöntemine göre değil, TRH 2010 yaşam tablosu %10 artırımlı ve %10 indirimli iskonto yöntemine göre davacının sürekli işgöremezlik tazminatlarının hesaplanmasına ilişkin raporun hükme esas alınması usul ve yasaya uygun olduğu (Yargıtay 17.HD’nin 16/12/2020 tarih ve 2019/6352 E. 2020/8575 K. sayılı ilamı-Yargıtay 4.HD’nin 02/06/2021 tarih ve 2021/2781 E. 2021/2223 K. sayılı ilamı) ; 7327 sayılı İcra ve İflas Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 18.maddesinde “13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 90 ıncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Kanun” ibareleri “Kanunda” şeklinde değiştirilmiş, fıkraya birinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Bu tazminatlardan;
a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak,
b) Destekten yoksun kalma tazminatı, ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu ve zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak,
c) Sürekli sakatlık tazminatı, ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu ve zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı ve sürekli sakatlık oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak hesaplanır”
“Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Sigortacılık ve Özel Emeklilik düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirlenir” hükmü getirilmiş olmakla birlikte, aynı kanunun 23.maddesi uyarınca bu hüküm, kanunun Resmi Gazete’de yayımı tarihi olan … tarihinden sonraki kazalara ilişkin olarak açılan maddi tazminat davalarında uygulanacağından, davalı sigortanın TRH 2010 yaşam tablosu 1,8 teknik faiz yöntemine göre hesap yapılması gerektiği yönündeki istinafının yerinde olmadığı tespit edilmiştir.
6098 Sayılı TBK’nın 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş görmezlik zararlarının da bu kapsamda olmasına, sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları da 2918 Sayılı Kanunun 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacının geçici iş göremezlik tazminatını, davalı sigorta şirketinden talep edebilmesine, her ne kadar davalı tarafından ZMSS yeni genel şartları ve 6111 Sayılı Yasa ile değişiklik yapılan 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesi gereğince geçici iş görmezlik zararlarının tedavi giderleri kapsamında olduğundan bahisle, SGK’nın sorumluluğunda olduğu iddia edilmiş ise de, genel şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesi’nce iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi gideri olmayıp, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nın sorumluluğunda olduğuna ilişkin düzenlemenin de yer almamasına göre mahkeme kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşılmış olup, davalı sigortanın bu yöndeki istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.Yargıtay yerleşik uygulamalarına göre, haksız eylemden zarar gören kişinin bedensel zarar uğradığının ispatlanması yeterli olup, bakıcı giderlerinin ödediğine ilişkin belgelerin sunulması gerekmeyip, bakıcı gideri talebi yönünden kaza tarihinde yürürlükte olan brüt ücret tutarı (tamamı) üzerinden hesaplama yapılır. Bakıcı gideri kaza tarihindeki net asgari ücreti üzerinden yapılamayacağından, davalı sigorta şirketinin bakıcı giderlerinin Agisiz net asgari ücret üzerinden yapılması gerektiği yönündeki istinafının yerinde olmadığı tespit edilmiştir. (Yargıtay 17.HD.’nin 22/10/2020 tarihli ve 2020/1566 E. 2020/6103 K. sayılı ilamı)
Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüte düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek belirsiz alacak davasına, kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.Sigorta şirketinin poliçe kapsamında sorumlu olduğu tazminatı 2918 sayılı KTK 99. maddesi gereğince başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde ödemesi gerekmektedir. Bu süre içinde ödeme yapılmaz ise bu süre sonra erdikten sonra 9. gün sigorta şirketinin temerrüte düştüğü kabul edilir.Davacı tarafın davadan önce sigorta şirketine bir başvuruda bulunmaması halinde yada başvuru ispatlanmadığı hallerde davalı sigorta şirketinin dava tarihi itibari ile temerrüte düştüğü kabul edilerek bu tarihten itibaren faize hükmolunması gerekmektedir.Davacının dava açmadan önce davalı sigortacıya 08/02/2018 tarihinde başvuruda bulunduğu, davalı sigorta tarafından 09/02/2018 tarihli cevapta “Daimi maluliyet raporunun istendiği” anlaşılmakla, daimi maluliyet raporunun Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan alınması gerekip, bu raporun ancak mahkemece dava aşamasında ya da Sigorta Tahkim Komisyonu ‘na başvuru neticesinde alınabildiği hususu dikkate alındığında, davacının davalı sigortaya başvuruda bulunduğu 08/02/2018 tarihinden itibaren 8 iş günü sonrası olan 21/02/2018 tarihinde tüm tazminatlar yönünden ödemede temerrüte uğramış kabul edilerek, 21/02/2018 tarihinden itibaren maddi tazminata faiz uygulanması isabetli olup, ıslahla arttırılan kısım yönünden ıslah tarihinden itibaren faizi hükmedilmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren faiz uygulanmış olduğu yönündeki davalı sigorta istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.
MANEVİ TAZMİNATA İLİŞKİN İSTİNAF İNCELEMESİ; Olay tarihinde yürürlükte olan TBK’nın 56. maddesi hükümlerine göre, hakimin manevi tazminat adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. 22/06/1996 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Diğer yandan hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.Somut olayda, taraflar arasında yaşanan olayın oluş şekli, olay tarihi, kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü ile yukarıda ilkeler birlikte değerlendirildiğinde, ilk derece mahkemesince davacı lehine 40.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, davacı lehine hükmedilen manevi tazminatın 75.000,00 TL olduğu anlaşılmakla davalı … vekilinin manevi tazminatın miktarına ilişkin istinafının kısmen yerinde olduğu, davacı vekilinin istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.Somut olayda, karar tarihi olan 14/07/2021 tarihinde yürürlükte olan AAÜT’nin 10/2. maddesi hükmü gereğince, manevi tazminat davalarının kısmen reddi durumunda karşı taraf lehine tarifenin üçüncü kısmına göre avukatlık ücretine hükmedileceği ancak bu ücretin davacı lehine hükmedilecek ücreti geçemeyeceği düzenlenmiş olup, mahkemece 100.000,00 TL manevi tazminatın 75.000,00 TL’sinin kabul edilip 25.000,00 TL’lik manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş olunduğundan, dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirmiş olan davalı … lehine AAÜT’nin 10/2. maddesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmiş olması isabetli olup, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi yönündeki davacı istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.
Yukarıda izah edilen sebeplerle, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmemiş olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin ve davalı sigorta vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince manevi tazminat yönünden kaldırılarak, yeniden hüküm kurulmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere) ;
A-) Davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
Davalı … (…) Sigorta A.Ş’nin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
Davalı …’ın istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE,
B-) Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/243 Esas 2021/611 Karar sayılı kararının manevi tazminat yönünden yeniden hüküm kurulmak üzere KALDIRILMASINA, hükmün HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince YENİDEN TESİSİNE,
A-) MADDİ TAZMİNAT DAVASI YÖNÜNDEN;
1-) MADDİ TAZMİNAT DAVASININ KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE, 3.902,97-TL geçici iş görmezlik tazminatı, 74.225,84-TL kalıcı iş göremezlik tazminatı, 768,60-TL bakıcı gideri ile 6.000,00-TL tedavi gideri olmak üzere toplam 84.897,41-TL tazminat bedelinin davalı …’tan olay tarihi olan 02/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı … Sigorta Şirketinden temerrüt tarihi olan 21/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2-) Alınması gereken 5.799,34 TL karar ve ilam harcından dava açılırken davacı tarafından yatırılan 355,22 TL peşin harç ve 511,76 TL ıslah harcından mahsubu ile eksik kalan bakiye 4.932,36 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-) Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 355,22 TL peşin harç ile 511,76 TL ıslah harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-) Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan; 195,90 TL tebligat gideri, 111,525 TL müzekkere ve posta gideri, 850,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.157,43 TL yargılama giderinin kabul oranına göre hesaplanan 638,76 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-) Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde harcanmayan gider avansının taraflara resen iadesine,
6-) Davalı … tarafından yargılama boyunca yapılan 50 TL yargılama giderinden red oranına göre hesaplanan 22,41 TL’nin davacıdan alınarak iş bu davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-) Maddi tazminat davası yönünden davacı lehine A.A.Ü.T uyarınca 11.836,66 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
😎 Davalılar kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. uyarınca davalılar lehine takdir edilen 9.761,77 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
B-)MANEVİ TAZMİNAT DAVASI YÖNÜNDEN;
1-) MANEVİ TAZMİNAT DAVASININ KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE, 40.000,00-TL manevi tazminat bedelinin davalı …’tan olay tarihi olan 02/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-) Manevi tazminat yönünden karar tarihi itibariyle alınması gerekli 2.732,40 TL nispi karar harcının davalı …’tan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-) Manevi tazminat yönünden davacı tarafça yargılama boyunca yapılan, 195,90 TL tebligat gideri, 111,525 TL müzekkere ve posta gideri, 314,50 ATK Adli Tıp Fatura gideri, 700,00 TL ERÜ fatura gideri olmak üzere toplam 1.321,93 TL yargılama giderinin kabul red oranına göre hesaplanan 528,77 TL yargılama giderinin davalı …’tan alınarak davacı tarafa verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-) Manevi tazminat davası yönünden davacı lehine A.A.Ü.T. gereğince 6.000,00 TL vekalet ücretinin davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine,
5-) Manevi tazminat davası yönünden kendisini bir vekil ile temsil ettiren davalı … lehine A.A.Ü.T. 10/2. maddesi uyarınca 6.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak iş bu davalıya verilmesine,
6-) Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde davacı tarafa resen iadesine,
C-) Davacının istinaf başvurusu reddedilmiş olmakla;
1-) Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile 21,40 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
2-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-) Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Ç-) Davalı … (…) Sigorta A.Ş’nin istinaf başvurusu reddedilmiş olmakla;
1-) Alınması gereken 5.799,34 TL harcın peşin yatırılan 1.450,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.349,34 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
2-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-) Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
D-) Davalı …’un istinaf başvurusu kabul edilmiş olmakla;
1-) İstinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
2-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-) Davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 97,70 TL tehiri icra harcı ve posta masrafı 120,10 TL olmak üzere toplam 379,90 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
E-) 1-) İstinaf yargılaması bakımından istinaf kanun yoluna başvuranlar tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1,2. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK md. 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 06/01/2022