Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2235 E. 2021/1543 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T. C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2235
KARAR NO: 2021/1543
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/09/2020
NUMARASI: 2019/286 Esas, 2020/452 Karar
DAVA TÜRÜ: Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH : 30/11/2021
YAZILDIĞI TARİH: 30/11/2021
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/09/2020 tarih, 2019/286 Esas, 2020/452 Karar sayılı ilamına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu nedeniyle Dairemize gönderilmiş olmakla ön inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde; … plakalı araç ile … plakalı aracın karıştığı trafik kazası nedeniyle müvekkiline ait … plakalı araçta maddi hasar meydana geldiğini, onarım giderlerinin karşılandığını ancak araçta meydana gelen değer kaybı nedeniyle müracaatta bulunulduğu ancak yanıt alınamadığını, arabuluculuk faaliyetinin de sonuçsuz kaldığını, bu nedenle şimdilik 1.000,00-TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmişir.
SAVUNMA: Davalı …’nin savunmasının ve dayanaklarının özetle; … plakalı aracın müvekkili şirketçe sigortalandığını, davanın İstanbul Anadolu Mahkemelerinde açılması gerektiğini, mahkememizin yetkisiz olduğunu, davacının müvekkili şirkete herhangi bir başvuruda bulunmadığını, bu nedenle davanın reddini talep etmiştir.Davalı … Turz. Nak. Ve Gıda Mad. Ltd. Şti.’nin savunmasının ve dayanaklarının özetle; davacı tarafından kusura ilişkin beyanları kabul etmediklerini, bu hususta rapor alınması gerektiğini, müvekkili şirketin kaza nedeniyle bir kusurunun bulunmadığını, sigorta şirketlerine başvuruda bulunması gerektiğini, bu davanın müvekkili şirkete yöneltilmesinin davacı tarafın kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi talebi olduğu, delillerin ise poliçe, hasar dosyası, bilirkişi incelemesi olduğunun tesbitine,
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi Tarafından “…davacının aracının 14/11/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu maddi hasar gördüğü ayrıca araçta değer kaybı zararı oluştuğu, kazanın oluşumuna sebebiyet veren … plaka sayılı aracın kaza tarihi itibariyle davalı … şirketinin ZMMS poliçesi kapsamında teminat altına aldığı, doğrudan zararlar kapsamında araçtaki değer kaybının davalı … şirketinden talep edilebileceği, ayrıca sürücü ve işleten konumundaki diğer davalıların da aynı zarardan müteselsilen sorumlu oldukları dikkate alınarak davanın dava dilekçesi doğrultusunda kabulüne karar verilmiştir. Her ne kadar davacı vekili 18/06/2020 tarihinde tahkikat sona erdirildikten sonra 02/09/2020 tarihide değer arttırım dilekçesi vermiş ise de, ıslah veya değer arttırım dilekçesinin mahkemece dikkate alınabilmesi için en geç tahkikat sona erdirilmeden önce verilmesi gerektiği, tahkikatın bitirileceği ihtar edilmekle birlikte davacının değer arttırım veya ıslah dilekçesi için ayrıca süre istemediği gözetilerek davanın değer arttırım dilekçesi dikkate alınmaksızın dava dilekçesi doğrultusunda kabulü ile; 1.000,00-TL maddi tazminatın (araç değer kaybı) davalılar … ve … Turizm Nakliyat Gıda Maddeleri Ltd. Şti.’den kaza tarihi olan 14/11/2018 tarihinden itibaren, davalı … yönünden dava tarihi olan 14/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, ” şeklinde karar verilmiştir.İşbu kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişi raporuna itiraz etmiş olmasına rağmen mahkeme tarafından Anayasa ve Normlar hiyerarşisine aykırılık iddialarının kabul görmediğini, bu konudaki mahkeme tarafından itibar edilmeyen itirazlarının, Anayasa mahkemesinde açılan davada kabul gördüğünü ve Anayasa Mahkemesi tarafından Karayolları Trafik Kanunu’nun zorunlu trafik sigortasına ilişkin 90 ve 92. maddelerinde yer alan “Trafik Sigortası Genel Şartları” ifadelerinin iptal edildiğini, genel şartlara ekli değer kaybının hesaplama formüllerine göre yapılan değer kaybı hesabının sadece sigortaya karşı açılan davalarda kabul görebileceğini, kendisinin ise aracın işleteni ve sürücüne karşı da dava açtığını, bu nedenle bilirkişiler tarafından piyasa koşullarına göre değer kaybı hesap edilerek karar verilmesi gerekirken sigorta tazminatı için çıkarılmış bir hesaplama yöntemi ile işleten ve sürücünün de aynı yöntemle yapılan tazminat hesabına göre sorumlu tutulmasının kanuna aykırı olduğunu beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını ve talebi ve itirazları doğrultusunda “yeniden bilirkişi raporu alınarak” değer kaybının tespit edilmesini tarafına müddeabihin artırılması için süre verilerek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Tavzih talebinde bulunan … vekili 15/11/2020 tarihli Uyap sisteminden sunduğu dilekçesiyle; 24/09/2020 tarihli gerekçeli kararın hüküm kısmında …. yönünden hüküm kurulduğunu, bilirkişi raporlarıyla diğer davalı … şirketinin sorumluluğunun olduğunu, davalı …. açısında davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek bu yönlerden tavzih kararı verilmesini talep etmiştir.Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/11/2020 tarih 2019/286 Esas, 2020/452 Karar sayılı ek kararı ile; davalı … vekilinin tavzih talebinin reddine, hükmün tashihi ile davalı …’nin hüküm başlığından çıkarılmasına karar verildiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin değerlendirilerek incelemeye alınabilmesi için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur. Bu maddede sayılan koşullardan birinin mevcut olmaması halinde istinaf başvurusunun usulden reddedilmesi gerekir. Bu şartlar kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmaktadır. İstinaf talebine konu eldeki dosya kapsamı incelendiğinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, davacı vekili istinaf başvurusunun ön inceleme bakımından kabul edilebilir olduğu ve inceleme aşamasına geçilmesi gerektiği görülmüştür. 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesinde, Bölge Adliye Mahkemesinin, incelemesini kamu düzenine ilişkin hususlar hariç olmak üzere istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplere bağlı olarak yapması gerektiği hususu düzenlenmiştir. (Aynı yönde Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2018/9860 Esas ve 2018/14781 Karar sayılı ilamında da Bölge Adliye Mahkemelerinin istinaf sebepleri ile bağlı olduğu vurgulanmıştır.)Yukarıda açıklaması yapılan HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince davacı vekilinin istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde;İstinaf incelemesine konu dava, trafik kazasından kaynaklanan hasar nedeniyle ortaya çıkan değer kaybı zararının giderilmesi istemine ilişkindir.Dava konusu kazanın, 14/11/2018 günü, davalı … Ltd Şti’ye ait olup kaza tarihinde davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davacıya ait … plakalı aracın çarpışmasıyla meydana geldiği, eldeki davada kaza nedeniyle davacı aracında oluşan değer kaybının tazmininin talep edildiği anlaşılmıştır.Öncelikle kazanın oluşumundaki kusur durumu değerlendirildiğinde; kazanın meydana geldiği mahalde mobese sistemi bulunduğu, kaza tespit tutanağının mobese görüntüleri doğrultusunda tanzim edildiği ve davalı …’ın kırmızı ışık ihlali yaptığının belirlendiği, dosya kapsamında tanzim edilen 10/04/2020 havale tarihli bilirkişi heyeti raporunda da davalının kırmızı ışık ihlali yaptığı bu nedenle %100 kusurlu bulunduğu, kusur tespitinin dosya kapsamı ve olayın oluş şekli ile uyumlu olduğu görülmektedir.Araç hasarında değer kaybı; aracın hasarsız haldeki 2. el piyasa değeri ile hasarın onarımından sonraki 2. el piyasa değeri arasındaki fark olup, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarında, değer kaybının, araçların modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, davacı tarafın iddiaları, davalının savunmaları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek araçların kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değerleri arasındaki farka göre belirlenmesi gerektiği kabul edilmiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/6070 Esas, 2020/3614 Karar sayılı ilamı) Yapılan açıklamalar doğrultusunda değer kaybı hesabının Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları EK-1de bulunan “Değer Kaybı Hesaplanması” yöntemine göre değil, kazalı aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, aracın markası, özellikleri ve model yılı, kullanım amacı, kullanım süresi, yıpranma payı (aracın km’si, metal komponentlerin yoğunluğu, korozyon dozajı ve önceye ait hasarlar nedeni ile orjinalliğin yitirilip yitirilmediği), aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği (orijinal olup olmadığı), tramer kayıtlarına göre araçta meydana gelen hasarlar irdelenerek, emsal satışlar da araştırılmak suretiyle, aracın olay tarihindeki 2. el rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki 2. el rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybının bilirkişi tarafından hesaplanması gerekir. Açıklanan hususlarda bilirkişi heyetinden ek rapor alınmadan eksik inceleme neticesinde usul ve yasaya aykırı karar verilmiş olmasından dolayı davacı vekilinin bu yöndeki istinafının yerinde olduğu görülmüştür.Yukarıda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere davanın çözümünü sağlayacak ve esasına etki edecek nitelikteki deliller usulünce ve tam manasıyla toplanmadan dolayısıyla değerlendirilmeden ilk derece mahkemesince hüküm kurulmuş olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen sebeplerle kabul edilerek, ilk derece mahkemesi kararının, duruşma yapılmaksızın, kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye iadesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.Bu nedenle; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılıp davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine dair 6100 sayılı HMK md. 353/1-a-6 gereğince duruşma açılmaksızın aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
1-) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen sebeplerle KABULÜNE, 6100 sayılı HMK md. 353/1-a-6 uyarınca Kaysei 2. Ticaret Mahkemesi’nin 24/09/2020 tarihli, 2019/286 Esas, 2020/452 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-) Davanın yukarıda gerekçe bölümünde belirtilen hususlar değerlendirilerek yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-) Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2/2. maddesi gereğince ve Dairemizce dosya hakkında duruşma yapılmaksızın karar verilmesi gözetilerek vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
4-) Davacı tarafça peşin yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde yatıran taraflara İADESİNE, istinaf kanun yoluna başvuru harcının ise HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-) İstinaf kanun yoluna başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-) İstinaf yargılaması bakımından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümlerine göre yatırana İADESİNE,
7-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin 6100 sayılı HMK md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, 6100 sayılı HMK md. 353/1-a-6 gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK md. 353/1-a, 362/1-g uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 30/11/2021