Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2230 E. 2022/1567 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T. C.
K A Y S E R İ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2230
KARAR NO: 2022/1567
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/09/2021
NUMARASI: 2020/650 Esas, 2021/718 Karar
DAVANIN KONUSU: Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ: 29.09.2020
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 19.10.2022
YAZILDIĞI TARİH: 20.10.2022
Yukarıda ayrıntılı bilgileri yazılı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/650 Esas, 2021/718 Karar sayılı kararına karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize tevzi edilmiş olmakla dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle: … tarihinde davacı müvekkili … ‘in içerisinde yolcu olarak bulunduğu, dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile … istikametinden … istikametine seyir halinde iken yol zeminin ıslah olması sebebiyle direksiyon hakimiyetini kaybederek yolun solunda bulunan trafik levhasına çarpması neticesinde tek taraflı trafik kazasının meydana geldiğini, kazada müvekkilinin ağır bir şekilde yaralandığını, geçici ve kalıcı iş göremezliğe maruz kaldığını ve bakıcı ihtiyacı doğduğunu, yargılama konu kazanın meydana gelmesinde … plaka sayılı otomobil içerisinde yolu olarak bulunan davacının hiçbir kusurunun bulunmadığını, dava konusu trafik kazası sonucunda ağır olarak yaralanan müvekkilinin sırt omurlarında kırıklar başta olmak üzere vücudunun çeşitli yerlerinde çok sayıda kırık, yaralanma, ezilme ve berelenmelerin meydana geldiğini, iş bu trafik kazasında müvekkili … ‘in yaralanması, geçici ve kalıcı iş göremezliğine maruz kalması ve bakıcı ihtiyacı doğması nedeniyle uğramış olduğu maddi zararların tazmini için gerekli bilgi ve belgeler ile 14/06/2019 tarihinde başvuruda bulunduklarını, bunlardan bahisle; kalıcı iş göremezlik bedeli olarak 9.000,00-TL, geçici iş göremezlik bedeli olarak 500,00-TL, bakıcı gideri olarak 500,00-TL olmak üzere toplam 10.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsil edilerek davacıya verilmesine, her türlü yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … Anonim Şirketi vekili, cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı sigorta şirketince sigortalanan … plakalı araçta yolcu olarak seyahat etmekte iken araç sürücüsü … ‘in seyir halinde yol zeminin ıslak olması sebebiyle direksiyon hakimiyetini kaybederek yolun solunda bulunan levhaya çarptığını, tek taraflı trafik kazası meydana geldiğini, bilindiği gibi 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 9/1 maddesinde, zorunlu mali sorumluluk sigortasının, motorlu araç işletenlerinin aynı yasanan 85/1 maddesinde belirtilen sorumluluklarını karşılamak üzere yaptırıldığının açıklandığını, bu buna göre zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu işletenin sorumluluğu esasına dayandığını, sigorta şirketinin sorumluluğu aracın işleticisi veya aracın sürüsünün kusuru oranında olması gerektiğinin, kazanın meydana gelmesinde kusurun tamamının … plakalı araç sürüsünde bulunduğu yönündeki iddianın doğru olmadığını, kazanın meydana gelmesinde yol durumunda önemli bir etken olduğunu, bu nedenle öncelikle kusur incelenmesinin yapılmasının gerektiğini, ayrıca geçici iş göremezlik bedeli, sigorta poliçesi teminat kapsamının dışında olduğunu, davacının kaza tarihinden itibaren faiz isteminin yasal olmadığı gibi avans faiz talebinin de yasaya uygun olmadığını, bunlardan bahisle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile; davacının 2.046,72-TL geçici bakıcı gideri zararı, 4.850,16-TL geçici iş göremezlik zararı, 223.655,46-TL sürekli iş göremezlik (maluliyet) zararı olmak üzere toplam 230.552,34-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 25/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacı’ya verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine, dair karar verildiği anlaşılmıştır.Taraflarca İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: A-) Davacı vekili, süresi içinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yargılamaya konu kazanın meydana gelmesinde dosya kapsamında 28.12.2020 tarihli kusur raporu ile açıkça tespit edildiği üzere … plaka sayılı otomobil içerisinde yolcu olarak bulunan davacı müvekkilinin hiçbir kusurunun olmadığını, ilk derece mahkemesince verilen karar ilamında hüküm altına alınan miktarlara nasıl ulaşıldığı, davanın kısmen kabulüne ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmesinin gerekçesinin ne olduğu denetime elverişli olarak usulüne uygun bir şeklide belirtilmediğini, ilk derece mahkemesince gerekçelendirilmeyen kısmen kabul, kısmen redde dayanak davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davanın kısmen kabul kısmen reddine esas teşkil eden gerekçe bilinmediğinden ve hükmün işbu yönüyle kaldırılarak davanın tümüyle kabulüne karar verilmesi gerektiğinden davacı aleyhine hüküm altına alınan feri niteliğindeki yargılama gideri ve vekalet ücretinin de kaldırılması gerektiğini, bu nedenlerle tehir-i icra taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın davalı aleyhine kaldırılmasını talep etmiştir.
B-) Davalı vekili, süresi içinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince takdir edilen bakıcı giderlerinin tazmini ve geçici iş göremezlik zararı tazmininin yasaya uygun olmadığını, maluliyet oranı ve zarar hesaplamasının yasaya uygun yapılmadığını, maluliyet oranları ve dolayısıyla zarar hesabının yanlış tespit edildiğini, kusur oranının %100 sigortalı araç sürücüsünde olduğu yönündeki kabul ve buna göre tazminat hesabının doğru olmadığını, yol durumu dikkate alınmadan kusur oranın hesaplandığını, kusur nispeti hakkında itirazlarının dikkate alınmadığını, hatır taşımacılığı indirimi yapılmadan tazminat tutarı hesap edildiğini, bu nedenlerle tehir-i icra taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun değerlendirilerek incelemeye alınabilmesi için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur. Bu maddede sayılan koşullardan birinin mevcut olmaması halinde istinaf başvurusunun usulden reddedilmesi gerekir. Bu şartlar kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmaktadır. İstinaf talebine konu eldeki dosya kapsamı incelendiğinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, taraflarca yapılan istinaf başvurularının ön inceleme bakımından kabul edilebilir olduğu tespit edilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesinde 6 bent halinde belirtilen koşulların varlığı durumunda ise davanın esası incelenmeden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verileceği aynı maddede düzenlenmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi 6. bendinde, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli deliller toplanmadan veya değerlendirilmeden ilk derece mahkemesince karar verilmiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması istinaf aşamasında duruşma yapılmadan istinaf başvurusunun kabulüne dair karar verilecek usul hatası olarak kabul edilmiştir.6100 sayılı HMK’nın 355. maddesinde, Bölge Adliye Mahkemesinin, incelemesini kamu düzenine ilişkin hususlar hariç olmak üzere istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplere bağlı olarak yapması gerektiği hususu düzenlenmiştir. (Aynı yönde Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2018/9860 Esas ve 2018/14781 Karar sayılı ilamında da Bölge Adliye Mahkemelerinin istinaf sebepleri ile bağlı olduğu vurgulanmıştır.)
İstinaf incelemesine konu dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Yukarıda yapılan genel açıklamalar ışığında, ilk derece mahkemesinin dosyası tarafların istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar ile bağlı kalınarak incelendiğinde, aşağıda belirtilen ve esasa etki eden hususlarda delillerin eksik toplandığı ve ayrıca ilk derece mahkemesi kararında bu sayılan sebeplere ilişkin hiçbir değerlendirme yapılmadığı, bir başka anlatımla sayılan sebeplere ilişkin hiçbir gerekçe bulunmadığı görülmüştür. Şöyle ki;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297/1. maddesinin c bendinde hükmün; “Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri” kapsaması gerektiği belirtilmiştir.Bir mahkeme kararının gerekçesi o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyar. Kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterir. Tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve kanun yolu incelemesi yapan merciilerin hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta bir gerekçe bölümünün bulunması zorunludur. Mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasa’nın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK’ nun 27. ve 297. maddeleri, işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/6-18 Esas-2011/30 Karar sayılı, 05.12.2007 gün ve 2007/3-981/936 sayılı; 23.01.2008 gün ve 2008/14-29/4 sayılı kararları).Yine, bazen bir mahkeme kararının, başka bir dava yönünden kesin hüküm veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi konularda yapılacak hukuksal değerlendirmelerin sağlıklı olabilmesi de, o kararın yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür (Hukuk Genel Kurulu’ nun 18.10.2006 tarih ve 2006/11620 esas, 2006/659 karar sayılı kararı).İstinaf incelemesine konu somut olayımıza gelince; İlk derece mahkemesince hükme esas alınan 28/06/2021 tarihli hesap bilirkişisi raporunda davacının bir ay süreli bakıcı ücreti zararının 2.558,40-TL olduğu, üç ay süreli geçici iş göremezlik zararının 6.062,70-TL olduğu, %23 oranında sürekli iş göremezlik zararının 279.569,32-TL olduğu, yani davacının toplam zararının ( 2.558,40+ 6.062,70+279.569,32) 288.190,42-TL olduğu hesaplanmıştır. Davacı vekili, 07/07/2021 tarihli bedel artırım dilekçesinde taleplerini hesap raporu doğrultusunda artırarak bir ay süreli bakıcı ücreti zararı 2.558,40-TL, üç ay süreli geçici iş göremezlik zararı 6.062,70-TL, %23 oranında sürekli iş göremezlik zararı 279.569,32-TL olmak üzere toplam 288.190,42-TL talep ettiğini belirtmiştir.İlk derece mahkemesinin kısa kararında ve gerekçeli kararın hüküm sonucunda davanın kısmen kabulü ile davacının 2.046,72-TL bakıcı gideri zararı, 4.850,16-TL geçici iş göremezlik zararı, 223.655,46-TL sürekli iş göremezlik (maluliyet) zararı olmak üzere toplam 230.552,34-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 25/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine dair karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince, 28/06/2021 tarihli hesap bilirkişisi raporunda ve davacının 07/07/2021 tarihli bedel artırım dilekçesinde belirlenen miktarlar üzerinden re’sen %20 indirim yapılmak suretiyle hüküm kurulduğu anlaşılmasına rağmen hangi gerekçeyle %20 indirim uygulandığı hususunda gerekçeli kararda herhangi bir açıklamaya yer verilmemiştir.Bu haliyle; ilk derece mahkemesince, hangi gerekçeyle %20 indirim uygulandığı hususunda gerekçeli kararda herhangi bir açıklamaya yer verilmemesi yani gerekçeli kararın usulün öngördüğü şekilde oluşturulmaması verilen kararın denetiminin yapılmasını olanaksız kılmaktadır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin E:2015/14916, K:2016/1980, 11. Hukuk Dairesi’nin E:2015/6831, K:2016/1977 sayılı kararlarında da aynı yönde açıklamalara yer verilmiştir.) Dolayısıyla ilk derece mahkemesi kararının bu yönüyle kaldırılması gerekmiştir.
Yukarıda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere ilk derece mahkemesince, 6100 sayılı HMK’ nun 27. ve 297. maddelerine aykırılık oluşturacak şekilde 28/06/2021 tarihli hesap bilirkişisi raporunda ve davacının 07/07/2021 tarihli bedel artırım dilekçesinde belirlenen miktarlar üzerinden hangi sebeple %20 indirim uygulandığı hususunda gerekçeye yer verilmeksizin hüküm kurulmuş olduğundan, tarafların diğer istinaf itirazları bu aşamada incelenmeksizin istinaf talepleri belirtilen sebepten dolayı kabul edilerek, ilk derece mahkemesi olan Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/650 Esas, 2021/718 Karar sayılı kararının, duruşma yapılmaksızın, kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye iadesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak 6100 sayılı HMK md. 353/1-a-6 gereğince duruşma açılmaksızın aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
1-) Tarafların istinaf başvurularının, gerekçe bölümünde ayrıntılı olarak belirtilen sebep yönünden KABULÜ İLE; 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28.09.2021 tarihli, 2020/650 Esas, 2021/718 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-) Davanın yukarıda gerekçe bölümünde belirtilen hususlar değerlendirilerek yeniden görülmesi için dosyanın MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-) Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2/2 maddesi ve Dairemizce dosya hakkında duruşma yapılmaksızın karar verildiği gözetilerek; taraflar lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
4-) Taraflarca peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harçlarının talep halinde ilgili tarafa İADESİNE, taraflarca ayrı ayrı yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvuru harçlarının ise Hazineye gelir kaydına,
5-) Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden yapılacak yargılama sonucu verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-) Taraflarca istinaf yargılaması bakımından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümlerine göre yatırana İADESİNE,
7-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin HMK m. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, 6100 sayılı HMK md. 353/1-a-6 gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK md. 353/1-a, 362/1-g uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.20/10/2022