Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2156 E. 2022/1585 K. 21.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T. C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2156
KARAR NO: 2022/1585
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/09/2021
NUMARASI: 2020/510 Esas 2021/719 Karar
DAVA :Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 21/10/2022
YAZILDIĞI TARİH: 21/10/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/510 Esas 2021/719 Karar sayılı ilamı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26/09/2017 tarihinde, müvekkili …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklet ile … Mahallesi … Kümeevleri Blokları önünde seyir halinde iken … Blok önün bulunan park halindeki … plaka sayılı otomobilin ters yöne doğru dönmeye çalışan davalı sürücü …’in yola ani çıkış yaptığı sırada müvekkilinin motosikletinin önüne çıkması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, yargılama konusu trafik kazasına sebebiyet veren … plaka sayılı araç kaza tarihi itibariyle zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi uyarınca davalı … şirketinin sigorta teminatı kapsamında olduğunu, dava konusu trafik kazası sebebiyle Kayseri 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/358 esas sayılı dosyası ile yargılama yapıldığını, bu doğrultuda 09/03/2020 tarihinde 2020/4360 başvuru numaralı ile arabuluculuğa başvurulduğu, herhangi bir sonuç alınamadığını bunlardan bahisle; kalıcı iş göremezlik bedeli olarak 100,00-TL, geçici iş göremezlik bedeli olarak 100,00-TL, bakıcı gideri tazminatı olarak 100,00-TL olmak üzere toplam 300,00-TL bakiye maddi tazminatının kaza tarihinden işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsili ile davacıya ödenmesine, her türlü yargılama giderinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin dava dilekçesinde belirttiği, 30/11/2018 tarihli tazminat olarak 20.554,00-TL ödeme yapıldığını, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun sorumluluğuna ilişkin anlaşmalar başlığı altında düzenlenen madde çerçevesinde davacının talebinin yersiz olduğunu, şirketin poliçeden doğan sorumluluğunun yerine getirdiğini, dosya içerisinde yer alan ve müvekkili şirkete başvuru esnasında ibraz edilen 16/10/2018 maluliyet raporuna göre ödeme yapıldığı, iş bu rapor dışında herhangi bir rapor ibraz edilmemiş olması sebebi ile dosyanın usulden reddine karar verilmesinin gerektiğini, kusur oranlarının tespiti için hem adli tıp trafik ihtisas dairesinden hem de karayolları genel müdürlüğü fen heyetinden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmasının gerektiğinin, müvekkili şirketin başvuru konusu trafik kazası bakımından olası sorumluluğu 01/06/2015 tarihinde yapılan değişilik ile yeniden düzenlenen zorunlu mali mesuliyet sigortası genel şartları uyarınca belirlenmesinin gerektiğinin, poliçe kaza tarihi yeni genel şartlar yürürlük tarihi olan 01/06/2015’ten sonra olup, somut olaya yeni genel şartlarda belirlenen esasların uygunlanmasının gerektiğini, soruşturma ve kovuşturma dosyasının celp edilerek uzlaşma sağlanıp sağlanmadığının tespitinin gerektiğini, eksik evrak nedeniyle davanın reddine, tüm harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davanın KABULÜ ile; Davacının 1.777,50-TL bakıcı gideri zararı, 8.995,66-TL geçici iş göremezlik zararı, 18.637,03-TL sürekli iş göremezlik (maluliyet) zararı olmak üzere toplam 29.410,19-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 03/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden alınarak davacı …’ye verilmesine” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; karara esas alınan bilirkişi raporunda yaşam süresinde TRH yaşam tablosu ile birlikte % 10 artırım ve % 10 iskonto oranının esas alınmasının hatalı olduğunu, TRH-% 1,8 teknik faizle hesaplama yapılması gerektiğini, TRH yaşam tablosunun kullanılması hususuna itirazının bulunmadığını, ancak TRH yaşam tablosu ile birlikte PMF yöntemi ile birlikte kullanılan % 10 artırım ve % 10 iskonto yönteminin kullanılmasının hatalı olup şirket aleyhine haksız ve fahiş sonuç doğurduğunu, dava konusu trafik kazası sonucu davacı tarafa müvekkili şirket tarafından 30/11/2018 tarihinde 20.554,00-TL ödeme yapıldığını, Yargıtay’ın kabul ettiği hesaplama yöntemleri ve TRH tablosu dikkate alınarak yapılan ödeme sonucunun müvekkili şirketin sigorta poliçesi hükümlerini tamamen yerine getirdiğini, ancak karara esas alınan hesap raporunda hatalı şekilde bakiye tazminat hesabının yapıldığını, müvekkili şirketçe 30/11/2018 tarihinde yapılan ödemenin TRH 2010 yaşam tablosu ve 1,8 teknik faizin (iskonto oranının) esas alınarak ödeme tarihine göre yeterli olup olmadığının tespiti, yeterli olmaması halinde ise ödemenin güncel değerinin bakiye tazminat zararından mahsup edilmesi gerektiğini, karar konusu uyuşmazlığın zorunlu mali mesuliyet sigortası yeni genel şartlarına tabi olduğundan müvekkili şirketin tedavi dönemine dahil olan geçici iş göremezlik tazminatı sorumluluğunun olmadığını, geçici iş göremezliğe ve bakıcı giderine ilişkin tüm sorumluluğun SGK’na ait olduğunu, müvekkili şirketin poliçe kapsamında geçici iş göremezlik giderlerinden sorumlu olmadığını, davacının davaya konu kaza nedeni ile SGK’ndan elde ettiği gelir ve tazminatların tespit edilmesi ve tazminattan indirilmesi gerektiğini beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince davalı vekilinin istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde;
Dava, haksız fiilden kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. ve 56. maddeleri gereği cismani zarardan doğan maddi tazminat istemine ilişkindir. Somut uyuşmazlıkta, 26/09/2017 tarihinde davacının sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile dava dışı …’in idaresindeki … plakalı aracın çarpışması neticesinde davacının yaralandığı sabittir. Davalı … … plaka sayılı aracın zorunlu mali mesuliyet sigorta şirketidir. Dosya kapsamında tanzim edilen 17/05/2021 tarihli kusur raporunda; … plaka sayılı otomobil sürücüsü … park halinde bulunduğu konumdan, cadde üzerinde geri U dönüşü yapmak istediğinde karşıdan gelen geçmekte olan veya sağ arka kesimden gelen, yaklaşan araçları kontrol ederek, çift taraflı olarak gelen araçların güvenli geçişini sağlaması, dönüş için şartlar uygun hale geldiği koşullarda, aracının sinyalini de kullanarak gerçekleştirmesi gerekirken hatalı manevra davranışı ile kural ihlali yaptığı tespit edilmiştir. Hükme esas alınan 17/05/2021 tarihli raporun kaza tespit tutanağı, savcılık aşamasında alınan 30/04/2018 tarihli trafik bilirkişi raporu ve olayla uyumlu olduğu açıktır.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesinde, bedensel zarar kapsamına giren zarar türleri sayılmış olup kazanç kaybı da tazmini gereken zararlardandır (aynı yönde düzenleme, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 46. maddesinde de benimsenmiştir). Anılan yasal düzenlemeyle, sadece çalışma gücündeki sürekli ve kalıcı kayıp halinde değil, belirli süreli kayıp halinde oluşan zararın da tazmininin gerektiği açıkça kabul edilmiştir. Diğer yandan, davalı tarafın savunması haklı kabul edilerek, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’nın A.5-b maddesi gereği geçici işgöremezlik zararının, sağlık giderleri içinde yer aldığı ve ZMSS teminatı kapsamında olmadığı kabul edilmişse de, 6111 sayılı Kanun’un 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98.maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği aşikardır. Açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında; Anayasa Mahkemesinin KTK 90/İ maddesinin iptali de göz önüne alınıp TBK’nın 54.maddesi ile KTK’nın 98.maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan geçici işgöremezlik ve bakıcı giderine ilişkin zararından sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine ait olduğundan davalı … şirketinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/2511 Esas, 2021/2452 Karar Sayılı İlamı ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/6271 Esas, 2020/8104 Karar Sayılı İlamı) Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda zararın belirlenmesi bakımından TRH yaşam tablosu ve %10 arttırma %10 iskonto uygulanmak sureti ile hesaplama yapılmıştır, 2918 sayılı KTK’nın 6704 sayılı Yasayla değişik 90, 92, 93, 97 ve 99. maddelerinin kimi yönlerden Anayasanın bir kısım hükümlerine aykırılık oluşturacağından bahisle yapılan itiraz başvuruları üzerine, 09/10/2020 günlü ve 31269 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih, 2019/40 esas ve 2020/40 karar sayılı ilamı verilen kısmi iptal kararı, somut olayda hesaplama yöntemi olarak 1,8 teknik faiz kullanılarak hesaplama yapılması gerektiği yönündeki davalı … vekilinin istinaf itirazının da yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Ayrıca mahkemece Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’na müzekkere yazılarak davaya konu kaza nedeniyle davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı, maaş bağlanıp bağlanmadığı sorulmuş olup, 15/09/2020 tarihli müzekkere cevabıyla davacıya ödeme yapılmadığı, maaş veya gelir bağlanmadığı bildirilmiştir. Bu şekilde hesaplanan tazminat tutarından mahsup edilmesi gereken bir kalem olmadığı açık olup aksi yöndeki davalı vekilin istinaf sebepleri haklı bulunmamıştır.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuran davalı vekilinin istinaf dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçeler ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-) Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-) İstinaf başvurusu nedeniyle alınması gereken 2.009,01-TL nispi istinaf karar harcından başvuru sırasında peşin alınan 463,00-TL’nin mahsubu ile bakiye 1.546,01-TL istinaf karar harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-) Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
5-) İstinaf yargılaması bakımından davalı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
6-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin HMK md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, HMK’nın 353/1-b/1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1 -a maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/10/2022