Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/2138 E. 2022/1516 K. 14.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2138
KARAR NO: 2022/1516
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/09/2021
NUMARASI: 2020/241 Esas 2021/686 Karar
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
DAVA TARİHİ:12/03/2020
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 14/10/2022
YAZILDIĞI TARİH: 14/10/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/241 Esas 2021/686 Karar sayılı ilamı davalı … A.Ş vekili tarafından istinaf incelemesi için dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİDavacı vekili dava dilekçesinde özetle; 24/02/2019 tarihinde dava dışı sürücü … ’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, davacının kullandığı bisiklete çarpması ile yaralamalı trafik kazasının meydana geldiğini, olayın meydana gelmesinde davacının hiçbir kusuru olmadığını, kazaya sebep olan aracın ZMMS poliçesinin davalı sigorta şirketi tarafından düzenlendiğini, davacının kazada ciddi şekilde yaralandığını ve tedavi gördüğünü, davacının kaza nedeni ile zararı ile bakıcı ihtiyacının olduğunu, olay nedeni ile Kayseri C. Başsavcılığı tarafından 2019/12859 soruşturma nolu dosya ile soruşturma başlatıldığını, davalıya 14/11/2019 tarihinde başvurulmasına rağmen davalının herhangi bir ödeme yapmadığını, davalının poliçe kapsamında davacının geçici, kalıcı iş göremezlik ile bakıcı gideri zararlarından sorumlu olduğunu, arabuluculuğa başvurulduğunu belirterek şimdilik 3.800 TL kalıcı iş göremezlik, 100 TL geçici iş göremezlik, 100 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 4.000 TL’nin kaza tarihi olan 24/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili ile davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zorunlu trafik sigortası olan müvekkilinin ancak işletenin kusuru oranında zarar gören 3. şahıslara karşı sorumlu olacağını, yani müvekkilinin sigorta şirketinin sorumluluğunun, aracın işleticisi veya aracın sürücüsünün kusuru oranında olacağını, kazanın meydana gelmesinde kusurun tamamının … plakalı araç sürücüsünde bulunduğu yönündeki iddiasının doğru olmadığını, müvekkilinin araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde % 100 oranında kusurunun olmadığını ayrıca trafik kaza raporunun düzenlenmediğini, davacı tarafından … plakalı, sigortalı araç sürücüsü veya sahibi aleyhine bir dava açılıp açılmadığını bilmediklerini, bu yönde bir dava açılmış ve bu araç sürücüsü veya sahibi tarafından, varsa davacının zararları tazmin edilmiş ise, aynı olaydan dolayı mükerrer bir talep söz konusu olamayacağını, ayrıca bu konunun araştırılmasını talep ettiklerini, davacının, bu kazadan dolayı, daimi maluliyete uğradığını kabul etmediklerini, davacı tarafın tazminat talebi ile ilgili belge ve evrakları temin etmediklerini, bu nedenle müvekkilinin dava açılmasına neden olmadığını, müvekkili aleyhine açılan davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulü ile, 38.100,21 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı, 4.683,00 TL geçiçi iş göremezlik tazminatı ile 2.558,40 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 45.341,61 TL tazminat bedelinin davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihi olan 16/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİDavalı vekili tarafından süresi içinde verilen istinaf dilekçesinde özetle; meydana gelen trafik kazasında davacının ayağında TİBİA ve FİBULA kırığı meydana geldiğinin tespit edildiğini, davacının bisiklet kullanmakta iken kazanın meydana geldiğini, KTK ve yönetmelik hükümlerine göre koruyucu ekipman olarak kask – dizlik vs takmasının zorunlu olduğunu, davacının müterafık kusurlu olup, müterafık kusurun resen dikkate alınmasının gerekli olduğunu, Yargıtay 17. HD’nin 06/05/2019 tarih, 2016/11595 Esas 2019/5520 Karar sayılı kararına göre tazminat miktarında %20 oranında indirim yapılması gerektiğini, ilk derece mahkemesinin eksik inceleme ile karar verdiğini, hükmün bu nedenle kaldırılması gerektiğini, davacı lehine geçici iş göremezlik ve bakıcı giderlerine hükmedilmesinin de ayrı bir kaldırma nedeni olduğunu, ZMM sigorta poliçesi genel şartnamesi uyarınca geçici iş göremezlik tazminatının sigorta kapsamı dışında tutulduğunu, keza bunun gibi bakıcı gideri tazminatının da poliçe kapsamı dışında olduğunu, zarar veren olaya bağlı yansıma suretiyle oluşan zararların sigorta poliçe teminat kapsamı dışında tutulduğunu, davacı lehine bakıcı giderleri ve geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmesinin bu nedenle doğru olmadığını, faiz başlangıcının da doğru olmadığını, dava tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiğini ayrıca davacı tarafın, tazminat talebi ile ilgili belge ve evrakları temin edip göndermediğini, bu itibarla dava açılmasına müvekkilinin neden olmadığını, bunun sonucu olarak müvekkilinin temerrüdünün söz konusu olmayacağını ve ayrıca mahkeme masraf ve vekil ücretinden de müvekkilinin bir sorumluluğu bulunmadığını, son olarak bilirkişi raporunun müvekkilinin aktüer firmasına gönderilmiş olup, aktüer firmanın TRH 1,8 e göre 28.000 TL sürekli iş göremezlik hesaplaması yaptığını, hesaplamanın 1,8 faiz ile yapılması gerekirken, yanlış hesap üzerinden 38.100,21 TL olarak sürekli iş göremezlik tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığını bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesi gereği cismani zarardan doğan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/09/2021 tarih 2020/241 Esas 2021/686 Karar sayılı kararı ile trafik kazasından kaynaklı, geçici ve sürekli işgöremezlikten ve bakıcı giderlerinden oluşan maddi tazminat davasının kabulüne karar verilmiştir.İlk derece mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi gereğince ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.Duruşma açılmasını gerektiren sebepler bulunmadığından HMK’nın 353 ve 355 maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler dosya üzerinden yürütülmüştür.Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler esas alındığında; 24/02/2019 tarihinde davalı sigortanın ZMMS’i olduğu, sürücü dava dışı … ‘ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın bisiklet sürücüsü davacı … ‘e çarpması neticesinde yaralanmalı trafik kazasının meydana gelmiş olduğu, trafik kazası nedeniyle … plaka sayılı araç sürücüsü dava dışı … hakkında Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/12859 CBS nolu dosyasıyla soruşturma açılmış ancak davacının şikayetçi olmadığı gerekçesiyle Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olduğu, SGK’nın 24/03/2020 tarihli yazısı ile 24/02/2019 tarihinde gerçekleşmiş olan trafik kazasına ilişkin olarak davacıya herhangi bir ödemenin yapılmadığının bildirilmiş olduğu; eldeki dosyada kusur bilirkişisi … ‘dan alınmış olan 04/01/2021 tarihli raporda, trafik kazasının meydana gelmesinde, dava dışı … plaka sayılı araç sürücüsü … ‘ın %100 oranında kusurlu olduğunun, davacı bisiklet sürücüsünün ise herhangi bir kusurunun olmadığının rapor edilmiş olduğu; … Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan davacı … ‘in maluliyet oranın tespitine ilişkin alınmış olan 29/03/2021 tarihli raporda davacının meslekte kazanma gücü kayıp oranının %6, trafik kazası nedeniyle davacının mutat iş ve gücünden kaldığı sürenin 4 ay, ve geçici bakıcı ihtiyacının 1 ay olduğunun rapor edilmiş olduğu, … Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınmış olan 29/03/2021 tarihli raporun “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” kapsamına göre değerlendirilmek suretiyle tesis edilmiş olduğu; ilk derece mahkemesince davacının geçici ve sürekli işgöremezlik ve geçici bakıcı gideri zararının hesaplanmasına ilişkin olarak aktüerya bilirkişisinden rapor aldırılmış olduğu, bilirkişi tarafından geçici işgöremezlik zararının 4.683,00 TL, sürekli işgöremezlik zararının 38.100,21 TL ve geçici bakıcı giderinin 2.558,40 TL olduğunun rapor edilmiş olduğu; davacı vekili tarafından 28/05/2021 tarihinde geçici işgöremezlik tazminatı talebinin 4.683,00 TL, sürekli işgöremezlik tazminatı talebinin 38.100,21 TL ve geçici bakıcı giderinin 2.558,40 TL üzerinden artırımda bulunulmuş olduğu; ilk derece mahkemesince davacı tarafça açılan maddi tazminat davasının kabulüne karar verilmesi üzerine davalı sigorta vekili tarafından kararın istinaf edilmiş olduğu ve dosyanın istinaf incelemesi için dairemize gelmiş olduğu görülmüştür.01/06/2015 tarihinden önce meydana gelmiş olan trafik kazalarında cismani zarar ve destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasında Yargıtayca PMF – 1931 yaşam tablosu esas alınıyor ve %10 artırım %10 iskonto yöntemiyle zarar görenlerin tazminat alacağı hesaplanıyordu. 01/06/2015 tarihinde yeni Genel Şartların yürürlüğe girmesiyle birlikte, 01/06/2015 tarihinden sonra meydana gelen ve 01/06/2015 tarihinden sonra düzenlenmiş olan poliçelerde PMF 1931 yaşam tablosu ve %10 artırım %10 iskonto yönteminden vazgeçilerek poliçelerin eki niteliğindeki genel şartlar gereğince tazminat hesabında TRH – 2010 yaşam tablosu ve 1,8 Teknik Faiz yöntemi kullanılmaya başlanıldı. Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40 Esas 2020/40 Karar sayılı kararıyla 2918 sayılı KTK’nın 90. ve 92. maddelerinde “genel şartlara” atıf yapan cümlelerin iptaline karar verilmiş ve bu karar 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olmasıyla birlikte, Yargıtay 17. Hukuk Dairesince zarar görenlerin cismani zarar ve destekten yoksun kalma tazminatı alacağının hesaplanmasında TRH 2010 ve %10 artırım %10 iskonto yöntemi benimsenmiş olup TRH 2010 yaşam tablosunun uygulamasından vazgeçilmemiştir. (Yargıtay 17.HD.’nin 2019/5206 E. 2020/8874 K. 22/12/2020 tarihli ilamı)Somut olayda, davacının sürekli işgöremezlik tazminatı hükme esas alınan aktüerya bilirkişisi raporunda TRH 2010 yaşam tablosu ve %10 artırım %10 iskonto yöntemi esas alınmak suretiyle hesaplanmış olup, mahkemece taleple bağlı kalınarak davacı lehine tazminata hükmedilmiş olduğu anlaşılmakla; trafik kazası 24/02/2019 tarihinde gerçekleşmiş olup, 01/06/2015 tarihinden sonra gerçekleşmiş olduğundan, davacının aktüerya bilirkişisi tarafından Yargıtay yerleşik uygulamalarına uygun olarak TRH 2010 yaşam tablosu ve %10 artırım %10 iskonto yöntemi esas alınmak suretiyle hesaplanan sürekli işgöremezlik tazminatının hükme esas alınması isabetli olmuş olup, davalı sigorta vekilinin istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.Trafik kazası ile ilgili olarak, ceza dosyasında alınan kusur bilirkişisi raporu, eldeki davada alınan kusur bilirkişisi raporu ile aynı trafik kazasına bağlı olarak açılmış olan diğer tazminat davalarında alınmış olan kusur bilirkişisi raporlarının tutarlı olup, birbiriyle çelişkili olmaması gerekir. Raporlar arasında çelişki olduğu takdirde çelişkinin mahkemece Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik kürsüsünden seçilecek heyetten ya da İTÜ trafik kürsüsünden seçilecek heyetten rapor aldırılmak suretiyle çelişkinin giderilmesi gerekir.Somut olayda, eldeki davada trafik kusur bilirkişisi … ‘tan kusur raporu alınmış, alınan 04/01/2021 tarihli kusur raporunda trafik kazasının meydana gelmesinde … plaka sayılı araç sürücüsü dava dışı … ‘ın %100 oranında kusurlu olduğunun, bisiklet sürücüsü davacının ise kusursuz olduğunun rapor edilmiş olduğu ayrıca davacının koruyucu ekipmanlarını takmadığının tespit edilemediği anlaşılmakla, davalı sigorta vekilinin davacının koruyucu ekipmanları takması halinde zararın artmayacağına ilişkin olarak müterafik kusur indirimi yapılması yönündeki istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.6098 sayılı TBK’nın 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş görmezlik zararlarının da bu kapsamda olmasına, sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları da 2918 Sayılı Kanunun 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacının geçici iş göremezlik tazminatını, davalı sigorta şirketinden talep edebilmesine, her ne kadar davalı tarafından ZMSS yeni genel şartları ve 6111 Sayılı Yasa ile değişiklik yapılan 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesi gereğince geçici iş görmezlik zararlarının tedavi giderleri kapsamında olduğundan bahisle, SGK’nın sorumluluğunda olduğu iddia edilmiş ise de, genel şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesi’nce iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi gideri olmayıp, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nın sorumluluğunda olduğuna ilişkin düzenlemenin de yer almamasına göre mahkeme kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşılmış olup, davalı sigorta vekilinin bu yöndeki istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesinde, bedensel zarar kapsamına giren zarar türleri örnekseme yoluyla sayılmış olup, Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin uygulamaları gereği geçici işgöremezlik, bakıcı gideri ve SGK sorumluluğunda olmayan (belgesiz) tedavi giderleri de anılan kanun hükmü kapsamında tazmini gereken zararlardandır. Diğer yandan, davalı tarafın savunması haklı kabul edilerek, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’nın A.5-b maddesi gereği, zarar görenin tedavisinin devam ettiği döneme ilişkin geçici bakıcı gideri zararının, geçici işgöremezlik zararının ve tedavi giderlerinin sağlık giderleri içinde yer aldığı ve ZMSS teminatı kapsamında olmadığı kabul edilmişse de, 6111 sayılı Kanun’un 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98.maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği aşikardır. (Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin 31/01/2022 tarih ve 2021/8288 E. 2022/1147 K. sayılı ilamı)
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında; TBK’nın 54. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan iyileşme sürecindeki geçici bakıcı gideri, geçici işgöremezlik ve belgesiz tedavi giderlerine ilişkin zarardan sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine ait olduğundan, davacının bakıcı giderlerinden sorumlu olunmadığı yönündeki davalı sigorta vekilinin istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.2918 sayılı KTK’nın 99. maddesi uyarınca “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar”, Aynı Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” hükmü düzenlenmiştir. 2918 sayılı KTK’nın 99. maddesi yürürlükte olup, genel şartlarda belirlenen belgeler sigortacıya sunulmadığı takdirde Yargıtay uygulamaları gereğince KTK’nın 97. maddesi ve Genel şartlar Ek 6. maddesi gözetilerek davacının dava açılmadan önce usulüne göre davacıya başvurduğundan söz edilemeyecek ve dolayısıyla sigorta dava dilekçesiyle birlikte ihbar olunmuş sayılacağından dava tarihinden itibaren temerrüte uğramış sayılacaktır. (Yargıtay 17.HD’nin 2018/3847 Esas 2020/823 Karar 06/02/2020 tarihli ilamı)Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine 13/11/2019 tarihinde başvuru yapılmış olup söz konusu başvuru 14/11/2019 tarihinde davalı sigortaya ulaşmış olmasına rağmen, davalı sigorta tarafından 16/12/2019 tarihinde kalıcı sakatlık olmadığından davacı tarafa herhangi bir ödemede bulunulmayacağının bildirildiği, eksik belgenin olup olmadığı, varsa eksik belgelerin neler olduğu yönünde davacı tarafa yönelik herhangi bir bildirimde bulunulmamış olduğu anlaşılmıştır. Bu haliyle davalı sigortanın 14/11/2019 tarihinden itibaren 2918 sayılı KTK’nın 99. maddesi uyarınca sekiz işgünü içerisinde eksik belgelerin temin edilmesi için davacı tarafa bildirimde bulunmadığı veya ödemede bulunmadığından 27/11/2019 tarihi itibariyle temerrüte uğramış olduğu kanaatine varılmakla, istinaf edenin sıfatı gözetilerek davalı sigorta vekilinin alacağa dava tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiği yönündeki istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.
Yukarıda izah edilen sebeplerle; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı sigorta vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-) Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-) İstinaf başvurusu nedeniyle alınması gereken 3.097,28 TL nispi istinaf karar harcından başvuru sırasında peşin alınan 775,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.322,28 TL istinaf karar harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-) Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
5-) İstinaf yargılaması bakımından davalı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
6-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin HMK md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, HMK’nın 353/1-b/1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1 – a maddesi gereğince KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/10/2022