Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1946 E. 2022/1159 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1946
KARAR NO: 2022/1159
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/06/2021
NUMARASI: 2018/857 Esas 2021/619 Karar
DAVA:Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 06/07/2022
YAZILDIĞI TARİH: 06/07/2022
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/857 Esas 2021/619 Karar sayılı ilamı davalı … Hesabı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı … ‘in 23.01.2018 günü … plakalı aracın sürücüsü … ‘in sevk ve idaresindeki araçta yolcu olarak seyahat etmekte iken Kayseri ili … -… istikametinde 18. km’ye geldiği esnada yine aynı istikamette ön tarafında seyir halinde bulunan plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen çekici (tır) türü aracı ile bir anda U dönüşü yapmak için manevra yaptığı sırada davacının içinde bulunduğu aracın havanın yağışlı ve yolların kaygan olması sebebi ile duramayarak çekicinin sol arka tekerlek bölümüne çarpması sonucu meydana gelen kazada davacının ağır yaralandığını ve ruh sağlığını yitirdiğini, tır şoförünün olay mahallinden kaçtığını, davacının dava açmadan önce davalılara ayrı ayrı başvurduğunu ancak başvurusuna sonuç alamadığını belirterek geçici iş göremezlik tazminatı için şimdilik 5.000,00-TL, kalıcı iş göremezlik tazminatı için 10.000,00-TL olmak üzere toplam 15.000,00-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davacının dava açmadan önce yapmış olduğu başvuruda sunması gereken evrakları sunmadığı için usulüne uygun başvurusunun olmadığını; usulüne uygun başvurunun dava şartı niteliğinde olduğunu, kusurun, maluliyetin ve zararın ispata muhtaç olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … Hesabı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davacının başvuru şartının gerçekleşmediğini zira davacının maluliyete ilişkin sunduğu raporun yasaca aranan şartlara haiz olmaması üzerine davacıda kazadan kaynaklanan kesin ve kalıcı vücut fonksiyon kaybı oranlarının belirlenmesi hususunda … İl Sağlık Müdürlüğü’ne yazı yazıldığını ancak davacının İl Sağlık Müdürlüğü’ne gitmek istemediği için tespitin yapılamadığını, davacının usulüne uygun başvurusunun olmaması nedeni ile davasının dava şartı yokluğu nedeni ile reddinin gerektiğini, davalının geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadığını, kusurun, davacının maluliyetinin ve zararının ispata muhtaç olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davanın kabulü ile davalıların sorumluluğu ZMMS poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak kaydı ile geçici iş göremezlik tazminatı için 5.803,64-TL ve kalıcı iş göremezlik tazminatı için 168.449,73-TL olmak üzere toplam 174.253,37-TL’nin dava tarihi olan 26/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine” şeklinde karar verildiği görülmüştür.İlk Derece Mahkemesinin 05/07/2021 tarihli tashih şerhinin incelenmesinde; “…davacı vekili 10/06/2021 tarihli dilekçesi ile ıslah harcını sehven 2.720,00 TL yatırdıklarını, yatması gereken ıslah harcının 543,93-TL olduğunu beyan ettiği, mahkememizce 10/06/2021 tarihinde … Defterdarlığı İl Muhasebe Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davacı vekilince fazla yatırılan ıslah harcının 2.176,07-TL’sinin iadesinin talep edildiği ve Mahkememizce de 2.176,07-TL harcın davacı tarafa iadesine karar verildiği anlaşılmakla, hüküm kısmının 2 ve 3 nolu bendinin;
“2-Alınması gerekli 11.903,24-TL karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 51,24-TL ile ıslah harcı olan 543,93-TL’nin mahsubu ile eksik 11.308,07-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan başvurma harcı 35,90-TL, peşin harç 51,24-TL, ıslah harcı 543,93- TL, tebligat ve müzekkere gideri 259,00-TL, bilirkişi ücreti 2.400,00-TL, ATK rapor ücreti 318,00-TL, ERÜ rapor ücreti 700,00-TL olmak üzere toplam 4.308,07-TL yargılama harç ve giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,” şeklinde düzeltilmesine” şeklinde tashih edildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … Hesabı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; karşı tarafın başvuru şartının gerçekleşmediğini, müvekkilinin kurumdan ödeme talep etmiş olmasına rağmen başvurunun değerlendirilmesi için gerekli belgeleri kuruma iletmediğini, söz konusu bildirimin karşı tarafa yapıldığını, buna rağmen başvuru sahibinin belgeleri tamamlamadığını bunun yerine bu başvuruyu ikame ettiğini, davacının bu davadan önce müvekkili kuruma başvuru konusu talep ile ilgili belgeleri iletmemiş olması nedeniyle davacının yasanın aradığı anlamda başvuru şartını yerine getirmediğinden başvuru şartı yokluğu sebebiyle davanın reddinin gerektiğini, 5684 Sayılı yasanın 14. maddesi ve … Hesabı Yönetmeliği gereği … Hesabının bedensel zararlardan sorumlu olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatının dolaylı zarar kavramı içerisinde değerlendirilmekte olup gelir kaybına ilişkin müvekkili kurumun herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, hükme esas alınan maluliyet raporunun tanzim tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik kapsamında düzenlenmediğini, ilgili yönetmelik hükümleri kapsamında düzenlenmeyen maluliyet raporunun hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, maluliyete ilişkin alınan raporların kazanın gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan mevzuat yerine, raporun düzenleniş tarihi itibariyle yürürlükte bulunan yönetmelik dikkate alınarak düzenlenmesi gerektiğini, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen maluliyet oranını gösterir raporun düzenlenme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak tanzim edilmesi gerekirken tarafından Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’e göre alındığını, hükme esas alınan raporun salt tıbbi belge ve evrak üzerinden inceleme ile tanzim edilmiş olup, davacının fiziksel muayenesinin yapılmadığını, davacının kesin ve kalıcı maluliyet oranının belirlenebilmesinin davacının muayene edilmesinin ardından mümkün olduğunu, bu nedenle davacının fiziksel muayenesinin de yapılarak kaza ile illiyet bağı bulunan arazların tespit edilmesi, kaza sonrası düzenlenen tıbbi evraklarla bir bütün olarak incelenmesi gerektiğini, başvuru konusu trafik kazasına sebebiyet verdiği iddia edilen plakası tespit edilemeyen aracın varlığının ve trafik kazasına plakası tespit edilemeyen aracın sebebiyet verdiğinin başvuran tarafça ispatının gerektiğini, müvekkili kurumun yalnızca sorumluluğunda bulunan aracın kusur oranı ile sorumlu olduğunu, bu sebeple hükmün % 100 kusur oranı üzerinden müştereken ve müteselsilen hükmedilen tutarın tarafınca kabulünün mümkün olmadığını, hesaplanan tazminat tutarının garameten paylaştırılarak hükmün kurulması gerektiğini, davacının kaza esnasında yolcu olarak bulunduğu araçta emniyet kemerinin takılı olmadığı kaza sonrası vücudunda oluşan arazlardan anlaşıldığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, progresif rant yöntemine göre tazminat hesabının yapıldığını, kaza tarihinin genel şartların yürürlüğe girmesinden sonra olduğu için 1.8 teknik faiz tazminat hesabında kullanılması gerektiğini beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince davalı … Hesabı vekilinin istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde;
Dava, haksız fiilden kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesi gereği cismani zarardan doğan maddi tazminat istemine ilişkindir.Somut uyuşmazlıkta, 23/01/2018 tarihinde davacının içinde yolcu olarak bulunduğu dava dışı sürücü … ‘in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile kaza sonrası kaçtığı için plakası tespit edilemeyen tırın çarpışması neticesinde davacının yaralandığı sabittir. Davalı … A.Ş. … plaka sayılı aracın zorunlu mali mesuliyet sigorta şirketidir, diğer davalı … Hesabı ise plakası tespit edilemeyen araç yönünden davalı gösterilmiştir. Davalı … Hesabı plakası tespit edilemeyen aracın kazaya sebebiyet verdiğinin ispatlanması gerektiğini ileri sürmekte ise de dosya kapsamında yer alan kolluk tutanakları ve özellikle kaza anını gösterir güvenlik kamera kayıtlarıyla kazaya karışan tırın kaza sonrasında olay yerinden kaçtığı ve plakasının tespit edilemediği sabittir. … Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 31/10/2019 tarihli raporunda, hatalı geriye dönüş manevraları yapan tır şoförünün %100 kusurlu olduğu belirlenmiş olup kaza tespit tutanağında ise tır şoförü asli kusurlu, … plaka sayılı araç sürücüsü de aracının hızını yol, hava ve mahal şartlarına uydurmadığından tali kusurlu bulunmuştur. Kaza tespit tutanağı ve ATK raporu arasında oluşan çelişki nedeniyle … Otomotiv Kürsüsü’nde görevli trafik ve kusur konularında uzman öğretim üyelerinden alınan 28/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda; “Dava konusu olayda firari tır sürücüsü, yönetimindeki aracıyla U dönüşü manevrasına başlamadan önce anayolda seyreden ve emniyetle duramayacak kadar yaklaşmış olan davacı taraf otomobilinin geçmesini beklemesi, bu aracın geçişinden sonra U dönüşü yapması gerekirken bu kurallara uymamış, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranmış, aracının uzun ve geniş olduğunu, iki şeritli yolda U dönüşü için normal bir araca göre daha uzun süreye ve daha geniş bir alana ihtiyaç duyduğunu, dolayısıyla U dönüş manevrasını tamamlamak için yolun daha boş olduğu bir zamanı kollaması gerekirken bu özeni göstermemiş ve davacının yolcusu olduğu aracın seyir şeridini önlemsizce kapatarak kazaya neden olmuştur. Bu nedenle dava konusu olayda firari tır sürücüsü % 75 oranında asli kusurludur. Davacının yolcusu olduğu oto sürücüsü … ise, yağmurlu havada gece vakti daha yavaş ve daha dikkatli araç kullanması ve önündeki araç trafiğine daha çok dikkat etmesi gerekirken bu kurallara uymamış, dalgın dikkatsiz ve süratli seyri ile U dönüşü yapan tıra karşı zamanında etkili fren tedbirine başvurmayıp çarpmıştır. Bu nedenle sürücü … olayda % 25 oranında tali kusurludur.” demek suretiyle kusur tespiti yapılmıştır. Hükme esas alınan 31/10/2019 tarihli raporun kaza tespit tutanağı ve olayla uyumlu olduğu açıktır.Müterafik kusur yönünden yapılan incelemede, kaza tespit tutağında davacının emniyet kemeri takıp takmadığının tespit edilmediği kodlanmış olup Mahkemece davacının yaralanması ile emniyet kemeri takıp takmaması arasında illiyet bağının tespiti yönünden bilirkişi raporu aldırıldığı görülmektedir. Adli Tıp Uzmanı … tarihli raporunda özetle; davacı … ‘in kaza anında emniyet kemeri takıp takmadığı hususunda kuşkudan uzak kesin ve netlik içeren sonuca varılması mümkün değilse de şahsın yaralanmasının vasfı, kendisinde mevcut kronik hastalıklar dikkate alındığında trafik kazası esnasında kuvvetle muhtemel emniyet kemeri takılı olduğu, diğer taraftan meydana gelen yaralanmaların (emniyet kemeri takılmaması durumunda daha yaygın yaralanmalar oluşması beklenmekle birlikte) emniyet kemeri takmasından bağımsız bir şekilde de meydana gelebileceği yönünde görüş bildirildiğinden davacının müterafik kusuru bulunduğuna ilişkin istinaf sebebi haklı bulunmamıştır.Yargıtay uygulamalarına göre, maluliyet raporu adli tıp uzmanları tarafından düzenlenmeli ve maluliyet oranı kaza tarihindeki mevzuata uygun olarak belirlenmelidir.Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi … tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/6197 Esas, 2021/8738 Karar Sayılı ilamı)Somut olayda, ilk derece mahkemesince, usulüne uygun teşekkül ettirilmiş olan … Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınmış olan 07/11/2019 tarihli rapor “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” kapsamında hazırlandığından mevzuata uygun kuruluşlardan ve maluliyet yönünden mevzuata uygun yönetmelik uygulanarak alınmıştır. Davacıya ilişkin maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümleri esas alınmak suretiyle isabetli ve yöntemine uygun olarak alınmış olduğu anlaşılmakla; maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olmayıp 20/02/2019 tarihinde yürürlüğe girmiş olan “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik” hükümlerine uygun olarak tanzim edilmediği yönündeki davalı Güvence Hesabı vekilinin istinafının yerinde olmadığı görülmüştür. Ayrıca … Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 07/11/2019 tarihli rapor, davacının kazadan sonraki tüm tedavi evrakları, hastane kayıtları incelenerek ve gerek görülen konsültasyonlar istenerek kaza tarihindeki mevzuat hükümlerine uygun şekilde hazırlanmıştır. Bu nedenle … Hesabı vekilinin maluliyet raporunun hatalı ve eksik düzenlendiği yönündeki istinaf talebinin reddi gerekmiştir.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesinde, bedensel zarar kapsamına giren zarar türleri sayılmış olup kazanç kaybı da tazmini gereken zararlardandır (aynı yönde düzenleme, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 46. maddesinde de benimsenmiştir). Anılan yasal düzenlemeyle, sadece çalışma gücündeki sürekli ve kalıcı kayıp halinde değil, belirli süreli kayıp halinde oluşan zararın da tazmininin gerektiği açıkça kabul edilmiştir.Diğer yandan, davalı tarafın savunması haklı kabul edilerek, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’nın A.5-b maddesi gereği geçici işgöremezlik zararının, sağlık giderleri içinde yer aldığı ve ZMSS teminatı kapsamında olmadığı kabul edilmişse de, 6111 sayılı Kanun’un 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98.maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği aşikardır. Açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında; Anayasa Mahkemesinin KTK 90/İ maddesinin iptali de göz önüne alınıp TBK’nın 54.maddesi ile KTK’nın 98.maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan geçici işgöremezlik zararından sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine ait olduğundan davalı Güvence Hesabınnı aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/2511 Esas, 2021/2452 Karar Sayılı İlamı ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/6271 Esas, 2020/8104 Karar Sayılı İlamı)
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda zararın belirlenmesi bakımından TRH yaşam tablosu ve %10 arttırma/%10 iskonto uygulanmak sureti ile hesaplama yapılmıştır, 2918 sayılı KTK’nın 6704 sayılı Yasayla değişik 90, 92, 93, 97 ve 99. maddelerinin kimi yönlerden Anayasanın bir kısım hükümlerine aykırılık oluşturacağından bahisle yapılan itiraz başvuruları üzerine, 09/10/2020 günlü ve 31269 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih, 2019/40 esas ve 2020/40 karar sayılı ilamı verilen kısmi iptal kararı, somut olaydaki kaza tarihi dikkate alındığında; hesaplama yöntemi olarak 1,8 teknik faiz kullanılarak hesaplama yapılması gerektiği yönündeki davalı … Hesabı vekilinin istinaf itirazının da yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.2918 sayılı KTK’nın 97. maddesi uyarınca “zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvurulması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir”. 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesi dava şartı olup, sigortaya başvurmak yeterlidir. Aynı kanunun 99. maddesinde ise “Sigortacılar, hak sahibinin mali sorumluluk şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz işgünü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar” hükmü düzenlenmiş olup, bu hükme göre kendisine tazminat talebiyle başvurmuş olan hak sahibi mali sorumluluk şartlarıyla belirlenen belgeleri sigortaya eksiksiz olarak sunacak ve ödenecek tazminat bu sunulan belgeler ve bilgiler dikkate alınarak hesaplanarak, hak sahibine ödenecektir. Belgelerin eksik sunulması ve sonradan tamamlanmaması halinde tazminat hesabı yapılamayacağından sigortanın ödeme yapması kendisinden beklenilemeyecektir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 20118/3847 Esas, 2020/823 Karar Sayılı ilamı) Bu durumda sigorta temerrüte uğramış olmayacak, dava tarihinden ya da icra takibinden itibaren temerrüte uğramış sayılacaktır. Bu itibarla Mahkemece dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi usul ve yasaya uygun olup davalı … Hesabının sigorta şirketine başvuru şartının gerçekleşmediği yönündeki istinaf başvuru sebebi ile temerrüt tarihine ilişkin istinaf başvuru sebebi yerinde değildir.Davacı taraf, dava ve ıslah dilekçesinde maddi zararlarının müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş olup 6098 sayılı BK’nun 61 ve 62. Maddeleri uyarınca davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması yerindedir.Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuran davalı … Hesabı vekilinin dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçeler ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b/1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-) Davalı … Hesabı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-) İstinaf başvurusu nedeniyle alınması gereken 11.903,24-TL nispi istinaf karar harcından başvuru sırasında peşin alınan 2.975,81-TL’nin mahsubu ile bakiye 8.927,43-TL istinaf karar harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-) Davalı … Hesabı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
5-) İstinaf yargılaması bakımından davalı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
6-) Kararın kesin olmaması nedeniyle taraflara tebliği işlemlerinin Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK md. 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.06/07/2022