Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1905 E. 2022/1161 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T. C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1905
KARAR NO: 2022/1161
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/05/2021
NUMARASI: 2020/78 Esas 2021/496 Karar
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
DAVA TARİHİ: 31/01/2020
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 06/07/2022
YAZILDIĞI TARİH: 06/07/2022
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/78 Esas 2021/496 Karar sayılı kararı davacılar vekili ve davalı … tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … ‘ın olay günü; … ’ın sevk ve idaresindeki araç ile … caddesinden yoğunburç istikametine seyir halinde iken eski … Hastanesi kavşağına geldiğinde, seyir yönüne göre sarı fasılada yanan trafik ışıklarında geçiş yaptığı sırada kırmızı fasılada kavşağı giren … ’ın sevk ve idaresindeki aracın çarpışması sonucu maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, Kayseri 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/368 Esas ve 2019/787 Karar sayılı dosyasıyla ceza aldığını, bu dosya kapsamında alınan … Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen … tarihli raporda … ’in tali kusurlu, davalı … ise asli kusurlu olduğu tespit edildiğini, davacı … ‘nın bu kazada alnının sağ üst köşesinde yara izi kaldığını ve bu iz belirgin şekilde göründüğünü, davacı … ’in ise bu kaza sonucunda çenesinde belirgin bir şekilde yara izi kaldığını, davacının bekar olup evlenme yaşında olduğunu, her traş olduğunda yüzünün kan içinde kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik davacı … için 1.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL tazminat ile davacı … için 1.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacılara verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; kazanın … plakalı karşı araç sürücüsü … ‘in % 100 kusuru ile meydana geldiğini, … ‘in alkollü olduğunu, davacıların kaza esnasında araç içinde yolcu olarak bulunmadıklarını, bulunsalar bile yaralanmadıklarını, davacıların sarhoş bir sürücünün aracına binerek kazayı göze aldıklarını, davacıların talep ettikleri manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;
1-Davacıların maddi tazminat davalarının ayrı ayrı reddine,
2-Davacıların manevi tazminat davalarının ayrı ayrı kısmen kabulü ile her bir davacı için 4.000,00’er TL manevi tazminat olmak üzere toplam 8.000,00 TL manevi tazminatın 24/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ‘dan alınarak davacılara ödenmesine, davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili tarafından süresi içinde verilen istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararını kabul etmediklerini, bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, bilirkişi raporuna itiraz etmelerine rağmen mahkemece itirazlarının değerlendirilmediğini, davanın neden açıldığına dair açıklamalarını bulunmalarına rağmen … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı ise raporunda müvekkillerinde maluliyet ve vücut fonksiyon kaybı aradığını, bunun yanlış ve hatalı bir tespit olduğunu, raporda yüzde sabit iz olduğunu ancak bunun kayıtlarda olmadığının ifade edildiğini ancak emniyet ifadelerinde ve hastanenin acil kayıtlarından bu durumun sabit olduğunu, her iki müvekkilinin de kazadan kaynaklı yaralandığının tutanaklarda belli olduğunu, önceden kaynaklı bir olayın söz konusu olmadığını, her iki müvekkilinin çıplak gözle görünür şekilde yüzlerinde sabit iz denilecek yara izleri mevcut olduğunu, aynı hatanın hesap bilirkişi raporunda da yapıldığını, bilirkişinin kalıcı iş göremezlik oranının % 0 denilerek dava dilekçesinin ve açıklamalarının yanlış yorumladığını, dava dilekçesinde ve açıklamalarında bahsedilen maluliyetin iş göremezlik anlamında kullanılmadığını, talebin sabit izden kaynaklanan bir mağduriyetin söz konusu olduğunu bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurduğu görülmüştür.Davalı … tarafından süresi içinde verilen istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının hatalı olduğunu, sürücü … ‘in % 100 kusurlu olduğunu, … ‘in alkollü olması sebebiyle kazanın meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde kendisinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kendisinin kusurlu gösterildiği bilirkişi raporunu kabul etmediğini, davacıların … plakalı araç içerisinde olduklarını iddia ettiklerini ancak kaza esnasında araçta olduklarına ve bu kaza nedeniyle yaralandıklarına dair herhangi bir hastane kaydı sunamadıklarını, kaza tutanağında da davacıların araçta olmadığını ispatladığını, davacıların iddialarını kabul anlamına gelmemekle birlikte söz konusu aracın içerisinde bulunan kişilerden iseler de, araç içerisindeki kişilerde kazadan dolayı en ufak bir yaralanma dahi olmadığını, hatta gerek kendisi gerekse bildireceği tanıkları araç içerisindeki yolculara “Yaralandınız mı, bir şeyiniz var mı?” diye sorduklarında yolcuların “Yaralanmadık, bir şeyimiz yok ” dediklerini, eğer davacıların kazaya karışan … plakalı araçtaki yolculardan olduklarına dair iddiaları doğru ise dahi, herhangi bir yaralanma olmadığı için davalarının reddini talep ettiğini, sarhoş bir sürücünün aracına binerek kazayı göze alan davacıların kendisinden tazminat talep etmesinin ne vicdana ne de yasalara uygun olmadığını, davacıların talep etmiş oldukları maddi tazminatı hangi zarar kalemleri için talep ettiğine dair dava dilekçesinde sarih bir beyanının olmadığını, kesinlikle kendisinin kusurlu olduğunu kabul etmemekle birlikte hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, sürücü … ‘in sarhoş olmasının dikkate alınmadan kusur indirimi yapılmadığını, hükmedilen faiz başlangıç tarihini, faiz türünü ve faiz oranını kabul etmediğini, mahkemece her iki davacı lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin yasalara aykırı olduğunu, tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, davacı tarafın istinaf dilekçesini kabul etmediğini, davacıların iddia genişletilmesi mahiyetinde beyanlarda bulunduğunu ve süresinden sonra iddiayı genişletmesine muvafakat etmediğini bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ Ve GEREKÇE Dava, trafik kazasından kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesi gereği cismani zarardan doğan maddi tazminat ve aynı kanunun 56. maddesi gereği manevi tazminat istemine ilişkindir.
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/05/2021 tarih, 2020/78 Esas 2021/496 Karar sayılı kararı ile, trafik kazasından kaynaklı oluşan maddi tazminat davasının reddine, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davacılar vekili ve davalı … tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi gereğince ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.Duruşma açılmasını gerektiren sebepler bulunmadığından HMK’nın 353 ve 355 maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler dosya üzerinden yürütülmüştür.Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler esas alındığında; 24/09/2017 tarihinde davalı … Sigorta şirketine sigortalı olan, davalı … ‘ın maliki ve sürücüsü olduğu … plaka sayılı araçla, dava dışı … ‘in sürücüsü ve davacı … ‘in işleten – maliki olduğu … plaka sayılı araçla çarpışması neticesinde yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana gelmiş olduğu, trafik kazası neticesinde … plaka sayılı araçta yolcu konumunda bulunan davacılar … ile … ‘in yaralanmış olduğu, trafik kazası nedeniyle … plaka sayılı araç sürücüsü davalı … hakkında Kayseri 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/368 Esas 2019/787 Karar sayılı dosyasıyla ceza davası açılmış, ceza yargılaması sonucunda davalının mahkumiyetine, davalının geçmişteki durumu dikkate alınarak hakkında HAGB karar verilmiş ve kararın 22/10/2019 tarihinde kesinleşmiş olduğu; SGK’nın 03/03/2020 tarihli yazısı ile … tarihinde gerçekleşmiş olan trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafa herhangi bir ödemede bulunulmamış olduğunun bildirildiği; Kayseri 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/368 Esas 2019/787 Karar sayılı dosyasında … ATK’dan alınmış olan … tarihli kusur raporunda trafik kazasının meydana gelmesinde … plaka sayılı araç sürücüsü dava dışı … ‘in tali kusurlu, … plaka sayılı araç sürücüsü davalı … ‘ın ise asli kusurlu olduğunun rapor edilmiş olduğu, eldeki dava dosyasında … ATK’dan alınmış olan … tarihli kusur raporunda trafik kazasının meydana gelmesinde … plaka sayılı araç sürücüsü dava dışı … ‘in %25 oranında kusurlu, … plaka sayılı araç sürücüsü davalı … ‘ın ise %75 oranında kusurlu olduğunun rapor edilmiş olduğu; … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınmış olan … tarihli raporda davacı … ‘in meslekte kazanma gücü kayıp oranının %0, davacı … ‘nın %0 oranında, trafik kazası nedeniyle davacı … ‘in mutat iş ve gücünden kaldığı sürenin 3 gün, davacı … ‘nın 3 gün, davacı … ‘in yüzünde sabit ize rastlanmadığı, davacı … ‘nın sabit ize rastlandığı ancak sabit izin trafik kazasından kaynaklandığı noktasında illiyet bağı kurulmadığının rapor edilmiş olduğu, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınmış olan 01/02/2021 tarihli raporun “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” değerlendirilmek suretiyle tesis edilmiş olduğu; davacı tarafça dosyaya sunulan 30/03/2021 tarihli yazılı beyanda maddi tazminat talebinin sürekli maluliyete ilişkin değil, yüzde oluşan sabit ize ilişkin olduğunun beyan edilmiş olduğu; mahkemece davacıların maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat taleplerinin ise kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş olup, kararın davacı vekili ve davalı … tarafından istinaf edilmiş olması üzerine dosyanın istinaf incelemesi için dairemize gelmiş olduğu görülmüştür.
A-) Davacı Vekilinin İstinaf Başvurusu Yönünden;
Yargıtay uygulamalarına göre, maluliyet raporu adli tıp uzmanları tarafından düzenlenmeli ve maluliyet oranı kaza tarihindeki mevzuata uygun olarak belirlenmelidir.
“Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen TBK’nın 54. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücü kaybı da bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.Somut olayda, ilk derece mahkemesince, usulüne uygun teşekkül ettirilmiş olan … Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınmış olan 01/02/2021 tarihli raporun “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” kapsamında alınmış olan rapor mevzuata uygun kuruluşlardan ve maluliyet yönünden mevzuata uygun yönetmelik uygulanarak alınmıştır. Davacılara ilişkin maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümleri esas alınmak suretiyle isabetli ve yöntemine uygun olarak alınmış, davacı … ‘in trafik kazası neticesinde yüzünde herhangi bir sabit ize rastlanmadığı, davacı … ‘nın ise yüzünde sabit iz bulunmakla birlikte trafik kazası ile uygun illiyet bağı kurulamadığı anlaşılmakla; davacıların yüz kısmında trafik kazası neticesinde sabit izin oluştuğu, … Üniversitesi Tıp Fakültesince hatalı inceleme yapılmış olduğu yönündeki davacılar vekilinin istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.
B-)Davalı … ‘ın İstinaf Başvurusu Yönünden;
Trafik kazası ile ilgili olarak, ceza dosyasında alınan kusur bilirkişisi raporu, eldeki davada alınan kusur bilirkişisi raporu ile aynı trafik kazasına bağlı olarak açılmış olan diğer tazminat davalarında alınmış olan kusur bilirkişisi raporlarının tutarlı olup, birbiriyle çelişkili olmaması gerekir. Raporlar arasında çelişki olduğu takdirde çelişkinin mahkemece Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik kürsüsünden seçilecek heyetten ya da İTÜ trafik kürsüsünden seçilecek heyetten rapor aldırılmak suretiyle çelişkinin giderilmesi gerekir.Somut olayda, eldeki davaya ilişkin olarak … ATK’dan alınmış olan … tarihli kusur raporunda trafik kazasının meydana gelmesinde … plaka sayılı araç sürücüsü davalı … ‘ın %75 oranında kusurlu olduğunun, … plaka sayılı araç sürücüsü dava dışı … ‘in ise %25 oranında kusurlu olduğunun rapor edilmiş olduğu, Kayseri 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/368 Esas 2019/787 Karar sayılı dosyasında … ATK’dan alınmış olan 29/11/2018 tarihli kusur raporu ile arasında herhangi bir çelişkinin olmadığı, olayın oluş şeklini doğruladığı kanaatine varılmış olunduğundan, davalı … ‘ın kusur oranının hatalı olduğu yönündeki istinafının yerinde olmadığı görülmüştür. … tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıların dava dışı … ‘in sevk ve idaresindeki araçta yolcu konumunda olduğu ve yaralandıkları kaza tespit tutanağından, hastane kayıtlarından ve ceza dosyasından anlaşılmakla, davacıların … plaka sayılı araçta olduklarına ilişkin herhangi bir kaydın olmadığı yönündeki istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.6098 sayılı Borçlar Yasasının, “Tazminatın belirlenmesi” üst başlıklı 51/1 maddesi ile (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 43. maddesi); Hâkimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği hükme bağlanmıştır.Tazminattan indirim sebeplerini düzenleyen, Türk Borçlar Yasasının 52. maddesinde (Borçlar Kanunu 44. madde) öngörülen sebepler, daha çok zarar görenle ilgilidir. “Hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı” yönündeki genel hukuk ilkesinin etkisiyle, maddede sayılan belirli hal ve durumlarda tazminattan indirim yapılması mümkün bulunmaktadır.Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu’nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52. md.) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve trafik mevzuatı uyarınca sürücü ve yolcuların araçların kullanılması sırasında koruyucu tertibatları kullanması zorunludur. Araçlarla gerek sürücü gerekse de yolcu olarak seyir halinde iken zorunlu olan koruyucu ekipmanların kullanılmaması zararın doğmasına veya artmasına sebebiyet veren etkenlerdendir. Bu nedenle cismani zarara uğrayan yolcunun, alkollü olduğunu bidiği sürücünün aracına binerek seyahat etmesi neticesinde meydana gelen trafik kazasında müterafik kusuru bulunduğundan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesi gereğince tazminattan indirim yapılıp yapılmaması hususu değerlendirilmelidir.Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK’nın 52. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.Somut olayda, dosya içerisindeki belge ve bilgilerden, davacıların yolcu olarak seyahat ettiği … plaka sayılı araç sürücüsünün alkollü olduğu ve bunun davacılar tarafından bilindiği halde araçta seyahat ettikleri anlaşılmakla, BK’nın 52. maddesi uyarınca, Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre, mahkemece manevi tazminattan matematiksel olmamak kaydıyla (Yargıtay 17. HD’nin 2020/4509 K.08/07/2020 tarihli ilamı – müterafik kusur indiriminin davalı ödemesinin tenzilinden sonra yapılması hususuna dikkat edilmek suretiyle) müterafik kusur def’i olmadığından resen dikkate alınarak tazminattan müterafık kusur indirimi yapılmış olduğu anlaşılmakla, davalı … ‘ın davacıların müterafik kusurunun mahkemece dikkate alınmadığı yönündeki istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.6098 sayılı TBK 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.Somut olayda, tarafların kusur durumu, paranın satın alma gücü, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, duyulan acı, dikkate alındığında ilk derece mahkemesince davacı için takdir edilen manevi tazminatın uygun olduğu kanaatine varılmış olunduğundan, manevi tazminatın yüksek olduğu yönündeki davalı … ‘ın istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.Trafik kazasına dayalı maddi ve manevi tazminat davasının davacıları ile davalılarının kendi aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı olup, tazminat davasının trafik kazasından zarar gören her bir kişi tarafından, işleten, sürücü ve sigorta aleyhine ayrı ayrı dava açılabileceği gibi, trafik kazasından zarar gören tüm kişiler tarafından birlikte de dava açılabilir. Trafik kazasından zarar gören birden fazla kişiler tarafından tazminat davasının işleten, sürücü ve sigorta aleyhine birlikte açılması ve davanın kısmen kabul edilmesi durumunda, davacılar lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi, reddedilen miktar üzerinden de davalılar lehine, davacılar lehine takdir edilen vekalet ücretini geçmeyecek miktarda vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmektedir.Somut olayda, mahkemece manevi tazminat davası yönünden, talebin kabul edilen kısmı için davacılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmiş olması isabetle olup; manevi tazminatın tek bir haksız fiilden kaynaklanmış olması nedeniyle davacılar lehine tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği yönündeki davalı … ‘ın istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.
Trafik kazaları neticesinde meydana gelen zararın tazmini noktasında mahkemece, talep halinde trafik kazası aynı zamanda bir haksız eylem olduğundan hükmedilen tazminata kaza tarihinden itibaren faiz işletilecektir. Trafik kazasına sebebiyet veren aracın ticari olması halinde hükmedilen tazminata ticari avans faizi, aracın hususi olması halinde ise yasal faiz işletilecektir.
Somut olayda, davacı tarafça tazminat alacağına kaza tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz talep edilmiş, mahkemece hükmedilen tazminata trafik kazasına sebebiyet vermiş olan aracın ticari olmadığı hususu gözetilmek suretiyle kaza tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması kararlaştırılmış olup, davalı … ‘ın hükmedilen tazminata uygulanan faize ilişkin tüm itirazlarının yerinde olmadığı görülmüştür.
Yukarıda izah edilen sebeplerle ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacılar vekilinin ve davalı … ‘ın yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
A-) 1-) Davacıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-) Alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile 21,40 TL’nin davacılardan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-) Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından AAÜT md. 2/2 uyarınca vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
B-) 1-) Davalı … ‘ın istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-) İstinaf başvurusu nedeniyle alınması gereken 546,48 TL nispi istinaf karar harcından başvuru sırasında peşin alınan 136,62 TL’nin mahsubu ile bakiye 409,86 TL istinaf karar harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, davalı tarafça peşin yatırılan istinaf kanun yoluna başvuru harcının da Hazineye irad kaydına,
3-) Davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
C-) 1-) Taraflarca istinaf yargılaması bakımından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının, HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümlerine göre yatırana iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK md. 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.06/07/2022