Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1904 E. 2022/1073 K. 24.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

TC
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1904
KARAR NO: 2022/1073
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/06/2021
NUMARASI: 2019/858 Esas 2021/620 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 24/06/2022
YAZILDIĞI TARİH: 24/06/2022
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/858 Esas 2021/620 Karar sayılı ilamı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle inceleme aşamasında dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … günü saat 07:40’da yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, … plakalı servis aracı sürücüsü … sevk ve idaresindeki otosu ile … Sanayi … . Cadde’den seyretmekte iken … Sanayi … . Cadde Kavşağı’na geldiğinde Sanayi… . Cadde’den direk devam etmek isteyen … plakalı servis sürücüsü … ‘ün kullandığı servis aracına kendi aracının sol ön kısmıyla diğer aracın sol arka kısmına çarpması neticesinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiş olup; bu kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü … ‘ın mobese kayıtlarında kırmızı ışık ihlali yaptığının kendisi tarafından tespit edilmiş olup sürücünün KTK 47/1-b kuralını ihlal ederek ışık ihlali yaptığı ve diğer sürücünün ise kusuru olmadığı kanaatine varıldığını, davacının … plakalı aracın karıştığı kaza dolayısıyla yaralandığını, … Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi altına alınmış olup, “Trafik kazası nedeniyle yaralanma” nedeniyle tedavi altına alındığını, davacının ayrıca … Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde muayene olduğunu, yapılan tetkikler sonucunda % 8 oranında kalıcı iş göremezliği olduğunun tespit edildiğini ve maluliyet raporu düzenlendiğini, kazaya sebebiyet veren … plaka sayılı aracın davalı … A.Ş.’ye … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk (trafik) sigorta poliçesi ile kaza tarihinde sigortalı bulunduğunu, davacının davadan önce KTK’nın 97. maddesi uyarınca davalıya başvurduğunu ancak başvurusundan sonuç alamadığını, davacının kaza tarihi itibariyle 41 yaşında olduğunu ve fabrikada usta olarak çalıştığını belirterek işgücü kaybından doğan 1.000,00-TL daimi maluliyet (sakatlık) tazminatının davalı şirkete başvuru yapılan 20/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun ancak işletenin kusuru oranı ile sınırlı olduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan … plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu kabul etmediklerini, davacının bu kazadan dolay kalıcı maluliyete uğradığı iddiasını kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davanın kabulü ile davalı sigorta şirketinin sorumluluğu ZMMS poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak kaydı ile 93.943,89-TL kalıcı iş göremezlik tazminatının 05/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİDavalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Sigortalı araç sürücüsünün % 70 oranında kusurlu olduğu tespit edildiği halde, kusur indirimi yapılmadan tazminata hükmedildiğini, hesap bilirkişisi raporunda, “davacıya atfedilen bir kusur bulunmadığından bahisle kusur indirimi yapılmadığının açıklandığını, ilk derece mahkemesinin de bu rapora uyarak istinafa konu kararı verdiğini, bilirkişi raporunda “Davacıya atfedilen kusur bulunmadığından” bahisle kusur indiriminin yapılmaması ve kararda da böylesi bir raporun esas alınmasının doğru olmadığını, karara dayanak olan raporda, TRH’a göre hesaplama yapılmışsa da, % 0 teknik faiz kullanılmasının hatalı olduğunu, % 1,8 teknik faizi göre işlem yapılması gerektiğini, araç servis aracı olduğundan iş kazası konumunda bulunduğunu, SGK dan PSD değerinin sorulması ve gelecek cevap doğrultusunda indirim yapılması gerektiğini beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin değerlendirilerek incelemeye alınabilmesi için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur. Bu maddede sayılan koşullardan birinin mevcut olmaması halinde istinaf başvurusunun usulden reddedilmesi gerekir. Bu şartlar kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmaktadır. İstinaf talebine konu eldeki dosya kapsamı incelendiğinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, davalı vekilinin istinaf başvurusunun ön inceleme bakımından kabul edilebilir olduğu ve inceleme aşamasına geçilmesi gerektiği görülmüştür.Dava, haksız fiilden kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesi gereği cismani zarardan doğan maddi tazminat istemine ilişkindir.Somut olayda 29.12.2016 tarihinde dava dışı … ‘ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın dava dışı … ‘ün sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışması neticesinde … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacı yaralanmıştır. … plakalı aracın işleteni davalı sigorta şirketidir. Davacı tarafça, fazlaya dair haklar saklı kalmak üzere 1.000,00-TL maddi tazminatın tahsili talep edilmiştir.Hükme esas alınan 29/01/2020 tarihli raporunda sürücü … ‘ın, yönetimindeki … plaka sayılı otobüs ile seyir yönüne hitap eden kırmızı ışıkta kavşağa giriş yapması sonucu, sağ tarafından düz seyirle kavşağa giriş yapan sürücü … yönetimindeki, içerisinde davacı … ‘ün de yolcu olarak bulunduğu … plaka sayılı otobüsün sol arka kısmına çarpması neticesi meydana gelen olaydaki;dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı davranışıyla kusurlu olup, kusur oranının % 70 olduğu, sürücü … ‘ün yönetimindeki … plaka sayılı otobüs ile yerleşim yeri içinde seyri sırasında olay yeri sinyalize kavşağa yaklaştığında, ışık sistemini ve kavşağı yeterince kontrolü altında bulundurmayıp ışıkta beklemekte olan araçların sağından hareketle, durmadan, kırmızı-sarı ışık dönüşümünde, yetersiz kontrolle kavşağa giriş yapması sonucu meydana gelen olaydaki; dikkatsizliği ve tedbirsizliği ile kusurlu olup, kusur oranının % 30 olduğu tespit edilmiştir. Hükme esas alınan raporun ceza dosyası kapsamında alınan Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin … tarihli raporu ve olayla uyumlu bulunmuştur. Davacı … plaka sayılı araçta yolcu olup müterafik kusuru da bulunmamaktadır. Bu kapsamda haksız fiil nedeniyle davacıya karşı sorumlu olanlar müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğundan davalı sigorta şirketinin … plaka sayılı araç sürücüsünün kusurunun tenzili gerektiğine yönelik istinaf başvuru sebebi yerinde görülmemiştir.Hemen burada davanın belirsiz alacak davası mı yoksa kısmi dava mı olduğunun belirlenmesi gerekmektedir. Davacının aynı hukuki ilişkiden kaynaklanan alacağının ve hakkının tümünü değil, belirli bir kısmını talep ederek açtığı davaya kısmi dava denir. Bir kimsenin kısmi dava açıp açmadığı ancak dava dilekçesinden, davacının talep sonucundan anlaşılır. Bununla birlikte, 6100 sayılı HMK’nın 33. maddesi uyarınca; “Hâkim, Türk Hukukunu re’sen uygular”. Aynı Kanun’un 31. maddesi hükmü gereğince; davanın hukuki niteliğini belirlemek ve davayı aydınlatmak görevi hâkime aittir. Buna göre davadaki iddia, davacının talebine münhasır olup belirtilen madde hükümleri gereğince hukuki nitelendirme hâkime aittir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, davacı vekili dava dilekçesinin hiç bir yerinde belirsiz alacak davasından söz etmemiş, hukuki dayanak olarak HMK’nın 107. maddesine dayanmamıştır. İstisnai dava türlerinden olan belirsiz alacak davasından söz edebilmek için bunun açıkça belirtilmesi ya da davanın HMK’nın 107. maddesine göre açıldığının anlaşılması gerekir. Dava dilekçesinde bu açıklık olmadığı sürece dava, kısmi dava kabul edilmelidir. Nitekim, dava dilekçesinden fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile kısmi dava açıldığı anlaşılmaktadır. (Emsal nitelikteki Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2021/5148 Esas, 2021/9250 Karar sayılı ilamı ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2020/77 Esas, 2021/1206 Karar sayılı ilamı ) Hal böyleyken kısmi dava olarak açılan iş bu davada davacı taraf 16/03/2021 tarihli dilekçe ile bedel arttırmak suretiyle ıslah hakkını kullanmış olup Mahkemece 25/05/2021 tarihli dilekçenin ikinci ıslah dilekçesi mahiyetinde olması nedeniyle geçersiz/yok hükmünde olduğunun gözetilmesi gerekirken ilk dilekçenin talep arttırım dilekçesi ikincisinin ise ıslah dilekçesi olarak nitelendirilmesi isabetli değildir. Bu itibarla dava değerinin 81.577,29-TL olduğu gözetilerek bu değer üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi, geçersiz ıslaha ilişkin kısım yok hükmünde olduğu gözetilerek davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi gerektiğinden (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/795 Esas, 2017/7822 Karar sayılı kararı) hükmün kamu düzeni nedeniyle düzeltilmesi gerekmektedir.Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40 Esas 2020/40 Karar sayılı kararıyla 2918 sayılı KTK’nın 90. ve 92. maddelerinde “genel şartlara” atıf yapan cümlelerin iptaline karar verilmiş ve bu karar 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olmasıyla birlikte, Yargıtay 17. Hukuk Dairesince zarar görenlerin cismani zarar ve destekten yoksun kalma tazminatı alacağının hesaplanmasında TRH 2010 ve %10 artırım %10 iskonto yöntemi benimsenmiş olup TRH 2010 yaşam tablosunun uygulamasından vazgeçilmemiştir. (Yargıtay 17.HD.’nin 2019/5206 E. 2020/8874 K. 22/12/2020 tarihli ilamı) Bu itibarla hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporunda teknik faize göre hesaplama yapılmaması yerindedir.Mahkemece, SGK Başkanlığı tarafından davacıya yapılmış rücuya tabi bir ödeme olup olmadığı sorulmuş olup, 16/01/2020 tarihli müzekkere cevabında davacıya yalnız geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığı belirtilmiştir, eldeki dosyada yalnız sürekli iş göremezlik tazminatı talep edildiğinden bu hususta eksik bir araştırma olmadığı açıktır, aksi yöndeki davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b-2 uyarınca yargılamada bir eksiklik bulunmamakla birlikte kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı veya yargılamada bulunan eksikler duruşma yapılmadan tamamlanacak nitelikte ise Bölge Adliye Mahkemesince düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi mümkündür. İlk derece mahkemesi kararındaki yukarıda belirtilen eksiklik ve hata bakımından 6100 sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak Dairemizce duruşma yapılmaksızın yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere) ;
A-) Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
B-) Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/858 Esas 2021/620 Karar sayılı kararının yeniden hüküm kurulmak üzere kamu düzeni yönünden KALDIRILMASINA, hükmün HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince YENİDEN TESİSİNE,
1-Davanın KABULÜ ile davalı sigorta şirketinin sorumluluğu ZMMS poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak kaydı ile 81.577,29-TL kalıcı iş göremezlik tazminatının 05/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gerekli 5.572,54-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan peşin harç 44,40-TL ve ıslah harcı 369,40-TL’den (280,00-TL+ 45,00-TL) mahsubu ile eksik 5.203,14-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama giderinin) davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan başvurma harcı 44,40-TL, peşin harç 44,40-TL, ıslah harcı 369,40-TL, (280,00-TL+ 45,00-TL) tebligat ve müzekkere gideri 289,90-TL, bilirkişi ücreti 800,00-TL, ATK rapor ücreti 323,00-TL, ERÜ rapor ücreti 350,00-TL olmak üzere toplam 2.176,70-TL yargılama harç ve giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalı tarafından yatırılan herhangi bir harç ve yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen kısım üzerinden 11.405,05-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek halinde ilgili tarafa iadesine,
C-) Davalının istinaf başvurusu reddedilmiş olmakla;
1-) Alınması gereken 5.572,54-TL harçtan peşin yatırılan 1.604,33-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.968,21-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
2-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-) Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Ç-) 1-) İstinaf yargılaması bakımından istinaf kanun yoluna başvuran tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
2-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin HMK’nın md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b/1,2. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/06/2022