Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1752 E. 2022/1361 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T. C.
K A Y S E R İ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1752
KARAR NO: 2022/1361
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/07/2021
NUMARASI: 2018/630 Esas, 2021/529 Karar
DAVANIN KONUSU: Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ: 19.09.2018
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 30.09.2022
YAZILDIĞI TARİH: 30.09.2022
Yukarıda ayrıntılı bilgileri yazılı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/630 Esas, 2021/529 Karar sayılı kararına karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize tevzi edilmiş olmakla dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle: Dava konusu 02/08/2017 tarihinde davacı …’ün … plaka sayılı motosikletiyle … Bulvarı istikametinden istasyon caddesi istikametinde seyir halinde davalı … şirketi tarafından sigortalı … ‘ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile seyir halinde iken dur levhasına uymadığını davacın … Plaka sayılı aracın kendisine çarpmaması için manevra yaptığını, motosikletinden düşerek maddi hasarlı yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, kaza tespit tutanağında da … ‘ın tam kusurlu olduğunun, …’ün kusurunun bulunmadığının tespit edildiğini, davalı …’ye dava konusu kaza nedeniyle başvuru yapıldığını, 31/08/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, yasal süresi içerisinde Sigorta Şirketi tarafından cevap verilmediğini ve herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek, …’ün kalıcı maluliyet zararının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere şimdilik asgari 1.000,00-TL’nin temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesinden özetle; Dava konusu kazaya karışan … plaka sayılı aracın … numaralı ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, dava konusu zararlara ilişkin ZMMS gereğince dava konusu zararlara ilişkin olarak sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olduğunu ve sigortalı araç sürücünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, kazaya sebep olan olayda öncelikle kusur durumunun tespiti gerektiğini, davacının sigortalı araç sürücüsüne raic kusur ve zararı kanıtlaması gerektiğini, zararın kanıtlanmaması halinde sigorta şirketinin sorumluluğunun olmadığını, davacı tarafın avans faiz talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek açılan işbu davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; Davacının sürekli iş göremezlik tazminat talebinin kabulü ile; 111.584,27-TL maddi tazminatın davalı … şirketinden temerrüt tarihi olan 13/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine dair karar verildiği anlaşılmıştır.Taraflarca İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davalı vekili, süresi içinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince hükme esas alınan kusur raporuna yaptıkları itirazlarının ilk derece mahkemesince göz önünde bulundurulmadığını, maluliyet raporları arasındaki çelişkinin giderilmediğini, ilk derece mahkemesince hükme esas alınan aktüer bilirkişisi raporunda kullanılan hesaplama yöntemi ve hesaplamanın hukuka aykırı olduğunu, askerlik süresi ve iş bulmak için geçmesi gereken makul sürelerin hesaplamadığını, kabul anlamına geçmemek kaydıyla hesaplanan tazminat tutarından müterafik kusur indirimi yapılmamasının da hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın … tarihli rapordaki hesaplamaya itiraz etmediğini, müvekkili şirket yönünden usulü kazanılmış hak doğmasına rağmen bu durumun ilk derece mahkemesince göz önünde bulundurulmadığını, usuli kazanılmış hakların gözetilmediğini, davacıya kurum dahil ödeme yapan kimselerin ve ödeme tutarlarının araştırılmadığını, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun değerlendirilerek incelemeye alınabilmesi için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur. Bu maddede sayılan koşullardan birinin mevcut olmaması halinde istinaf başvurusunun usulden reddedilmesi gerekir. Bu şartlar kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmaktadır. İstinaf talebine konu eldeki dosya kapsamı incelendiğinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, davalı vekilince yapılan istinaf başvurusunun ön inceleme bakımından kabul edilebilir olduğu tespit edilmiştir.Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesinde 6 bent halinde belirtilen koşulların varlığı durumunda ise davanın esası incelenmeden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verileceği aynı maddede düzenlenmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi 6. bendinde, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli deliller toplanmadan veya değerlendirilmeden ilk derece mahkemesince karar verilmiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması istinaf aşamasında duruşma yapılmadan istinaf başvurusunun kabulüne dair karar verilecek usul hatası olarak kabul edilmiştir.6100 sayılı HMK’nın 355. maddesinde, Bölge Adliye Mahkemesinin, incelemesini kamu düzenine ilişkin hususlar hariç olmak üzere istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplere bağlı olarak yapması gerektiği hususu düzenlenmiştir. (Aynı yönde Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2018/9860 Esas ve 2018/14781 Karar sayılı ilamında da Bölge Adliye Mahkemelerinin istinaf sebepleri ile bağlı olduğu vurgulanmıştır.)
Yukarıda yapılan genel açıklamalar ışığında, istinaf başvurusuna konu ilk derece mahkemesinin dosyası davalının istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin hususlara bağlı kalınarak incelendiğinde; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.İstinaf incelemesine konu dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkindir.
1-) Dosya kapsamındaki … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleri uyarınca hazırlanan 23/05/2019 tarihli maluliyet raporunda davacıda herhangi bir kalıcı sakatlık tespit edilmediği belirtilmesine rağmen yine aynı yönetmelik hükümleri uyarınca Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan 29/04/2020 tarihli maluliyet raporunda davacının %13 oranında kalıcı sakatlığı olduğu tespit edilmiş, ilk derece mahkemesince bu iki rapor arasındaki çelişki giderilmeden Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan 29/04/2020 tarihli maluliyet raporuna itibar edilerek karar verilmiştir.
Bu haliyle; ilk derece mahkemesince, dosya kapsamındaki iki maluliyet raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla Adli Tıp Kurumu Başkanlığı ilgili Üst Kurulundan yeni rapor alınıp sonucuna göre bir değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerektiği halde çelişki giderilmeksizin ve gerekçesi yeterince açıklanmaksızın Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan 29/04/2020 tarihli maluliyet raporu esas alınarak karar verilmesi doğru bulunmamış, davalının bu kapsamdaki istinaf itirazı yerinde görülmüştür.
2-) Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın 52.maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması sözkonusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılması gerekir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK.nun 52.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.Somut olayda; mahkemece hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan 29/04/2020 tarihli maluliyet raporuna göre davacının trafik kazası sonucu meydana gelen yaralanması nedeniyle diz artroplastisine bağlı olarak %13 malul sayıldığı anlaşılmaktadır. Davalı vekili, davacı tarafça dizlik ve diğer koruyucu kıyafetlerin giyilmemesi/takılmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini savunmuştur.KTK’nun 78. maddesi ve Karayolları Trafik Yönetmeliği hükümlerine ve aracın özelliğine göre takılması gereken koruyucu dizliğin takılıp takılmadığının araştırılması; kaza nedeniyle oluşan maluliyetin koruyucu dizlik takılması halinde de oluşup oluşmayacağı ve dizlik takılmayışı ile oluşan maluliyet arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı konusunda uzman doktor bilirkişi heyetinden (somut olayımızda bir numaralı kaldırma gerekçesi de dikkate alınıp Adli Tıp Kurumu Başkanlığı ilgili Üst Kurulundan) rapor alınması; koruyucu ekipmanların takılmamış olması ve maluliyetle illiyeti bulunduğunun saptanması halinde Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin uygulamaları da dikkate alınarak TBK’nın 52. maddesi uyarınca %20 oranında tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerekip gerekmediğinin tartışılarak karar verilmesi gerekirken davalının savunmasına itibar edilmeyerek ve karar yerinde tartışılmayarak hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. (Benzer uyuşmazlıklarda Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin E:2021/11299, K:2022/5956 sayılı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin E:2021/11283, K:2022/4619 sayılı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin E:2021/14012, K:2022/8479 sayılı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin E:2016/12470, K:2019/5805 sayılı, 17. Hukuk Dairesi’nin E:2016/16975, K:2019/9179 sayılı kararlarında da aynı yönde kabul ve açıklamalara yer verilmiştir.)
3-) Trafik kazası neticesinde maluliyete uğrayan kişinin, maluliyet oranının derecesi ve niteliğine göre, askerliğe engel teşkil edip etmeyeceğinin (maluliyet raporu eklenerek yazılacak yazı ile) ilgili askerlik şubesinden sorulması, alınacak cevaba göre askerlikte geçireceği sürede de efor tazminatı verilip verilmeyeceği tartışılarak davacının talep edebileceği tazminat miktarının bilirkişiden alınacak rapora göre belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin E:2021/11038, K:2022/5151 sayılı ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin E:2019/723, K:2019/11801 sayılı kararları) İlk derece mahkemesince bu kapsamda herhangi bir araştırma ve değerlendirme yapılmadan karar verilmesi de doğru bulunmamıştır.
4-) İlk derece mahkemesinin hüküm sonucunun 2 numaralı bendinde ıslah harcının alınması gereken harçtan mahsubuna karar verilmemesi de karardaki bir uygulama hatası olarak tespit edilmiştir.
Yukarıda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere davanın çözümünü sağlayacak ve esasına etki edecek nitelikteki deliller usulünce ve tam manasıyla toplanmadan dolayısıyla değerlendirilmeden ilk derece mahkemesince hüküm kurulmuş olduğundan, davalının istinaf talebi kabul edilerek, ilk derece mahkemesi olan Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/630 Esas, 2021/529 Karar sayılı kararının, duruşma yapılmaksızın, kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye iadesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bu nedenle; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılıp davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair 6100 sayılı HMK md. 353/1-a-6 gereğince duruşma açılmaksızın aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
1-) Davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen sebeplerle KABULÜNE, 6100 sayılı HMK md. 353/1-a-6 uyarınca Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/630 Esas, 2021/529 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-) Davanın yukarıda gerekçe bölümünde belirtilen hususlar değerlendirilerek yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-) Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2/2. maddesi gereğince ve Dairemizce dosya hakkında duruşma yapılmaksızın karar verilmesi gözetilerek; davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
4-) Davalı tarafından peşin yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davalıya İADESİNE, istinaf kanun yoluna başvuru harcının ise HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-) Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden yapılacak yargılama sonucu verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-) İstinaf yargılaması bakımından davalılar tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümlerine göre yatıranlara İADESİNE,
7-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin HMK m. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, 6100 sayılı HMK md. 353/1-a-6 gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK md. 353/1-a, 362/1-g uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.30/09/2022