Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1707 E. 2022/947 K. 06.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1707
KARAR NO: 2022/947
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/07/2021
NUMARASI: 2018/741 Esas 2021/592 Karar
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
DAVA TARİHİ: 02/11/2018
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 06/06/2022
YAZILDIĞI TARİH: 06/06/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/741 Esas 2021/592 Karar sayılı kararı davacı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … ve …’nın çocukları …’nın 27.07.2018 tarihinde … plakalı aracıyla seyir halinde iken saat 12:10 sularında kaza neticesi … Hastanesine kaldırıldığını ve 01.08.2018 tarihinde hayatını kaybettiğini, … plaka sayılı aracın kazaya sebebiyet verdiğini, kayıtlarda bu hususun göründüğünü, aracın kırmızıda geçtiğini, … plaka sayılı aracın ZMMS poliçesinin … AŞ, tarafından yapıldığını, 19.09.2018 de tazminat talep edildiğini ve taleplerinin 26.09.2018 tarihinde reddedildiğini, müvekkillerinin evlat acısı yaşadıklarını, ölüm ile yıkıldıklarını, müvekkillerinin manevi tazminat talebi bulunduğunu, müteveffanın anne ve babasının muris desteğinden yoksun kaldığını, sonuç olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve maddi tazminat talebinin belirsiz alacak davası olarak kabulü ile … için 100.000 TL manevi ve 1.000 TL maddi tazminatın, … için 100.000 TL manevi ve 1.000 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen (sigorta şirketi yönünden poliçe kapsamı ile sınırlı olarak) tahsilini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesinin talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu kazada kusurunun olmadığını ve 27.07.2018 tarihinde kendi yönetimindeki … plakalı araç ile hız sınırları dahilinde kontrollü seyrederken … mahallesinden … önünde … caddesine yaklaştığını ve trafik ışıklarının çalışmaması neticesi karşı yola kontrollü bir şekilde geçiş sağlamak istediğinde ve yavaşça tramvay yolunda beklediğini ve karşı yola kontrollü geçiş sağladığını, fakat sağından gelen müteveffa … kontrolündeki … plakalı aracın aşırı hızlı bir şekilde gelmesi ve yol kenarındaki reklam panosuna çarpması neticesi yaralandığını ve hastanede hayatını kaybettiğini, müvekkilinin aracı sonradan fark edebildiğini ve … plakalı araç geçiş yaptıktan sonra yolu tahliye ettiğini, müteveffanın kontrolündeki aracın müvekkili aracına temasta bulunmadığını, müteveffanın emniyet kemerinin takılı olup olmadığının tespiti gerektiğini bu nedenlerle davanın usulden reddini, mahkeme aksi kanaatte olacak ise, davanın Kayseri 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/1240 Esas sayılı dosyası kesinleşinceye kadar bekletici mesele yapılmasını, kusur raporun alınmasını, davanın esastan reddini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili nezdinde 04/03/2018 – 2019 tarihli … sayılı ZMMS poliçesi ile teminat altına alındığını, 27.07.2018 tarihinde sigortalı aracın yaptığı kaza neticesi …’nın vefatı neticesi huzurdaki davanın ikame edildiğini, uyuşmazlık söz konusu olan kazada kusura ilişkin delil tespit edilemediğini, müvekkilinin temerrüde düşmediğini, dava açılmasına sebebiyet vermediğini, davacıların destek zararının ispatı gerektiğini, sonuç olarak, kusur tespitinin yapılmasını ve müvekkilinin sorumluluğunun tespiti açısından davacının destekten yoksun zararının olup olmadığının davacı tarafça ispatını ve uzman aktüerden rapor alınmasını, müvekkili aleyhine yargılama giderine, faize ve vekalet ücretine karar verilmemesini, karar verilmesi halinde müvekkilinin sorumluluğunun azami poliçe teminat limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı dikkate alınarak yargılama giderine, faize ve vekalet ücretine hükmolunmasını, reddedilen kısmı için yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;
1-Davacıların davalı … şirketine yönelik açmış olduğu davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Davacıların diğer davalılara yönelik maddi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile; davacı anne … için 48.099,46 TL ve davacı baba … için 9.886,97 TL destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere toplamda 57.986,43 TL maddi tazminatın müteveffanın ölüm tarihi olan 01/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ile …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile; davacı anne … için 45.000,00 TL ve davacı baba … için 45.000,00 TL olmak üzere toplamda 90.000,00 TL manevi tazminatın müteveffanın ölüm tarihi olan 01/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ile …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından süresi içinde verilen istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava kapsamında alınan kusur raporunun yerinde olmadığını ve itirazlarının dikkate alınmadığını, mahkemece karar gerekçesine Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığından alınan 17.05.2019 tarihli raporu esas alındığını ve bu rapordaki kusur oranlarına göre müteveffa …’nın %15 kusurlu olduğuna hükmettiğini ancak raporun içeriğine bakıldığında %100 kusurun davalı … da olduğu, yanındaki aracın ışıkta beklemesine rağmen kırmızı ışıkta geçerek, müteveffanın kaza yapmasına sebebiyet verdiğini, müteveffanın hiçbir kusuru yok iken %15 oranında kusur verilmesinin hatalı olduğunu, eksik ve hatalı şekilde düzenlenen raporun hükme esas alındığını ve itirazlarının değerlendirilmeden karar verildiğini, aktüerya hesap bilirkişi raporuna göre hesaplanan tazminat miktarının, davalılardan … Şirketi tarafından ödendiğini ve bu ödeme üzerine bu davalıdan olan taleplerinden feragat edildiğini, mahkemece yapılan feragatin diğer davalılara sirayet edeceği ve poliçe limiti olan 360.000 TL’ye kadar diğer davalılara da borçtan kurtaracağını gerekçe yaptığını, mahkemece ödenen miktar olan 134.451,23 TL kadar borçtan kurtaracağı kalan bakiye tazminat miktarı kadar borcun devam edeceği yönünde karar vermesi gerekirken hatalı şekilde karar verildiğini, manevi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede eksik ve hatalı olup, verilen tazminat miktarının çok düşük kaldığını, mahkemece manevi tazminat belirlenirken tarafların sosyo – ekonomik durumları ve olayın oluş biçimi beraber değerlendirilmemiş, müvekkillerinin tek oğlu olması, nişan hazırlıkları içinde bulunmaları ve müteveffanın yaşının çok genç olmasının dikkate alınmadığını, mahkemece vekalet ücretleri hesaplanırken hata yapıldığını ve müvekkilleri aleyhine fazla miktarda karşı vekalet ücretine hükmedildiğini bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, trafik kazasından kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi gereği destekten yoksun kalma tazminatı ve 56/2. maddesi gereği manevi tazminat istemine ilişkindir. Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/07/2021 tarih 2018/741 Esas 2021/592 Karar sayılı kararı ile davacı tarafça açılmış olan destekten yoksun kalma tazminatının davalı … yönünden feragat nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden kısmen kabul kısmen reddine, manevi tazminat davasının ise kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir. İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi gereğince ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır. Duruşma açılmasını gerektiren sebepler bulunmadığından HMK’nın 353 ve 355 maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler dosya üzerinden yürütülmüştür. Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler esas alındığında; 27/07/2018 tarihinde davalı … şirketine sigortalı, davalı …’nın sürücüsü ve davalı …’in işleteni olduğu … plaka sayılı otomobilin kırmızı ışık ihlali üzerine, kendisine yeşil ışık yanan müteveffa sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile … plaka sayılı araca çarpmamak için fren ve manevra yapması neticesinde aracın kontrolünü kaybetmesi ve yoldan çıkıp seyrine göre sağdaki reklam panosuna çarpması neticesinde ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana gelmiş olduğu, davacıların desteği konumundaki …’nın trafik kazası neticesinde vefat etmiş olduğu, taksirle ölüme sebebiyet vermek suçundan davalı … hakkında Kayseri 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/1240 Esas 2019/721 Karar sayılı dosyasıyla kamu davasının açılmış olduğu; eldeki davada Ankara ATK’dan alınmış olan 17/05/2019 tarihli kusur raporunda trafik kazasının meydana gelmesinde … plaka sayılı otomobil sürücüsü davalı…’nın %85 oranında, müteveffa sürücü …’nın ise %15 oranında kusurlu olduğunun rapor edilmiş olduğu; ceza dosyasında alınan kusur bilirkişisi raporunda trafik kazasının meydana gelmesinde davalı …’nın asli kusurlu, müteveffa …’nın ise alt düzeyde tali kusurlu olduğunun rapor edilmiş olduğu; dava devam ederken davacılar ile ile davalı … arasında destekten yoksun kalma tazminatı hususunda anlaştıklarına ilişkin düzenlenmiş ve davacılar vekili tarafından imzalanmış “ibraname – feragatname ve makbuz” başlıklı belgenin dosya içerisine sunulmuş olduğu; davacı tarafa SGK tarafından trafik kazası nedeniyle yapılan ödemelerin ve bağlanmış herhangi bir maaşın olmadığının dosya içerisine gelen yazı ile anlaşıldığı; ilk derece mahkemesince davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talebi hakkında, davalı … ile dava açıldıktan sonra anlaşılmış ve ibraname – feragatname düzenlenmiş olması sebebiyle feragat nedeniyle reddine, diğer davalılara karşı açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine, manevi tazminat taleplerinin ise kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş olduğu, kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmiş olması üzerine dosyanın istinaf incelemesi için dairemize gelmiş olduğu görülmüştür. Trafik kazası ile ilgili olarak, ceza dosyasında alınan kusur bilirkişisi raporu, eldeki davada alınan kusur bilirkişisi raporu ile aynı trafik kazasına bağlı olarak açılmış olan diğer tazminat davalarında alınmış olan kusur bilirkişisi raporlarının tutarlı olup, birbiriyle çelişkili olmaması gerekir. Raporlar arasında çelişki olduğu takdirde çelişkinin mahkemece Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik kürsüsünden seçilecek heyetten ya da İTÜ trafik kürsüsünden seçilecek heyetten rapor aldırılmak suretiyle çelişkinin giderilmesi gerekir.Somut olayda, davalı …’nın aleyhine Kayseri 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/1240 Esas sayılı dosyasıyla yürütülen ceza yargılamasında Ankara ATK’den alınmış olan kusur raporunda trafik kazasının meydana gelmesinde davalı …’nın alt düzeyde tali kusurlu, müteveffa …’nın ise asli kusurlu olduğunun rapor edilmiş olduğu; eldeki davada Ankara ATK’dan alınmış olan 15/05/2019 tarihli kusur raporunda trafik kazasının meydana gelmesinde … plaka sayılı otomobil sürücüsü davalı …’nın %85 oranında, … plaka sayılı araç sürücüsü müteveffa …’nın ise %15 oranında kusurlu olduğunun rapor edilmiş olduğu, hükme esas alınan kusur raporunun olayın oluş şeklini doğruladığı, raporlar arasında herhangi bir çelişkinin olmadığı ve çelişkilerin giderilmiş olduğu, kaza tespit tutanağı ile kusur raporlarının aynı doğrultuda olduğu kanaatine varılmış olunduğundan, davacı vekilinin istinafının yerinde olmadığı görülmüştür. Müteselsil sorumluluğa ilişkin hukuki sonuçlar BK’nun 61, 62, 106, 155, 162, 163, 166, 168. maddelerinde düzenlenmiştir. Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca müteselsil sorumluluğun bazı hukuki sonuçları vardır.Müteselsil borçlulardan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumludur. (BK 162/1). Borç tamamen ifa edilinceye kadar alacaklıya karşı bütün borçluların sorumluluğu devam eder.(BK 163/2). Alacaklı, borçluların birinden, bir kısmından veya hepsinden alacağını talep etme ve dava açma hakkına sahiptir.(BK163/1). Borçlulardan birinin yaptığı ödeme kadar, müteselsil sorumluların alacaklıya karşı sorumlu oldukları toplam miktar eksilmiş olur. (BK 166/1). Borcun tamamı borçlulardan biri tarafından ödenirse, diğer borçlular da alacaklıya karşı borçtan kurtulur. Alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra anlaşması, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun borca katılma payı oranında borçtan kurtarır. (BK 166/3). Müteselsil borçlu, alacaklıyı tatmin ettiği oranda diğer müteselsil borçlulara karşı alacaklının halefi olur. (BK 168/1) ve alacaklının hakları ona geçer. Borçlu yalnızca kendi payına düşen kısmı ödemişse, diğer müteselsil borçluya rücu edemez. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1.maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan 2918 sayılı KTK madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere davalı işletenin aracının işletilmesi sırasında doğacak 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu trafik sigortacısı karşılamak durumunda olduğundan, somut olayda; davacıların dosyaya sunulan “ibraname – feragatname ve makbuz” başlıklı ibra sözleşmesi ile 134.451,23 TL asıl alacak, 13.506,00 TL vekalet ücreti, 2.436,54 TL yargılama gideri, 11.750,54 TL icra vekalet ücreti ile 8.672,10 TL faiz olmak üzere toplam 170.816,41 TL ödeme karşılığında davalı … şirketinden hiçbir hak ve alacağı kalmadığından davalı … şirketini tamamen ibra ettiği, işleten ve araç sürücüsünü ise ödenen miktar kadar ibra ettiğini beyan etmiştir. Bilirkişi raporu ile belirlenen zarar, sigorta şirketinin ibra karşılığı davacıya yaptığı 134.451,23 TL asıl alacağa ilişkin ödemenin üstünde olması halinde davalı işleten; poliçe limitini aşan miktarda zarar varsa limiti aşan kısımdan sorumlu olacaktır. (aradaki poliçe ilişkisi nedeniyle) Eğer limitin altında bir zarar varsa davalı işleten ibra nedeni ile bu oranda sorumluluktan kurtulmuş olacaktır. Davalı araç sürücüsü ise poliçe ilişkisinin tarafı olmadığından ve haksız fiil sorumlusu olarak sürücünün sigorta şirketine rücu hakkı sözkonusu olmadığından, sigorta şirketi tarafından yapılan 134.451,23 TL ödeme kadar davalı sürücünün borcu sona erecek, sigorta ödemesinin üstünde kalan zarar miktarından ise sürücü sorumlu olacaktır. Somut olayda, davacı taraf mahkemeye sunulmuş olan “ibraname – feragatname ve makbuz” başlıklı belgeyi inkar etmemiş hatta 30/10/2020 tarihli “10” nolu celsede davalı … AŞ ile yapılmış olan ibra sözleşmesi ile davalı sigortaya karşı olan davadan feragat edildiğinin, diğer davalılara karşı maddi tazminat taleplerinin devam ettiğinin beyan edilmiş olduğu, Yargıtay yerleşik uygulamalarına göre, desteğin değişen gelirine yönelik veriler dikkate alınarak aktüerya bilirkişisi tarafından düzenlenmiş olan 29/04/2021 tarihli ek raporda davacıların destekten yoksun kalma tazminatının toplam 417.986,43 TL olarak hesaplanmış ve poliçe üst limiti sınırı olan 360.000,00 TL’nin 417.986,43 TL’den mahsup edilmesi neticesinde kalan toplam 57.896,43 TL davacıların destek zararı olarak hesaplanmış ve mahkemece de davacı anne … için 48.099,46 TL davalı baba … için 9.886,97 TL destek zararının davalı sürücü … ve davalı işleten …’den tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş olduğu anlaşılmakla; her ne kadar davacı taraf “ibraname – feragatname ve makbuz” başlıklı belge ile yalnızca davalı sigortaya karşı maddi tazminat davasından feragat ettiğini beyan etmiş ise de Yargıtay yerleşik uygulamaları gereğince davalı sigortanın davacı tarafla yapmış olduğu ibra sözleşmesi davalı işleten …’i kaza tarihindeki poliçe üst limiti olan 360.000,00 TL’den kurtaracak ancak 360.000,00 TL’yi aşan 57.986,43 TL’den işleten sorumlu tutulacak olup, 57.986,43 TL’den işleteni sorumlu tutan ilk derece mahkemesi kararının isabetli olduğu; araç sürücüsü davalı … ise poliçe ilişkisinin tarafı olmadığından ve haksız fiil sorumlusu olarak sürücünün sigorta şirketine rücu hakkı sözkonusu olmadığından, sigorta şirketi tarafından yapılan 134.451,23 TL ödeme kadar davalı sürücünün borcu sona erecek ve davalı sürücü (417.986,43 TL – 134.451,23 TL = 283.535,20 TL) 283.535,20 TL destekten yoksun kalma tazminatından sorumlu tutulması gerekir ise de, taleple bağlı kalınarak davacı … için 99.595,35 TL, davacı … için 81.879,05 TL destekten yoksun kalma tazminatından sorumlu olduğu, davalı sürücünün 57.986,43 TL’den sorumlu tutulması doğru görülmemiş olup, davacı vekilinin bu yöndeki istinafının yerinde olduğu ancak bu hatanın HMK’nun 353/1-b/2. maddesi uyarınca dairemizce düzeltilebileceği görülmüştür. Olay tarihinde yürürlükte olan TBK’nın 56. maddesi hükümlerine göre, hakimin manevi tazminat adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. 22/06/1996 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Diğer yandan hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.Somut olayda, tarafların kusur durumu, paranın satın alma gücü, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, duyulan acı, kazanın davacıda bıraktığı iz dikkate alındığında ilk derece mahkemesince davacılar için takdir edilen manevi tazminatın az olduğu, mahkemece davacılar lehine 55.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmış olunduğundan, davacılar vekilinin bu yöndeki istinafının kısmen yerinde olduğu görülmüştür.
KABULE GÖRE DE;
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/3. maddesinde “Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.” hükmü, aynı tarifenin “Manevi tazminat davalarında ücret” başlıklı kısmının 10/2. maddesinde ise “Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda,
a-) Davacı … lehine hükmedilen 48.099,46 TL maddi tazminat üzerinden Tarifenin 13/1. maddesi uyarınca (40.000,00 TL için %15’den 6.000,00 TL, 8.099,46 TL üzerinden %13’ten 1.052,93 TL olmak üzere toplam 7.052,93 TL) 7.052,93 TL nispi vekalet ücretine, reddedilen kısım yönünden AAÜT’nin 13/3. maddesi uyarınca kendisini vekil ile temsil ettirmiş olan davalı … lehine 7.052,93 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, hatalı olarak hükmedilen kısım için davacı lehine ve reddedilen kısım için davalı … lehine 8.338,23 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmiş olması;
b-) Davacı … lehine hükmedilen 9.886,97 TL maddi tazminat üzerinden Tarifenin 13/1. maddesi uyarınca 4.080,00 TL maktu vekalet ücretine, reddedilen kısım yönünden AAÜT’nin 13/3. maddesi uyarınca kendisini vekil ile temsil ettirmiş olan davalı … lehine 4.080,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, hatalı olarak hükmedilen kısım için davacı lehine ve reddedilen kısım için davalı … lehine 8.338,23 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmiş olması;
c-) Davacı … lehine hükmedilen 45.000,00 TL manevi tazminat üzerinden Tarifenin 13/1. maddesi uyarınca (40.000,00 TL için %15’den 6.000,00 TL, 5.000,00 TL üzerinden %13’ten 650,00 TL olmak üzere toplam 6.650,00 TL) 6.650,00 TL nispi vekalet ücretine, reddedilen kısım yönünden AAÜT’nin 10/2. maddesi uyarınca kendisini vekil ile temsil ettirmiş olan davalı … lehine 6.650,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, hatalı olarak hükmedilen kısım için davacı lehine ve reddedilen kısım için davalı … lehine 12.500,00 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmiş olması;
d-) Davacı … lehine hükmedilen 45.000,00 TL manevi tazminat üzerinden tarifenin 13/1. maddesi uyarınca (40.000,00 TL için %15’den 6.000,00 TL,5.000,00 TL üzerinden %13’ten 650,00 TL olmak üzere toplam 6.650,00 TL) 6.650,00 TL nispi vekalet ücretine, reddedilen kısım yönünden AAÜT’nin 10/2. maddesi uyarınca kendisini vekil ile temsil ettirmiş olan davalı … lehine 6.650,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, hatalı olarak hükmedilen kısım için davacı lehine ve reddedilen kısım için davalı … lehine 12.500,00 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru görülmemiş olup, davacılar vekilinin bu yöndeki istinafının yerinde olduğu görülmüştür.
Yukarıda izah edilen sebeplerle ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı ancak kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede kısmen hata edildiği anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b/2. maddesi uyarınca kaldırılarak dairemizce yeniden hüküm kurulmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere) ;
A-) Davacının istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE,
B-) Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/741 Esas 2021/592 Karar sayılı kararının yeniden hüküm kurulmak üzere KALDIRILMASINA, hükmün HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince YENİDEN TESİSİNE,
DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
1-) Davacıların davalı … şirketine yönelik açmış olduğu davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-) Davacıların diğer davalılara yönelik maddi tazminat taleplerinin KABULÜ ile; davacı anne … için 99.595,35 TL ve davacı baba … için 81.879,05 TL destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere toplamda 181.474,40 TL maddi tazminatın müteveffanın ölüm tarihi olan 01/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ile …’den (davalı …’in; anne … için 48.099,46 TL, baba … için 9.886,97 TL için toplamda 57.986,43 TL’den sorumlu olmak kaydıyla) tahsili ile davacılara verilmesine,
3-) Davacıların manevi tazminat taleplerinin KISMEN KABULÜ ile; davacı anne … için 55.000,00 TL ve davacı baba … için 55.000,00 TL olmak üzere toplamda 110.000,00 TL manevi tazminatın müteveffanın ölüm tarihi olan 01/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ile …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-) Maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 12.396,51 TL harçtan, davacı tarafça yatırılan 689,94 TL peşin harç ile 613,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 11.093,57 TL harcın davalılar … ile …’den (davalı …’in 3.960,68 TL’den sorumlu olmak kaydıyla) tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
5-) Manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 7.514,10 TL harcın davalılar … ile …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
6-) Davacı tarafından yatırılan 689,94 TL peşin harç ile 613,00 TL ıslah harcı toplamı 1.302,94‬ TL harcın, davalılar … ile …’den (davalı …’in 416,28 TL’den sorumlu olmak üzere) alınarak davacıya verilmesine,
7-) Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 338,00 TL tebligat ve posta gideri, 228,70 TL müzekkere gideri, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 314,50 Adli Tıp gideri olmak üzere toplamda 2.417,10 TL yargılama giderinden kabul red oranına göre hesap edilen 1.846,84 TL’sinin davalılar … ile …’den (davalı …’in 590,00 TL’den sorumlu olmak kaydıyla) alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
😎 Davalı … tarafından yargılama boyunca yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 11,79 TL’sinin davacıdan alınarak işbu davalıya verilmesine, bakiyesinin işbu davalı üzerinde bırakılmasına,
9-) Maddi tazminat davası yönünden davacı … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden işbu davacı lehine A.A.Ü.T.’nin 13/1. maddesi uyarınca belirlenen 13.411,56 TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ile …’den (davalı …’in 4.284,99 TL’den sorumlu olmak kaydıyla) alınarak işbu davacıya verilmesine,
10-) Maddi tazminat davası yönünden davacı … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden işbu davacı lehine A.A.Ü.T.’nin 13/1. maddesi uyarınca belirlenen 11.444,28 TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ile …’den ( davalı …’in 3.656,44 TL’den sorumlu olmak kaydıyla) alınarak işbu davacıya verilmesine,
11-) Manevi tazminat davası yönünden davacı … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden işbu davacı lehine A.A.Ü.T. 10/1. maddesi uyarınca belirlenen 7.950,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ile …’den müştereken ve müteselsilen alınarak işbu davacıya verilmesine,
12-) Manevi tazminat davası yönünden davacı … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden işbu davacı lehine A.A.Ü.T. 10/1. maddesi uyarınca belirlenen 7.950,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ile …’den müştereken ve müteselsilen alınarak işbu davacıya verilmesine,
13-) Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında reddedilen miktar yönünden davalı … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden işbu davalı lehine A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 6.650,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak işbu davalıya verilmesine,
14-) Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında reddedilen miktar yönünden davalı … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden işbu davalı lehine A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 6.650,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak işbu davalıya verilmesine,
15-) Davacılar tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde resen davacıya iadesine,
C-) Davacıların istinaf başvurusu kabul edilmiş olmakla;
1-) İstinaf karar harcının talep halinde davacılara iadesine,
2-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-) Davacılar tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 67,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 229,60 TL’nin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
D-) 1-) İstinaf yargılaması bakımından istinaf kanun yoluna başvuran tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK md. 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.06/06/2022