Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1668 E. 2022/946 K. 03.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1668
KARAR NO: 2022/946
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/07/2021
NUMARASI: 2018/709 Esas 2021/590 Karar
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
DAVA TARİHİ: 22/10/2018
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 03/06/2022
YAZILDIĞI TARİH: 03/06/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/709 Esas 2021/590 Karar sayılı kararı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26.04.2017 tarihinde dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile … Caddesini takiben virajlı yola kontrolsüz çıkması sonucu karşıdan karşıya geçmeye çalışan yaya …’a çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin kusuru bulunmadığını, … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle ZMMS Poliçesinin bulunmadığını, 5964 sayılı kanun gereğince müvekkilinin maddi zararının tazmini bakımından varsa diğer sorumlularla birlikte Güvence Hesabı’na başvurulabileceğini, davacı müvekkili …’ın dava konusu trafik kazasında ağır yaralandığını, sağ ayağında parçalı kemik kırıkları ve göğüs kafesinde kemik kırıkları olmak üzere vücudunda yaralanma, kırık ve ezilmelerin meydana geldiğini, kalıcı ve geçici iş göremezliğe maruz kaldığını, HMK madde 107/2 uyarınca belirttikleri taleplerinin artırım hakları saklı olmak üzere, HMK 107. maddesi uyarınca davalarının kabulü ile, müvekkilinin geçici ve kalıcı iş göremezliğe uğraması nedeniyle toplam 4.000 TL’nin 26.04.2017 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı Güvence Hesabından (teminat limiti ile sorumlu olmak üzere) tahsilini, her türlü yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;
Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile;
1-)Davacının 1.524,90 TL geçici iş göremezlik tazminat talebinin reddine,
2-)Davacının sürekli iş göremezlik tazminat talebinin kısmen kabulü ile 15.837,27 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihi olan 10/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin faiz talebin reddine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili tarafından süresi içinde verilen istinaf dilekçesinde özetle; kuruma başvuru şartı yerine getirilmediğinden açılmış olan davanın öncelikli başvuru şartları yerine getirilmemiş olması sebebiyle reddedilmesi gerekirken karara hükmedilmiş olmasının hatalı olduğunu, alınacak maluliyet raporunun Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5 (C) bendindeki şartları taşıması gerektiğini, söz konusu kaza ile ilgili olarak alınan maluliyet raporunun yönetmeliğe uygun olmadığını, bu yönetmelik gereğince alınacak maluliyet raporlarının Sağlık Bakanlığı tarafından yetkili kılınmış sağlık kurum ve kuruluşlarının sağlık kurulları tarafından fiziken muayene edilerek düzenlenmesi gerektiğini, maluliyet raporunun kabulünün mümkün olmadığını, maluliyet raporlarının çelişkili olup, söz konusu çelişkinin giderilmesi gerektiğini, TRH – 2010 yaşam tablosu ve % 1,8 teknik faiz dikkate alınmadan yapılan hesaplamanın kabulünün mümkün olmadığını, hesaplamanın TRH – 2010 Yaşam Tablosu ve % 1,8 teknik faiz ile hesaplanması gerektiğini, hükmedilmiş olan faizin başlangıç tarihinin hatalı olduğunu, müvekkili şirketin dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olduğunu bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, trafik kazasından kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesi gereğince cismani zarardan doğan maddi tazminat istemine ilişkindir. Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/07/2021 tarih, 2018/709 Esas 2021/590 Karar sayılı kararı ile, trafik kazasından kaynaklı, sürekli ve geçici işgöremezlikten oluşan maddi tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davalı Güvence Hesabı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi gereğince ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır. Duruşma açılmasını gerektiren sebepler bulunmadığından HMK’nın 353 ve 355 maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler dosya üzerinden yürütülmüştür.Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler esas alındığında; 26/04/2017 tarihinde ZMMS olmayan, dava dışı …’in maliki ve sürücüsü olduğu … plaka sayılı aracın davacı yaya …’a çarpması neticesinde yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana gelmiş olduğu, trafik kazası neticesinde davacının yaralanmış olduğu; trafik kusur bilirkişisinden alınmış olan 04/03/2019 tarihli kusur raporunda trafik kazasının meydana gelmesinde … plaka sayılı araç sürücüsü dava dışı …’in %20 oranında, davacı yaya …’ın ise %80 oranında kusurlu olduğunun rapor edilmiş olduğu; … Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan davacı …’ın maluliyet oranın tespitine ilişkin alınmış olan 30/10/2019 tarihli raporda, davacının meslekte kazanma gücü kayıp oranının %5 oranında olduğunun, trafik kazası nedeniyle davacının mutat iş ve gücünden kaldığı sürenin 6 ay olduğunun rapor edilmiş olduğu, … Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınmış olan 30/10/2019 tarihli raporun “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” uygulanmak suretiyle tesis edilmiş olduğu; aktüerya bilirkişisi tarafından düzenlenen 22/02/2021 tarihli raporda PMF 1931 yaşam tablosu ve bilinen son gelirin her yıl için %10 artırım %10 iskonto edilmesi yöntemi dikkate alınarak yapılan hesaplamalar neticesinde davacı geçici işgöremezlik tazminatı alacağının olmadığı, sürekli işgöremezlik tazminatının ise 15.837,27-TL. olduğunun rapor edilmiş olduğu, davacı vekili tarafından 04/03/2021 tarihinde harcı yatırılmak suretiyle verilen dilekçe ile 1.524,90 TL geçici işgöremezlik, 15.837,27 TL sürekli işgöremezlik tazminatı olarak bedel artırımında bulunulmuş olduğu; ilk derece mahkemesince 22/02/2021 tarihli aktüerya bilirkişi ek raporu hükme esas alınarak davacının geçici işgöremezlik tazminatı talebinin reddine, sürekli işgöremezlik tazminatı talebinin ise kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, kararın davalı Güvence Hesabı vekili tarafından istinaf edilmiş olması üzerine dosyanın istinaf incelemesi için dairemize gelmiş olduğu görülmüştür.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115. maddesi “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
(3) Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.” düzenlemesini içermektedir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun ‘Doğrudan Doğruya Talep ve Dava Hakkı’ başlıklı 97. maddesinde (Değişik: 14/4/2016-6704/5 md.) “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” düzenlemesi, aynı kanunun 99.maddesind e ise “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz işgünü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar” düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda, kaza tarihi 26/04/2017 tarihi olup, davacı, trafik kazasına sebebiyet vermiş olan ZMMS’i olmayan aracın vermiş olduğu zararın tazmini için davalı Güvence Hesabına 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesi uyarınca 28/07/2017 tarihinde başvuruda bulunmuş olup, bir sonuç alamaması üzerine eldeki davayı açmış olup, dava şartı yerine getirilmiş olduğundan, davanın usulüne uygun başvurunun yerine getirilmemiş olması sebebiyle dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği yönündeki davalı vekilinin istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.Yargıtay uygulamalarına göre, maluliyet raporu adli tıp uzmanları tarafından düzenlenmeli ve maluliyet oranı kaza tarihindeki mevzuata uygun olarak belirlenmelidir. “Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen TBK’nın 54. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücü kaybı da bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Somut olayda, ilk derece mahkemesince, usulüne uygun teşekkül ettirilmiş olan … Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınmış olan 30/10/2019 tarihli “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” kapsamında alınmış olan rapor mevzuata uygun kuruluşlardan ve maluliyet yönünden 26/04/2017 kaza tarihi itibariyle mevzuata uygun yönetmelik uygulanarak alınmış olup, maluliyetin 26/04/2017 tarihinde yürürlükte olmayan, “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre değerlendirilmesi kaza tarihi itibariyle mümkün olmadığından, davalı vekilinin uygun yönetmelik hükümleri uygulanmak suretiyle maluliyet raporu alınmamış olduğu yönündeki istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.01/06/2015 tarihinden önce meydana gelmiş olan trafik kazalarında cismani zarar ve destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasında Yargıtayca PMF – 1931 yaşam tablosu esas alınıyor ve %10 artırım %10 iskonto yöntemiyle zarar görenlerin tazminat alacağı hesaplanıyordu. 01/06/2015 tarihinde yeni Genel Şartların yürürlüğe girmesiyle birlikte, 01/06/2015 tarihinden sonra meydana gelen ve 01/06/2015 tarihinden sonra düzenlenmiş olan poliçelerde PMF 1931 yaşam tablosu ve %10 artırım %10 iskonto yönteminden vazgeçilerek poliçelerin eki niteliğindeki genel şartlar gereğince tazminat hesabında TRH – 2010 yaşam tablosu ve 1,8 Teknik Faiz yöntemi kullanılmaya başlanıldı. Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40 Esas 2020/40 Karar sayılı kararıyla 2918 sayılı KTK’nın 90. ve 92. maddelerinde “genel şartlara” atıf yapan cümlelerin iptaline karar verilmiş ve bu karar 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olmasıyla birlikte, Yargıtay 17. Hukuk Dairesince zarar görenlerin cismani zarar ve destekten yoksun kalma tazminatı alacağının hesaplanmasında TRH 2010 ve %10 artırım %10 iskonto yöntemi benimsenmiş olup TRH 2010 yaşam tablosunun uygulamasından vazgeçilmemiştir. (Yargıtay 17.HD.’nin 2019/5206 E. 2020/8874 K. 22/12/2020 tarihli ilamı)
Somut olayda, davacının sürekli işgöremezlik tazminatı hükme esas alınan aktüerya bilirkişisi raporunda PMF 1931 yaşam tablosu ve %10 artırım %10 iskonto yöntemi esas alınmak suretiyle hesaplanmış olup, mahkemece taleple bağlı kalınarak davacı lehine tazminata hükmedilmiş olduğu anlaşılmakla; trafik kazası 26/04/2017 tarihinde gerçekleşmiş olup, 01/06/2015 tarihinden sonra gerçekleşmiş olduğundan, davacının aktüerya bilirkişisi tarafından Yargıtay yerleşik uygulamalarına uygun olarak TRH 2010 yaşam tablosu ve %10 artırım %10 iskonto yöntemi esas alınmak suretiyle hesaplanan sürekli işgöremezlik tazminatı yerine mahkemece taleple bağlı kalınarak, PMF 1931 yaşam tablosu ve %10 artırım %10 iskonto yöntemi esas alınmak suretiyle tazminata hükmedilmiş olması yerinde olup, istinaf edenin sıfatı gözetilerek, davalı Güvence Hesabı vekilinin istinafının yerinde olmadığı görülmüştür. 2918 sayılı KTK’nın 99. maddesi uyarınca “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar”, Aynı Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” hükmü düzenlenmiştir. 2918 sayılı KTK’nın 99. maddesi yürürlükte olup, genel şartlarda belirlenen belgeler sigortacıya sunulmadığı takdirde Yargıtay uygulamaları gereğince KTK’nın 97. maddesi ve Genel şartlar Ek 6. maddesi gözetilerek davacının dava açılmadan önce usulüne göre davacıya başvurduğundan söz edilemeyecek ve dolayısıyla sigorta dava dilekçesiyle birlikte ihbar olunmuş sayılacağından dava tarihinden itibaren temerrüte uğramış sayılacaktır. (Yargıtay 17.HD’nin 2018/3847 Esas 2020/823 Karar 06/02/2020 tarihli ilamı)Somut olayda, davacı tarafça davalı Güvence Hesabına dava açılmadan önce 28/07/2017 tarihinde başvurulmuş olduğu ancak zorunlu bir kısım belgelerin başvuru sırasında eklenmemiş olduğu, davalı Güvence Hesabı tarafından başvuru dilekçesine eklenmesi gereken belgelerin davacı tarafça temin edilerek 05/10/2018 tarihinde Güvence Hesabına sunulmuş olduğu anlaşılmakla, davacı tarafça Güvence Hesabına usulüne uygun olarak başvuru yapıldığının bu belgelerin Güvence Hesabına sunulmasından itibaren yapılmış sayılması, bu belgelerin davalı Güvence Hesabına sunulmasından itibaren 8 işgünü geçtikten sonra 18/10/2018 tarihinde davalı Güvence Hesabının temerrüte uğramış sayılması ve 18/10/2018 tarihinden itibaren davacının sürekli işgöremezlik tazminatına yasal faiz uygulanması gerekirken, 10/08/2017 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması usul ve yasaya aykırı olup, davalı vekilinin istinafının kısmen haklı olduğu görülmüştür.
Yargı harçları kamu düzenine ilişkin olduğundan, istinaf aşamasında HMK’nun 355. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemelerinin Daireleri tarafından resen dikkate alınacaktır.
Somut olayda, davacı lehine hükmedilen 15.837,27 TL sürekli işgöremezlik tazminatı üzerinden hesap edilen 1.081,84 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 35,90 TL harcın ve 113,70 TL ıslah harcının mahsubu neticesinde bakiye 932,24 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine karar verilmesi gerekirken, hükmün 3. fıkrasında alınması gereken nispi harcın 2.375,59 TL hesaplanmak suretiyle, peşin ve ıslah harcının mahsubu neticesinde fazlaca harca hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir.
Yukarıda izah edilen sebeplerle ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı ancak tazminat alacağının temerrüt tarihinde hata edilmiş olduğu ve kamu düzenine ilişkin olarak karar ve ilam harcının hesaplanmasında hata yapılmış olduğu anlaşıldığından, davalı Güvence Hesabı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b/2. maddesi uyarınca kaldırılarak, belirtilen hataların düzeltilmesi suretiyle dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere) ;
A-) Davalı Güvence Hesabı’nın istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE,
B-) Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/709 Esas 2021/590 Karar sayılı kararının yeniden hüküm kurulmak üzere KALDIRILMASINA, hükmün HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince YENİDEN TESİSİNE,
DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
1-)Davacının 1.524,90 TL geçici iş göremezlik tazminat talebinin REDDİNE,
2-)Davacının sürekli iş göremezlik tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 15.837,27 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihi olan 18/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin faiz talebin reddine,
3-) Alınması gereken 1.081,84 TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafça peşin yatırılan 35,90 TL harcın ve 113,70 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 932,24 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-) Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 35,90 TL peşin harç ile 113,70-TL ıslah harcı toplamı 185,50 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-) Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan 130,00 TL tebligat ve posta, 115,85 TL müzekkere, 1.575,00 TL bilirkişi masrafı toplamı olan 1.820,85 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 1.660,92 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-) Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı lehine A.A.Ü.T. 13/1 maddesi gereğince belirlenen 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-) Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı lehine A.A.Ü.T. 13/2 maddesi gereğince belirlenen 1.524,90 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
😎 Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın karar kesinleştiğinde avansı yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
C-) Davalı Güvence Hesabı’nın istinaf başvurusu kabul edilmiş olmakla;
1-) İstinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
2-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-) Davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 51,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 213,60 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
D-) 1-) İstinaf yargılaması bakımından istinaf kanun yoluna başvuran tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
2-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin HMK’nın md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b/2. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1 – a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 03/06/2022