Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1613 E. 2022/743 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T. C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1613
KARAR NO: 2022/743
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/06/2021
NUMARASI: 2018/726 Esas 2021/489 Karar
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
DAVA TARİHİ: 25/10/2018
İSTİNAF KARARININ VERİLDİĞİ TARİH: 20/04/2022
YAZILDIĞI TARİH: 20/04/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/726 Esas 2021/489 Karar sayılı kararı davalı … Sigorta A.Ş. vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’nun kendisine ait ve davalı sigorta tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı aracı ile, 16.06.2018 tarihinde kusurlu bir şekilde müvekkili …’a çarptığını, yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin vücudunda kırıklar olduğunu, tedavi altına alındığını, … hakkında Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı 2018/36974 sayılı dosya ile soruşturma açıldığını, kaza sonrası evrakların davalı sigorta şirketine gönderildiğini ancak ödeme yapılmadığını, sonuç olarak, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkili için geçici iş göremezlik tazminatı olarak şimdilik l00,00 TL’nin ve sürekli iş göremezlik tazminatı olarak şimdilik l00,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan tahsilini, müvekkili için manevi tazminat olarak 15.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalı …’ndan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin iddia edildiği gibi ters şeride girmek suretiyle davacı küçüğe çarptığı iddiasının gerçek olmadığını, kazanın olduğu yerde yol çalışmaları sebebiyle tek bir yolun iki yönlü olarak kullanıldığını, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, kazanın, müvekkilinin kurala uygun seyir halindeyken davacı küçüğün bir anda yola çıkması/fırlayarak müvekkili aracı önüne çıkması neticesinde olduğunu, müvekkilinin abisinin kredi kartından kaza tarihinde çocuğun hastane harcamalarına ilişkin 2.000 TL’lik ve 3 gün sonrasına ait (19.06.2018) 3.000TL’lik kredi kartı fişi, ilaç masraflarına karşılık 04.07.2018 tarihli 320,00 TL’lik eczane harcamalarına ilişkin kredi kartı fişini mahkemeye sunduğunu, davacı küçüğün yaşının küçük olduğunu gelir getirici bir işte çalışmadığını, davacının kısa zaman diliminde iyileştiğini, müvekkilinin her daim yanında olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatının reddi gerektiğini, maluliyetinin bulunmadığını, evleviyetle davacının geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı taleplerinin ayrı ayn reddini, fahiş miktarda manevi tazminat talebinin reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmilini talep etmiştir.Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının uğradığını iddia ettiği zararları ispat etmesi ve maluliyet oranının tespitinin gerektiğini, müvekkilinin geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadığını, kusur oranlarının tespitini, kabul anlamına gelmemek üzere müvekkilinin sorumluluğunun poliçe teminatı ile sınırlı olduğunu, davacının kaza nedeniyle elde ettiği gelir ve tazminatların araştırılmasını varsa mahsup edilmesini, faiz başlangıcının hatalı olduğunu, davacının teminat dışında olan taleplerinin reddini, maluliyet ve kusur oranının belirlenmesini, aleyhe hüküm kurulacak olması halinde SGK tarafından yapılan – yapılacak ödemelerin müvekkili sorumluluğundan tenzilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana tahmilini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;
Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile;
1-)Davacının 488,00 TL geçici iş göremezlik tazminat talebinin reddine,
2-)Davacının sürekli iş göremezlik tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 5.335,00 TL maddi tazminatın davalı …’ndan haksız fiil tarihi olan 16/06/2018 tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketinden ise dava tarihi olan 25/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya (velayeten … ve …’a) ödenmesine, fazlaya ilişkin faiz talebin reddine,
3-)Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 25/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ndan alınarak davacıya(velayeten … ve …’a) ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde verilen istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadığı gibi davacı tarafında mahrum kalınan karı bulunmadığından geçici iş göremezlik talep hakkı bulunmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik inceleme ile tanzim edilmekle birlikte mahkemece rapora karşı itirazlarının hiçbir şekilde irdelenmediğini, gerekçeli kararda bu hususa ilişkin hiçbir açıklamaya yer verilmemiş olup itiraz edilen ve basit bir gözden geçirme ile dahi itirazlarının haklı ve makul olduğu anlaşılabilen bir raporun hükme esas alındığını, yargılama kapsamında alınan ek raporda kök rapordaki eksikliklerin giderilmediğini, bilirkişi tarafından hazırlanan raporda mağdurun kaza tarihinde 11 yaşında olmasına rağmen çalışma yaşı dikkate alınmamış olup, hesaplamanın kaza tarihinden itibaren başlatıldığını, 11 yaşın çalışma yaşı olarak kabul edildiğini ve buna istinaden hesaplama yapıldığını ancak mağdurun kaza tarihinde 11 yaşında olduğundan hesaplama kişinin 18 yaş sonu yani çalışma yaşı başlangıcı itibariyle yapılması gerektiğini, raporun öncelikle bu yönüyle hatalı olmakla belirtilen yıllar aralığında hesaplama yapılmasının yasa ve hakkaniyete aykırı olduğunu, bilirkişi tarafından hazırlanan raporda kişi için askerlik çalışmasına yer verilmediğini oysaki kişinin 20 yaşında askere gideceği ve minimum 6 ay askerlik yapacağı varsayımı altında hesaplama yapılması gerektiğini, kişinin bakiye ömrünün kaza tarihindeki yaşı esas alınarak hesaplandığını ve 26/07/2071 tarihine kadar destek verildiğini, kişinin bakiye ömrü kişi rapor tarihinde halen hayatta olması nedeniyle ve bilinen dönemin raporda ayrı olarak incelenmiş olduğundan süreç olarak mükerrerlik olmaması için mağdurun rapor tarihindeki yaşının esas alınarak hesaplanması gerektiğini bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurduğu görülmüştür.
Davalı … vekili tarafından süresi içinde verilen istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece hükme esas alınan hesap bilirkişisinin raporu hatalı olduğundan dolayı küçük lehine hükmedilen sürekli iş göremezlik tazminatının usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, bilirkişi raporunda sürekli iş göremezlik tazminatının hesabında davacı küçüğün askerlik çağına geldiğinde askere gideceği ve bu dönemde gelir elde edemeyeceği, davacının iş arama süresi ile hangi yaştan itibaren gelir elde etmeye başlayacağı yapılan hesaplamalarda ve mahkemece verilen kararda hiçbir şekilde gözönüne alınmadığını, sürekli iş göremezlik tazminatının hesabında davacı küçüğün hangi yaştan itibaren gelir elde etmeye başlayacağı araştırılmalı ve çalışma yaşından itibaren bir hesaplama yapılarak karar verilmesi gerektiğini, davacı küçük lehine hükmedilen manevi tazminatın haksız ve hukuka aykırı olup, manevi tazminat miktarının dosya kapsamındaki delil durumu ile tarafların kusur durumlarına aykırı mahiyette yüksek olduğunu, müvekkilinin % 15 küçüğün ise % 85 oranında kusurlu olduğunu, kazadan sonra müvekkilinin küçükle ilgilendiğini, hastane ve eczane masraflarını karşıladığını, küçüğü evinde de çok kez ziyaret ettiğini, ziyaretlerinde de küçüğe hediyeler götürdüğünü, davacının diğer davalı sigorta şirketinden manevi tazminat talebinin olmamasına ve bu hususun dava dilekçesinde açıkça belirtilmiş olunmasına rağmen mahkemece verilen kararda manevi tazminat davasında reddedilen kısım yönünden vekalet ücretinin hem davalı sigorta şirketi lehine hem de müvekkili lehine hükmedildiği görüldüğünü ancak davacının manevi tazminat talebinin sadece müvekkiline yönelik olduğundan diğer davalı sigorta şirketi lehine lehine manevi tazminattan reddedilen kısmına ilişkin herhangi bir vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, trafik kazasından kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesi gereği cismani zarardan doğan maddi tazminat ve aynı kanunun 56. maddesi gereği manevi tazminat istemine ilişkindir.Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/06/2021 tarih, 2018/726 Esas 2021/489 Karar sayılı kararı ile, trafik kazasından kaynaklı, geçici ve sürekli işgöremezlikten oluşan maddi tazminat davasının ve manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.İlk derece mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davalı … Sigorta A.Ş. ve davalı … vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi gereğince ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.Duruşma açılmasını gerektiren sebepler bulunmadığından HMK’nın 353 ve 355 maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler dosya üzerinden yürütülmüştür.Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler esas alındığında; 16/06/2018 tarihinde davalı … sigorta kooperatifine sigortalı olan, davalı …’nun maliki ve sürücüsü olduğu … plaka sayılı araçla seyir halindeyken davacı yaya …’a çarpması neticesinde yaralanmalı trafik kazasının meydana gelmiş olduğu, trafik kazası neticesinde davacı …’ın yaralanmış olduğu; SGK’nın 03/01/2019 tarihli yazısı ile 16/06/2018 tarihinde gerçekleşmiş olan trafik kazasına ilişkin olarak davacı tarafa herhangi bir ödemede bulunulmamış olduğunun bildirildiği; Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2018/36974 CBS nolu hazırlık dosyası içerisinde kusur bilirkişisi …’den alınmış olan 03/01/2019 tarihli kusur raporunda, trafik kazasının meydana gelmesinde yaya davacı …’ın asli kusurlu olduğunun, davalı …’nun ise atfi kabil herhangi bir kusurunun olmadığının rapor edilmiş olduğu, eldeki dosyada kusur bilirkişisi … tarafından düzenlenmiş 27/01/2020 tarihli kusur raporunda ise trafik kazasının meydana gelmesinde yaya davacı …’ın %85 oranında kusurlu, davalı sürücü …’nun ise %15 oranında kusurlu olduğunun rapor edilmiş olduğu, ceza hazırlık dosyasındaki kusur raporu ile eldeki dosyada kusur bilirkişisi arasındaki kusur raporu arasında çelişki olması nedeniyle, İTÜ trafik ihtisas öğretim görevlilerinden oluşan heyetten alınmış olan 02/12/2020 tarihli kusur raporunda trafik kazasının meydana gelmesinde davacı …’ın %85 oranında kusurlu, davalı …’nun ise %15 oranında kusurlu olduğunun rapor edilmiş ve kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmiş olduğu; … Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınmış olan 30/10/2019 tarihli raporda davacının meslekte kazanma gücü kayıp oranının %2 oranında, trafik kazası nedeniyle davacının mutat iş ve gücünden kaldığı sürenin 2 ay olduğunun rapor edilmiş olduğu,… Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınmış olan 30/10/2019 tarihli raporun “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” değerlendirilmek suretiyle tesis edilmiş olduğu; aktüerya bilirkişisi tarafından maluliyet raporu ve kusur raporu esas alınmak suretiyle davacı …’ın kaza sırasında 18 yaşından küçük ve çalışmadığından dolayı geçici işgöremezlik tazminatı alacağının olmadığı, 6.231,80-TL. davacının güç kaybı (efor) ve sürekli işgöremezlik tazminatının olduğunun rapor edilmiş olduğu; davacı vekili tarafından 04/03/2021 tarihinde ıslah harcı yatırılmak suretiyle 5.335,00 TL sürekli işgöremezlik tazminatı, 488,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının talep edilmiş olduğu; ilk derece mahkemesince davacı … lehine 5.335,00 TL sürekli işgöremezlik tazminatına, 5.000,00 TL manevi tazminata, geçici iş göremezlik tazminatının reddine hükmedilmiş olup, kararın davalı … Sigorta Kooperatifi ve davalı … vekilleri tarafından istinaf edilmiş olması üzerine dosyanın istinaf incelemesi için dairemize gelmiş olduğu görülmüştür.Trafik kazası sonucu beden gücü eksilen çocuk günlük yaşamını sürdürürken, okula giderken, geleceğini hazırlarken “yaşıtlarına oranla” sakatlığı nedeniyle daha fazla güç (efor) harcayacaktır. Hele sakatlık oranı fazla ise, bu durum, ailesine parasal bir yük de getirebilecek, sakat çocuğa bakıp gözetmekle yükümlü olan kişilen daha fazla zaman ve emek harcamak durumunda kalacaklardır. Bütün bunlar, 18 yaşından önce sakat kalan çocuklar için (18 yaş değil, olay tarihi başlangıç alınarak) güç kaybı tazminatı hesaplanması ve ödenmesi için yeterli nedenler ve hakkaniyet gereği olup, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 09/12/2015 tarih ve 2014/1724 Esas 2015/13653 Karar sayılı ilamında 6 yaşında sakat kalan çocuğun net asgari ücret üzerinden hesaplanacak efor kaybının olduğuna karar vermiştir. Bu nedenle kaza tarihinde 18 yaşından küçük olup, geliri olduğu ispatlanamayan çocuklar için kaza tarihinden itibaren tazminat hesaplanması gerekmektedir.Geçici iş göremezlik tazminatının belirlerken kişinin gelir elde eder ya da edebilecek olması gerekir. Yani fiilen çalışan, ya da çalışarak gelir elde edebilecek olması gerekir. Bu kapsamda yerleşik Yargıtay kararlarında da vurgulandığı üzere kişiler 18 yaşını doldurması, yani reşit olması ile gelir elde edebileceği kabul edilmiştir. 18 yaşından küçükler bir gelir elde etmediği için geçici iş göremezlik tazminatı alamazlar. Ancak 16 yaş ve sonrası için fiilen herhangi bir yerde çırak olarak çalıştığı ispatlanması durumunda geçici iş görmediği süre içinde çıraklık ücretinden yoksun kalmış ise geçici iş göremezlik tazminatı alabilecektir.Somut olayda, davacı … olay tarihinde 11 yaşında olup, 18 yaşından küçük olduğu ve gelir getiren bir işte çalıştığı iddia ve ispat edilemediğinden, maluliyet raporu gereğince %2 oranında meslekte kazanma gücü kaybı olacağından davacının efor kaybı tazminatının kaza tarihi olan 16/06/2018 tarihinden itibaren başlanarak hesaplanmak suretiyle, davacı lehine sürekli iş göremezlik (efor kaybı) tazminatına hükmedilmiş olması isabetli olmuş olup, davalı … vekilinin kaza tarihinden itibaren efor kaybı tazminatının hesaplanamaması gerektiği yönündeki istinafının ve davalı … Sigorta Kooperatifi vekilinin mahkemece Yargıtay yerleşik uygulamalarına uygun olarak davacı lehine geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmemiş olmasına rağmen, geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmiş olduğu yönündeki istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.Trafik kazası neticesinde maluliyete uğrayan kişinin, maluliyet oranının derecesi ve niteliğine göre, askerliğe engel teşkil edip etmeyeceğinin (maluliyet raporu eklenerek yazılacak yazı ile) ilgili askerlik şubesinden sorulması, alınacak cevaba göre askerlikte geçireceği sürede de efor tazminatı verilip verilmeyeceği tartışılarak davacının talep edebileceği tazminat miktarının bilirkişiden alınacak rapora göre belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir.(Yargıtay 17. HD.’nin 11/12/2019 tarihli 2019/723 E. 2019/11801 K. sayılı ilamı)Somut olayda, davacı …’ın sürekli işgöremezlik oranı %2 olup, mahkemece davacının maluliyet raporu eklenmek suretiyle ilgili askerlik şubesinden mevcut maluliyetin askerliğe engel teşkil edip etmeyeceğinin sorulması, alınacak cevaba göre askerlikte geçireceği sürede efor tazminatı verilip verilmeyeceğinin tartışılarak oluşan sonuca göre karar verilmesi gerekirken, maluliyet raporu eklenmek suretiyle askerlik şubesinden sorulmaksızın davacı lehine sürekli işgöremezlik tazminatına hükmedilmiş olması doğru görülmemiş olup, davalı … vekilinin ve davalı … Sigorta Kooperatifi vekilinin bu yöndeki istinaf başvurularının yerinde olduğu, ilk derece mahkemesi kararının bu eksikliğin giderilmesi yönünden HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kaldırılması gerektiği görülmüştür.6098 sayılı TBK’nın 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.Somut olayda, tarafların kusur durumu, paranın satın alma gücü, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, duyulan acı dikkate alındığında ilk derece mahkemesince davacı için takdir edilen manevi tazminatın uygun olduğu kanaatine varılmış olup, davalı … vekilinin hükmedilen manevi tazminatın yüksek olduğu yönündeki istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.Davacı tarafça, dava dilekçesinde 15.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan tahsilinin talep edilmiş olup, mahkemece 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’ndan alınarak davacıya verilmesine, fazlaca talebin reddine karar verilmiş olmakla, reddedilen kısım yönünden AAÜT gereğince yalnızca davalı … lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, manevi tazminat yönünden davalı pozisyonda olmayan davalı … Sigorta Kooperatifi lehine de vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru görülmemiş olup, davalı … vekilinin bu yöndeki istinafının yerinde olduğu görülmüştür.
Yukarıda izah edilen sebeplerle davanın çözümünü sağlayacak ve esasına etki edecek nitelikteki deliller usulünce ve tam manasıyla toplanmadan dolayısıyla değerlendirilmeden ilk derece mahkemesince hüküm kurulmuş olunduğundan, davalı … vekilinin ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1/a/6. maddesi uyarınca kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-) Davalı … ve davalı … Sigorta A.Ş.’nin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE; 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/726 Esas 2021/489 Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,
2-) Davanın yukarıda gerekçe bölümünde belirtilen hususlar değerlendirilerek yeniden görülmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE,
3-) Peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde istinaf kanun yoluna başvuranlara iadesine,
4-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuranlar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-) İstinaf kanun yoluna başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-) İstinaf yargılaması bakımından istinaf kanun yoluna başvuranlar tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
7-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin HMK’nın md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, 6100 sayılı HMK md. 353/1-a/6. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK md. 353/1-a, 362/1-g maddeleri uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 20/04/2022