Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1512 E. 2022/730 K. 15.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T. C.
K A Y S E R İ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1512
KARAR NO: 2022/730
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/06/2021
NUMARASI: 2020/589 Esas, 2021/513 Karar
DAVANIN KONUSU: Ölüm Sebebiyle Açılan Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ:15.09.2020
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 15.04.2022
YAZILDIĞI TARİH: 15.04.2022
Yukarıda ayrıntılı bilgileri yazılı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/589 Esas, 2021/513 Karar sayılı kararına karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize tevzi edilmiş olmakla dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacılar vekili, dava dilekçesinde özetle; Davacıların desteği …’ın 06/06/2020 günü içerisinde yolcu olarak bulunduğu, sürücüsü …olan … plakalı araç ile … sevk ve idaresinde olan … plakalı çekici ve çekiciye bağlı … plakalı yarı römorkun karışmış olduğu trafik kazasında vefat ettiğini, Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/5173 Hazırlık sayılı soruşturma dosyasının devam ettiğini, kaza tespit tutanağına göre kazanın meydana gelmesinde …plakalı araç sürücüsü …’ın kusurlu olduğunu, müteveffanın davacılardan …’ın eşi ve …’in annesi olduğunu, müteveffanın kaza tarihinden önce … Üniversitesi … Uygulama ve Araştırma Merkezi Hastanesi’nde tıbbi sekreter olarak çalıştığını ve ailesine destek olduğunu, müteveffanın ve davacılardan …’ın üniversite mezunu olduğunu ve davacı …’in de başarılı bir öğrenci olup üniversite okuyacağının aşikar olduğunu, maddi tazminat hesaplanırken bu hususun göz önünde bulundurulmasını belirterek şimdilik her bir davacı için 100,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Davalının adresinin …olduğunu, işbu davaya bakmaya İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili olduğunu, davacının dava açmadan önce KTK’nın 97. maddesine uygun bir başvurusunun olmadığını, davalının dava açılmasına sebebiyet vermediğini, sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacının emniyet kemerini takıp takmadığının ve müterafık kusurunun olup olmadığının araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; Davanın kabulü ile davalının sorumluluğu ZMMS poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak kaydı ile davacı … … için 296.602,05 TL ve davacı …için 56.889,83 TL olmak üzere toplam 353.491,88 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine dair karar verildiği anlaşılmıştır.Taraflarca İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davalı vekili, süresi içinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesinde görülen ve karara çıkan dava dosyasında da belirttikleri üzere müvekkili sigorta şirketinin adresinin … olması nedeni ile görevli ve yetkili mahkemenin İstanbul Adliyesinde bulunan Asliye Ticaret Mahkemelerinin (Çağlayan) görevli ve yetkili mahkeme olduğunu, işbu dava dosyasının kabulü anlamına gelmemekle birlikte, dava dosyasına sundukları görev ve yetkiye dair olan itirazları nedeni ile dosyanın görevli ve yetkili mahkeme olan İstanbul(Çağlayan) adliyesi Asliye Ticaret Mahkemesine dava dosyasının yetkisizlik ile gönderilmemesinin bozma nedeni olduğunu, dava dilekçesi ve ıslah dilekçesine bakıldığında, davanın kaza tarihinden itibaren faiz talepli olarak açıldığını, ilk derece mahkemesinin uygulanacak faiz başlangıç tarihinin dava tarihinden itibaren yani 15.09.2020 tarihinden itibaren başlatıldığını, ilk derece mahkemesince kabul edilen dava dosyasında kabul edilen miktarlara işletilen faize dikkat edilirse ilk derece mahkemesinde açılmış bulunan davanın açma tarihi olan 15.09.2020 tarihi olduğunu, müvekkili Sigorta Şirketine yapılan başvurunun KTK’nın 97. maddesine göre yapılmış bulunan bir başvurunun olup olmadığının tespitinin önemli olduğu dava şartlarından olup, bu hususun olmadığının da tespiti halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, maddi hukuk açısından dava dosyasının aktüer bilirkişiye gönderilmeden önce alınmış bulunan adli tıp uzman raporuna olan aleyhe husus itirazlarının da dikkate alınarak maddi hukuk açısından dava dosyasının ATK sevki gerekirken bu hususa riayet edilmeden dava dosyasının … bilirkişiye gönderilmiş olunmasının da bir bozma nedeni olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin değerlendirilerek incelemeye alınabilmesi için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur. Bu maddede sayılan koşullardan birinin mevcut olmaması halinde istinaf başvurusunun usulden reddedilmesi gerekir. Bu şartlar kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmaktadır. İstinaf talebine konu eldeki dosya kapsamı incelendiğinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun ön inceleme bakımından kabul edilebilir olduğu ve inceleme aşamasına geçilmesi gerektiği tespit edilmiştir.6100 sayılı HMK’nın 355. maddesinde, Bölge Adliye Mahkemesinin, incelemesini kamu düzenine ilişkin hususlar hariç olmak üzere istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplere bağlı olarak yapması gerektiği hususu düzenlenmiştir. (Aynı yönde Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2018/9860 Esas ve 2018/14781 Karar sayılı ilamında da Bölge Adliye Mahkemelerinin istinaf sebepleri ile bağlı olduğu vurgulanmıştır.)
Yukarıda açıklaması yapılan 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince davalının istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde;İstinaf incelemesine konu dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada davacı … için 296.602,05 TL, davacı … için 56.889,83 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketi için temerrüt tarihi olan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine dair karar verilmiştir.Bilindiği üzere, trafik kazasında sürücünün kusurlu olması halinde zarar gören zararını 6098 sayılı TBK’nun 49. ve 53. maddeleri uyarınca sürücüden isteyebilir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi uyarınca bir motorlu aracın işletilmesinin bir kişinin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zararına sebep olması halinde motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüs sahibi bu zarardan müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulmuştur. Aynı Kanun md. 3 uyarınca aracın maliki işleten sayıldığından araç malikinden de maddi ve manevi zararın tazmini talep edilebilir. Öte yandan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında, sigortacı poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği, düzenlenmiştir. Dolayısıyla davacıların, maddi zararını … plaka sayılı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olan davalı … (önceki ünvanı…) Sigorta A.Ş.’den isteme hakkı vardır.Somut olayımızda, davacıların desteği …’ın 06/06/2020 günü içerisinde yolcu olarak bulunduğu, sürücüsü …olan … plakalı araç ile … sevk ve idaresinde olan … plakalı çekici ve çekiciye bağlı … plakalı yarı römorkun karışmış olduğu trafik kazasında vefat ettiği, kaza tespit tutanağından, … plakalı araç sürücüsünün arkadan çarpma kuralını ihlal ettiği anlaşılmaktadır. Davacı … …, mütefevvanın eşi, davacı …ise müteveffanın oğludur. Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre kadının, eşine ve çocuğuna destek olacağı kabul edilmektedir. Dolayısıyla davacıların destek zararı talepleri haklıdır.Davalı vekili istinaf dilekçesinde, süresi içinde yaptıkları yetki itirazlarının mahkemece haksız olarak reddedildiğini belirtmesine rağmen dosya arasındaki belgelerden ve nüfus kayıt örneklerindeki MERNİS adresinden davacıların ikametinin … olarak gözükmesi ve zarar gören 6100 sayılı HMK md. 16 uyarınca ikameti mahkemesinde de haksız fiilden kaynaklanan dava açabileceğinden ilk derece mahkemesinin yetkili olduğu anlaşılmış ve davalının aksi yöndeki istinaf itirazı haklı görülmemiştir.TTK md. 4/2 uyarınca miktar veya değeri (Değişik İbare: 7251 sayılı Kanun m.58/ yürürlük: 28.7.2020) “beş yüz bin” Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulandığından ve somut uyuşmazlıktaki alacak miktarı dikkate alındığında somut uyuşmazlıkta basit yargılama usulünün uygulanması doğrudur. Öte yandan, davalı vekili 30/05/2021 tarihli mazeret dilekçesinde yokluklarında karar verilmesini de talep etmiştir. Bu nedenlerle, davalı vekilinin sözlü yargılama için ayrıca bir gün belirlenmesi gerektiği halde buna uyulmadan ilk derece mahkemesince karar verilmesinin usule aykırı olduğu yönündeki istinaf itirazı yerinde bulunmamıştır.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu md. 97 uyarınca “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” Somut olayda davacıların, davalı sigorta şirketine yazılı olarak başvurduğu dosya arasındaki belgelerden anlaşılmaktadır. Başvuru evrakının ekinde Genel Şartlar uyarınca bir kısım belgelerin eksik olması sigorta şirketinin temerrüt tarihi bakımından önemli olup bir kısım belgelerin eksik sunulduğu gerekçesiyle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu md. 97 uyarınca sigortaya başvuru şartının yerine getirilmediğini kabul etmek mümkün değildir. Bu nedenle davalının, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu md. 97 uyarınca sigortaya başvuru şartının yerine getirmeden dava açıldığı yönündeki istinaf itirazının haklı olmadığı zira davacı tarafça sigorta şirketine yazılı olarak başvurulduğu tespit edildiğinden davalının bu yöndeki istinaf itirazının reddi gerekmiştir.İlk derece mahkemesince hükme esas alınan 15/03/2021 tarihli hesap bilirkişisi raporunda davalı sigorta şirketinin poliçe uyarınca sorumluluk limitinin nazara alındığı ve hatta buna göre garameten paylaştırma yapılarak davacıların davalı sigortadan talep edebilecekleri nihai destekten yoksun kalma tazminatının hesaplandığı anlaşıldığından davalı sigorta şirketinin mahkemece hüküm verilirken poliçe limiti bakımından eksik araştırma ve değerlendirme yapıldığı yönündeki istinaf itirazı da haklı bulunmamıştır.İlk derece mahkemesince; davacıların desteği …’ın kaza esnasında araçta bulunduğu yer, dosyada bulunan fotoğraflara göre aracın hasarlanma şekli ve davacıların desteğinin yaralanma şekli incelenerek, desteğin emniyet kemeri takmamasının zarara (ölüme) etkisinin olup olmadığı, emniyet kemeri taksaydı dahi aynı sebeplerden ölümün gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hususunda adli tıp uzmanından bilirkişi raporu alınmıştır. Adli tıp uzmanının … tarihli raporunda özetle; …’ın aracın sağ arka koltuğunda oturduğu, aracın ön ve sağ yan kısmında tavan dahil olmak üzere ciddi hasar oluştuğu, aracın sağ ön koltuğunda oturan bir yolcusu ve arkada oturan iki yolcusunun olay yerinde vefat ettiği, sunulan resimlerden emniyet kemerinin ayırt edilemediği ancak müteveffanın üzerine tıbbi durumun tespitine yönelik müdahale yapıldığına dair petlerin bulunduğu, kaza esnasında emniyet kemeri takılı olsa bile müdahale esnasında çıkartılmasının mümkün olduğu, adli ve tıbbi evrakta bu konuda bilgi olmadığı, müteveffanın ölümünün trafik kazası ile oluşması mümkün künt genel beden travmasına bağlı kafatası kırığı ile birlikte beyin kanaması ve iç kanama sonucu gerçekleştiği, somut vakada müteveffanın emniyet kemeri takıp takmadığının kesin olarak tespit edilemediği, müteveffanın içinde bulunduğu ve resimlerde gösterilen hasarları dikkate alındığında emniyet kemeri takıp takmamasından bağımsız olarak ölüm meydana getirecek nitelikte olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi raporunda müteveffa emniyet kemeri taksın veya takmasın kazanın oluş şekli, müteveffanın araçta bulunduğu yer gözetilerek ölüm olayının gerçekleşeceği açıklandığından ve davalı sigorta şirketince bu rapora karşı yapılan … tarihli itirazda raporun geçersizliğini veya hatalı olduğunu ortaya koyacak herhangi bir itiraza yer verilmediği, 18/11/2020 tarihli itiraz dilekçesinde ise sadece kaza ile ölüm arasında illiyet bağı olduğuna dair görüşleri içerir uzman raporunun ek olarak sunulduğu dikkate alındığında, ilk derece mahkemesince adli tıp uzmanının 16/11/2020 tarihli raporuna itibar edilerek müterafik kusur indirimi yapılmaması doğru bulunmuş aksi yöndeki davalı istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesinde belirtilen koşulların varlığı halinde, incelenen ilk derece mahkemesine ait dava dosyasındaki kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması durumunda istinaf incelemesi sırasında istinaf talebinin esastan reddine karar verileceği düzenlenmiştir. Bu durum istinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadan karar verilebilecek haller kapsamında yer almaktadır.Hal böyle olunca yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; istinaf başvurusunda bulunanın sıfatı ve istinaf nedenleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme üzerine; ilk derece mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde esas ve usul bakımından istinaf kanun yoluna başvuran davalıların aleyhine sonuç doğuracak mahiyette hukuka aykırılık bulunmadığı ve davalı … (önceki ünvanı …) Sigorta A.Ş. vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin karar verilmesi gerektiği anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
1-) Davalı … (önceki ünvanı …) Sigorta A.Ş.’nin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-) Alınması gereken 24.147,03-TL istinaf karar ve ilam harcından istinaf başvurusu sırasında peşin alınan 6.036,76 TL’nin mahsubu ile bakiye 18.110,27 TL’nin davalı … (önceki ünvanı …) Sigorta A.Ş.’den alınarak Hazineye gelir kaydına, davalı … (önceki ünvanı …) Sigorta A.Ş. tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvuru harcının da Hazineye gelir kaydına,
3-) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından AAÜT md. 2/2 uyarınca vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-) Davalı … (önceki ünvanı …) Sigorta A.Ş. tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
5-) Davalı … (önceki ünvanı…) Sigorta A.Ş. tarafından istinaf yargılaması bakımından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının, HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümlerine göre karar kesinleştiğinde yatırana İADESİNE,
Dair; tarafların yokluğunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK md. 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay 4. Hukuk Dairesi nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.15/04/2022