Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1384 E. 2022/466 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T. C.
K A Y S E R İ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1384
KARAR NO: 2022/466
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/12/2020
NUMARASI: 2015/257 Esas, 2020/782 Karar
DAVANIN KONUSU: Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ: 10.11.2014
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 10.03.2022
YAZILDIĞI TARİH: 10.03.2022
Yukarıda ayrıntılı bilgileri yazılı Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/257 Esas 2020/782 Karar sayılı kararına karşı davacılar vekili ve davalı … vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize tevzi edilmiş olmakla dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacılar vekili, dava dilekçesinde özetle: Müvekkili …’in 12/11/2006 tarihinde davalı … (…)’ye ait …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı araçta geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle yaralandığını ve beden gücünü kaybettiğini, olay nedeniyle tutulan kaza tespit tutanağında “bu kazanın oluşumunda …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı oto KYTK ‘nun 52/1 maddesindeki araçların hızını kavşaklarda dönemeçlere tepe üstlerine .. azaltmamak” kusurunu ihlal ettiği görüş ve kanaatine varıldığı” belirtildiğini, tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere üzere araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde tamamen kusurlu olduğunu, zira kaza yapmış olduğu hız nedeniyle aracın kontrolünü kaybetmesi, aracın stabilize yola girmesi duvar üzerine çıktıktan sonra savrularak takla atmaya başlaması ve yan tarafta bulunan duvardan uçarak düşmesi neticesinde meydana geldiğini, davalı …’nun neden olduğu kaza sebebiyle müvekkilinin %49 oranında yaralandığını ve beden gücünü kaybettiğini belirterek … için 1.000,00-TL maddi ve 100.000,00-TL manevi tazminat, … için 10.000,00-TL manevi tazminat, … için 10.000,00-TL manevi tazminat, … için 10.000,00-TL manevi tazminat olmak üzere toplam 131.000,00-TL’nin araç sahibi … ve araç sürücüsü … yönünden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, diğer davalılar … Sigorta A.Ş. ve … Sigorta A.Ş. yönünden sigorta poliçe limitleri ile sınırlı ve temerrüt tarihinden itibarın işleyecek yasal faizi ile birlikte, (…) Sigorta A.Ş. yönünden sadece maddi tazminatın ve maddi tazminat üzerinden hesaplanacak vekalet ücreti ve yargılama giderinin trafik sigortası poliçe limitleri dahilinde kalan kısmı ile sorumlu olmak kaydıyla) karşı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … (…), cevap dilekçesinde özetle; Açılan davayı kabul etmediğini, meydana gelen kazada kendisinin bir kusurunun olmadığını, zamanaşımı ve hakdüşürücü süre yönünden davanın reddi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili, cevap dilekçesinde özetle; Davacıların iddialarının haksız olduğunu, müvekkillerinin bir kusurunun olmadığını, zamanaşımı itirazında bulunduklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.Davalı … Sigorta Şirketi vekili, cevap dilekçesinde özetle; Açılan davada trafik kazası tarihinin 12/11/2006 olduğunu, dava tarihinin ise 12/05/2015 olduğu bu nedenle zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini belirterek haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, cevap dilekçesinde özetle; Davacının talebi yönünden zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; Davacı …’in maddi tazminat davasının kabulü ile 3.613,73-TL geçici işgöremezlik zararı ve 320.116,88-TL sürekli işgöremezlik zararı olmak üzere toplam 323.730,61-TL maddi tazminatın davalı … (…) Sigorta A.Ş.’nin ZMMS poliçesi teminat limiti olan 57.500,00-TL ve davalı … Sigorta Şirketi’nin İMMS poliçe teminat limiti 20.000,00-TL ile sınırlı ve dava tarihi olan 10/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olması, davalılar … ve … (…)’ın ise 323.730,61-TL’nin tamamından trafik kaza tarihi olan 12/11/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olmaları koşulu ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, Davacıların davalı … ve … (…) hakkındaki manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, davacı … için 25.000,00-TL davacı … için 5.000,00-TL, davacı … için 5.000,00-TL ve davacı … için 3.000,00-TL manevi tazminatın trafik kaza tarihi olan 12/11/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … (…) dan müştereken ve müteselsilen alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine, davacıların davalılar … ve … (…) hakkındaki fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine, davacıların davalı … Sigorta Şirketi hakkındaki manevi tazminat davasının reddine karar verilmiştir.
Taraflarca İleri Sürülen İstinaf Sebepleri:
A-) Davacılar vekili, süresi içinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Davacılar açısından hükmedilen manevi tazminat miktarlarının az olduğunu neredeyse karşı taraf lehine hükmedilen vekalet ücretlerine karşılık geldiğini, mahkemece hükmedilen vekalet ücretlerinin hatalı olduğunu, mahkemece … lehine 3000,00 TL manevi tazminata hükmedilmişken karşı taraf vekalet ücretinin 4080,00 TL olarak kabulünün hukuka aykırı olduğunu, reddedilen manevi tazminatlar bakımından davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, kendileri tarafından yatırılan harçların iadesine hükmedilmemesinin de yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
B-) Davalı … vekili, süresi içinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Davacının tüm taleplerinin (ıslah öncesi ve ıslahla birlikteki talepleri) zamanaşımına uğramış olmasına rağmen bu husustaki itirazlarının dikkate alınmadığını, davaya ilk cevap dilekçesinde ileri sürdükleri üzere davacının taleplerinin daha davanın başlangıcında zamanaşımına uğradığını, davacının ıslahla ileri sürdüğü taleplerinin dikkate alınmaması gerektiği yönündeki itirazlarının mahkemece dikkate alınmadığını, maluliyete ilişkin raporlar arasındaki çelişki giderilmeden itirazları tam olarak karşılanmadan ve inceleme tamamlanmadan karar verildiğini, dosyadaki müvekkili lehine olan raporlar hiçe sayılarak tam kusur ve en yüksek maluliyet oranına dayalı hesap raporu esas alınarak karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediği gibi kusura dayalı ve maluliyet oranı hakkında net bir sonuca varılamadığını, dosya içerisinde davacının iş göremezlik oranı ile ilgili olarak 3 ayrı rapor olduğunu, bu raporların ikisinde davacının iş ve gücünden kalma süresi olarak 4 ay, meslekte kazanma gücü kaybı oranı olarak %23,2 belirlenmişken, bilirkişi tarafından bu iki rapor yerine iş ve gücünden kalma süresinin 9 aya kadar uzayabileceği, çalışma gücü kaybı oranının %30,2 olabileceği yönündeki tamamen davacı lehine olan ve tamamına itiraz ettikleri 3. rapora göre hesaplama yapıldığını, kusurun Karayolları Kanunun tüzel kişiye-idari kuruluşlara yüklediği sorumluluğun yol, bakım ve güvenliğinin yerine getirilmemesi nedeniyle Karayolları Genel Müdürlüğünde olduğunun inkar edilemeyecek şekilde açık olduğunu, bu hususun mahkemece dikkate alınması gerektiğini, bilirkişi raporlarında davacının doğuştan olan fiziki arazları, kaza dışında yaşadığı düşme ve hastalıkların dikkate alınmadığını, raporun tekniği açısından da zarar hesabı yapılırken taraflı davranıldığını ve itirazlarının dikkate alınmadığını, hesaplamaya alınan maluliyet oranı ve süresinin yanlış olduğunu, diğer yandan ilk aktif ve pasif dönem hesabı yapılırken emeklilik süresi ve bu süre içerisinde alınan maaşın normale göre %35 oranında azalacağının dikkate alınmadığını, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin değerlendirilerek incelemeye alınabilmesi için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur. Bu maddede sayılan koşullardan birinin mevcut olmaması halinde istinaf başvurusunun usulden reddedilmesi gerekir. Bu şartlar kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmaktadır. İstinaf talebine konu eldeki dosya kapsamı incelendiğinde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesinde sayılan ön inceleme koşullarında herhangi bir eksiklik bulunmadığı, davacılar vekilinin ve davalı … vekilinin istinaf başvurularının ön inceleme bakımından kabul edilebilir olduğu ve inceleme aşamasına geçilmesi gerektiği tespit edilmiştir.6100 sayılı HMK’nın 355. maddesinde, Bölge Adliye Mahkemesinin, incelemesini kamu düzenine ilişkin hususlar hariç olmak üzere istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplere bağlı olarak yapması gerektiği hususu düzenlenmiştir. (Aynı yönde Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 2018/9860 Esas ve 2018/14781 Karar sayılı ilamında da Bölge Adliye Mahkemelerinin istinaf sebepleri ile bağlı olduğu vurgulanmıştır.)
Yukarıda açıklaması yapılan 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince davacılar vekilinin ve davalı … vekilinin istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlar ile bağlı kalınarak ilk derece mahkemesine ait dava dosyası esas bakımından incelendiğinde;İstinaf incelemesine konu dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminat istemlerine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Davacı …’in maddi tazminat davasının kabulü ile 3.613,73-TL geçici işgöremezlik zararı ve 320.116,88-TL sürekli işgöremezlik zararı olmak üzere toplam 323.730,61-TL maddi tazminatın davalı …Sigorta A.Ş.’nin ZMMS poliçesi teminat limiti olan 57.500,00-TL ve davalı … Sigorta Şirketi’nin İMMS poliçe teminat limiti 20.000,00-TL ile sınırlı ve dava tarihi olan 10/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olması, davalılar … ve … (…)’ın ise 323.730,61-TL’nin tamamından trafik kaza tarihi olan 12/11/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olmaları koşulu ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, davacıların davalı … ve … (…) hakkındaki manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, davacı … için 25.000,00-TL davacı … için 5.000,00-TL, davacı … için 5.000,00-TL ve davacı … için 3.000,00-TL manevi tazminatın trafik kaza tarihi olan 12/11/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … (…) dan müştereken ve müteselsilen alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine, davacıların davalılar … ve … (…) hakkındaki fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine, davacıların davalı … Sigorta Şirketi hakkındaki manevi tazminat davasının reddine, dair karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekilinin ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır.Bilindiği üzere, trafik kazasında sürücünün kusurlu olması halinde zarar gören maddi ve manevi zararını kaza tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK md. 41, 46 (6098 sayılı TBK’nun 49. ve 54 ile 56.maddeleri) uyarınca sürücüden (somut olayımızda davalı …) isteyebilir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi uyarınca bir motorlu aracın işletilmesinin bir kişinin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zararına sebep olması halinde motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüs sahibi bu zarardan müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulmuştur. Aynı Kanun md. 3 uyarınca aracın maliki işleten sayıldığından araç malikinden (somut olayımızda davalı … …) de maddi zararın tazmini talep edilebilir. Öte yandan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında, sigortacı poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği, düzenlenmiştir. Ayrıca Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi gereği, KTK 85. maddesinde belirtilen, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere, mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur. Dolayısıyla davacının, … plaka sayılı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olan davalı … Sigorta A.Ş. (Yeni ünvanı … A.Ş.) ‘den de maddi zararını poliçe limitleri dahilinde isteme hakkı vardır. Ayrıca ihtiyari mali mesuliyet sigortası (İMMS), motorlu araç işleteninin, bu aracın işletilmesinden dolayı KTK ve Genel Hükümlere göre oluşan ve ZMMS limiti üzerinde kalan hukuki sorumluluğunu sigorta poliçesinde yazılı azami hadlere kadar sigorta güvencesi altına alan bir sigorta sözleşmesidir. Bu sözleşme, ZMMS’nın güvencesini yeterli bulmayan işletenler tarafından ek olarak yapılmaktadır. İMMS kapsamının başlangıç noktası, ZMMS limitinin üzerinde kalan kısımdır. Kapsamın sonu ise İMMS limitidir. İMMS Poliçesi Genel Şartlarının 1. maddesine göre, sigortacının sorumluluğu ZMMS poliçesi limitinin üzerinde kalan miktardan başlayıp, İMMS teminat limiti ile sona ermektedir. Bu limitin tesbitinde, ZMMS’nın hiç yapılmaması veya teminat miktarlarının yeni limitlere getirilmemesi halinde, Hazine müsteşarlığınca tesbit olunan yeni tarife limitleri esas alınır. Bu durumlarda dahi, İMMS’nın sorumluluğu ZMMS’sı limitini aşan kısım için söz konusudur. Dolayısıyla davacının, … plaka sayılı aracın ihtiyari mali mesuliyet sigortacısı olan davalı … Sigorta Şirketi’nden de maddi zararını poliçe limitleri dahilinde isteme hakkı vardır.Dava konusu kazanın 12/11/2006 tarihinde gerçekleştiği, davacıların eldeki davayı 10/11/2014 tarihinde belirsiz alacak davası olarak açtıkları, davalı …’nin eyleminin taksirle yaralama suçuna vücut verdiği ve 2918 sayılı KTK md. 109/2 uyarınca uzamış (ceza) zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğu dikkate alındığında somut olayımızda zamanaşımı süresi dolmadan davanın açıldığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesince davalıların zamanaşımı savunmasının reddine karar verilerek işin esasına girilmesi doğru bulunmuş, davalı …’nun zamanaşımı süresinin geçtiği yönündeki istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.İlk derece mahkemesince, istinabe suretiyle emekli karayolları trafik fen heyeti uzmanlarından oluşan üç kişilik bilirkişi kurulundan alınan 21/05/2018 tarihli kusur raporu ile emekli İTÜ Trafik Kürsüsü öğretim görevlilerinden oluşan üç kişilik bilirkişi kurulundan alınan 30/10/2018 tarihli kusur raporun birbiriyle uyumlu olduğu ve ayrıca önceki kusur raporlarıyla ortaya çıkan çelişkiyi de giderdikleri nazara alınarak bu iki kusur raporuna itibar edilip meydana gelen kazada davalı …’nun %70 oranında kusurlu olduğunun kabul edilmesi ancak davacıların dava dilekçesinde müteselsil sorumluluğa dayanmaları nedeniyle müteselsil sorumluluk ilkesi uyarınca davalı …’nun ve diğer davalıların zararın tamamından sorumlu olduklarının kabul edilmesi de doğru bulunmuş, davalı …’nun kusur ve sorumluluk oranı bakımından yaptığı istinaf itirazlarının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. İlk derece mahkemesince, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı, 2. Üst Kurulundan alınan 07/03/2019 tarihli maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte bulunan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü uyarınca ve önceki maluliyet raporları arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde hazırlandığı anlaşıldığından bu rapora itibar edilerek davacı …’un kaza nedeniyle geçici iş göremezlik süresinin 9 ay, sürekli maluliyet oranının %30,2 olarak kabul edilmesi doğru bulunmuştur. Dolayısıyla maluliyet raporları arasındaki çelişkinin giderilmediği, kaza sonrası davacının çalışmaya engel bir arızasının ortaya çıkmadığı yönündeki davalı istinaf itirazları haklı görülmemiştir. Öte yandan, bu raporun içeriğinde davacı …’da skolyoz mevcut olduğunun yazıldığı dolayısıyla nazara alındığı anlaşıldığı için davacı …’un skolyoz rahatsızlığı ile kaza öncesi sağlık sorunlarının dikkate alınmadan maluliyet raporu hazırlandığı yönündeki davalı …’nun istinaf itirazlarının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. İlk derece mahkemesince hükme esas alınan hesap bilirkişisi kök ve ek raporunda davacı …’un gelirinin asgari ücret üzerinden hesaplandığı, aktif dönem için AGİ eklenerek pasif dönem için AGİ eklenmeden hesaplama yapıldığı anlaşıldığı için hesaplama sırasında gelirin yüksek alındığı ve emeklilik döneminin hatalı hesaplandığı yönündeki davalı …’nun istinaf itirazlarının da yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.Olay tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi (6098 sayılı TBK md. 56) hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak bedensel bütünlüğü zarara uğrayan lehine manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Olay tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. maddesinde açık bir hüküm bulunmasa da ağır bedensel zarar durumunda zarar göreninin yakınlarının da manevi tazminat talep edebileceği gerek uygulamada gerekse doktrinde kabul edilmektedir. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.Somut olayda, davacı …’un kaza nedeniyle geçici iş göremezlik süresinin 9 ay, sürekli maluliyet oranının %30,2 olduğu nazara alındığında bu tarz bir kazadaki tehlikenin boyutu ile yaralanma bağlamında doğurduğu sonuçlar, davacılarda oluşturması muhtemel korku ve endişenin ağırlığı dikkate alınarak davacıların duymuş olduğu elem, üzüntü ve yıpranmanın giderilmesi ayrıca gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiğinden, somut olayın özelliklerine göre, olay tarihi, davalı tarafın kusur durumu, haksızlığın boyutu, davacı …’un yaralanmasının mahiyeti, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olay tarihindeki paranın alım gücü göz önünde bulundurulduğunda, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde davacılar yönünden hükmedilen manevi tazminatların yerinde olduğu sonuç ve kanaatine varılmış dolayısıyla da tarafların manevi tazminat bakımından istinaf itirazlarının haklı olmadığı ve reddedilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesinde belirlenen koşulların varlığı halinde, incelenen ilk derece mahkemesine ait dava dosyasının ve kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılması durumunda, istinaf incelemesi sırasında istinaf başvurusunun, duruşma açılmaksızın, esastan reddine karar verileceği düzenlenmiştir. Bu çerçevede davalı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun yukarıda ayrıntılı olarak değerlendirilen sebeplerle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince duruşma yapılmaksızın esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davacıların davalılar … ve … (…) hakkındaki fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine, davacıların davalı … Sigorta Şirketi hakkındaki manevi tazminat davasının reddine dair ilk derece mahkemesi kararının ret sebepleri bu iki davalı bakımından farklı olduğu için hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT md. 3/2 uyarınca vekille temsil edilen davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olup aksi yöndeki davacılar istinaf itirazı yerinde bulunmamıştır.Ancak; davacılardan … bakımından 3.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi nedeniyle talebinin ret edilen kısmı bakımından vekille temsil edilen davalılar lehine hükmedilecek vekalet ücreti AAÜT md. 13/2 uyarınca kabul edilen 3.000,00 TL’den fazla olamayacağı halde ilk derece mahkemesince bu davacı aleyhine ve davalı … lehine 4.080,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Yine davacıların peşin ve ıslahla yatırdıkları harcın yargılama gideri olarak davalı taraftan tahsili ile davacılara verilmesi gerekmesine rağmen ilk derece mahkemesince bu konuda karar verilmemesi de doğru olmamıştır. Dolayısıyla davacıların istinaf başvurusu bu iki hususa münhasır olmak üzere haklı bulunmuş ve kısmen kabul edilmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b-2 uyarınca yargılamada bir eksiklik bulunmamakla birlikte kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı veya yargılamada bulunan eksikler duruşma yapılmadan tamamlanacak nitelikte ise Bölge Adliye Mahkemesince düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi mümkündür. Bu yasal düzenleme ve imkan doğrultusunda, davacıların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b-2 uyarınca Dairemizce vekalet ücreti ve peşin harcın yargılama gideri olarak davalı taraftan tahsili hususlarında gerekli düzeltme duruşma açılmaksızın yapılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerektiği anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere)
A-) 1-) Davalı …’nun istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-) Davalı …’ndan alınması gereken harç olan 24.709,81 TL harçtan peşin alınan 6.177,45 TL harcın mahsubu ile bakiye 18.535,36 TL harcın bu davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına, davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının da Hazineye irad kaydına,
B-) Davacıların istinaf başvurularının KISMEN KABULÜNE, 6100 sayılı HMK md. 353/1-b-2 uyarınca hükmün düzeltilerek yeniden tesisi amacıyla Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21.12.2020 tarihli, 2015/257 Esas, 2020/782 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, hükmün yeniden tesisi ile,
C-) 1-) Davacı …’in maddi tazminat davasının KABULÜ ile 3.613,73-TL geçici işgöremezlik zararı ve 320.116,88-TL sürekli işgöremezlik zararı olmak üzere toplam 323.730,61-TL maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş.’nin ZMMS poliçesi teminat limiti olan 57.500,00-TL ve davalı … Sigorta Şirketi’nin İMMS poliçe teminat limiti 20.000,00-TL ile sınırlı ve dava tarihi olan 10/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olması, davalılar … ve … (…)’ın ise 323.730,61-TL’nin tamamından trafik kaza tarihi olan 12/11/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olmaları koşulu ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
2-) Davacıların davalı … ve … (…) hakkındaki manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, davacı … için 25.000,00-TL, davacı … için 5.000,00-TL, davacı … için 5.000,00-TL ve davacı … için 3.000,00-TL manevi tazminatın trafik kaza tarihi olan 12/11/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … (…) dan müştereken ve müteselsilen alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine,
3-) Davacıların davalılar … ve … (…) hakkındaki fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin REDDİNE,
4-) Davacıların davalı … Sigorta Şirketi hakkındaki manevi tazminat davasının REDDİNE,
5-) a-) Maddi tazminat talebi yönünden alınması gereken 22.114,03-TL harçtan dava açılırken alınan 447,45-TL peşin harç ve 1.102,29-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 1.549,74-TL harcın mahusbu ile bakiye 20.564,29-TL harcın (davalı … Sigorta A.Ş.’nin 2.378,08-TL’sinden sorumlu olması koşulu ile) davalılar davalı … (…) Sigorta A.Ş., … ve … (…)’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye irad kaydına,
b-) Davalı … Sigorta Şirketi hakkında verilen hüküm gereği sorumlu olduğu harç miktarının peşin yatırılan ve tamamlanan harçtan az olması nedeniyle bu davalının bakiye harçtan sorumluluğunun olmadığına,
c-) Davacılar tarafından yatırılan 447,45 TL peşin harç ile 1.102,29 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 1.549,74 TL’nin (davalı … Sigorta Şirketinin 1.366,20 TL’sinden sorumlu olması kaydıyla) tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
6-) Karar altına alınan manevi tazminat yönünden alınması gereken 2.595,78-TL karar harcının davalılar … ve … (…)’dan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
7-) Davacılar tarafından maddi tazminat davası yapılan 411,45-TL müzekkere gideri, 820,00-TL tebligat masrafı, 18,00-TL e-tebligat masrafı, 750,00-TL bilirkişi masrafı, 352,00-TL Adli Tıp dosya gönderme ve fatura bedeli olmak üzere toplam 2.351,45-TL yargılama giderinden davanın kabul oranı nazara alınarak 1.834,13-TL’sının (davalı … (…) Sigorta A.Ş.’nin 417,65-TL’sinden ve davalı … Sigorta Şirketi’nin 145,27-TL’sinden sorumlu olması koşulu ile) davalılardan alınarak davacılara verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
😎 Davalı … tarafından yapılan Adli Tıp dosya gönderme, talimat ve bilirkişi gideri 3.228,16-TL yargılama giderinden davayı kabul oranı nazara alınarak 710,19-TL’sının davacılardan alınarak bu davalı verilmesine,
9-) HMK’nun 333/1. maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider-delil avansından artan olması halinde hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
10-) Maddi tazminat davası yönünden kabul edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 31.111,14-TL nispi vekalet ücretinin (davalı … Sigorta A.Ş.’nin 8.275,00-TL’sinden ve davalı … Sigorta Şirketi’nin 3.000,00-TL’sinden sorumlu olması koşulu ile) davalılardan alınarak davacı …’e verilmesine,
11-) Davacılar kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hükmedilen manevi tazminat miktarına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan davacı … için 4.080,00-TL, davacı …’ için 4.080,00-TL, davacı … için 4.080,00- TL ve davacı … için (usuli kazanılmış hakkına riayet edilerek) 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılar … ve … (…)’dan alınarak ismi geçen davacılara ayrı ayrı verilmesine,
12-) Davalı … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden davacı …’in manevi tazminat davasının red olunan kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalı …’na verilmesine,
13-) Davalı … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden davacı …’in manevi tazminat davasının red olunan kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalı …’na verilmesine,
14-) Davalı … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden davacı …’in manevi tazminat davasının red olunan kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalı …’na verilmesine,
15-) Davalı … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden davacı …’in manevi tazminat davasının red olunan kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 3.000,00-TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalı …’na verilmesine,
16-) Davalı … Sigorta Şirketi kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden davacıların bu davalı hakkındaki manevi tazminat davasının red olunması nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı … Sigorta Şirketi’ne verilmesine,
Ç-) 1-) İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından AAÜT md. 2/2 hükmü dikkate alınarak taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
2-) Davacıların istinaf başvurusunun kabulüne karar verildiği nazara alınarak; istinaf kanun yoluna başvuran davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacılara iadesine, davacılar tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının ise Hazineye irad kaydına,
3-) a-) Davalı …’nun istinaf başvurusunun reddine karar verildiği nazara alınarak; davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin bu davalı üzerinde bırakılmasına,
b-) Davacılar tarafından yapılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı masrafı ve 16,50 TL e-tebligat masrafı olmak üzere toplamda 178,60 TL istinaf yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
4-) İstinaf yargılaması bakımından taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümlerine göre karar kesinleştiğinde yatırana İADESİNE,
Dair; tarafların yokluğunda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b-1,2 uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK md. 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay 4. Hukuk Dairesi nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.10/03/2022