Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2021/1350 E. 2022/518 K. 18.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1350
KARAR NO: 2022/518
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/04/2021
NUMARASI: 2018/511 Esas 2021/264 Karar
DAVANIN KONUSU: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
DAVA TARİHİ: 26/07/2018
İSTİNAF KARARININ
VERİLDİĞİ TARİH: 18/03/2022
YAZILDIĞI TARİH: 18/03/2022
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/511 Esas 2021/264 Karar sayılı kararı davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 20.04.2018 tarihinde davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, sürücü …’ün idaresindeki elektrikli bisikletin sağ arka yan kısmına çarpması neticesinde ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, davalının olayda asli ve tam kusurlu olduğu kanısında olduklarını, 09.07.2018 tarihinde davalı sigorta şirketine başvuru yapılmış ise de herhangi bir uzlaşma talebinde bulunulmadığını, …’ün vefatı nedeniyle davacı baba … yönünden 20.000,00 TL, davacı anne … yönünden 20.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini, ayrıca manevi zararlarının tahsilini, yargılama harç ve giderli ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların maddi ve manevi tazminat talepleri müvekkilinin, yaşanan trafik kazasından asli kusurlu olduğu iddiasına dayandığını, Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesi 2018/539 Esas sayılı dosyasında, bu konuya ilişkin olarak bilirkişi marifetiyle tarafların kusurlarını tespit edildiğini, 30/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda müteveffa …’ün asli kusurlu olduğu tespit edildiğini, müvekkilinin ise tali kusurlu olduğu yönünde tespit yapıldığını, müvekkiline yüklenen kusuru kabul etmediklerini, istenilen tazminat giderleri ve tazminat konularının neler olduğunun dava dilekçesinde açıkça belirtilmediğini, maddi tazminat talebinin konusunun belirtilmediği nedeniyle reddini, manevi tazminat talebinin kabulünün mümkün olmadığını beyan etmiştir. Davalı … Sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılar tarafından delillerin kendilerine tebliğ edilmediğini, kusur yönünden itiraz ettiklerini ve ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından kusur durumuna ilişkin inceleme yapılamasının talep ettiklerini, gelir ve tazimat yönünden dava dilekçesinde hiçbir delile dayanılmadığını, tazminat hesabının Hazine Müsteşarlığına kayıtlı uzmanlarca yapılması ve SGK’dan ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından gelir sağlanıp sağlanmadığının tespiti gerektiğini, Sosyal Hizmetler Bakanlığına müzekkere yazılarak davacılara yapılan ödemelerin bildirilmesinin talep ettiklerini, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, müteveffanın emniyet kemeri takmadığının kaza tespit tutanağında bildirildiğini, bu sebeple müvekkili şirketin sorumluluğu kabul edilse dahi tazminat hesabı yapıldığı takdirde en az % 40 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;
1-Davacıların maddi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile; davacı anne … için 23.230,12-TL ve davacı baba … için 20.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere toplamda 43.230,12-TL maddi tazminatın davalı …’dan kaza tarihi olan 20/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı … Sigorta A.Ş’den temerrüt tarihi olan 20/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile ; davacı anne … için 10.500,00-TL ve davacı baba … için 10.500,00-TL olmak üzere toplamda 21.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 20/04/2018 itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan tahsiliyle davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı … Sigorta A.Ş vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyada alınan kusur raporunun hatalı olduğunu bu nedenle hükümde hatalı kurulduğunu, müteveffanın kask takmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılmamasının hatalı olduğunu ayrıca kararda hangi nedenle indirim yapılmadığının da açıklanmadığını, TRH – 2010 tablosuna göre yapılan hesaplamada %1,8 teknik faiz ile devre başı ödemeli belirli süreli rant yöntemi kullanılması gerekirken %10 arttırım , %10 iskonto ile prograsif rant yöntemi kullanılmasının hatalı olduğunu, TRH – 2010 tablosuna göre yetiştirme gideri hesaplanırken hatalı şekilde kadın – erkek ayrımı ve yaşam olasılıklarının dikkate alınmadığını, PMF tablosuna göre hesaplama yapıldığını, TRH – 2010 tablosuna göre yapılan hesaplamada TRH – 2010 tablosundan bakiye ömürlerinin belirlendiğini ancak hatalı şekilde PMF tablosuna göre hesaplama yapıldığını, faizi kabul anlamına gelmemekle birlikte ıslahla arttırılan kısım yönünden ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, trafik kazasından kaynaklı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi gereği destekten yoksun kalma tazminatı ve 56/2. maddesi gereği manevi tazminat istemine ilişkindir.Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/04/2021 tarih, 2018/511 Esas 2021/264 Karar sayılı kararı ile, trafik kazasından kaynaklı, destekten yoksun kalma tazminatı davasının kabulüne, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı süresi içerisinde davalı sigorta vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi HMK 355. maddesi gereğince ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır. Duruşma açılmasını gerektiren sebepler bulunmadığından HMK’nın 353 ve 355 maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler dosya üzerinden yürütülmüştür.Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler esas alındığında; 20/04/2018 tarihinde davalı sigortanın ZMMS’i olduğu, davalı …’ın maliki ve sürücüsü olduğu … plaka sayılı otomobil ile, destek …’ün sürücüsü olduğu elektrikli akülü bisikletin çarpışması neticesinde ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana gelmiş olduğu, trafik kazası neticesinde elektrik akülü bisikletin sürücüsü konumunda olan davacıların desteği …’ün yaralanmış ve daha sonra vefat etmiş olduğu, davalı … hakkında Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/539 Esas sayılı dosyasıyla ceza davasının açılmış olduğu, ceza dosyasında hazırlık aşamasında trafik kusur bilirkişisinden alınmış olan raporda trafik kazasının meydana gelmesinde … plaka sayılı otomobil sürücüsü davalı …’un tali kusurlu, elektrikli akülü bisiklet sürücüsü destek …’ün ise asli kusurlu olduğunun rapor edilmiş olduğu; eldeki dosyada Ankara ATK’dan alınan 22/11/2019 tarihli kusur raporunda, trafik kazasının meydana gelmesinde … plaka sayılı otomobil sürücüsü davalı …’ın %15 oranında, elektrikli akülü bisiklet sürücüsü destek …’ün %85 oranında, kusurlu olduğunun ve desteğin kaskının takılı olmadığının destekte oluşan harabiyet dikkate alındığında müterafik kusur olarak değerlendirilmesinin mahkemenin takdirinde olduğunun rapor edilmiş olduğu; aktüerya bilirkişisi Av. … tarafından kusur raporu esas alınmak suretiyle davacı anne …’ün 24.977,17 TL, davacı baba …’ün ise 20.922,01 TL destekten yoksun kalma tazminatı alacağının olduğunun rapor edilmiş olduğu; davacı vekili tarafından 06/03/2020 tarihinde harcı yatırılmak suretiyle davacı anne … yönünden 23.230,12 TL üzerinden destekten yoksun kalma tazminatı alacağının arttırılmış olduğu; ilk derece mahkemesince davacıların destekten yoksun kalma tazminatının kabulüne, manevi tazminat talebinin ise kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş, kararın davalı sigorta vekili tarafından istinaf edilmiş olması üzerine dosyanın istinaf incelemesi için dairemize gelmiş olduğu görülmüştür.Trafik kazası ile ilgili olarak, ceza dosyasında alınan kusur bilirkişisi raporu, eldeki davada alınan kusur bilirkişisi raporu ile aynı trafik kazasına bağlı olarak açılmış olan diğer tazminat davalarında alınmış olan kusur bilirkişisi raporlarının tutarlı olup, birbiriyle çelişkili olmaması gerekir. Raporlar arasında çelişki olduğu takdirde çelişkinin mahkemece Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik kürsüsünden seçilecek heyetten ya da İTÜ trafik kürsüsünden seçilecek heyetten rapor aldırılmak suretiyle çelişkinin giderilmesi gerekir.Somut olayda, Ankara ATK’dan kusur raporu alınmış, alınan kusur raporlarında trafik kazasının meydana gelmesinde … plaka sayılı otomobil sürücüsü davalı …’ın %15, davacıların desteği elektrikli akülü bisiklet sürücüsü …’ün ise %85 oranında kusurlu olduğu belirlenmiş olup, Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/539 Esas sayılı dosyasında hazırlık soruşturması aşamasında kusur bilirkişisinden alınmış olan kusur raporunda trafik kazasının meydana gelmesinde … plaka sayılı otomobil sürücüsü davalı …’ın tali kusurlu, davacıların desteği elektrikli akülü bisiklet sürücüsü …’ün ise asli kusurlu olduğunun rapor edilmiş olmakla, bilirkişi raporları arasında herhangi bir çelişkinin olmadığı, bilirkişi raporlarının olayın oluş şekli ve tarzını doğruladığı, sürüş kurallarına göre kusur tanzimi yapılmış olduğu anlaşılmakla, davalı sigorta vekilinin kusur raporunun hatalı olduğu yönündeki istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.
6098 sayılı Borçlar Yasasının, “Tazminatın belirlenmesi” üst başlıklı 51/1 maddesi ile (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 43. maddesi); Hâkimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği hükme bağlanmıştır.Tazminattan indirim sebeplerini düzenleyen, Türk Borçlar Yasasının 52. maddesinde (Borçlar Kanunu 44. madde) öngörülen sebepler, daha çok zarar görenle ilgilidir. “Hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı” yönündeki genel hukuk ilkesinin etkisiyle, maddede sayılan belirli hal ve durumlarda tazminattan indirim yapılması mümkün bulunmaktadır.Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu’nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52. md.) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve trafik mevzuatı uyarınca sürücü ve yolcuların araçların kullanılması sırasında koruyucu tertibatları kullanması zorunludur. Araçlarla gerek sürücü gerekse de yolcu olarak seyir halinde iken zorunlu olan koruyucu ekipmanların kullanılmaması zararın doğmasına veya artmasına sebebiyet veren etkenlerdendir. Özellikle de motorsiklet gibi bir araçla seyir halinde iken mevzuata göre sürücülerin ve yolcuların takmak zorunda olduğu koruma başlığı (kask) hayati öneme sahiptir. Bu nedenle müteveffa yolcunun kaza anında kasksız olduğunun anlaşılması halinde müterafik kusuru bulunduğundan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesi gereğince tazminattan indirim yapılıp yapılmaması hususu değerlendirilmelidir.Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK’nın 52. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Somut olayda, dosya içerisindeki belge ve bilgilerden, davacıların desteği, elektrikli akülü bisiklet sürücüsü …’ün nizamlara aykırı ve kendi can emniyetini tehlikeye atacak şekilde kask takmadan yolculuk yaptığı, kaza sonucunda desteğin “kafa travmasına bağlı, kafatası kemik kırıkları ile birlikte, beyin kanaması ve beyin doku harabiyeti sonucu öldüğü” ve maluliyetin yaralanmadan kaynaklandığı anlaşılmakla, TBK’nın 52. maddesi uyarınca, Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre, hesaplanan tazminattan (Yargıtay 17. HD’nin 2020/4509 K.08/07/2020 tarihli ilamı – müterafik kusur indiriminin davalı ödemesinin tenzilinden sonra yapılması hususuna dikkat edilmek suretiyle) mahkemece, müterafik kusur def’i olmadığından resen dikkate alınarak tazminattan %20 oranında müterafık kusur indirimi yapılması ve takdiri indirim olması nedeniyle davacı aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerekirken, desteğin müterafik kusuru dikkate alınmaksızın fazla tazminata hükmedilmiş olması doğru görülmemiş olup, davalı sigorta vekilinin bu yöndeki istinafının yerinde olduğu görülmüştür.01/06/2015 tarihinden önce meydana gelmiş olan trafik kazalarında cismani zarar ve destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasında Yargıtayca PMF – 1931 yaşam tablosu esas alınıyor ve %10 artırım %10 iskonto yöntemiyle zarar görenlerin tazminat alacağı hesaplanıyordu. 01/06/2015 tarihinde yeni Genel Şartların yürürlüğe girmesiyle birlikte, 01/06/2015 tarihinden sonra meydana gelen ve 01/06/2015 tarihinden sonra düzenlenmiş olan poliçelerde PMF 1931 yaşam tablosu ve %10 artırım %10 iskonto yönteminden vazgeçilerek poliçelerin eki niteliğindeki genel şartlar gereğince tazminat hesabında TRH – 2010 yaşam tablosu ve 1,8 Teknik Faiz yöntemi kullanılmaya başlanıldı. Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40 Esas 2020/40 Karar sayılı kararıyla 2918 sayılı KTK’nın 90. ve 92. maddelerinde “genel şartlara” atıf yapan cümlelerin iptaline karar verilmiş ve bu karar 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş olmasıyla birlikte, Yargıtay 17. Hukuk Dairesince zarar görenlerin cismani zarar ve destekten yoksun kalma tazminatı alacağının hesaplanmasında TRH 2010 ve %10 artırım %10 iskonto yöntemi benimsenmiş olup TRH 2010 yaşam tablosunun uygulamasından vazgeçilmemiştir. (Yargıtay 17.HD.’nin 2019/5206 E. 2020/8874 K. 22/12/2020 tarihli ilamı)
Somut olayda, davacıların destekten yoksun kalma tazminatı hükme esas alınan aktüerya bilirkişisi raporunda TRH 2010 yaşam tablosu ve %10 artırım %10 iskonto yöntemi esas alınmak suretiyle hesaplanmış olup, mahkemece taleple bağlı kalınarak davacılar lehine tazminata hükmedilmiş olduğu anlaşılmakla; trafik kazası 20/04/2018 tarihinde gerçekleşmiş olup, 01/06/2015 tarihinden sonra gerçekleşmiş olduğundan, davacıların destekten yoksun kalma tazminatının aktüerya bilirkişisi tarafından Yargıtay yerleşik uygulamalarına uygun olarak TRH 2010 yaşam tablosu ve %10 artırım %10 iskonto yöntemi esas alınmak suretiyle hesaplanması ve taleple bağlı kalınarak tazminata hükmedilmiş olması yerinde olup, istinaf edenin sıfatı dikkate alınarak, davalı sigorta vekilinin istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.Somut olayda, davacı tarafın maddi tazminat istemi yönünden davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, zararın belirli hale gelmesinden sonra 6100 sayılı HMK’nın 107/2. maddesi gereği yapılan artırımın ıslah olarak nitelenemeyeceği, sigorta şirketi dışındaki davalılar yönünden zararın tamamı için haksız fiil tarihi itibariyle temerrütün oluştuğu dikkate alınarak, tazminatın tamamı için davalı sigorta şirketi yönünden dava ve diğer davalılar yönünden kaza tarihinden temerrüt faizine hükmedilmesi isabetli olmuş olup, ıslahla arttırılan kısma ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği yönündeki davalı sigorta vekilinin istinafının yerinde olmadığı görülmüştür.
Kamu Düzenine İlişkin Olarak; HMK’nın 297/2. maddesinde ”Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.6100 sayılı HMK’nın “Hükmün tashihi” başlıklı 304 üncü maddesinin birinci fıkrası; “Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece re’sen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir.” Aynı Kanun’un “Hükmün tavzihi” başlıklı 305 inci maddesi; “Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.” hükmünü içermektedir.Somut olayda; mahkemece, davacı anne …’ün talebi olan 23.230,12 TL’nin tamamına, davacı baba …’ün talebi olan 20.000,00 TL’nin tamamına hükmedilmesine rağmen, mahkemece “davacıların maddi tazminat taleplerinin KABULÜNE” karar verilmesi gerekirken hüküm fıkrasının 1. bendinde “Davacıların maddi tazminat taleplerinin KISMEN KABULÜ ile,…” şeklinde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu husus HMK’nın 355. ve 353/1-b/2 maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, hüküm fıkrasının 1. bendinin hükümden çıkartılarak “Davacıların maddi tazminat taleplerinin KABULÜ ile,…” şeklinde Dairemizce düzeltilerek yeniden hüküm kurulması gerektiği görülmüştür.Yine, davacı … lehine hükmün 9. bendinde “….maddi tazminat davası yönünden AAÜT.13/1. maddesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine” şeklinde karar verilmiş olduğu halde; hüküm fıkrasının 11. bendinde, “davacı … lehine manevi tazminat davası yönünden AAÜT10/1.maddesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacı …’e verilmesine şeklinde” karar verilmesi gerekirken, dava ve duruşmalarda kendisini vekille temsil ettirmiş olan davacı … lehine, mahkemece manevi tazminata ilişkin vekalet ücreti yönünden karar verilmemiş olması, maddi tazminata ilişkin vekalet ücreti yönünden de tekerrüre yol açacak şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş olup, hüküm fıkrasının 11. bendinin hüküm fıkrasında çıkartılarak “Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davası yönünden davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden bu davacı lehine AAÜT’nin 10/1. maddesi uyarınca belirlenen 4,080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacı …’e verilmesine” şeklinde dairemizce düzeltilmesi gerektiği görülmüştür.
Yukarıda izah edilen sebeplerle ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı ancak davalı lehine müterafik kusur indiriminin uygulanmadığı ve kamu düzenine ilişkin olarak hüküm fıkralarında maddi hata yapılmış olduğu anlaşıldığından, davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b/2. maddesi uyarınca kaldırılarak, yeniden hüküm kurulmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere) ;
A-) Davalı … Sigorta A.Ş’nin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE,
B-) Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/511 Esas 2021/264 Karar sayılı kararının kamu düzeni yönünden yeniden hüküm kurulmak üzere KALDIRILMASINA, hükmün HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince YENİDEN TESİSİNE,
1-) Davacıların maddi tazminat taleplerinin KABULÜ ile;
Davacı anne … için 19.981,73 TL ve davacı baba … için 16.737,61 TL destekten yoksun kalma tazminatı olmak üzere toplamda 36.719,34 TL maddi tazminatın davalı …’dan kaza tarihi olan 20/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı … Sigorta A.Ş’den temerrüt tarihi olan 20/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-) Davacıların manevi tazminat taleplerinin KISMEN KABULÜ ile ; davacı anne … için 10.500,00 TL ve davacı baba … için 10.500,00 TL olmak üzere toplamda 21.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 20/04/2018 itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’dan tahsiliyle davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-) Maddi tazminat davası yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 2.508,30 TL harçtan davacı tarafından yatırılan 819,72-TL peşin harç ile 55,16-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1.633,42-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-) Manevi tazminat davası yönünden 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince alınması gereken 1.434,51-TL karar ve ilam harcının davalı …’ dan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-) Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL başvurma harç, 819,72-TL peşin harç ile 55,16‬-TL ıslah harcı toplamı 910,78‬-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-) Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan 104,00-TL tebligat ve posta gideri, 107,25-TL müzekkere gideri, 1.168,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplamda 1.379,25 TL yargılama giderinden 1/2’sinin maddi 1/2’sinin manevi tazminat davasında yargılama gideri olarak yapıldığı gözetilerek; 689,63‬-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 689,63‬-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 72,41-TL’sinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-) Davalı Sigorta Şirketi tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
😎 Davacı … tarafından açılan maddi tazminat davası yönünden davacı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden bu davacı lehine A.A.Ü.T. 13/1. Maddesi uyarınca belirlenen 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
9-) Davacı … tarafından açılan maddi tazminat davası yönünden davacı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden bu davacı lehine A.A.Ü.T. 13/1. Maddesi uyarınca belirlenen 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,
10-) Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davası yönünden davacı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden bu davacı lehine A.A.Ü.T. 10/1. Maddesi uyarınca belirlenen 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacı …’e verilmesine,
11-) Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davası yönünden davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden bu davacı lehine AAÜT’nin 10/1. maddesi uyarınca belirlenen 4,080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacı …’e verilmesine,
12-) Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında reddedilen miktar yönünden kendisini vekil ile temsil ettiren davalı … lehine A.A.Ü.T. 10/2. Maddesi uyarınca belirlenen 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı …’ten alınarak davalı …’a verilmesine,
13-) Davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında reddedilen miktar yönünden kendisini vekil ile temsil ettiren davalı … lehine A.A.Ü.T. 10/2. maddesi uyarınca belirlenen 4.080,00-TL maktu vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davacı …’ten alınarak davalı …’a verilmesine,
14-) Taraflarca yatırılan ve artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa karar kesinleştiğinde resen iadesine,
C-) Davalı … Sigorta A.Ş’nin istinaf başvurusu kabul edilmiş olmakla;
1-) İstinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
2-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
3-) Davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 97,70 TL tehiri icra karar harcı ve 45,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 305,30 TL’nin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
D-) 1-) İstinaf yargılaması bakımından istinaf kanun yoluna başvuran tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi, Yönetmeliğin 207/1. maddesi ve HMK Gider Avansı Tarifesi’nin 5. maddesi hükümleri uyarınca yatırana iadesine,
2-) Kararın kesin olması nedeniyle taraflara tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin HMK’nın md. 302/5 ve 359/3 uyarınca ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu md. 353/1-b/2. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi.