Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/528
KARAR NO: 2023/304
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/01/2023
NUMARASI: 2023/65 Esas 2023/37 Karar
DAVANIN KONUSU: 3. Şahıs Tarafından Açılan İstirdat Davası
KARAR TARİHİ: 17/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 17/03/2023
Yukarıda esas numarası yazılı dosya resen istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme neticesinde;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıya davalının alacaklı olduğu davalı …’nin borçlusu olduğu Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından birinci ve ikinci haciz ihbarnameleri gönderildiğini, firma çalışanlarının ihmali neticesinde bu ihbarnamelerin görülmediğini ancak E-Tebligat gönderilmesi nedeniyle okundu kabul edildiğini, dolayısıyla ihbarnamelere cevap verilmediğini, daha sonra davalı tarafça üçüncü haciz ihbarnamesi gönderildiğini, bunun üzerine başlatılan haciz sonucu davacı şirketin menkul ve gayrimenkul mallarına haciz konulduğunu, dosya borçlusu olan davalı …’nin davacı firma da bir dönem sigortalı olarak çalıştığını, davalı …’nin tacir olarak davacı firma ile bir ticari ilişkisinin olmadığını, davacının davalılara hiçbir borcunun olmadığını beyan ederek, davanın kabulü ile Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas soyalı takip dosasında borçlu olmadığı halde icra baskısı nedeniyle ödemek zorunda kaldığı 59.208,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılarca müştereken ve müteselsilen taraflarına ödenmesine, yasal ücreti vekaletin ve masrafların davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Kayseri 12. Asliye Hukuk Mahkemesince, “Somut olaya gelince; Davacı tarafça alacağının tahsilini talep ettiği davalının, diğer davalıya ayrı bir alacak için başlatmış olduğu icra takibinin, 22.500,00 TL bedelli … tarihli … Seri Nolu çekten kaynaklandığı, takibe konu çek nedeniyle mahkememize açılmış olan işbu menfi tespit davasında asıl nedenin çeke dayalı olması nedeniyle kambiyo senedi vasfı niteliğinde olduğu dikkate alındığında TTK’nun 4. maddesi gereğince eldeki dava mutlak ticari davadır. Fe’ri talebin işin aslına tabi olduğu dolayısıyla yukarıda belirtilen düzenlemeler dikkate alındığında, görevli mahkemenin de asliye ticaret mahkemesi olması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu uyuşmazlığın, mutlak ticari dava niteliğinde olduğu, uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesinin görevine girdiği” gerekçesiyle ve davaya Asliye Ticaret Mahkemesince bakılması gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiş, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, “Dava, 2004 Sayılı İİK’nın 89/3. maddesi gereğince davalı tarafa borçlu olunmadığının (menfi) tespiti istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra “Her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.” hükmü ile nispi ticari davaya ilişkin de düzenleme yapılmış olup; buna göre, tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlık konusu işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir.
İİK’nın 89/3. maddesinin, üçüncü cümlesi, “..İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur…” hükmünü içermektedir. Bu hükümde belirtilen mahkemenin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK’nın 235/1. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 12.04.2016 tarih ve 3568-6425 sayılı ve 17.12.2015 tarih ve 7065-17162 sayılı kararları, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. HD’nin 28.12.2022 tarih ve 2019/1811 Esas, 2022/2098 Karar sayılı kararı ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. HD’nin 10.11.2022 tarih ve 1569-1571 sayılı kararları da bu yöndedir.
Somut olayda, taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı gibi uyuşmazlık, davalı alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde, takip borçlusuna borçlu olduğu gerekçesiyle çıkarılan haciz ihbarnamelerine itiraz edilmemesi nedeniyle yedinde sayılan borçtan dolayı borçlu olmadığının tespiti istenmektedir.
Kayseri 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevsizlik kararında gerekçe olarak asıl borçlu hakkında başlatılan icra takibinin kambiyo evrakına dayanması, fer’i talebin işin aslına tâbi olması gerekçe gösterilmiş ise de; üçüncü kişinin açtığı menfi tespit davası, kambiyo senedine yahut kambiyo ilişkisine dayalı olarak açılan bir dava değildir. Kaldı ki üçüncü kişinin açmış olduğu menfi tespit davalarına istinaf incelemesi bakımından görevli Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi, 09.03.2021 tarih, 386-399 sayılı kararında; istinaf başvurusunda bulunan davalı vekilinin “davacı tarafça 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnamesine cevap verilmediğini, 89/3 haciz ihbarnamesinin tebliğinin ardından iş bu davayı açtığını, müvekkili aleyhine açılan davanın kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibine ilişkin menfi tespit davası olup, davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, bu hususta cevap dilekçesinde görev itirazında bulunulmasına karşın yerel mahkemece davanın ticari iş kaynaklı olmaması nedeniyle görev itirazının reddine karar verildiğini” ileri sürmüş ise de; “her ne kadar davalı vekilince öncelikle görev itirazında bulunulmuş ise de, uyuşmazlığın ticari iş olmaması nedeniyle görev itirazının yerinde olmadığı”na karar vererek Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen hükmün esasına ilişkin istinaf incelemesine geçerek, istinaf başvurusunu değerlendirmiştir. Dolayısıyla asıl borçlu hakkında başlatılan icra takibinin kambiyo evrakına dayalı olması, İİK’nın 89/3. maddesi gereğince üçüncü kişinin açtığı menfi tespit davasında görevli mahkemeyi etkilemeyecektir.
HMK’nun 2. maddesine göre; dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Öte yandan; 01.10.2011 tarihinden sonra açılan menfi tespit davaları için görevli mahkeme, HMK’nun 2. maddesi gözetildiğinde Asliye Hukuk Mahkemesidir. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, s.476)
Açıklanan nedenlerle; davaya bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesine ait olmayıp, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu” gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı vermiş, her iki karar da istinaf edilmeksizin kesinleşmiş olduğundan dosya merci tayini için dairemize gönderilmiştir.
Talep, merci tayinine ilişkindir.
Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası ile davalı alacaklı … Ltd Şti tarafından 22.500,00 TL bedelli çeke istinaden davalı … aleyhine toplam 24.763,56-TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, İ.İ.K.’nun 89/3. maddesine istinaden gönderilen haciz ihbarnamesi nedeniyle ihbarnameye muhatap olan davacı üçüncü kişi tarafından eldeki istirdat davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
İhbarnamenin gönderildiği icra takibi davalı alacaklı tarafından davalı borçlu …’a karşı kambiyo senedine istinaden yapılmış olup ticari iş niteliğindeki takip dosyasından gönderilen ihbarnameye karşı açılan menfi tespit ve istirdat davasının da ticaret mahkemesinde görülmesi gerekir. Yargıtay 19. HD’nin 2019/1500 E. ve 2019/4799 K. sayılı ilamı da bu yöndedir.
O halde, eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Bu nedenle, davaya bakmakla görevli mahkemenin Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşıldığından 6100 sayılı HMK’nın 21, 22 ve 23. maddeleri gereğince Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı yeri olarak belirlenmesine ve dosyanın yargı yeri olarak belirlenen mahkemeye gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)6100 sayılı HMK’nın 21, 22 ve 23. maddeleri gereğince Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
2-) Dosyanın yargı yeri olarak belirlenen mahkemeye gönderilmek üzere merci tayini talebinde bulunan mahkemeye iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-c maddesi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 17/03/2023