Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/374
KARAR NO: 2023/209
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/10/2022
NUMARASI: 2022/432 Esas 2022/790 Karar
DAVANIN KONUSU: Kıymetli Evraktan Kaynaklanan Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 24/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 24/02/2023
Yukarıda esas numarası yazılı dosya resen istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme neticesinde;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı …’nun kardeşi olan diğer davalı … arasında 33.000,00 TL’lik nakdi alacağa ilişkin teminat teşkil etmek üzere 33.000,00 TL bedelli, nakden ibareli teminat senedi düzenlendiğini, ancak bu senedin bedeli tutarındaki tüm borç müvekkil tarafından …’ya banka kanalıyla ödendiğini, tüm ödemeler tamamlanarak borç ödendikten sonra … kötü niyetli bir şekilde iş bu hükümsüz kalmış teminat senedinin tanzim ve ödeme tarihi kısımlarını mesnetsiz ve gerçeğe aykırı şekilde doldurmak suretiyle öz kardeşi olan davalı …’ya ciroladığı ve bedelsiz kalmış senedi kendisine ve diğer davalıya haksız kazanç sağlamak maksadıyla 07/08/2020 tarihinde takibe koyduğunu, dava konusu haksız takip sebebiyle müvekkilin telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı açıkça ortada olduğunu, takip konusu senede ilişkin borcun ödenmiş olması sebebiyle bedelsiz senede dayanarak açılan Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … esas sayılı takibin öncelikle ivedi ve takdiren teminatsız olarak durdurulmasını, kötü niyetli davalının takibe konu alacağın %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Kayseri 9. Asliye Ticaret Mahkemesince, Dava; kambiyo senedinden kaynaklanan icra takibi nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir. Mutlak ve nispi ticari davalar TTK’nun 4.maddesinde sayılmıştır. TTK’nun 5/1 maddesi ise “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” şeklinde düzenlenmiştir.Dosya incelendiğinde; Davacının isteminin icra takibine konu kambiyo senedi niteliğindeki bono nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine ilişkin olduğu, nakden ibareli teminat senedi düzenlendiği beyan edilmiş ise de senedin üzerinde teminat olarak verildiğine ilişkin bir kayıt bulunmadığı gibi bu hususta delil de sunulmadığı, Türk Ticaret Kanununun 4/1.maddesinde belirtildiği gibi Türk Ticaret Kanununda düzenlenmiş olan hususlardan doğan hukuk davalarının mutlak ticari dava sayıldığı nazara alındığında uyuşmazlığın mutlak ticari dava olduğu görülmüştür. Türk Ticaret Kanunu 5.maddesinin (3) (Değişik: 26/06/2012-6335/2 md.) fıkrası “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” şeklindedir. Bu nedenle araştırılacak başkaca hususun kalmadığı, davanın Ticaret Mahkemesinin görev alanına girdiği, benzer olayda Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22.Hukuk Dairesinin 2021/1546 esas – 2021/1959 karar sayılı kararının da bu yönde olduğu gerekçesiyle ve davaya Asliye Ticaret Mahkemesince bakılması gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiş, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, TTK’nın 4. maddesine göre; ticarî davaların iki grup altında incelenmesi mümkündür. Bunlar; tarafların sıfatına ve işin ticarî işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticarî sayılan davalar (mutlak ticari davalar) ile her iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğan davalar (nispi ticari davalar)dır.Mutlak Ticari Dava; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticari nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde a ve f bentlerinde 6 bent halinde sayılan dava türleri mutlak ticari davadır. İpotek, TTK’da düzenlenmeyip, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmesi nedeni ile davanın mutlak ticari dava olmadığı anlaşılmıştır.Nisbi ticari dava ise; her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nisbi ticari dava olarak adlandırılmaktadır.TTK’nın gerekçesinde; ticari davalar ile ticari olmayan hukuk davalarını ayırmada kullanılan kıstasın “bir yandan her iki tarafın tacir sıfatı ve uyuşmazlığın konusunu teşkil eden işin bu sebepten dolayı ticari sayılması keyfiyeti, diğer yandan tarafların sıfatına bakılmaksızın sadece işin ticari mahiyeti” olduğu açıklanmıştır…. Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün … tarih … sayılı cevabi yazısında; davacı …’in potansiyel mükellef olduğu, yazı tarihi itibariyle şahsına ait herhangi bir mükellefiyet kaydı ve ortaklık bilgisi bulunmadığının bildirildiği görüldü.
… Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün … tarih … sayılı cevabi yazısında; davalı …’nun gelir vergisi mükellefi olup, karayolu ile şehirler arası yük taşımacılığı işi yaptığı, 04/02/2013-01/11/2016 tarihleri arasında faaliyet gösterdiği, bilanço esasına göre defter tuttuğu ve birinci sınıfı tüccar olduğunun bildirildiği görüldü…. Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün … tarih … sayılı cevabi yazısında; davalı …’nun 22/11/2000-04/07/2003 tarihleri arasında vergi mükellefiyet kaydı bulunduğu, işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu, 2015 takvim yılında adı geçenin mükellefiyet kaydının bulunmaması nedeniyle ilgili yıla ilişkin bilgi verilemediğinin bildirildiği görüldü.Bu anlamda bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur. Davanın taraflarının incelenmesinde; davacının ve davalı …’nun tacir olmadığı, dolayısı ile eldeki davanın nispi ticari dava olmadığı görülmektedir.TTK’nın 5. maddesine göre aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, Asliye Ticaret Mahkemesi, ticari davalara bakmakla görevlidir. Dava konusu uyuşmazlık mutlak veya nısbi ticari dava niteliğinde olmadığından, mahkememizin görevi içine girmemektedir. Uyuşmazlığın ticari dava olmaması ve Borçlar Kanunu’ndan doğması nedeniyle genel görevli mahkeme olan Kayseri 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin bu davanın yargılamasını yapmakla görevli olduğu gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı vermiş, her iki karar da istinaf edilmeksizin kesinleşmiş olduğundan dosya merci tayini için dairemize gönderilmiştir. Talep, merci tayinine ilişkindir. Davacılar vekilinin, taraflar arasında teminat senedi düzenlendiği, davacı tarafça teminat senedi bedelinin davalı …’ya ödenmesine rağmen davalı …’ya cirolanarak haksız kazanç sağlamak amacıyla takibe konulduğu iddiasıyla eldeki davanın açıldığı, icra takibine konulan bonoda teminat senedi olarak düzenlendiğine ilişkin herhangi bir ibarenin yer almadığı anlaşılmaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmış, maddenin (a) bendinde bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ile çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve çekişmesiz yargı işi sayılacağı belirtilmiştir. Diğer yandan, aynı Kanunun 670 ve devamı maddelerinde “Kambiyo Senetleri”ne ilişkin hükümler düzenlenmiş olup 30.06.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve 6102 sayılı TTK’nın 4 ve 5. maddelerinde değişiklik öngören 6335 sayılı Kanun gereğince açıkça bu tür işlerde ticaret mahkemesi yetkili kılınmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık kambiyo senedi niteliğindeki bonodan kaynaklanmış olduğuna göre, eldeki dava ticari dava niteliğindedir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 13/12/2018 tarih, 2018/1682 E. ve 2019/6606 K. sayılı ilamı da bu yöndedir.Yine Yargıtay 19.H.D.’nin 2016/8178 E. 2017/2429 K.sayılı ilamında;”Dava çekten dolayı borçlu bulunulmadığının tespitine ilişkindir. Mahkemece çekin zorunlu unsurlarından olan keşide yeri ve tarihi bulunmadığından kambiyo senedi vasfında olmadığı ve taraflarında tacir olmadığı belirtilerek, ticari dava niteliği bulunmadığı gerekçesiyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmişse de; davaya konu çekin incelenmesinde keşide yeri ve tarihinin bulunduğu dolayısıyla çekin yasal unsurlarının tam olduğu anlaşılmakla TTK’ nun 4. maddesi uyarınca davaya bakma görevinin ticaret mahkemelerine ait olması nedeniyle mahkemece yargılamaya devam olunarak bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” denilmek ve yine aynı dairenin 2016/4718 E. 2017/2573 K. sayılı ilamında da;”Dava kambiyo senedi niteliğinde olan çeke dayalı olarak girişilen kambiyo senetlerine mahsus takip nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir.Davalı savunmasında taraflar arasında düzenlenen protokolün dava konusu çeki kapsamadığını savunmuştur.Davalı tarafça dava konusu çek sebebe bağlanmamış olduğundan somut olayda çek yönünden TTK.’nunda düzenlenmiş olan kambiyo hukuku hükümlerinin tartışılıp değerlendirilmesi gereklidir.Hal böyle olunca somut olay bakımından davanın TTK.’nun 4. ve 5. maddeleri uyarınca mutlak ticari dava olduğu ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gözetilmeden yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.” denilmek suretiyle benzer durumlarda Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiştir.O halde, eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Bu nedenle, davaya bakmakla görevli mahkemenin Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşıldığından 6100 sayılı HMK’nın 21, 22 ve 23. maddeleri gereğince Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı yeri olarak belirlenmesine ve dosyanın yargı yeri olarak belirlenen mahkemeye gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)6100 sayılı HMK’nın 21, 22 ve 23. maddeleri gereğince Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
2-) Dosyanın yargı yeri olarak belirlenen mahkemeye gönderilmek üzere merci tayini talebinde bulunan mahkemeye iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-c maddesi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 24/02/2023