Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2565
KARAR NO: 2023/1643
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/10/2023
NUMARASI: 2023/895 Esas 2023/927 Karar
DAVANIN KONUSU: Kazanç Kaybı İddiasına Dayalı Tazminat
KARAR TARİHİ: 13/12/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 13/12/2023
Yukarıda esas numarası yazılı dosya resen istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıya ait ve davacının idaresindeki … plakalı araç ile davalı …’a ait ve davalının idaresindeki … plakalı aracın … tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, davalı araç sürücüsünün tamamen kusurlu olduğunu, kaza nedeniyle davacıya ait aracın onarım işlemleri boyunca davacının aracını kullanamadığını, davacının mezkur aracın maliki ve işleteni olduğunu, kaza gören aracını aynı zamanda ticari işleri için de kullandığını, onarım süresince kazancından mahrum kaldığını, büyük zarara uğradığını bildirerek davacıya ait araçta oluşan kazanç kaybına ilişkin olarak 100,00 TL kazanç kaybı bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Kayseri 12. Asliye Hukuk Mahkemesince; “Somut olayda kazanç kaybı talep edilen davacıya ait … plakalı aracın ticari/yolcu nakli amaçla kullanıldığı, davalıya ait aracın da ticari/yolcu nakli niteliğinde olduğu, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunmasına göre dava konusu uyuşmazlığın ticari dava niteliğinde olduğu, görevli mahkemenin de asliye ticaret mahkemesi olması gerektiği anlaşılmıştır. ” gerekçesiyle Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin karar verilmiştir.
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesince; “…Bir davanın ticaret mahkemesinde görülme koşulları kanunda açıkça bellidir. Dava konusu aracın ticari nitelikte olması onun ticaret mahkemesi görevli hale getirmez, kanunda belirlenen şartları oluşması gerekmektedir. Taraflar tacir olmadığı anlaşılmakla görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir…. ” gerekçesiyle Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna dair karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Talep, merci tayinine ilişkindir.Kayseri 12. Asliye Hukuk Mahkemesince, davalıya ait aracın ticari nitelikte olduğu, uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olduğu gerekçesiyle davaya Asliye Ticaret Mahkemesince bakılması gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiş, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, dava konusu aracın ticari nitelikte olmasının ticaret mahkemesini görevli hale getirmeyeceği, tarafların tacir olmadığı gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı vermiş, her iki karar da istinaf edilmeksizin kesinleşmiş olduğundan dosya merci tayini için dairemize gönderilmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.Türk Ticaret Kanununun 3. maddesinde ise, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlemesi getirilmiştir.TTK’nın 14. maddesine göre “Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Kanunun 17. maddesisinde de; “iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3’üncü maddesinde; Esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tâbi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak ifade edilmiştir. Ayrıca TTK’nın 1463. maddesinde de, önce 17. maddeye gönderme yapılarak, Bakanlar Kurulunun bu konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardan aşağı gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiç kimse kanunun 17. maddesinde tarif edilen esnaftan sayılamaz denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağı açık bir biçimde gösterilmiştir.
19.02.1986 tarih ve 19024 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 25.01.1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile TTK’nın 1463. maddesine göre esnaf ve küçük sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına dair esaslar tespit edilmiştir. Buna göre; 1- Koordinasyon kurulunca tespit ve yayınlanacak esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil olup da gelir vergisinden muaf olanlar ile kazançları götürü usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre, defter tutanlardan iktisadi faaliyetleri nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmalarına dayanan ve kazançları ancak geçimlerini sağlamaya yetecek derecede az olan ve Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinin birinci fıkrasının 1 ve 3 nolu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve küçük sanatkar, 2- Vergi Usûl Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci madde de belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmıştır.Vergi Usul Kanununun 177. maddesinde “Birinci Sınıf Tüccarlar” sayılmış olup bu maddedeki birinci sınıf tacirlerle ilgili şartları taşımayanlar ise ikinci sınıf tacir sayılırlar. İkinci sınıf tacirler ise ticari işletme hesabına göre defter tutarlar.
Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlar ile bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukukî işlemin veya fiilin olması gerekir.
Dosyada mevcut bilgi ve belgeler dikkate alındığında; davacının işletme hesabına göre defter tuttuğu, davalının ise; birinci sınıf tüccar hadlerinde olduğu, esnaf işletmesi hadlerini aştığı anlaşılmıştır. Ayrıca dava konusu aracın minibüs vasfında ticari araç olmasının Ticaret Mahkemesini görevli hale getirmeyeceği de açıktır.
Bu nedenle, davaya bakmakla görevli ve yetkili mahkemenin Kayseri 12. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşıldığından 6100 sayılı HMK’nın 21, 22 ve 23. maddeleri gereğince Kayseri 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yargı yeri olarak belirlenmesine ve dosyanın yargı yeri olarak belirlenen mahkemeye gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) 6100 sayılı HMK’nın 21, 22 ve 23. maddeleri gereğince Kayseri 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
2-) Dosyanın yargı yeri olarak belirlenen mahkemeye gönderilmek üzere merci tayini talebinde bulunan mahkemeye iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-c maddesi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 13/12/2023