Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2023/2170 E. 2023/1492 K. 22.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/2170
KARAR NO: 2023/1492
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/09/2023
NUMARASI: 2023/825 Esas 2023/769 Karar
DAVANIN KONUSU: Elatmanın Önlenmesi, Ecrimisil
KARAR TARİHİ: 22/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 22/11/2023
Yukarıda esas numarası yazılı dosya resen istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’in eşi ve murisi …’in üyesi bulunduğu … Yapı Kooperatifine üyeliği devam ederken kendisine şu anda …’in kiracı … kiralayan sıfatıyla işgal ettikleri … ili … ilçesi … Mah. … Mevkii … pafta … ada … parselde kayıtlı …’in adresi olarak bildirilen ve kooperatifçe inşa ettirilen binadaki … nolu dairenin tahsis edildiğini, daha sonra kooperatif yönetimince müvekkilinin murisi …’in ihraç edildiği ve ihraçla ilgili dava devam ederken Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesince ihtiyati tedbir kararı verildiğini, dairenin henüz tapusunun alınmadığını, ihraç kararı kesinleşmediği sürece üyelikten doğan borçların devam ettiğini, dolayısıyla müvekkiline tahsisli dairenin bir başkasına tahsisinin taahhüt edilmesi veya fiilen tahsis edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalıların ihtara rağmen devam eden müdahalelerinin menine, işgalcinin daireden tahliyesi ile dairenin müvekkiline teslimine işgalin başladığı 30/03/2018 tarihinden dava tarihine kadar işlemiş ve birikmiş 25.000 TL ecrimisilin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Kayseri 9. Asliye Hukuk Mahkemesince; “Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Yukarıda açıklandığı üzere dava kooperatif üyeliğinden kaynaklanan el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkin olup davaya bakmakla görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu (bkz aynı yönde Kayseri BAM 6. HD. 2021/1693 E. 2021/1770 K. Sayılı ilamı) anlaşılmıştır. Görevin kamu düzeninden olması, yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerektiği hususu dikkate alınarak mahkememizce görevsizlik kararı vermek gerekmiş ve görevli mahkemenin Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle Ticaret Mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin karar verilmiştir.Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesince; “Dosya kapsamına göre; eldeki dava, TTK’da düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığı gibi tarafların tacir olmadığı da gözetildiğinde, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilişkili olmadığından nispi ticari dava da değildir. Bu nedenle, davaya bakmakla görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi değil, 6100 sayılı HMK’nun 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesidir. 6335 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten sonra mahkememiz ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi haline getirildiği, görev ilişkin usul hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, görevin kamu düzeniyle ilgili olduğu, HMK’nun 115. ve 138. maddeleri gereği mahkemenin görev hususunu kendiliğinden araştırmakla yükümlü olduğu ve davanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebileceği dikkate alındığında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle Kayseri 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna dair karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Talep, merci tayinine ilişkindir.Kayseri 9. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın kooperatif üyeliğinden kaynaklanan el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkin olduğu gerekçesiyle davaya Asliye Ticaret Mahkemesince bakılması gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiş, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ise eldeki davanın mutlak ticari davalardan olmadığı gibi tarafların tacir olmadığı, davanın her iki tarafın da ticari işletmesiyle alakalı olmadığı gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı vermiş, her iki karar da istinaf edilmeksizin kesinleşmiş olduğundan dosya merci tayini için dairemize gönderilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili …’in eşi ve murisi …’in üyesi bulunduğu… Yapı Kooperatifine üyeliği devam ederken kendisine şu anda …’in kiracı … kiralayan sıfatıyla işgal ettikleri … ili … ilçesi … Mah. … Mevkii … pafta … ada … parselde kayıtlı …’in adresi olarak bildirilen ve kooperatifçe inşa ettirilen binadaki … nolu dairenin tahsis edildiğini, daha sonra kooperatif yönetimince müvekkilinin murisi …’in ihraç edildiği ve ihraçla ilgili dava devam ederken Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesince ihtiyati tedbir kararı verildiğini, dairenin henüz tapusunun alınmadığını, ihraç kararı kesinleşmediği sürece üyelikten doğan borçların devam ettiğini, dolayısıyla müvekkiline tahsisli dairenin bir başkasına tahsisinin taahhüt edilmesi veya fiilen tahsis edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalıların ihtara rağmen devam eden müdahalelerinin menine, işgalcinin daireden tahliyesi ile dairenin müvekkiline teslimine işgalin başladığı 30/03/2018 tarihinden dava tarihine kadar işlemiş ve birikmiş 25.000 TL ecrimisilin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.Mahkemelerin görevi dava şartı olduğundan, uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için öncelikle göreve ilişkin yasal düzenlemelerin açıklanmasında yarar vardır.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) yürürlüğe girdiği 01/11/2011 tarihinden sonra 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 5. maddesinde 6335 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmış ve ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olmasının yanında HMK’nun 114. maddesinde açıkça dava şartı olarak düzenlenmiş olduğundan, mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay’ca re’sen dikkate alınması gerekir.Ticaret mahkemelerinin görevi TTK’nun 5. maddesinde düzenlenmiş ve maddenin 1. bendinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” denilmiştir.
Bir davanın ticari dava olup olmadığı ise TTK’nun 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmekte olup bu maddeye göre:
“(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.”
Bu düzenlemeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent hâlinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK’da düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar TTK’nun 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nun 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nun 4/1. maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmez.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Değişiklik Yapılmasına Dair 6335 Sayılı Kanunun 2. Maddesi ile değişik TTK’nun 5. maddesinin 3. fıkrası ile Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü itirazından çıkarılmış, görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
HMK’nun 114. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre, görev dava şartıdır. Aynı Kanunun 115/1. maddesi gereği mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. HMK’nun 138. maddesine göre, mahkeme dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebilir.
Dosya kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; … ili … ilçesi … Mah. …Mevkii … pafta … ada … parselde kayıtlı ve dava dışı kooperatifçe inşa ettirilen binadaki … nolu dairenin davacının murisi …’e tahsis edildiği, sonrasında muris …’in kooperatif üyeliğinden ihraç edildiği ve … numaralı dairenin davalı …’ya tahsis edildiği, davacının murisinin ihracı sonrası Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce dava dışı … Yapı Kooperatifi ile ihraca yönelik davanın devam etmesi nedeniyle ihraç kararı kesinleşmeden davalının taşınmazı işgal ettiğinden bahisle davalının taşınmazael atmasının önlenmesini ve ecrimisil ödenmesini talep edip edemeyeceği noktasında toplanmakta olup eldeki dava, TTK’da düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, tarafların tacir olmadığı da gözetildiğinde, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili de olmadığından nispi ticari dava da değildir. Bu nedenle, davaya bakmakla görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi değil, 6100 sayılı HMK’nun 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Bu nedenle, davaya bakmakla görevli ve yetkili mahkemenin Kayseri 9. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşıldığından 6100 sayılı HMK’nın 21, 22 ve 23. maddeleri gereğince Kayseri 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yargı yeri olarak belirlenmesine ve dosyanın yargı yeri olarak belirlenen mahkemeye gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) 6100 sayılı HMK’nın 21, 22 ve 23. maddeleri gereğince Kayseri 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
2-) Dosyanın yargı yeri olarak belirlenen mahkemeye gönderilmek üzere merci tayini talebinde bulunan mahkemeye iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-c maddesi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 22/11/2023