Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2023/1112 E. 2023/768 K. 02.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1112
KARAR NO: 2023/768
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/04/2023
NUMARASI: 2022/1409 Esas 2023/329 Karar
DAVANIN KONUSU: Haksız Fiilden Kaynaklanan Tazminat
KARAR TARİHİ: 02/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 02/06/2023
Yukarıda esas numarası yazılı dosya resen istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme neticesinde;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlunun, müvekkil şirket… AŞ’ye olan borcunu ödememesi sebebiyle 01.10.2020 tarihinde Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile 28.359,54 TL asıl alacak, 3.388,02 TL gecikme bedeli, 609,84 TL gecikmenin KDV’si ve 278,87 TL işlemiş faiz olmak üzere 32.636,27 TL takip çıkışı ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faiz, icra giderleri ve icra vekâlet ücreti ile birlikte alacağının tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun takibe itiraz ettiği, takibin icra müdürlüğü tarafından 19.10.2020 tarihinde durdurulduğu, borçlunun itirazı tarafımıza tebliğ olmadığından süresi içerisinde iş bu davayı açma zorunluluğu doğduğu, takibin davalının müvekkil şirkete olan kaçak elektrik kullanım borcunu ödememesi üzerine yapıldığı, davalı ödeme emrinde gösterilen borcunu ödemediği, ödediğine dair belge sunamadığı, davalı borçlunun söz konusu icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ederek takibin durmasına sebep olduğu, davaya ve icra takibine konu alacağın kaçak/usulsüz elektrik kullanım tespit tutanağının bir suretinin borçluya verilmesi ile borçlu tarafından öğrenildiği, söz konusu tutanaklarda görevli personelin imzası bulunduğunu, davalının kaçak elektrik kullandığı tutanak ile sabit olup müvekkile karşı borçlu olduğunu, davalı borçlu, Kayseri İli, … adresinde bulunan tarımsal sulama tesisinde kaçak elektrik kullandığı, davalı hakkında müvekkil şirket tarafından 31.01.2020 tarihinde kaçak elektrik kullanımı nedeniyle tespit tutanağı düzenlendiği, bu tespit tutanaklarına istinaden müvekkil şirketin tahakkuk birimince 32.636,27 TL kaçak elektrik bedeli belirlendiği, icra takibini uzatmak, müvekkilin alacağını akamete uğratmak maksadıyla borca itiraz ettiğini, davalarının kabulüne, davalı borçlunun kayseri genel icra müdürlüğü … e. sayılı dosyasında ileri sürdüğü itirazlarının iptaline ve duran icra takibinin devamına ve takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, yapılan itiraz haksız, yersiz ve kötü niyetli olduğundan alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkâr tazminatının davalıdan alınarak müvekkile verilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Bünyan Asliye Hukuk Mahkemesince; “Dava ve uyuşmazlığın konusu, kaçak elektrik kullanımından kaynaklanan alacak için yapılan ilamsız icra takibine itiraz edilmesi ve takibin durması nedeniyle İİK 67. maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkememizce tarafların gösterdikleri tüm deliller toplanmış, ibraz olunan ve toplam tüm delillerin birbirleriyle bağlantısı kesilmeden değerlendirilmesi yapılmıştır.Davacı vekilince ibraz edilen dava dilekçesinde de bahsedildiği üzere davalının tarımsal sulama tesisinin bulunduğu, davacı kurumdan celp edilen bilgi ve belgelere göre davalının ticarethane abone grubuna dahil olduğu, bu nedenle dava konusu işin mahiyeti gereğince görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu kanaati hasıl olmuştur. Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 07.07.2021 tarih ve 608 numaralı kararında Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün, yeni kurulan (Alanya, Aydın, Balıkesir, Diyarbakır, Manisa, Muğla, Sakarya ve Tekirdağ) asliye ticaret mahkemeleri ile mevcut bulunan (Adana, Ankara, Ankara Batı, Antalya, Bakırköy, Bursa, Denizli, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Gebze, İskenderun, İstanbul, İstanbul Anadolu, İzmir, Karşıyaka, Kayseri, Kocaeli, Konya, Mersin, Samsun, Şanlıurfa ve Trabzon) asliye ticaret mahkemeleri yargı çevrelerinin belirlenmesi teklifine ilişkin 30.06.2021 tarihli ve E.21646783-668/13369 sayılı yazısı görüşülerek Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Kayseri ilinin mülki sınırları olarak belirlenmesine, iş bu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilmiş olduğu, iş bu davanın 15/12/2021 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesi Sıfatıyla açıldığı, HMK’nın 1. Maddesine göre mahkemelerin görevinin ancak kanun ile düzenleneceği, göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu, görev hususunun resen gözönünde bulundurulması gerektiği, 01/09/2021 tarihi itibariyle Bünyan Asliye Hukuk Mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatının kaldırıldığı, bu durumda bu tarihten sonraki bütün dosyalara bu sıfatla bakılamayacağı, bu nedenle mahkemenin görevsiz olduğu, görevli ve yetkili mahkemenin Kayseri Nöbetçi Asliye Ticaret mahkemesi olduğu,” gerekçesiyle ve davaya Asliye Ticaret Mahkemesince bakılması gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiş,Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesince ise; “Bünyan Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davalının tacir olup olmadığı sorulmuş, yazı cevabı dosyamız arasına alınmıştır. Bünyan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevsizlik kararında gerekçe olarak, Davacı vekilince ibraz edilen dava dilekçesinde de bahsedildiği üzere davalının tarımsal sulama tesisinin bulunduğu, davacı kurumdan celp edilen bilgi ve belgelere göre davalının ticarethane abone grubuna dahil olduğu, bu nedenle dava konusu işin mahiyeti gereğince görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu, alacağın niteliği, tarafların sıfat ve konumu göz önüne alındığında, uyuşmazlığın ticarî dava niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır. TTK’nın 4. maddesine göre; ticarî davaların iki grup altında incelenmesi mümkündür. Bunlar; tarafların sıfatına ve işin ticarî işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticarî sayılan davalar (mutlak ticari davalar) ile her iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğan davalar (nispi ticari davalar)dır. Mutlak Ticari Dava; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticari nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde a ve f bentlerinde 6 bent halinde sayılan dava türleri mutlak ticari davadır. Nisbi ticari dava ise; her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nisbi ticari dava olarak adlandırılmaktadır.TTK’nın gerekçesinde; ticari davalar ile ticari olmayan hukuk davalarını ayırmada kullanılan kıstasın “bir yandan her iki tarafın tacir sıfatı ve uyuşmazlığın konusunu teşkil eden işin bu sebepten dolayı ticari sayılması keyfiyeti, diğer yandan tarafların sıfatına bakılmaksızın sadece işin ticari mahiyeti” olduğu açıklanmıştır.Bu anlamda bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.Bünyan Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün … tarihli cevabi yazısından, davalı …’nın 10/06/2006 tarihinde basit usul mükellef olarak işe başlamış ve halen basit usulde kaydı olan faal mükellef olduğu, basit usul mükellef olduğundan 1. Veya 2. Sınıf tacir ayrımına dahil olmadığı Vergi Usul Kanunu gereği defter tutmadığı ve beyanname vermediği ve 2. sınıf tüccarlara (esnaf) ilişkin hükümlere tabi olduğu anlaşılmıştır.
İkinci sınıf tüccar, tacir sayılmamaktadır. Davalının tacir olmaması nedeni ile eldeki davanın nispi ticari dava olmadığı görülmüştür. Bu nedenle somut uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca HMK 2. maddesi gereği genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle; davaya bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesine ait olmayıp, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu” gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı vermiş, her iki karar da istinaf edilmeksizin kesinleşmiş olduğundan dosya merci tayini için dairemize gönderilmiştir.
Talep, merci tayinine ilişkindir.
Somut olayda, dosyada mevcut tutanak kapsamından da anlaşılacağı üzere, kaçak ve usulsüz elektrik tutanağının düzenlendiği tarihten önce davacı şirket ile davalı arasında ticarethane elektrik aboneliği tesis edilmiştir. Taraflar arasında kurulan bu abonelik ilişkisi sözleşme niteliğinde olup davacının söz konusu sözleşme ilişkisine dayanarak ve sözleşmeye aykırılık iddiasıyla oluşan zararının giderilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır.
O hâlde sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığın, haksız fiil kurallarına göre değil, sözleşme hukuku çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği kuşkusuzdur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21/02/2018 tarih, 2017/3-1001 esas ve 2018/245 karar sayılı ilamı da bu yöndedir.
Hal böyle olunca, Asliye Ticaret Mahkemeleri bu uyuşmazlığı çözmekle görevli olup eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Bu nedenle, davaya bakmakla görevli mahkemenin Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşıldığından 6100 sayılı HMK’nın 21, 22 ve 23. maddeleri gereğince Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı yeri olarak belirlenmesine ve dosyanın yargı yeri olarak belirlenen mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)6100 sayılı HMK’nın 21, 22 ve 23. maddeleri gereğince Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
2-)Dosyanın yargı yeri olarak belirlenen mahkemeye gönderilmek üzere merci tayini talebinde bulunan mahkemeye iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-c maddesi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.