Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/716
KARAR NO: 2022/799
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/01/2022
NUMARASI: 2021/263 Esas 2022/84 Karar
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil
KARAR TARİHİ: 31/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 31/05/2022
Yukarıda esas numarası yazılı dosya resen istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …’in … Konut Yapı Kooperatifinin üyesi olduğunu, ödemelerini geç yatırmış olsa da üye aidatlarını ödediğini, davacının 13/02/2000 tarihinde noter huzurunda yapılan çekilişle dairesi belli olan …’ın …’a devri sonrası …’tan hissesini aldığını ve kendisine teslim edilen dairede oturduğunu, üyelik aidatlarını ödeyen davacının kooperatif yönetimi tarafından 2009 yılında yapılan genel kurul sırasında kesin hesap çıkarılmaksızın istenilen ara ödemeleri vermeyen tüm üyeleri ihraç etmeye çalıştığını, davacının kooperatif yönetimince keyfi bir şekilde üyelikten ihraç edildiğini, bu ihraç işlemine karşılık Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/34 E sayılı dosyası ile açılan ihracın iptali davasının devam ettiğini, bu arada davacı tarafından üye aidatlarının yatırılmaya devam ettiğini, Ana Tüzüğün 14.maddesi ve Kooperatifler Kanununa üyelikten ihraç konulu maddesine göre ”üyeliğine son verilen üyelik hakları ihraç davası sonuna kadar devam eder.” denildiğini, davacının üyeliği fiilen sona ermemişken dairesinin davalı yönetim tarafından tanımadığı … isimli bir kişiye satıldığını, burada daireyi alan şahıs ve yönetim aralarında muvazaalı bir satış gerçekleştirdiklerini, tarafların tamamen kötüniyetli olduğunu, davacının üyeliği devam ederken kooperatif yönetimi ve alıcı kanuna karşı hile yoluna başvurduklarını ileri sürerek Kayseri İli, … İlçesi, … … ada .. parsel … Bağ Böl. 8’de … adına kayıtlı daire üzerine ihtiyati tedbir konulması, kooperatif yönetim kurulunun davacıya ait dairesinin devrine ait işlemlerin iptaliyle adına kayıt edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesince; “Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21/11/2017 tarih ve 2016/38 E – 2017/795 K sayılı kararının incelemesinde, Birleşen Kayseri 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/409 E sayılı dosyası yönünden davanın kabulü ile, davalı kooperatif yönetim kurulunun davacı … hakkında aldığı 27/02/2010 tarihli ve … nolu İhraç Kararının iptaline karar verildiği, kararın 07/03/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.Mahkememizden verilen 23/01/2019 tarih ve 2012/206 Esas 2019/45 sayılı kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 06/11/2019 tarih ve 2019/1041 E – 2019/1819 K sayılı kararı ile kaldırılmakla, dosya mahkememizin 2019/642 Esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.Feri müdahil … 18/06/2020 tarihli dilekçesi ile davaya feri müdahil olarak katılmayı talep ettiği, 19/06/2020 tarihinde feri müdahilin talebinin kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararına dayalı tapu iptali ve tescil talebine yöneliktir.Tüm dosya kapsamına göre; Uyuşmazlık 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’ndan kaynaklanmaktadır. Anılan Kanun’un 99/1. maddesinde, bu yasada düzenlenen hususlardan doğan hukuk davalarının tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılacağı belirtilmiştir. Bu durumda söz konusu uyuşmazlıkla ilgili davada görevli mahkemeler ticaret mahkemeleri olması sebebiyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2017/170 Esas ve 2020/1408 Karar)” gerekçesiyle Kayseri Asliye Ticret Mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin karar verilmiştir.Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesince; “Dosya kapsamı dikkate alındığında, 6100 sayılı HMK’nun geçici 1. maddesindeki bu kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmaz denildiği, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 26/06/2012 tarihinde yürürlüğe giren 5/3. Maddesinde Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup bu durumda göreve ilişkin usül hükümleri uygulanır denildiği, eldeki davanın ise 1086 sayılı hukuk usülü muhakemeleri kanunun yürürlükte bulunduğu 12/11/2010 tarihinde açıldığı, bu kanuna göre görev hususunun ilk itiraz olduğu davalılarca göreve yönelik ilk itirazda bulunulmadığı, bu sebeple Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli hale geldiği anlaşılmakla; davaya bakmaya Kayseri Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olması ve Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddesi gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, HMK 21. maddesi gereğince iş bu kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında olumsuz görev uyuşmazlığı olması nedeniyle görevli mahkemenin tayini (merci tayini) için dava dosyasının Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” gerekçesiyle Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna dair karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Talep, merci tayinine ilişkindir.Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’ndan kaynaklandığı, anılan Kanun’un 99/1. maddesinde, bu yasada düzenlenen hususlardan doğan hukuk davalarının tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılacağı gerekçesiyle davaya Asliye Ticaret Mahkemesince bakılması gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiş, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, açılan davanın davalılarca göreve yönelik ilk itirazda bulunulmadığı, bu sebeple Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli hale geldiği gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı vermiş, her iki karar da istinaf edilmeksizin kesinleşmiş olduğundan dosya merci tayini için dairemize gönderilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan TTK hükümlerine göre, müstakil ticaret mahkemesi bulunan yerlerdeki ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki (görev değil) işbölümüne ilişkindir. İşbölümü itirazı yalnız ilk itiraz olarak ileri sürülebilir. (6762 sayılı TTK’nın 5. m., HUMK. 187), ilk itiraz olarak ileri sürülmeyen işbölümü itirazının mahkemece kabul edilmemesi gerekir. İşbölümü itirazının uygun bulunması halinde mahkemece dava dosyasının ilgili mahkemeye gönderilmesine karar verilir. Gönderme kararı nihai bir karardır. Mahkeme bu karar ile davadan elini çeker. Gönderme kararı ile dava sona ermeyeceğinden temyizi kabil kararlardan değildir. Gönderme kararı usûlüne uygun şekilde verilmesi halinde (ilk itiraz olarak ileri sürülmesi ve mahkemece uygun görülmesi) gönderilen mahkemeyi bağlar ve gönderilen mahkeme bu davaya bakmak zorundadır. Ancak, gönderilen mahkemenin davaya bakma zorunluluğu iş bölümü itirazının ilk mahkemede süresinde yapılması hali ile sınırlıdır.TTK’nın 5/1. maddesinde, “Aksine hüküm olmadıkça dava olunan şeyin değerine göre asliye hukuk veya sulh hukuk mahkemesinin ticari davalara dahi bakmakla vazifeli olduğu, 5/3 maddesinde, “Bir davanın ticari veya hukukî mahiyeti itibariyle iş sahasına girip girmediğinin yalnızca iptidai itiraz şeklinde taraflarca dermeyan olunabileceği,” 5/son maddesinde ise, “vazifesizlik sebebiyle dava dilekçesinin reddi halinde yapılacak muamelelere ve bunların tâbi oldukları müddetlere dair usûl hükümleri iş sahasına ait iptidai itirazın kabulü halinde de tatbik olunur” hükümlerine yer verilmiştir.
Yine, TTK’nın 5. maddesinde, ikinci fıkrada yazılı hallerde, münhasıran iki tarafın arzularına tâbi olmayan işler hariç olmak üzere, bir davanın ticari veya hukuki mahiyet itibariyle mahkemenin iş sahasına girip girmediği yalnız iptidai itiraz şeklinde taraflarca dermeyan olabileceği hüküm altına alınmıştır. Münhasıran iki tarafın arzusuna tâbi olmayan işlerle ilgili davalara mutlaka kanunda gösterilen mahkemelerde bakılır ve bu davalara ilişkin işbölümü itirazı ilk itiraz değildir. Bu davalar, tarafların sulh olamayacakları ve üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri davalardır. İflas davaları ticaret mahkemesi bakımından münhasıran iki tarafın arzusuna tâbi olmayan davalardandır. Bu davalara ilişkin işbölümü itirazının ilk itiraz olarak ileri sürülmesi şart değildir. Taraflar yargılama bitinceye kadar işbölümü itirazında bulunabilirler. Mahkeme de davanın her aşamasında kendiliğinden ve dava dosyasının işbölümüne sahip mahkemeye gönderilmesine karar verir. (Baki Kuru HUMK 6. baskı sh. 715)
Buna göre mahkemece sadece münhasıran iki tarafın arzularına tâbi olmayan işlerde yani tarafların sulh olamayacakları ve üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri davalarda işbölümü itirazının ilk itiraz olarak ileri sürülmesi şart değildir. Bu davalar dışındaki ikinci fıkrada yazılı hallerde bir davanın ticari veya hukukî mahiyet itibariyle mahkemenin iş sahasına girip girmediği yalnız iptidai itiraz olarak ileri sürülebilir.Her ne kadar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile birlikte asliye hukuk mahkemeleri ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüşmüş ise de, aynı Kanunun 9/1. maddesine göre “Bu Kanunun göreve ilişkin hükümleri, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalarda uygulanmaz. Bu davalar, açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan Kanun hükümlerine tâbidir.”
Somut olayda; her ne kadar eldeki dava, Kooperatifler Kanununun 99/1. maddesi gereğince ticari dava ise de, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan Türk Ticaret Kanununa göre, asliye hukuk ve asliye ticaret mahkemesi arasındaki ilişki görev değil, iş bölümü ilişkisidir. Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesince süresinde işbölümü itirazında bulunulmadığından dolayı kendiliğinden görevsizlik kararı veremeyeceğinden davanın, ilk açıldığı Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Bu nedenle, davaya bakmakla görevli ve yetkili mahkemenin Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşıldığından 6100 sayılı HMK’nın 21, 22 ve 23. maddeleri gereğince Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yargı yeri olarak belirlenmesine ve dosyanın yargı yeri olarak belirlenen mahkemeye gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) 6100 sayılı HMK’nın 21, 22 ve 23. maddeleri gereğince Kayseri 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
2-) Dosyanın yargı yeri olarak belirlenen mahkemeye gönderilmek üzere merci tayini talebinde bulunan mahkemeye iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-c maddesi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.31/05/2022