Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/565
KARAR NO: 2022/642
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/12/2021
NUMARASI: 2021/791 Esas- 2021/1210 Karar
DAVANIN KONUSU: Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ: 10/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 10/05/2022
Yukarıda esas numarası yazılı dosya resen istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı … marka 1991 model otomobil ile 14.09.2015 tarihinde saat 06.40 sularında ikamet etmekte olduğu … Mahallesinden Pınarbaşı’na doğru yola çıktığını, aracın ön koltuğunda, şoför koltuğunun yanında müvekkilinin öz oğlu olan …’ın emniyet kemeri takılı olarak oturmakta olduğunu, Saat 07.00 sularında Sarız kavşağı bakımevi önünde 60-70 km hızla ilerlerken, … Koop.’a ait … sevk ve idaresindeki … plakalı minibüs yol hakkı olmamasına rağmen beklemeyip yolun ortasında durarak tam kusurlu bir şekilde kazaya neden olduğunu, çarpışma neticesinde iki aracın maddi kayba uğradığı maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazası gerçekleştiğini, kaza esnasında müvekkilinin sürücü … ve oğlu olan diğer müvekkili …’ın yaralandığını, vaki olan kaza sırasında müvekkili …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın mevcut Kara Yolları Trafik Kanunu çerçevesinde geçiş hakkı olduğunu, konusu geçiş hakkı üstünlüğü kaza tutanağında özellikle belirtildiğini, Kara Yolları Trafik Kanunu’nun 57. Maddesi’nin 1. Fıkrası’nın a bendi olan “Kavşağa yaklaşan sürücüler kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamak, dikkatli olmak, geçiş hakkı olan araçların önce geçmesine imkân vermek zorundadırlar.” hükmünde de açıkça ifade ettiği üzere geçiş hakkı olan sürücülere öncelik tanımak zorunda olunduğunu, …, sevk ve idaresinde olan … plakalı minibüsü ile bu kuralı ihlal edecek şekilde davranıp tamamen kusurlu bir şekilde kazaya sebebiyet verdiğini, yine bu husus da kaza tespit tutanağında belirtildiğini, müvekkilinin bu noktada herhangi bir kusuru ya da ihlali söz konusu olmadığını, söz konusu durumun Sarız Asliye Ceza Mahkemesi’nce dosyanın gönderildiği ve kusur durumunun da tespit edildiğini, 24.10.2016 tarihli Trafik Tespit Birim Amirliğince tayin edilen bilirkişi raporu ile de sabit olduğunu, … sevk ve idaresindeki … plakalı minibüs ile mevcut hukuk kurallarının çiğneyerek, üzerine düşen özen ve sorumluluk göstermediği için ayrıca Ceza Hukuku açısından suçlu bulunduğunu, davalının TCK m. 89 f.4 hükmünce taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçundan Sarız Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/34 Esas ve 2017/14 Karar sayılı ilamı ceza aldığını, hakkında HAGB kararı verildiğini, söz konusu kazanın ceza hukuku bakımından da ayrıca suç teşkil ettiğinin mahkeme kararı ile de sabit olduğunu, ilgili karara dilekçe ekinde yer verildiğini, ayrıca söz konusu kazanın oluş şekline ilişkin tanıkların da mevcut olduğunu, bu tanıkların Sarız Asliye Ceza Mahkemesi’nce dinlenildiğini ilgili beyanlar ve ifade tutanakları dilekçe ekinde yer aldığını, kaza sırasında …’ın her ne kadar oğlunu tutmaya çalışsa da göğsünü direksiyona çarpması nedeniyle müdahale edemediğini, olaydan sonra kendisinin de Sarız Devlet hastanesine sevk edildiğini, koluna dikiş atılan ve burnunda kırık oluşan müvekkilinin daha sonra “Muayene sonucunda hastanın hayati tehlikesi mevcut olması üzerine Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesine yönlendirilmesine karar verildiğini, tüm bu nedenlerle ve dava dilekçesinde ayrıntısına yer verildiği şekli ile davanın kabulü ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Sarız Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/139 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilen 2018/65 esas sayılı dosyasına davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı … model otomobil ile 14.09.2015 tarihinde saat 06.40 sularında … Mahallesinden Pınarbaşı’na doğru yola çıktıklarını, araçta şöfor koltuğunun yanındaki ön koltukta müvekkilinin oğlu …’ın emniyet kemeri takılı olarak oturduğunu, saat 07.00 sularında Sarız Kavşağı Bakımevi önünde 60-70 km hızla ilerlerken Sarız Kooparatifine ait … sevk ve idaresindeki … plakalı minibüsün yol hakkı olmamasına rağmen beklemeyip yolun ortasında durarak %100 kusurlu bir şekilde kazaya neden olduğunu, kaza sonucunda müvekkilinin ve oğlunun yaralandığını, müvekkili ile … arasında görülen davanın (Sarız Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/34E ve 2017/14K) bilirkişi raporunda …’nun kusurlu bulunduğunu ve yargılama sonunda ceza aldığını, kazada müvekkilinin koluna dikiş atıldığını, burnunda kırık oluştuğunu, tedavi için Kayseri Tıp Fakültesine sevk edildiğini, müvekkilinin tedavi sürecinde çalışamadığını, davacı … da ise daha ciddi sıkıntıların bulunduğunu bu kaza sebebiyle yüzünde sabit iz kaldığını, kazaya karışan … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle … numaralı trafik sigortası poliçesi ile davalı … ‘ye sigortalı bulunduğunu, 08.09.2017 tarihli başvuru ile ilgili evrakların sigorta şirketine ulaştığını, talebin … dosya numarası aldığını, ancak dava tarihi itibariyle davalı tarafın herhangi bir ödeme yapmadığını, davalı tarafça … ve … lehine ayrı ayrı şimdilik 50,00 TL maddi tazminatın, 50,00 TL belgelendirilemeyen tedavi giderleri ile 50,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 150,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte olay tarihindeki sorumlu olunan limit oranında ödenmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafça karşılanmasını talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Sarız Asliye Hukuk Mahkemesince; “Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün yeni kurulan (Alanya, Aydın, Balıkesir, Diyarbakır, Manisa, Muğla , Sakarya ve Tekirdağ) Asliye Ticaret Mahkemeleri ile mevcut bulunan (Adana, Ankara, Ankara Batı, Antalya, Bakırköy, Bursa, Denizli, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Gebze, İskenderun, İstanbul, İstanbul Anadolu, İzmir, Karşıyaka, Kayseri, Kocaeli, Konya, Mersin, Samsun, Şanlıurfa ve Trabzon) Asliye Ticaret Mahkemeleri yargı çevrelerinin belirlenmesi teklifime ilişkin 30.06.2021 tarihli ve … sayılı yazısı üzerine HISK Genel Kurulunun 07/07/2021 tarih 608 nolu kararı ile Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı çevresinin Kayseri ili Mülki sınırları olarak belirlenmesine karar verildiği, kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren yürürlüğe girdiği anlaşılmıştır.Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı çevresinin Kayseri ili Mülki sınırları olarak belirlenmesine karar verildiğinden ve bu kararın 01/09/2021 tarihi itibariyle yürürlüğe girdiği anlaşılmakla Mahkememiz tarafından Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı ile bakılan işbu dosyanın Kayseri Aşliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin karar verilmiştir.Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesince; “Eldeki dava TTK nda düzenlenmiş bir dava olup dava tarihi 13/09/2018 dir. Hakimler ve Savcılar Kurulu kararından mahkememizin 01/09/2021 tarihi itibariyle görevli olduğu hususu açıktır. HMK nun 115. Maddesi ve Hakimler ve Savcılar Kurulu kararı gereğince sözü geçen Tomarza Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması ile ilgili dava şartındaki noksanlığın sonradan giderilmesi mümkün değildir. Mahkemenin görevsizliği halinde de davanın usulden reddi ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmelidir.Dava konusu husus ticaret mahkemesinin görev alanında olsa da dava tarihi itibari ile Hakimler ve Savcılar Kurulunun kararı gereğince görevsizlik kararı veren mahkemenin görevli olduğu kanaatinde olunduğundan Sarız Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna ve adı geçen mahkeme ile mahkememiz arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.Samsun Bölge Adliye Mahkemesi’nin 2021/1511 E. 2021/1353 K. Sayılı ilamı ile Havza Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) ile Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlığına ilişkin doğal hakim ilkesi, usul ekonomi ilkesi bu husustaki Anayasal düzenleme ve Anayasa Mahkemesi kararları, AİHS ve AİHM kararları birlikte değerlendirilip yorumlandığında, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile, Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı çevresinin ilin mülki sınırları olarak belirlenmesine, işbu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına ilişkin kararının 01/09/2021 tarihinden sonra açılacak davalar için yetkili ve görevli olduğu, 01/09/2021 tarihinden önce açılan ve halen derdest olan mahkemelerin elindeki Ticaret Mahkemesi’nin görev ve yetkisine giren davaların açıldığı mahkemelerce sonuçlandırılması gerektiği şeklinde yorumlanması gerektiğine karar verilmiş olup anılan karar mahkememiz kararı ile aynı mahiyettedir.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 2021/1939 E. 2021/1732 Karar sayılı ilamı ile Beypazarı Asliye Hukuk Mahkemesi’nin gönderme kararının istinafına ait değerlendirmede;Görev (ve kesin yetki) konusundaki genel ilkelere ilişkin kısa açıklamadan sonra Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun yargı çevresi belirlemesine ilişkin 07.07.2021 gün ve 608 sayılı kararının hukuki mahiyeti konusuna da değinmek gerekir. 6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu’nun 4/1-a ve 7/2-f düzenlemelerine göre Adalet Bakanlığının bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak, Kurul genel kurulunun görevleri arasındadır.Ancak yargı çevresi bir mahkemenin hangi coğrafi alandaki davalara bakacağıyla ilgili olup, bir görev kuralı niteliğinde değildir. Bu karar ancak bundan sonra o yerde görülecek davaların yargılamasını yapacak mahkemeyi belirlemek maksatlıdır. Kaldı ki, görevin ve kesin yetkinin sadece yasa ile belirleneceğine ilişkin yukarıdaki yasal düzenlemeler dikkate alındığında, bir Kurul kararı ile yapılan yargı çevresi belirlenmesi işinin yasa düzeyinde sayılamayacağı da ortadadır. Nitekim karar 07.07.2021 günü alınmış, ancak yürürlük tarihi 01.09.2021 olarak belirlenmiştir. Kurul’un yargı çevresi belirlemeye ilişkin kararı, sadece bu kararın yürürlük tarihinden sonra açılacak davaları ilgilendirir. Aksi fikrin kabulü halinde Kurul’un tabii hakim ilkesini çiğneyerek derdest davaları dilediği mahkemede inceletme yetkisinin bulunduğu yolunda, Anayasa’ya aykırı bir sonuca varılmış olacaktır.Ortada geçiş hükmü niteliğinde bir yasal düzenleme olmaksızın, sırf Kurul’un yargı çevresi belirlemeye ilişkin kararı ile tabii hakim güvencesini garanti eden Anayasa hükmü çiğnenerek derdest dosyaların görevsizlik, yetkisizlik ya da bunlara ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddi benzeri bir kararla başka mahkemeye gönderilmesi düşünülemez.
Yukarıdan beri gösterilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar çerçevesinde ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verdiği anılan iki karar uayrınca görevin Sarız mahkemelerine ait olduğundan görevsizlik kararı verilmiştir.” gerekçesiyle Sarız Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna dair karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Talep, merci tayinine ilişkindir.Sarız Asliye Hukuk Mahkemesince, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevrelerinin belirlenmesine ilişkin 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı ile Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Kayseri ilinin mülki sınırları olarak belirlendiğinden bahisle dosyanın Kayseri Nöbetçi Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesince de Hakimler ve Savcılar kurulu kararında Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi yargı alanının 01/09/2021 tarihinden sonra açılan davalara uygulanacağından bahisle karşı görevsizlik kararı verilmiş, verilen her iki karar da istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir.Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 08/07/2021 tarih ve … sayılı Resmi Gazete’de yayınlan 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile “Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Kayseri ilinin mülki sınırları, olarak belirlenmesine, iş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına.” karar verilmiştir.Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.(T.C.Anayasası madde.37 )Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir. (T.C.Anayasası madde.142 )Herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir.(Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi madde.6) Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.(6100 sayılı HMK madde.1)Kanuni hâkim, görev ve yetkisi kanunla belli edilmiş olan mahkemenin hâkimidir. Dolayısıyla mahkemenin görev ve yetkisinin tayin edilmesi işleminin kanun ile yapılmış bulunmasıdır.Yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce yürürlükte bulunan kanunlar aracılığıyla görevi ve yetkisi belirlenmiş olan mahkemenin hâkimine, tabii hâkim denir. Bu çerçevede, tabii hâkim ilkesine uygunluğun sağlanması için, kanunla mahkemenin görev ve yetkisinin belirlenmesi işleminin yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce yapılmış olması şarttır.Tabii hakim ilkesi, kişilerin, hangi mahkeme önünde yargılanacaklarını kesin olarak bilmelerini mümkün kılmak, bağımsız ve tarafsız mahkemeler önünde yargılanma haklarını güvence altına almak, yargıya güveni sağlamak ve yürütmenin yargıya müdahalesini olabildiğince önlemek amaçlarına yönelmiştir. Bu ilke uyarınca herkes işlem veya eylem tarihinde tabi olduğu mahkeme ve hakim huzurunda yargılanma hakkına sahiptir.(A.Ü.H.F. Adalet MYO Yargı Örgütleri )Olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü ve davaya bakacak yargı mercinin belirlenmesi için gönderilen dava dosyası incelendiğinde; davanın Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararından önce açıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın gerçekleşmesi tarihinden önce açılmış olan bu davada doğal hakimlik ilkesi ve 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanacağı düzenlemesi gereğince uyuşmazlığın Bünyan Asliye Hukuk Mahkemesinde (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) görülmesi gerekir.Nitekim aynı konuda Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 2021/1672 Esas 2021/1483 Karar sayılı dosyası ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesinin 2021/1939 Esas 2021/1732 Karar sayılı dosyalarından dolayı Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil Asliye Ticaret Mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı sonrası Asliye Ticaret Mahkemesi olmayan ilçelerde Asliye Hukuk Mahkemesinin, Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların devredilip devredilmeyeceği hususunda oluşan görüş ayrılığının giderilmesine yönelik Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 21/02/2022 tarih ve 2022/1073 Esas 2022/2686 Karar sayılı ilamı ile Hakimler ve Savcılar Kurulunun 07/07/2021 tarih ve 608 Kararı ile yeni kurulan Alanya, Aydın, Balıkesir, Diyarbakır, Manisa, Muğla, Sakarya ve Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemeleri ile faaliyette olan Adana, Ankara, Ankara Batı, Antalya, Bursa, Bakırköy, Denizli, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Gebze, İskenderun, İstanbul, İstanbul Anadolu, İzmir, Karşıyaka, Kayseri, Kocaeli, Konya, Mersin, Samsun, Şanlıurfa ve Trabzon Asliye Ticaret Mahkemelerinin Yargı çevrelerinin belirlendiği ancak hali hazırda açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine dair bir düzenlenmenin mevcut olmadığı bu nedenle yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların istek üzerine veya doğrudan doğruya ya da gönderme kararıyla yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine imkan bulunmadığından Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun 07/07/2021 tarih ve 608 Kararı ile Müstakil Asliye Ticaret Mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı öncesinde Asliye Ticaret Mahkemeleri olmayan ilçelerde Asliye Hukuk Mahkemesinin, Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyalarının görülmeye devam edilmesi gerektiği yönünde karar verilerek bu husustaki farklı uygulamaya son verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince, Sarız Asliye Hukuk Mahkemesinin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) yargı yeri olarak belirlenmesi gerektiği anlaşıldığından dosyanın yargı yeri olarak tespit edilen mahkemeye gönderilmek üzere merci tayini talebinde bulunan mahkemeye iadesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)6100 sayılı HMK’nın 21, 22 ve 23. maddeleri gereğince Sarız Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
2-)Dosyanın yargı yeri olarak belirlenen mahkemeye gönderilmek üzere merci tayini talebinde bulunan mahkemeye iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-c maddesi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 10/05/2022