Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2022/402 E. 2022/553 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/402
KARAR NO: 2022/553
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/02/2022
NUMARASI: 2022/82 Esas- 2022/79 Karar
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali-Tescil/Olmadığı taktirde bedel
KARAR TARİHİ: 14/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 14/04/2022
Yukarıda esas numarası yazılı dosya yargı yerinin belirlenebilmesi amacıyla res’en istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili arasında dava dilekçesine ekli olan dükkan satış sözleşmesi tanzim edildiği, dükkan satış sözleşmesine göre Kayseri ili, … ilçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … parselde bulunan ve davalı kooperatif adına yapılacak olan A blok zemin katında bulunan 7 adet dükkanı müvekkiline satmış ve anlaşmada belirtilen bedel uyarınca da ödenmesi gereken bedeli 2.100.000,00TL peşin ve eksiksiz satıcı tarafın aldığını, dükkan satış sözleşmesinin 3. Maddesinde “..Alıcıya dükkanların tapu devirleri en geç 30/09/2019 tarihinde verilmiş olacaktır. Taraflardan kaynaklı olmayan sebeplerden dolayı ek olarak 30 gün süre verilerek hiçbir gerekçe kabul edilmeksizin en son tapu devir tarihi 30/10/2019 olarak belirlenmiştir.” Sözleşmede geçen bu maddeye göre taşınmazların bedellerinin ödenmiş olmasına rağmen davalı halen daha taşınmazların tapularını müvekkiline devretmediğini, dava konusu uyuşmazlık hakkında başvurdukları arabuluculuk görüşmelerinde de davalı tarafla herhangi bir anlaşmaya varılamadığını,işbu arabuluculuk tutanağının dilekçe ekinde sunulduğunu, davalı tarafın herhangi bir şekilde anlaşmaya varmayı kabul etmemesi sebebiyle tapu kayıtlarının iptali ile bunların müvekkil adına tescilini talep ve dava etme gereği hasıl olduğunu, bunun mümkün olmaması durumunda ise ödenen bedelin denkleştirici adelet ilkesi gereğince günümüz koşullarına uyarlanmak suretiyle davalıdan tahsiline karar verilmesinin gerekeceğini, belirterek davanın kabulü ile belirsiz alacak davasının; Kayseri ili, … ilçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, 1 parselde tapuya kayıtlı olan dava konusu taşınmazların tapu kaydına (cebri icra yoluyla da satışı önleyecek şekilde) tedbir konulmasına ve nihayetinde tapu kayıtlarının iptali ile bunların müvekkili adına tesciline, bunun mümkün olmaması halinde ise, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili tarafından davalıya ödenen taşınmaz bedellerinin denkleştirici adalet ilkesi gereğince günümüz değerlerine uyarlanmasını, uyarlanan bedele ise dava tarihinden bu yana yasal faiz işletilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini, yargılama harç ve giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesince; “Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillerin bir arada değerlendirilmesi sonucunda;Dava, Tapu İptali Ve Tescil istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, Davalı ile davacı arasında dükkan satış sözleşmesi tanzim edildiği, dükkan satış sözleşmesine göre Kayseri ili, … ilçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … parselde bulunan ve davalı kooperatif adına yapılacak olan A blok zemin katında bulunan 7 adet dükkanı davacıya sattığı ve anlaşmada belirtilen bedel uyarınca da ödenmesi gereken bedeli 2.100.000,00 TL peşin ve eksiksiz satıcı tarafın aldığını, taşınmazların bedellerinin ödenmiş olmasına rağmen davalının halen taşınmazların tapularını davacıya devretmemesinden kaynaklanan Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı) olduğu görülmüştür. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir. Kanunun 5. maddesi uyarınca ticari davalarda görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olup, Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisidir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup (HMK m. 1) dava şartı olarak da kabul edildiğinden (HMK m.114/1-c) mahkemelerce re’sen nazara alınır (HMK m. 115).Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler (HMK m.115/1). Bu düzenlemelere göre, mahkeme, görevli olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da (mahkemenin görevli olmadığı yönündeki) dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.Türk Ticaret Kanunu 5.maddesinin (3) (Değişik:26/06/2012-6335/2 md.) fıkrasında “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup ,bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. “Denilmektedir.Yargıtay Hukuk Genel kurulunun 2017/19-1658 Esas, 2017/1464 Karar sayılı Kararında; kooperatiflerin tacir olduklarına karar verilmiş olup, belirtilen karardaki ilke ve açıklamalar doğrultusunda ve TTK 4. Maddesi uyarınca her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılması,TTK 5. Maddesinde de Asliye Ticaret mahkemesinin tüm ticari davalara bakmakla görevli olduğunun düzenlenmiş olması nedeniyle her iki tarafı da tacir olan işbu eldeki davada davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğu sonucuna varılmıştır. (Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1066 E. 2021/1208 K.) Bu açıklamalara göre; davacı dava dilekçesi ile davalı ile dükkan satış sözleşmesinin imzalandığını, dükkan satış sözleşmesine göre Kayseri ili, … ilçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … parselde bulunan ve davalı kooperatif adına yapılacak olan A blok zemin katında bulunan 7 adet dükkanı müvekkiline satmış ve anlaşmada belirtilen bedel uyarınca da ödenmesi gereken bedeli 2.100.000,00 TL peşin ve eksiksiz satıcı taraf aldığını, davanın kabulü tapu kayıtlarının iptali ile taşınmazların … İthalat İhracat Yapı Malzemeleri San ve Tic. Ltd. Şti adına tescilini talep ettiğinden, uyuşmazlığın çözümünün yukarıdaki yasa hükümleri de gözetildiğinde Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevi içinde olduğu davanın Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanına girdiği anlaşılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin karar verilmiştir. Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesince; “… her ne kadar Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verilmiş ise de davalı kooperatifin ilam gereği tacir olmaması nedeni ile görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla görevsizlik kararı verilmesi gerekmiştir. 6335 Sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5. Maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev hususu HMK’nun 114/1-c maddesi uyarına dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. Mahkememizce açıklanan nedenlerle davaya bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesine ait olmayıp görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu görülmekle HMK 114/1-c ve 115 maddeleri uyarınca görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş, HMK’nın 114/c maddesindeki dava şartı dikkate alındığında davanın görev yönünden usulden reddine, görevli mahkemenin Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna, olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın yasa yolu kullanılmaksızın kesinleşmesi halinde mercii tayini ile görevli Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi’ne gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” gerekçesiyle Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna dair karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı şirketin davalı yapı kooperatifinin yaptığı inşaattan yedi adet dükkan satışına ilişkin sözleşme gereğince tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde bedel talebine ilişkindir.Kayseri 3.Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından eldeki uyuşmazlığın ticari dava niteliğinde olduğu belirtilerek görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından ise davalı yapı kooperatifinin tacir olmaması nedeniyle görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiş olup her iki karar da istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir.Burada görevli mahkemenin belirlenmesinde davalı yapı kooperatifinin tacir olup olmadığının tespitinin yapılması önem arzetmektedir.
01.04.2022 tarihli resmi gazetede yayımlanan 2020/2 E. 2021/3 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında;
“Hemen belirtilmelidir ki; kooperatifler bakımından diğer kanunlara nazaran özel kanun niteliğini haiz olan 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun, kendisinden sonra yürürlüğe giren genel kanun niteliğindeki 6102 sayılı TTK ile çelişkili hükümler içermemesinden hareketle kooperatiflerin tacir olup olmadıklarına dair yapılacak olan belirlemede 6102 sayılı TTK hükümleri uygulama alanı bulacaktır. Dolayısıyla kooperatiflerin tacir olup olmadıklarına ilişkin herhangi bir düzenleme içermeyen 1163 sayılı Kanun’un yanında, sonradan yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nin kooperatifleri ticaret şirketi sayan 124/1.maddesi ile ticaret şirketlerini tacir sayan 16/1. maddesi hükümlerinin uygulanmasında da herhangi bir engel bulunmamaktadır.Ncticeten, 1163 sayılı Kanun ile 6102 sayılı TTK’de yer alan yasal düzenlemeler ile anılan düzenlemelere ilişkin kanun koyucunun iradesini ortaya koyan gerekçeler nazara alındığında; kooperatiflerin nitelikleri itibariyle ticaret şirketi ve bir ticari işletmenin işletilmesi kriterinden bağımsız olarak tacir oldukları açıktır. Bu açık kanun hükümleri karşısında ticaret siciline tescili zorunlu olan, ancak bu şekilde tüzel kişilik kazanabilen, ticarî defterler tutan, ortaklarının sermaye koyma borcu bulunan, şirketler ile birlikte düzenleme yapılıp birleşme, bölünme ve tür değiştirme şartları düzenlenen ve iflasa tabi olan kooperatiflerin ticaret şirketi ve tacir sayılmaları gerekmektedir. Önemle belirtilmesi gerekir ki; tek amacı kâr elde etmek olmamakla birlikte kooperatifler, ortaklarının ekonomik menfaatlerini geliştirmeyi amaçlayan ticari birer ortaklıktırlar. Zira kâr elde edilip bunun ortaklar arasında paylaşılıp paylaşılmadığı, diğer bir deyişle ne şekilde tasarruf edildiği kooperatifin amacının ekonomik olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Kooperatif şirketinin 6102 sayılı TTK’nin 124. maddesinde ne şahıs ne de sermaye şirketleri arasında gösterilmemiş olması, kanunun açık lafzı karşısında kooperatifin ticaret şirketi sayılmasına engel değildir.Öğretide de, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 1. maddesinde 2004 yılında 5146 sayılı Kanun kapsamında yapılan değişiklik ile kooperatifin tacir olup olmadığı hususundaki tartışmanın noktalandığı ve kooperatifin bir şirket olduğunun vurgulandığı, 6102 saydı TTK’nin 124/1. maddesi ile de ticaret şirketi niteliğinde olduğunun bir kez daha teyit edildiği, kooperatifin tacir sayılmayacağı yönündeki yorumun kanuna aykırı (contra İegem) bir yorum faaliyeti olduğu, 07.11.1945 gün ve 1944/8 E.,1945/14 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu kararında da tespit edildiği üzere kooperatifin “…ticari işletme işletip işletmediğinden bağımsız olarak (hukuki) şekli (kalıbı) dolayısıyla tacir…” olduğu ifade edilmektedir (Arkan, Sabih: Ticari İşletme Hukuku, Ankara 2016, s. 125; Kırca, İsmail: Kooperatiflerin Tacir Niteliği Hakkında, Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, Haziran 2017, s. 5-2 5).Hâl böyle olunca, kooperatiflerin/yapı kooperatiflerinin 6102 sayılı TTK kapsamında tacir/ticaret şirketi olduklarına karar verilmesi gerekmiştir.”
Denilmiş olup yapı kooperatiflerinin de tacir sıfatını haiz olduğu açıkça ifade edilmiştir.Bu haliyle davacının ve davalının tacir sıfatını haiz olmaları, bunun yanı sıra taraflar arasındaki dükkan satış sözleşmesinin yedi adet dükkanla ilgili olması nedeniyle taraflar arasındaki hukuki ilişkinin de ticari nitelikte sayılması gerektiği ve bu nedenle eldeki uyuşmazlığı inceleme görevinin ticaret mahkemelerinde olduğu anlaşılmıştır.Şu halde, davaya bakmakla görevli ve yetkili mahkemenin Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşıldığından 6100 sayılı HMK’nın 21, 22 ve 23. maddeleri gereğince Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı yeri olarak belirlenmesine ve dosyanın yargı yeri olarak belirlenen bu mahkemeye gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) 6100 sayılı HMK’nın 21, 22 ve 23. maddeleri gereğince Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
2-) Dosyanın yargı yeri olarak belirlenen ve yargı yerinin belirlenmesini talep eden Kayseri 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’ne iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-c maddesi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 14/04/2022