Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2022/303 E. 2022/343 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/303
KARAR NO: 2022/343
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/12/2021
NUMARASI: 2021/722 Esas 2021/1207 Karar
DAVANIN KONUSU: MENFİ TESPİT
KARAR TARİHİ: 09/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 09/03/2022
Yukarıda esas numarası yazılı dosya yargı yerinin belirlenebilmesi amacıyla re’sen istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …’nın …-Ankara şubesinden gelen tahsil ihbarına konu 20.02.2017 tarihinde 59.000,00 TL’lik ve 20.02.2017 tarihinde 20.000,00 TL’lik iki adet senet müvekkilleri tarafından düzenlenmemiş üzerindeki yazılar yazılmamış ve imzalar müvekkili şirketin temsil ve imzalama yetkili kişilerince atılmamış olup, her iki senet lehdar davalı tarafından sahte olarak düzenlendiğini, öncelikle bonoların protesto edilmemesi ve bankaca lehdara teslim edilmeden mahkeme kasasına alınmak üzere ihtiyati tedbir kararı verilmesini, ayıca sahte olarak düzenlenen davaya konu senetlerle ilgili ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulacağını belirterek, davaya konu iki adet bononun müvekkili tarafından düzenlenmediğinin ve imzaların müvekkiline ait olmadığının ve buna dayalı olarak davalıya borçlu olmadığımızın tespitine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Pınarbaşı Asliye Hukuk Mahkemesince; “6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmalarına bakılmaksızın bu kanunda ön görülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.Somut uyuşmazlıkta dava Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Pınarbaşı Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmış, dava tarihinde Pınarbaşın da müstakil Ticaret Mahkemesi bulunmadığından ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığa Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Pınarbaşı Asliye hukuk Mahkemesi olarak bakılmıştır.
Ancak yargılama sırasında Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun 07.07.2021 tarihli 608 numaralı 08.07.2021 tarihli ve 31535 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan kararı ile Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi kurulmuş, yargı çevresinin Kayseri İlinin mülki sınırları olduğu ve iş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanmasına karar verilerek faaliyete başlama tarihli belirlenmiştir.Görev kamu düzeni ile ilgili dava şartı olduğundan, iddia ve savunma olarak ileri sürülmese bile, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önünde bulundurulması zorunludur.”Ancak yargılama sırasında Adalet Bakanlığı’nın 14/05/2015 tarihli oluru ile İskenderun ilçesinde Asliye Ticaret Mahkemesi kurulduğu ve 03/08/2015 tarihinde faaliyete geçtiğinden mahkemece dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine re’sen devredilmesine (aktarılmasına) veya gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, ” (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/8699 Esas 2020/164 Karar sayılı ilamı)Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kurulması ile birlikte mahkememiz dava konusu somut uyuşmazlık bakımından görevsiz hale geldiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..” gerekçesiyle Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli ve yetkili olduğuna ilişkin karar verilmiştir.Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesince; “Eldeki dava TTK nda düzenlenmiş bir dava olup dava tarihi 20/02/2017’dir. Hakimler ve Savcılar Kurulu kararından mahkememizin 01/09/2021 tarihi itibariyle görevli olduğu hususu açıktır. HMK nun 115. Maddesi ve Hakimler ve Savcılar Kurulu kararı gereğince sözü geçen Tomarza Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması ile ilgili dava şartındaki noksanlığın sonradan giderilmesi mümkün değildir. Mahkemenin görevsizliği halinde de davanın usulden reddi ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmelidir.Dava konusu husus ticaret mahkemesinin görev alanında olsa da dava tarihi itibari ile Hakimler ve Savcılar Kurulunun kararı gereğince görevsizlik kararı veren mahkemenin görevli olduğu kanaatinde olunduğundan Pınarbaşı Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna ve adı geçen mahkeme ile mahkememiz arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.Samsun Bölge Adliye Mahkemesi’nin 2021/1511 E. 2021/1353 K. Sayılı ilamı ile Havza Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) ile Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlığına ilişkin doğal hakim ilkesi, usul ekonomi ilkesi bu husustaki Anayasal düzenleme ve Anayasa Mahkemesi kararları, AİHS ve AİHM kararları birlikte değerlendirilip yorumlandığında, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile, Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı çevresinin ilin mülki sınırları olarak belirlenmesine, işbu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına ilişkin kararının 01/09/2021 tarihinden sonra açılacak davalar için yetkili ve görevli olduğu, 01/09/2021 tarihinden önce açılan ve halen derdest olan mahkemelerin elindeki Ticaret Mahkemesi’nin görev ve yetkisine giren davaların açıldığı mahkemelerce sonuçlandırılması gerektiği şeklinde yorumlanması gerektiğine karar verilmiş olup anılan karar mahkememiz kararı ile aynı mahiyettedir.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 2021/1939 E. 2021/1732 Karar sayılı ilamı ile Beypazar Asliye Hukuk Mahkemesi’nin gönderme kararının istinafına ait değerlendirmede;Görev (ve kesin yetki) konusundaki genel ilkelere ilişkin kısa açıklamadan sonra Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun yargı çevresi belirlemesine ilişkin 07.07.2021 gün ve 608 sayılı kararının hukuki mahiyeti konusuna da değinmek gerekir. 6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu’nun 4/1-a ve 7/2-f düzenlemelerine göre Adalet Bakanlığının bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak, Kurul genel kurulunun görevleri arasındadır.Ancak yargı çevresi bir mahkemenin hangi coğrafi alandaki davalara bakacağıyla ilgili olup, bir görev kuralı niteliğinde değildir. Bu karar ancak bundan sonra o yerde görülecek davaların yargılamasını yapacak mahkemeyi belirlemek maksatlıdır. Kaldı ki, görevin ve kesin yetkinin sadece yasa ile belirleneceğine ilişkin yukarıdaki yasal düzenlemeler dikkate alındığında, bir Kurul kararı ile yapılan yargı çevresi belirlenmesi işinin yasa düzeyinde sayılamayacağı da ortadadır.Nitekim karar 07.07.2021 günü alınmış, ancak yürürlük tarihi 01.09.2021 olarak belirlenmiştir. Kurul’un yargı çevresi belirlemeye ilişkin kararı, sadece bu kararın yürürlük tarihinden sonra açılacak davaları ilgilendirir. Aksi fikrin kabulü halinde Kurul’un tabii hakim ilkesini çiğneyerek derdest davaları dilediği mahkemede inceletme yetkisinin bulunduğu yolunda, Anayasa’ya aykırı bir sonuca varılmış olacaktır.Ortada geçiş hükmü niteliğinde bir yasal düzenleme olmaksızın, sırf Kurul’un yargı çevresi belirlemeye ilişkin kararı ile tabii hakim güvencesini garanti eden Anayasa hükmü çiğnenerek derdest dosyaların görevsizlik, yetkisizlik ya da bunlara ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddi benzeri bir kararla başka mahkemeye gönderilmesi düşünülemez.
Yukarıdan beri gösterilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar çerçevesinde ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verdiği anılan iki karar uayrınca görevin Pınarbaşı mahkemelerine ait odluğundan dolayı görevsizlik kararı verilmiştir.
Yukarıda açıklanan tüm nedenler nazara alınarak; Davaya bakmaya Pınarbaşı Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması ve Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddesi gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, HMK 21. maddesi gereğince iş bu kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde Pınarbaşı Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında olumsuz görev uyuşmazlığı olması nedeniyle görevli mahkemenin tayini (merci tayini) için dava dosyasının Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na gönderilmesine, HMK’nun 20. maddesi gereğince Pınarbaşı Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yargı yeri olarak belirlenmesine ilişkin merci kararı verilirse, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini istememesi durumunda HMK’nun 321/2. maddesi gereğince talep halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” gerekçesiyle Pınarbaşı Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna dair karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Talep, merci tayinine ilişkindir.Pınarbaşı Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesince, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevrelerinin belirlenmesine ilişkin 07/07/2021 tarihli ve 31535 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 608 sayılı kararı ile Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Kayseri ilinin mülki sınırları olarak belirlendiğinden bahisle dosyanın Kayseri Nöbetçi Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesince de Hakimler ve Savcılar Kurulu kararında Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi yargı alanının 01/09/2021 tarihinden sonra açılan davalara uygulanacağından bahisle karşı görevsizlik kararı verilmiş, verilen her iki karar da istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir.Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 08/07/2021 tarih ve 31535 sayılı Resmi Gazete’de yayınlan 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile “Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Kayseri ilinin mülki sınırları, olarak belirlenmesine, iş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına.” karar verilmiştir.
Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.(T.C.Anayasası madde.37 )Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir.(T.C.Anayasası madde.142 )
Herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir.(Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi madde.6)Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.(6100 sayılı HMK madde.1)Kanuni hâkim, görev ve yetkisi kanunla belli edilmiş olan mahkemenin hâkimidir. Dolayısıyla mahkemenin görev ve yetkisinin tayin edilmesi işleminin kanun ile yapılmış bulunmasıdır. Yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce yürürlükte bulunan kanunlar aracılığıyla görevi ve yetkisi belirlenmiş olan mahkemenin hâkimine, tabii hâkim denir. Bu çerçevede, tabii hâkim ilkesine uygunluğun sağlanması için, kanunla mahkemenin görev ve yetkisinin belirlenmesi işleminin yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce yapılmış olması şarttır.Tabii hâkim ilkesi, kişilerin, hangi mahkeme önünde yargılanacaklarını kesin olarak bilmelerini mümkün kılmak, bağımsız ve tarafsız mahkemeler önünde yargılanma haklarını güvence altına almak, yargıya güveni sağlamak ve yürütmenin yargıya müdahalesini olabildiğince önlemek amaçlarına yönelmiştir. Bu ilke uyarınca herkes işlem veya eylem tarihinde tabi olduğu mahkeme ve hakim huzurunda yargılanma hakkına sahiptir. (A.Ü.H.F. Adalet MYO Yargı Örgütleri )Olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü ve davaya bakacak yargı mercinin belirlenmesi için gönderilen dava dosyası incelendiğinde; davanın Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararından önce açıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın gerçekleşmesi tarihinden önce açılmış olan bu davada doğal hakimlik ilkesi ve 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanacağı düzenlemesi gereğince uyuşmazlığın Pınarbaşı Asliye Hukuk Mahkemesinde (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) görülmesi gerekir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince, Pınarbaşı Asliye Hukuk Mahkemesinin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) yargı yeri olarak belirlenmesi gerektiği anlaşıldığından dosyanın yargı yeri olarak tespit edilen mahkemeye gönderilmek üzere merci tayini talebinde bulunan mahkemeye iadesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) 6100 sayılı HMK’nın 21, 22 ve 23. maddeleri gereğince Pınarbaşı Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
2-) Dosyanın yargı yeri olarak belirlenen mahkemeye gönderilmek üzere merci tayini talebinde bulunan mahkemeye iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-c maddesi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.09/03/2022