Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2022/2477 E. 2022/1547 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2477
KARAR NO: 2022/1547
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/09/2022
NUMARASI: 2022/815 Esas 2022/703 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 10/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 10/11/2022
Yukarıda esas numarası yazılı dosya resen istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında 03/05/2021 tarihinde … plakalı … model … … markalı … motor, … şasi no’lu araç için noter huzurunda satış sözleşmesi yapıldığını, satış öncesi yapılan görüşmelerde davalı tarafından; aracın motorunun yeni değiştirildiğinin, üstelik onarımı yapan yer tarafından aracın motorunun 1 yıl garantili olduğunun davacıya iletildiğini, satış sözleşmesi gerçekleştikten çok kısa bir süre sonra davacı aracı kullandığı esnada aracın arıza verdiğini ve çalışmadığını, bunun üzerine davacının, davalı tarafından aracın motorunun yaptırıldığı … Otomotive aracın götürüldüğünü, burada davacıya, aracın motorunun değiştirilmediğinin, aracın motorunda ağır sorunlar olduğu halde buraya getirildiğinin ve motorun onarımının davalı tarafından istenmediğinin, aracı satma niyetinde olduklarını ve bu sebeple aracın hareket edebilir duruma getirilmesinin istendiğinin kendilerine iletildiğini, bunun üzerine davalıya ihtarname gönderilerek durumdan haberdar edildiğini, davalının bu talepleri hukuka aykırı olarak reddettiğini, davacı tarafından aracın 02.08.2021 tarihinde … Otomotive götürülerek, araçtaki sorununun tespiti ve onarımı yoluna gidildiğini, buradaki usta tarafından araçtaki sorunların; yağ filtrelerinde talaş olduğu ve motorun 3. silindirinin yatak sardığı şeklinde tespit edildiğini, ayrıca araçtaki hasarın tespiti amacıyla … Ltd. Şti.’ ye aracın ekspertizinin yaptırıldığını, eksper tarafından hazarlanan Hasar Ekspertiz Raporunda motor krank milinin 3. Koldan yatak sardığı, arıza yapan motorun yağ pompasının yağlama kanallarına yeteri kadar yağ basmamasından dolayı motorun yatak sardığının ortaya konduğunu, davalı tarafından araçta satış öncesi görüşmelerde, satılanda bildirilen niteliklerin bulunmadığını, söz konusu aracın nitelik ve/veya niceliğini etkileyen, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcı davacının beklediği faydaları ortadan kaldıran ve önemli ölçüde azaltan maddi, ekonomik ayıplar bulunduğunu, aracın motorunun yatak sarmasının davalının kusurlu hareketlerinden kaynaklandığını ve araç satış görüşmelerinde satıcı tarafından araçta var olan eksikliklerin davacıya bildirilmediği gibi, davacıya araç hakkında yanıltıcı beyanlarda bulunulduğunu, davacının aracı aldığı tarih ile motorda meydana gelen arıza tarihi incelendiğinde zaman farkının çok kısa olduğunu, ayrıca bu sürede, pandemi koşulları sebebiyle aracın kullanılmadığını, işbu sebeple araçta meydana gelen arızanın satış sözleşmesi öncesine dayandığının kabulü gerektiğini, … Ltd. Şti. Tarafından hazırlanan Hasar Ekspertiz Raporu’nda, motorun revizyon işlemlerinin gerektiği gibi yapılmamasına bağlı olarak arızanın meydana gelebileceğinin belirtildiğini, bu sebeple araçtaki arıza sebebiyle meydana gelen onarım masraflarının davalıdan tahsilini isteme zarureti hasıl olduğunu, aracın yapım sürecinde, davacının kazanç kaybına uğradığını belirterek ayıplı malın tamir ücreti olan 42.849,29 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, ayıplı aracın onarım süresi boyunca davacının yoksun kaldığı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, bilirkişilerce tespit edilecek değer sonrası artırılmak üzere şimdilik 500 TL kazanç bedelinin davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Kayseri 5. Asliye Hukuk Mahkemesince; “Tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafça 03/05/2021 tarihinde davacıya satılan … plakalı aracın ayıplı olduğu iddiasıyla ve araç için yapılan tamiratlar ve mahrum kalınan karın tahsili talebiyle eldeki davanın açıldığı, dosya arasına alınan dava konusu aracın tescil özet raporunda da yazılı olduğu üzere aracın ticari araç olduğu, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/15771 esas 2018/685 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere ticari nitelikteki araçlarla ilgili uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin karar verilmiştir. Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesince; “Somut olayda vergi dairesi yazı cevaplarında davacının ve davalının işletme hesabına göre defter tuttuğu gelirinin VUK 177. Maddesinde belirtilen hadlerin altında olduğunun belirtildiği görülmüş olunup tarafların bu anlamda esnaf olduğu/tacir olmadığı sabittir. Dava konusu aracın ise minibüs vasfında ticari araç olduğu görülmüştür. Bir davanın ticaret mahkemesinde görülme koşulları kanunda açıkça bellidir. Dava konusu aracın ticari nitelikte olması onun ticaret mahkemesi görevli hale getirmez, kanunda belirlenen şartları oluşması gerekmektedir. Taraflar tacir olmadığı anlaşılmakla görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Zira, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2021/1409 E. ve 2021/1603 K. Sayılı ilamında asliye hukuk mahkemesinde ticari nitelikte taksinin ayıplı olmasında taksi olarak çalışan araç maliki olan davacının tacir olmadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesince görevlilik kararını uygun bulmuştur.” gerekçesiyle Kayseri 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna dair karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Talep, merci tayinine ilişkindir. Kayseri 5. Asliye Hukuk Mahkemesince, ayıplı olduğu iddia edilen aracın ticari araç olduğu gerekçesiyle davaya Asliye Ticaret Mahkemesince bakılması gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiş, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, tarafların esnaf/tacir olmadığı gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı vermiş, her iki karar da istinaf edilmeksizin kesinleşmiş olduğundan dosya merci tayini için dairemize gönderilmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir. Türk Ticaret Kanununun 3. maddesinde ise, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlemesi getirilmiştir. TTK’nın 14. maddesine göre “Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Kanunun 17. maddesisinde de; “iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır. 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3’üncü maddesinde; Esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tâbi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak ifade edilmiştir. Ayrıca TTK’nın 1463. maddesinde de, önce 17. maddeye gönderme yapılarak, Bakanlar Kurulunun bu konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardan aşağı gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiç kimse kanunun 17. maddesinde tarif edilen esnaftan sayılamaz denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağı açık bir biçimde gösterilmiştir. 19.02.1986 tarih ve 19024 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 25.01.1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile TTK’nın 1463. maddesine göre esnaf ve küçük sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına dair esaslar tespit edilmiştir. Buna göre;
1- Koordinasyon kurulunca tespit ve yayınlanacak esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil olup da gelir vergisinden muaf olanlar ile kazançları götürü usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre, defter tutanlardan iktisadi faaliyetleri nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmalarına dayanan ve kazançları ancak geçimlerini sağlamaya yetecek derecede az olan ve Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinin birinci fıkrasının 1 ve 3 nolu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve küçük sanatkar,
2- Vergi Usûl Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci madde de belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmıştır.
Vergi Usul Kanununun 177. maddesinde “Birinci Sınıf Tüccarlar” sayılmış olup bu maddedeki birinci sınıf tacirlerle ilgili şartları taşımayanlar ise ikinci sınıf tacir sayılırlar. İkinci sınıf tacirler ise ticari işletme hesabına göre defter tutarlar.
Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlar ile bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukukî işlemin veya fiilin olması gerekir.
Dosyada mevcut bilgi ve belgeler dikkate alındığında; tarafların her ikisinin de işletme hesabına göre defter tuttuğu ve gelirlerinin VUK.nun 177. maddesinde gösterilen sınırların altında olduğu, bu nedenle tacir değil, esnaf oldukları anlaşılmıştır. Ayrıca dava konusu aracın minibüs vasfında ticari araç olmasının Ticaret Mahkemesini görevli hale getirmeyeceği de açıktır.
Bu nedenle, davaya bakmakla görevli ve yetkili mahkemenin Kayseri 5. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşıldığından 6100 sayılı HMK’nın 21, 22 ve 23. maddeleri gereğince Kayseri 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yargı yeri olarak belirlenmesine ve dosyanın yargı yeri olarak belirlenen mahkemeye gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) 6100 sayılı HMK’nın 21, 22 ve 23. maddeleri gereğince Kayseri 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
2-) Dosyanın yargı yeri olarak belirlenen mahkemeye gönderilmek üzere merci tayini talebinde bulunan mahkemeye iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-c maddesi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 10/11/2022