Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2476
KARAR NO: 2022/1546
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/09/2022
NUMARASI: 2022/804 Esas 2022/704 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 10/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 10/11/2022
Yukarıda esas numarası yazılı dosya resen istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalının Kayseri İli … İlçesi … ada … blok …kat … ve …kat … numaralı daireyi müvekkiline toplamda 480.000,00 TL ye satmayı kabul ettiğini, daire bedellerinin sözleşmede belirtilen bono ve çeklerle vadeli bir şekilde ödenmesine karar verildiğini, çeklerin müvekkili tarafından keşide edilerek davalıya teslim edildiğini, sözleşme doğrultusunda davalının alacağına teminat olarak dava dışı … adına kayıtlı bulunan Kayseri İli … İlçesi … Mahallesi … ada … parselde bulunan taşınmazın 1/4 hissesinin 500.000,00 TL bedel karşılığında davalıya devredilmesini, tüm senetlerin ödemesi bittiğinde taşınmazın iade edilmesine karar verildiğini, davalıya senetlerden dolayı 172.500,00 TL ödeme yapıldığını, davalının gününden önce ödeme talep etmesi üzerine dava dışı … alınan 50.000,00 TL lik ve … Ltd. Şti’den borca karşılık olarak alınan 18.000,00 TL bedelli bonoyu ciro ederek davalıya olan borcundan düşmek üzere teslim ettiğini, müvekkili tarafından davalıya bugüne kadar 240.500,00 TL olduğunu, bu bedel karşılığında davalı sözleşmeye konu edilen … ada … blok …kat … nolu daireyi müvekkilinin istediği dava dışı bir üçüncü şahsa devrettiğini, ancak davalının sözleşmeye konu diğer taşınmazı müvekkilinin ısrarlı taleplerine rağmen müvekkiline devretmediğini, davalıya teminat olarak verilen dairenin başka üçüncü bir şahsa devretmiş olduğunun öğrenildiğini, davalının müvekkilini zarara uğratmak kastı ile muvazaalı bir devir gerçekleştirdiğini, müvekkilinin dava dışı …’e taşınmazını iade edememesinden dolayı sözleşmede belirtilen 500.000,00 TL yi ödemek zorunda kaldığını, davalının hem daireyi teslim etmediğini, hem de kendisine müvekkili tarafından verilen senetlerin ve teminat olarak verilmiş taşınmaz hissesini iadesine de yanaşmadığını, müvekkillerinin senetlerin gününün yaklaşması nedeniyle haciz tehdidi altında olduğunu, müvekkilinin şimdiye kadar sözlemeye konu dairelerden biri için 240.500,00 TL ödeme olduğundan, diğer taşınmazı davalıdan teslim almadığı için henüz ödenmemiş senetlerle alakalı olarak davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek, davanın kabulü ile davalıya verilen çekler kapsamında müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu bulunmadığının tespitini, dava aşamasında belirtilen kambiyoların davalıya ödenmesi ihtimalinde ödenen bedellerin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müvekkiline istirdadına, tedbir taleplerinin kabulüne, belirtilen bonoların konu edileceği icra takiplerinden önüne geçilmesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini, …Şubesinde ait 62.500,00 TL çek hakkında ödeme yasağı kararı verilmesini, davalıya teminat olarak verilen 356 ada … parselde bulunan taşınmazın 1/4 hissesinin tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini, bunun mümkün olmaması durumunda müvekkili tarafından ödenmiş olan 500.000,00 TL lik taşınmaz değerinin devir tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesince; ” Tüm dosya kapsamından, davacı tarafından davalıya verilen çekler kapsamında davacının davalıya herhangi bir borcu bulunmadığı ileri sürülerek, davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti, kambiyoların davalıya ödenmesi ihtimalinde ödenen bedellerin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya istirdadı için iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
TTK.nın 4. maddesi gereği tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, TTK da düzenlenen hususlardan doğan davalar mutlak ticari dava niteliğinde olup, davanın dayanağı tüm unsurları mevcut olan senet (bono, çek) olduğu, bono ve çekin de TTK.776 v.d. maddelerinde düzenlendiği, davacı tarafta söz konusu bonolar ve çek sebebiyle borçlu olmadığını iddia ettiğine göre, uyuşmazlığın bono ve çekten kaynaklandığı, bu nedenle de davanın mutlak ticari dava niteliğinde olduğu ve ticaret mahkemelerinin görev alanına girdiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Her ne kadar davacı taraf ayrıca tapu iptali ve tescil olmadığı taktirde alacak talebinde bulunmuş ise de, davacı tarafın bu talebinin de bono ve çekten dolayı borçlu olmadığına yönelik talebi ile birlikte değerlendirilmesi gerektiği, dolayısıyla bütün taleplerin özel mahkeme olan Ticaret Mahkemesinde değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından, talepler tefrik edilmeden bir bütün halinde görevsizlik kararı verilerek, görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğuna karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin karar verilmiştir. Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesince; “Yagılama aşamasında mahkememiz tarafından yapılan araştırma sonucunda; Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığı Erciyes Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün … tarih … sayılı cevabi yazısında; davacı …’nun gayrimenkul Sermaye İradı mükellefi olması sebebiyle defter tutma yükümlülüğünün bulunmadığının bildirildiği görüldü. Defter tutmayan davalı tacir sayılmamaktadır.TTK’nın 4. maddesine göre; ticarî davaların iki grup altında incelenmesi mümkündür. Bunlar; tarafların sıfatına ve işin ticarî işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticarî sayılan davalar (mutlak ticari davalar) ile her iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğan davalar (nispi ticari davalar)dır.Mutlak Ticari Dava; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticari nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde a ve f bentlerinde 6 bent halinde sayılan dava türleri mutlak ticari davadır. Nisbi ticari dava ise; her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nisbi ticari dava olarak adlandırılmaktadır. TTK’nın gerekçesinde; ticari davalar ile ticari olmayan hukuk davalarını ayırmada kullanılan kıstasın “bir yandan her iki tarafın tacir sıfatı ve uyuşmazlığın konusunu teşkil eden işin bu sebepten dolayı ticari sayılması keyfiyeti, diğer yandan tarafların sıfatına bakılmaksızın sadece işin ticari mahiyeti” olduğu açıklanmıştır. Bu anlamda bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur. Davanın taraflarının incelenmesinde; davalının tacir olmadığı, dolayısı ile eldeki davanın nısbi ticari dava olmadığı görülmektedir.” gerekçesiyle Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna dair karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Talep, merci tayinine ilişkindir.
Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın bono ve çekten kaynaklanması nedeniyle davanın mutlak ticari dava niteliğinde olduğu, bu sebeple davaya Asliye Ticaret Mahkemesince bakılması gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiş, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, davanın taraflarından olan davalının tacir olmadığı, eldeki davanın nispi ticari dava sayılmadığı gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı vermiş, her iki karar da istinaf edilmeksizin kesinleşmiş olduğundan dosya merci tayini için dairemize gönderilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmış, maddenin (a) bendinde bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ile çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve çekişmesiz yargı işi sayılacağı belirtilmiştir. Diğer yandan, aynı Kanunun 776 ve devamı maddelerinde “Bono ve emre yazılı senetler” konusu düzenlenmiş olup, 30.06.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve 6102 sayılı TTK’nın 4 ve 5. maddelerinde değişiklik öngören 6335 sayılı Kanun gereğince açıkça bu tür işlerde ticaret mahkemesi yetkili kılınmıştır.Çeke dayalı uyuşmazlıkta görevli mahkemenin belirlenmesinde taraflar arasındaki temel ilişki önemli olup eldeki uyuşmazlıkta taraflar arasındaki temel ilişkinin ne olduğu hususunun irdelenmesi gerekecektir. Davacı taraf, davacı ile davalının 2 adet dairenin davacıya satışı hususunda anlaştıklarını, sözleşme uyarınca daire bedellerinin ödenmesi hususunda davacı tarafından keşide edilen bono ve çeklerin davalıya teslim edildiğini, ayrıca sözleşme doğrultusunda davalının alacağına teminat olarak dava dışı … adına kayıtlı olan taşınmazın 1/4 hissesinin 500.000,00 TL bedel karşılığında davalıya devredildiğini, davalıya senetlerden dolayı bugüne kadar 240.500,00 TL ödeme yapıldığını, bu bedel karşılığında davalının, sözleşmeye konu edilen 5 nolu daireyi davacının istediği dava dışı bir üçüncü şahsa devrettiğini, ancak davalının sözleşmeye konu 37 nolu diğer daireyi davacıya devretmediğini, üstelik davalıya teminat olarak verilen dairenin de üçüncü bir şahsa muvazaalı olarak devredildiğini, davalının dava dışı …’e taşınmazını iade edememesinden dolayı sözleşmede belirtilen 500.000,00 TL’yi ödemek zorunda kaldığını, davacının diğer taşınmazı davalıdan teslim almadığı için henüz ödenmemiş senetlerden dolayı davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek davalıya verilen çekler kapsamında davacının davalıya herhangi bir borcu bulunmadığının tespitini, ödenmesi halinde ise bedellerinin davalıdan istirdadını, ayrıca davalıya teminat olarak verilen … parsel sayılı taşınmazın 1/4 hissesinin tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, bunun mümkün olmaması durumunda ise davacı tarafından ödenmiş olan 500.000,00 TL lik taşınmaz değerinin davalıdan tahsilini talep etmiş olup gerek davalının Ticaret Kanunu anlamında tacir sıfatını haiz olmaması ve gerekse de taraflar arasında daire alım satımına ilişkin harici satış sözleşmesine dayanılmış olması dikkate alındığında eldeki uyuşmazlığı inceleme görevi Asliye Hukuk Mahkemelerindedir. Bu nedenle, davaya bakmakla görevli ve yetkili mahkemenin Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşıldığından 6100 sayılı HMK’nın 21, 22 ve 23. maddeleri gereğince Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yargı yeri olarak belirlenmesine ve dosyanın yargı yeri olarak belirlenen mahkemeye gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) 6100 sayılı HMK’nın 21, 22 ve 23. maddeleri gereğince Kayseri 1. Asliye Hukuk Hukuk Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
2-) Dosyanın yargı yeri olarak belirlenen mahkemeye gönderilmek üzere merci tayini talebinde bulunan mahkemeye iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-c maddesi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.10/11/2022