Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2022/207 E. 2022/259 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/207
KARAR NO: 2022/259
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/01/2022
NUMARASI: 2021/708 Esas- 2022/23 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat/Bedel iadesi
KARAR TARİHİ: 22/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 22/02/2022
Yukarıda esas numarası yazılı dosya resen istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme neticesinde;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı Tarım Kredi Kooperatifi ile sera alma işi için anlaşmak sureti ile 32.025,20-TL ödemede bulunduğunu, seraların diğer davalı … Metal tarafından sözleşme kapsamında 32.025,20-TL bedelle müvekkiline satıldığını, anlaşma sonucunda sera işinin yapıldığını ve yağan ilk yağmur sonucunda serada su alma ve su birikmesi gibi sıkıntılar olduğunu, yapılan bilirkişi incelemeleri neticesinde, seranın yapım aşamasında gerekli fizibilite çalışmaları yapılmamış, zemin etüt çalışmaları ve kullanılan malzemeler yetersiz kalmış, alın kolonlarında akraj ve plakaya rastlanmamakla beraber şartnameye uygun bir biçimde beton içine gömülmediğini, sözleşmeye konu olan eşyanın ayıplı olması ve Tarım Kredi Kooperatifi tarafından alt işveren ilişkisi kapsamında, … Metal’ e yaptırılmasından dolayı sözleşmenin karşı tarafı olarak müteselsilen sorumlu olduğunu, malın ayıplı olmasından dolayı her iki hasat dönemi boyunca elde edilemeyen gelirlerin, zarar kapsamında tazmin edilmesi gerektiğini, eğer bu mümkün değilse müvekkili tarafından ödenmiş olan bedelin faiziyle beraber iade edilmesi gerektiğini talep ve dava etmiştir. Davalı … Metal Ltd. Şti vekilinin cevap dilekçesinden özetle; açılan davada yetki sorununun olduğunu, davaya bakmakla yetkili mahkemenin Amasya Mahkemeleri olduğunu, taraflar arasında sera yapım işi için sözleşme imzalandığını, sözleşme gereği müvekkilinin 13 adet sera yapımını üstlendiğini, seralar anahtar teslimi imal edilerek monte edilmiş ve hak sahiplerine de hem bölge birliği hem de Tarım il/ilçe Müdürlüğü ekipleri huzurunda teslim edildiğini, yapılan teslimin teknik şartnameye uygun hiçbir eksiklik ve imalata kusuru bulunmaksızın olduğunu, ayıptan doğan sorumluluğa ilişkin hakların 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, kaldı ki şartnameye uygun gerçekleşmemiş olsa idi şirketin üretim maliyetlerinin ödenmeyeceği ve seraların birlikçe teslim alınmayacağını, iddia edilen ayıbın tespiti için oluşturulan bilirkişi heyeti de eksik ve yetersiz olup konu hakkında uzmanlık taşıyan metal işlerinden anlayan bir teknik bilirkişi ile bir de ziraat (sera) işlerinden anlayan bir teknik bilirkişi olmaksızın oluşturulan heyet tarafından verilen raporda eksik ve yetersiz rapor olup raporun yerinde olmadığını, tüm bu nedenlerle öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini, daha sonra zamanaşımı nedeniyle ret kararı verilmesini, davanın esastan reddine karar verilerek yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Tarım Kredi Kooperatifleri vekilinin cevap dilekçesinden özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını ve bu nedenle yetki yönünden reddi gerektiğini, davacının taleplerinin zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, dava dilekçesinde belirtilen hususlarda müvekkilini bir kusurunun bulunmadığını, davacının söz konusu yatırımı yaparken gerekli araştırma ve incelemeleri yapması gerektiğini, dava dilekçesi belirtilen alın kolonlarının beton içerisine gömülememesi durumunun gözle görülen, gizlenemeyen dolayısıyla davacının yapıyı görerek teslim aldığını, bu nedenle bir gizli ayıbın olmadığını, teslim alınan yapının 2 yıl kadar kullanıldıktan sonra çökme olduğunu, müvekkili kurumun bu husustan sorumlu tutulamayacağını, davanın hem usul hem esas açısından hukuka aykırı olduğunu, haksız açılan davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Pınarbaşı Asliye Hukuk Mahkemesince; “6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmalarına bakılmaksızın bu kanunda ön görülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Somut uyuşmazlıkta dava Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Pınarbaşı Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılmış, dava tarihinde Pınarbaşın da müstakil Ticaret Mahkemesi bulunmadığından ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığa Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Pınarbaşı Asliye hukuk Mahkemesi olarak bakılmıştır. Ancak yargılama sırasında Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun 07.07.2021 tarihli 608 numaralı 08.07.2021 tarihli ve 31535 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan kararı ile Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi kurulmuş, yargı çevresinin Kayseri İlinin mülki sınırları olduğu ve iş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanmasına karar verilerek faaliyete başlama tarihli belirlenmiştir. Görev kamu düzeni ile ilgili dava şartı olduğundan, iddia ve savunma olarak ileri sürülmese bile, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önünde bulundurulması zorunludur.”Ancak yargılama sırasında Adalet Bakanlığı’nın 14/05/2015 tarihli oluru ile İskenderun ilçesinde Asliye Ticaret Mahkemesi kurulduğu ve 03/08/2015 tarihinde faaliyete geçtiğinden mahkemece dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine re’sen devredilmesine (aktarılmasına) veya gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, ” (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/8699 Esas 2020/164 Karar sayılı ilamı) Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kurulması ile birlikte mahkememiz dava konusu somut uyuşmazlık bakımından görevsiz hale geldiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli ve yetkili olduğuna ilişkin karar verilmiştir. Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesince; “Uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir. Buna göre, yeni bir mahkeme kurulurken veya mahkemenin yargı çevresi yeniden belirlenirken, o mahkemenin kuruluş yasasında ya da yargı çevresini yeniden belirleyen idari kararda zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı taktirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla, her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir. Örneğin; 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun geçici 1. maddesi, “Aile Mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işler, yetkili ve görevli aile mahkemelerine devredilir.” hükmünü içerdiğinden, bu yasal düzenlemeye istinaden diğer mahkemeler, Aile Mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işleri bu mahkemelere devretmiştir. Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı ile, Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yargı çevreleri yeniden düzenlenmiş ve Kayseri Ticaret Mahkemesi yönünden yargı çevresi Kayseri ilinin mülki sınırları olarak belirlenmiştir. Ancak kararda, derdest davaların yeni yargı çevresinde yetkili hale gelen Asliye Ticaret Mahkemesine devredileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır.Açıklanan nedenlerle mahkememiz yargı çevresini yeniden belirleyen kararın yürürlük tarihi olan 01/09/2021 tarihinden önce açılmış davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile mahkememize gönderilmesine olanak yoktur. 01/09/2021 tarihinden önce 05/03/2021 tarihinde açılan iş bu davanın mahkememizin görev alanı dışında kaldığı ve bu davanın açıldığı tarihteki görevli mahkemenin iş bu davaya bakmaya devam etmesi gerektiği değerlendirildiğinden, görevli ve yetkili mahkemenin Pınarbaşı Asliye Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Nitekim Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi’nin 2021/1208 E. 2022/42 K. Sayılı ilamı ile;… Davanın Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararından önce açıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın gerçekleşmesi tarihinden önce açılmış olan bu davada doğal hakimlik ilkesi ve kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanacağı düzenlemesi gereğince uyuşmazlığın Yeşilhisar Asliye Hukuk Mahkemesinde (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) görülmesi gerektiğine karar verilerek dosyanın yargı yeri olarak tespit edilen mahkemeye gönderilmek üzere merci tayini talebinde bulunan mahkememize iadesine karar verilmiştir.” gerekçesiyle Pınarbaşı Asliye Hukuk Mahkemesinin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) görevli ve yetkili olduğuna dair karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Talep, merci tayinine ilişkindir. Pınarbaşı (Kayseri) Asliye Hukuk Mahkemesince, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevrelerinin belirlenmesine ilişkin 07/07/2021 tarihli ve 31535 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 608 sayılı kararı ile Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Kayseri ilinin mülki sınırları olarak belirlendiğinden bahisle dosyanın Kayseri Nöbetçi Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesince de Hakimler ve Savcılar kurulu kararında Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi yargı alanının 01/09/2021 tarihinden sonra açılan davalara uygulanacağından bahisle karşı görevsizlik kararı verilmiş, verilen her iki karar da istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 08/07/2021 tarih ve 31535 sayılı Resmi Gazete’de yayınlan 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile “Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Kayseri ilinin mülki sınırları, olarak belirlenmesine, iş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına.” karar verilmiştir.Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.(T.C.Anayasası madde.37 ) Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir. (T.C.Anayasası madde.142 ) Herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir.(Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi madde.6) Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.(6100 sayılı HMK madde.1) Kanuni hâkim, görev ve yetkisi kanunla belli edilmiş olan mahkemenin hâkimidir. Dolayısıyla mahkemenin görev ve yetkisinin tayin edilmesi işleminin kanun ile yapılmış bulunmasıdır. Yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce yürürlükte bulunan kanunlar aracılığıyla görevi ve yetkisi belirlenmiş olan mahkemenin hâkimine, tabii hâkim denir. Bu çerçevede, tabii hâkim ilkesine uygunluğun sağlanması için, kanunla mahkemenin görev ve yetkisinin belirlenmesi işleminin yargılanacak olan uyuşmazlığın gerçekleşmesinden önce yapılmış olması şarttır.Tabii hakim ilkesi, kişilerin, hangi mahkeme önünde yargılanacaklarını kesin olarak bilmelerini mümkün kılmak, bağımsız ve tarafsız mahkemeler önünde yargılanma haklarını güvence altına almak, yargıya güveni sağlamak ve yürütmenin yargıya müdahalesini olabildiğince önlemek amaçlarına yönelmiştir. Bu ilke uyarınca herkes işlem veya eylem tarihinde tabi olduğu mahkeme ve hakim huzurunda yargılanma hakkına sahiptir.
(A.Ü.H.F. Adalet MYO Yargı Örgütleri )Olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü ve davaya bakacak yargı mercinin belirlenmesi için gönderilen dava dosyası incelendiğinde; davanın Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararından önce açıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın gerçekleşmesi tarihinden önce açılmış olan bu davada doğal hakimlik ilkesi ve 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanacağı düzenlemesi gereğince uyuşmazlığın Pınarbaşı Asliye Hukuk Mahkemesinde (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) görülmesi gerekir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince, Pınarbaşı Asliye Hukuk Mahkemesinin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) yargı yeri olarak belirlenmesi gerektiği anlaşıldığından dosyanın yargı yeri olarak tespit edilen mahkemeye gönderilmek üzere merci tayini talebinde bulunan mahkemeye iadesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) 6100 sayılı HMK’nın 21, 22 ve 23. maddeleri gereğince Pınarbaşı (Kayseri) Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,
2-) Dosyanın yargı yeri olarak belirlenen mahkemeye gönderilmek üzere merci tayini talebinde bulunan mahkemeye iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-c maddesi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 22/02/2022