Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/87 E. 2023/49 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …

DAVA : Sözleşmenin Uyarlanması
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin Uyarlanması davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin inşaat ve taahhüt işleri ile iştigal eden bir firma olup … tarihinde davalı … tarafından ihaleye çıkarılan ‘… mah. … ada … parsel … blok … daire … dükkan kentsel dönüşüm konutu yapılması işi’ ihalesine katılmış, 9.412.000 TL bedelle ihaleyi kazanarak davalı idare ile … tarih ve … ihale kayıt numaralı sözleşmeyi imzaladığını, müvekkilinin son derece iyi niyetli olarak işe başladığını ve kısmen de yol kat etmişken dünyada ve ülkemizde daha önce benzeri görülmemiş ekonomik sıkıntılar meydana geldiğini, mevcut piyasa koşullarında işin sözleşmede tespit edilen tutar ile tamamlanması aşırı ifa güçlüğü nedeniyle mümkün olmadığından sözleşmenin yeni koşullara göre uyarlanması, uyarlama mümkün olmazsa dönme-fesih sebebiyle tasfiyesine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilin davalı … ile sözleşmeyi imzalandığı … tarihinde 8.80-TL olan Abd doları 2 aylık kısa bir süre içerisinde 18.36 tl’ye kadar çıkmış, müvekkil bu süreç boyunca kur farklarına bakmaksızın imalat ve inşaata devam ettiğini, ancak oynak kurlardan sonra gelen inşaat malzemelerindeki kısmi fiyat artışları zaman içerisinde kur artışlarıyla bile izah edilemeyecek büyüklüklere ulaştığını, üstelik bu durum süreklilik kazandığını, bu durumunu davalı idareye kep üzerinden iletilmişse olumlu bir dönüş alınamadığını, davalı uhdesinde bulunan teminat mektubunun paraya çevrilerek idarece gelir kaydedilmesi ve müvekkili hakkında ihaleden yasaklanması kararı verilmesinin karar kesinleşinceye kadar durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini, hal böyle iken yargılama sonunda müvekkillerimize iadesi gerekecek teminat mektubunun paraya çevrilmesi, davalı tarafından gelir kaydedilmesi ve müvekkili hakkında ihaleden yasaklık kararı verilmesi halinde müvekkilin karşı karşıya kalacağı olumsuz sonuçlar ve işbu davaya konu hakların elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağını, ivedilikle ve tensiben dava konusu teminatın gelir kaydedilmemesi ve müvekkilinin cezalı durumuna düşürmemesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davanın kabulü ile, taraflar arasında imzalanan … tarihli sözleşme bedelinin belirsiz alacak davası Tbk 138,480 vd hükümleri uyarınca belirlenecek tutar üzerinden sözleşmenin uyarlanarak şimdilik 20.000-TL’sinin davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taraflar arasında imzalanan kentsel dönüşüm kapsamındaki ihale projesine konu sözleşmenin uyarlanması istemine ilişkindir.
Davanın dayanağını teşkil eden taraflar arasında yapılmış olan sözleşme, “… Mah. … Ada, … Parsel, … Blok, … Daire … Dükkan Kentsel Dönüşüm Konutu Yapılması İşi” olup, davalının iş sahisi idare, davacının ise işi yükümlenen yüklenici olduğu görülmektedir.
6100 sayılı HMK 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevi dava şartlarındandır. Aynı kanunun 115/1 maddesi uyarınca dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında kendiliğinden mahkemece araştırılacağı hüküm altına alınmıştır.
HMK. nun 114. maddesi uyarınca dava şartları yönünden yapılan incelemede; bir mahkemede davanın görülebilmesi için mahkemenin görevli olması dava şartı olarak ön görülmüş olmakla, öncelikle davada mahkememizin görevli olup olmadığının incelenmesi gerekmiştir.
Mahkememizin görevi 6102 sayılı TTK 5. maddesi ile belirlenmiş olup, belirtilen madde uyarınca; “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.”
Aynı kanunun 4/1 maddesi ile; “Her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın,
a) Bu kanunda,
….
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır…”
Denilerek asliye ticaret mahkemesinin bakacağı dava türleri olan ticari davaların neler olduğu “a” bendinden “f” bendine kadar bentler halinde sayma sureti ile açıklanmıştır.
Buna göre ticaret mahkemesinde görülecek davaların, ya maddede numaralandırılarak altı bent halinde sayılan hususlardan kaynaklı dava olması, ya da her iki tarafın da tacir olup, davanın iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğması şartının arandığı görülmektedir.
Dava, taraflar arasında akdedilen … tarihli “… Mah. … Ada, … Parsel, … Blok, … Daire … Dükkan Kentsel Dönüşüm Konutu Yapılması İşi” olup, davaya konu sözleşme 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 470 vd. maddelerinde düzenlenmiş olan eser sözleşmesidir.
Eser sözleşmesinden kaynaklı davalar 6102 sayılı TTK 4/1 maddesinde sayılan dava türleri arasına girmemektedir. Bu nedenle bu nitelikteki bir dava her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğmamakta ise, 6100 sayılı HMK m.2 hükmü uyarınca Asliye Hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
6102 sayılı TTK m.16 hükmü ile tüzel kişilerden kimlerin tacir sayılıp sayılmayacakları açıkça belirtilmiştir.
Davacı, ticaret şirketi olup, bu hali ile TTK 16/1 maddesi uyarınca tacir sayılır ise de; davalı, ilçe belediyesi olup 03.07.2005 tarih 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 3/a maddesi ile belediye kamu tüzel kişisi olarak tanımlanmış olup, bu hali ile belediye ticaret şirketlerinden olmadığı gibi, TTK 16/1 maddesinde sayılan kendi kuruluş kanununa göre özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere kurulmuş kurum da değildir. Kaldı ki aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca belediye tacir sayılmaz.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun m.14/1-a hükmü ile belediyenin görev, yetki ve sorumlulukları belirlenmiş olup; buna göre, belediye, mahalli müşterek nitelikte olmak şartıyla imar, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel alt yapı; coğrafî ve kent bilgi sistemleri; çevre ve çevre sağlığı, temizlik ve katı atık; zabıta, itfaiye, acil yardım, kurtarma ve ambulans; şehir içi trafik; defin ve mezarlıklar; ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar; konut; kültür ve sanat, turizm ve tanıtım, gençlik ve spor orta ve yüksek öğrenim öğrenci yurtları (Bu Kanunun 75 inci maddesinin son fıkrası, belediyeler, il özel idareleri, bağlı kuruluşları ve bunların üyesi oldukları birlikler ile ortağı oldukları Sayıştay denetimine tabi şirketler tarafından, orta ve yüksek öğrenim öğrenci yurtları ile Devlete ait her derecedeki okul binalarının yapım, bakım ve onarımı ile tefrişinde uygulanmaz.); sosyal hizmet ve yardım, nikâh, meslek ve beceri kazandırma; ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi hizmetlerini yapar veya yaptırır.
Davanın dayanağı hukuki ilişki, davalı belediyenin sorumluluk, görev ve yetkileri dahilinde olan kentsel dönüşüm konutu yapılması işi konusunda taraflar arasında akdedilmiş olan eser sözleşmesine dayalı olup; tarafların her ikisinin de tacir olmadığı, davaya konu ihtilafın her iki tarafın ticari işletmesine ilişkin hususlardan kaynaklanmadığı, davalı belediyenin kamu tüzel kişisi olduğu, davaya konu sözleşme konusu işin (kentsel dönüşüm projesi) davalı belediyenin kamu hizmeti kapsamında yapması gereken görevlerine ilişkin olduğu, ancak davaya konu ihtilafın, bu işin yapımına ilişkin sözleşmenin, TBK m.138 hükmü uyarınca değişen koşullara uyarlanması istemine ilişkin dava olup, özel hukuk kuralları içerisinde yapılmış sözleşmeye yönelik olup, davaya bakma konusunda adli yargı görevli olmakla birlikte; dava, mahkememizin bakmakla görevli olduğu dava türlerinden olmadığından, davaya bakma görevi mahkememize ait olmayıp, 6100 sayılı HMK m.2 hükmü uyarınca davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması sebebiyle davanın görev yönünden usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği sebebiyle 6100 Sayılı HMK. 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep halinde dosyanın görevli Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde görevli mahkemeye gönderme talebinde bulunulmaması durumunda HMK. 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-6100 sayılı HMK. 331/2. maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize veya bulunulan yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek dilekçe ile istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. …

Katip …
¸E-imzalıdır

Hakim …
¸E-imzalıdır