Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/76 E. 2023/688 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No:
T.C.
KAYSERİ … MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : 1- … …
VEKİLİ :
DAVALI : 2- … –

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/08/2022
KARAR TARİHİ : 13/07/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; davacı şirketin kurucuları olan müvekkili ile davalı … tarafından kanuna uygun olarak düzenlenmiş bulunan sermayenin tamamını ödemeyi şartsız olarak taahhüt ettiklerini, ticaret sicili müdürlüğünde imzaladıkları şirket sözleşmesinde limited şirket kurma iradelerini ortaya koyduklarını, müvekkili … tarafından kurulacak olan … Yapı Taahhüt … Ltd. Şti.’nin kuruluş sermayesi için 06/01/2015 tarihinde … T.A.Ş. Kayseri Şubesi nezdindeki 417965 numaralı hesabına yatırıldığını ve bu tutarın banka tarafından bloke edildiğini, bu sırada davalı …’nın da aynı tarihte aynı miktarda parayı bankaya yatırdığını ve bu tutarın da bankaca bloke edildiğini, toplamda diğer davalı … Kayseri Şubesi’ne 125.000,00-TL yatırdıklarını, dava konusu olayda taraflar iyi bir ticari ilişkileri olmasına güvenerek söz konusu şirketi kurduklarını ancak davalı tarafın şirketin ve müvekkilinin mali haklarını zedeleyen, şirketin esas sermayesinin korunması ilkesine aykırı, müvekkilinin haklarını ciddi biçimde mağdur eden, maddi ve manevi zarara uğratan davranışlarda bulunduğunu, bu davranışları sebebiyle müvekkilinin davalıya duyduğu güvenin ortadan kalktığını, bunun sonucunda şirket iş ve işlemlerinin çift imza ile temsil yetkisi ile yürütülmesi zorunluluğunun hasıl olduğunu, bu durumun şirket ana sözleşmesine tescil edildiğini, ancak davalı bankanın gerek imza sirküleri belgesine gerekse çift imza ile temsil yetkisine aykırı işlem yaparak, dikkat ve özen yükümlülüğünü ihlal ederek davalı …’nın tek taraflı imzası ile şirketin hesabından 125.000,00-TL’yi çekmesine izin verdiğini, bu durumdan müvekkili …’nin bilgisinin bulunmadığını, söz konusu olayda yetkisiz temsilin şartlarının gerçekleşmiş olduğundan dolayı davalı …’nın yetkisiz temsil hükümleri gereğince müvekkili şirketin uğradığı 125.000,00-TL madde zararı gidermesi gerektiğini, davalı bankanın ise özen yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle kusurlu olduğunu ve müvekkilinin uğradığı zarardan sorumlu olması gerektiğinden bahisle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla öncelikle her iki davalının menkul ve gayrimenkullerinin üzerine teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına, akabinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 30.000,00-TL’nin davalı bankanın usulsüz işlemi gerçekleştirdiği 22/01/2016 tarihinden itibaren işletilecek en yüksek mevduat faizi ile davalı …’tan ve yetkisiz temsil hükümleri gereği müvekkili şirketi maddi zarara uğratan davalı …’dan işlemi gerçekleştirdiği 22/01/2016 tarihinden itibaren işletilecek en yüksek mevduat faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini, yargılama giderlerinin davalılar üzerinde bırakılmasını dava ve talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinden özetle; alacak talebinin somut olması karşısında kısmi alacak davası açılamayacağından, davanın reddinin gerektiğini, davanın zaman aşımına uğradığını ve bu sebeple de reddinin gerektiğini, davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığı hususunda hiçbir tereddüt bulunmadığını, davacı şirketin tek sahibi olan …’nin aynı konu ile ilgili olarak Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapmış olduğu başvuruya ilişkin yapılan soruşturma sonucunda Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar verildiğini, davacı tarafın talebinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, davacı tarafın müvekkilinin çektiğini iddia ettiği 125.000,00-TL’yi bankaya birlikte giderek çektiklerini, paranın çekildiğinden davacı şirket sahibinin haberi olduğunu, tarafların parayı çekmek için banka şubesine birlikte geldiklerine banka görevlisinin de şahit olduğunu, davacı tarafın intikam hırsı ile hareket ettiğini ve sürekli gerçeğe aykırı beyanlarla müvekkiline zarar verme saiki ile hareket ettiğini, eldeki davanın da 7 yıl sonra açılma nedeninin davacı tarafın içinde bulunduğu bu kötü niyetli hali olduğunu, davaya konu edilen alacak miktarının yarısının müvekkiline ait olduğunu, dolaysıyla davacının 125.000,00-TL’nin tamamını talep etmesinin hukuki dayanağı olmadığını, haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ….A.Ş. vekilinin dosyaya sunduğu cevap dilekçesinden özetle; davacı tarafın tüm iddia ve taleplerinin hukuka aykırı olduğunu, davalı …’nın müvekkili bankaya ibraz ettiği yetki belgesi ve imza sirkülerinde müşterek imzaya ilişkin bir düzenleme bulunmadığını, Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarından anlaşıldığı üzere davacının limited şirketi Kayseri 8. Noterliğinin 05/01/2016 tarihli ve … yevmiye numaralı ana sözleşmesi ile … ve … arasında iki ortaklı olarak kurulduğunu, davacı tarafın her ne kadar şirket kuruluş sermayesinin yatırıldığı … numaralı hesabın 06/01/2015 tarihinde açıldığını iddia etse de söz konusu hesabın 06/01/2016 tarihinde açıldığını, davalı tarafından Kayseri 8. Noterliği tarafından düzenlenen 06/01/2016 ve … yevmiye numaralı imza sirkülerine istinaden hesabın açıldığını, söz konusu imza sirkülerinde müşterek (çift) imzaya ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığını, çift imza yetkisinin düzenlendiğini belirttikleri imza sirküsünü müvekkili bankaya ibraz etmediklerini, müvekkili bankanın hesap açılışı sırasında ibraz edilen 06/01/2022 tarihli imza sirkülerine istinaden ödemeyi diğer davalıya yaptığını, davacı şirket tüzel kişiliği tarafından ortaklar arasında çift imza yetkisi tesis edildiğinin müvekkili tarafından bilinmesinin mümkün olmayacağını, davacı şirket yetkisiz temsilcinin, diğer ortağın gerçekleştirmiş olduğu işlemi örtülü olarak onadığını, 2017 yılından bu yana tek yetkili olan davacı şirket yetkilisinin bu duruma zımni onay verdiğini, davacı tarafın davayı işlemin üzerinden yaklaşık 6 yıl 7 ay geçtikten sonra ikame etmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, Yargıtay kararlarında da görüleceği üzere temsil olunanın, yetkisiz temsilcinin yaptığı işlemleri benimsemiş olması halinde de uyuşmazlık konusu işlemi örtülü olarak onadığını kabul etmek gerektiğinin belirtildiğini, davacı tarafın haksız ve hukuka aykırı olan davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: bankacılık hizmetleri sözleşmesi, hesap özeti, banka kayıtları,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı şirketin davalı banka nezdinde ki hesabından usul ve yasaya aykırı olarak diğer davalıya nakit odlarak ödeme yapıldığından bahisle yapılan ödeme nedeniyle oluşan zararın haksız fiil hükümlerine göre tazmini istemine ilişkindir.
Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21/12/2022 tarih ve … Esas … Karar sayılı Görevsizlik kararı ile mahkememize gelen dosyanın yukarıda yazılı esasına kaydı yapılmış ve yargılamaya bu esas üzeriden davam olunmuştur.
Davalılar süresi içerisinde sunmuş oldukları cevap dilekçeleri ile zamanaşımı def’i ileri sürmüşler, bu sebeple tahkikata geçmeden önce esasa ilişkin süreler bakımından davalıların ileri sürdüğü zamanaşımı def’i yönünden değerlendirme yapılmıştır.
Toplanan deliller, tarafların sunduğu bilgi ve belgeler ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş buna göre, davacının iddiasının haksız fiil hükümlerine göre davalı banka nezdindeki hesabından usulsüz olarak diğer davalı tarafından para çekildiği iddiası olup, haksız fiil hükümlerine göre zarar ve ziyan talebinin TBK m. 72 uyarınca zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren 10 yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı, söz konusu paranın 06/06/2015 tarihinde yatırıldığı, 22/01/2016 tarihinde çekildiğinden bahisle, davacının şirket temsilcisi aracılığıyla Kayseri CBS’ na suç duyurusunda bulunduğu, suç duyurusunda bulunduğu tarihin 14/11/2019 tarihi olduğu, bu tarihte davacının davalıyı da şüpheli göstererek yapmış olduğu suç duyurusu nedeniyle zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiğinin kabulü zorunlu olup, bu tarihten itibaren 2 yıllık süre içerisinde haksız fiil hükümlerine göre tazminat davası açması gerektiği, eylemin ceza mahkumiyetini gerektiren bir eylem olmadığı ve bu sebeple uzamış ceza zamanaşımı süresinin geçerli olmadığı, bu sebeple davalıların haksız fiil hükümleri çerçevesinde tazminat sorumluluklarının davalı tarihi olan 22/08/2022 tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü yetkisiz temsil hükümlerine göre sorumluluğun yine haksız fiil hükümleri çerçevesinde TBK m.72 gereği 2 ve 10 yıllık zamanaşımı sürelerine tabi olduğu, öte yandan davalının, Kayseri 9. Noterliğinin 01/03/2017 tarih ve … yevmiye nolu limited şirket pay devir sözleşmesi ile davacı şirketle olan ortaklığının ve şirket temsilciliği sıfatının sona erdiği, öte yandan 28/04/2017 tarihinde tarafların şirket devir sözleşmesi düzenleyerek davalı …’ in ortaklık payını devrettiği, devralan kimsenin ise davacı şirket temsilcisi olduğu, 6102 sayılı TTK m. 147 kapsamında ortaklık sözleşmesinden kaynaklı dava ve talep haklarının 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, hem pay devir hem de şirket devir sözleşmesi tarihlerinden itibaren bu zamanaşımı süresinin işlemeye başladığı göz önüne alındığında davalı … yönünden açılan davanın ayrıca TTK m. 147 kapsamında zamanaşımına uğradığı anlaşılmakla, davanın zamanaşımı nedeniyle süre yönünden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davacının davasının zamanaşımı nedeniyle süre yönünden REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85-TL karar ve ilam harcından, davacıdan peşin olarak alınan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesap ve taktir olunan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,

5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.600,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.13/07/2023

Katip …
¸E-imzalıdır

Hakim …
¸E-imzalıdır