Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/233 E. 2023/1047 K. 22.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No:
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
DAVALILAR :1- … –
2- … –
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 14/03/2023
KARAR TARİHİ : 22/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/12/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket tarafından 1153715120 nolu Kasko poliçesi ile sigorta edilen … plakalı 2011 model Maserati Gran Turismo marka araca ( HMK 16. Madde çerçevesinde davanın haksız fiilin meydana geldiği yerde ikame edildiğini) davalı sürücü … plakalı aracıyla, kırmızıda geçerek %100 kusurlu olarak çarpmış olduğunu, (kaza tespit tutanağı, 1153715120 nolu hasar dosyası münceratı) kaza meydana geldikten sonra bağımsız hazine sigorta eksperince gerekli incelemeler yapılmış kaskolu aracın onarımının ekonomik olmadığı tespit edilmiş olduğunu, araç rayiç bedeli olan 936.876,00 TL’nin 22.03.2021 tarihinde sigortalılarına ödendiğini, araç hurdası trafikten çekme belgeli olarak 367.177,00 TL ye satılmış, … aracın … Sigortadaki Acente 350112 Poliçe 100000036631012 nolu trafik poliçesinden 43.000,00 TL … Sigortadaki Acente No 0502200 Poliçe No 669316 nolu İMM teminatından 100.000,00 TL tahsil edilmiş olduğunu, böylece davacı şirketin davalılardan tahsil edilemeyen 426.699,00 TL bakiye alacağı kalmış olduğunu, arabuluculuğa başvurulmasına rağmen anlaşma sağlanamadığını, alacağın ödeme tarihi olan 22.03.2021 tarihinden itibaren işleyecel ticari avans faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili gerekli olduğunu, TTK 1472. Maddesi, BK 73. Ve 49 KTK 85. maddeleri sigortacıya ödediği tazminatı haksız fiille zarara neden olanlardan ve bu zarardan sorumlu olanlardan mevcut kusur oranına göre geri alma imkanı ve halefiyet hakkı vermiş olduğunu, bu nedenle işbu davayı açmak zorunluluğu doğmuş olduğunu belirterek, 426.699,00 ( Dört yüz yirmialtı bin altı yüz doksandokuz) TL rücuen tazminatın ödeme tarihi olan 22.03.2021 tarihinden işleyecek ticari faizi, (avans faizi) dava masrafları Arb ve Dava vekalet ücrerlerinin davalılardna müştereken ve müteselsilen tahsiline, alacağın tahsilinin ileride tehlikeye düşmemesi için davalılara ait menkul ve gayrimenkullere, kesin hükme kadar devam etmek kaydı HMK . 390 devamı maddelerine göre teminatsız olarak ile 3.kişilere devrinin tedbiren önlenmesine, trafik sicil kaydına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu olayda yer alan taleplere karşı zamanaşımı itirazında bulunduklarını, zira dava konusu taleplerin Zamanaşımına uğramış olduğunu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 72. Maddesi Uyarınca haksız fiilden kaynaklı tazminat taleplerinde 2 yıllı zamanaşımı süresi uygulanacağı kabul edilmiş olduğunu, somut olayda kaza tarihi 31.01.2021 olup dava tarihi 14.03.2023 olduğunu, haksız fiil tarihinden bu yana iki yıllık yasal süre geçtiği için davanın usulden reddi gerekmekte olduğunu, dava rucüen tazminat istemine ilişkin olup davalılar ile davacı şirket arasında akdi bir ilişki bulunmadığından görevli mahkemenin Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davalılara karşı açılan davada davacı sigortalısının haklarını halefiyet ilkesi gereğince taraflarından talep etmekte olup sigortalısının hak ve sınırları çerçevesinde ancak kendilerinden bu hakları talep edebileceğini, taraf ile aralarında herhangi bir akdi ilişki mevcut olmadığından KTK 110. Maddesi hükümleri somut uyuşmazlıkta uygulama alanı bulmayacak TBK haksız fiile ilişkin hükümlerine göre elde ki dava sonuca ulaştırılacağından Yargıtay 20. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/10886 Karar No: 2016/10354 Karar Tarihi: 10.11.2016 sayılı ilamı; “Davacı ve davalı arasında sigorta ilişkisi bulunmadığı, uyuşmazlığın haksız fiile dayalı tazminat davası olduğu anlaşıldığından, davanın genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.” hükmü de uyarınca görevli mahkemenin kazanın gerçekleştiği ve tarafların ikamet adresi olan Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davanın öncelikle görev yönünden reddi ile görevli mahkemeye dosyanın tevdi edilmesi gerekmekte olduğunu, 31.012021 Tarihinde Kayseri ili Melikgazi İlçesi Aşık Veysel Bulvarında meydana gelen davalı … sevk ve idaresinde ki … Plakalı araç ile davacının sigortalısı …’nun sevk ve idaresinde bulunan … Plakalı araç arasında meydana gelen trafik kazası … Plakalı aracın kırmızı ışıkta geçmesi sebebiyle meydana gelmiş olup 31.01.2021 tarihli kaza tespit tutanağında yer alan kusur oranını kabul etmediklerini, zira taraflardan hangisinin kırmızı ışıkta geçtiği bilgisi tutanak tutulduğu tarihte Trafik polislerince tam olarak tespit edilememiş olup kusurun davalıya verilmiş olduğunu, yeniden yerinde keşif yapılarak bilirkişi incelemesi ile kusur oranlarının tespiti gerekmekte olduğunu, zira; kazanın olduğu anda kaza yerini görüntüleyecek şekilde çekim yapan Mimarsinan Pazarının güvenlik kameraları görüntülerinde; davalının istikametinde ki araçlara 12:46.51. saniye de yeşil ışık yanmış, araçlar hareket etmeye başlamıştır, henüz davalının istikametine yeşil ışık yandığı sürede 12:47.03’de yolun boş olması sebebiyle … Plakalı aracın yanında bulunan araç sağa dönmüş bu sebeple de … Plakalı araçta kendisine yeşil yandığı zannıyla hareket etmiş fakat aynı istikamet ki araçlar hareket etmemiş olup 12:47.08’de kaza meydana gelmiş olduğunu, kaza yerinde bizatihi giderek yeşil ışığın yanma süresini ve diğer tarafın azami bekleme süresini ölçtüklerinde davalının istikametinde ki ışığın 20 saniyeden uzun süre yandığı diğer tarafın kırmızıdan yeşile dönme süresi ile hesap edildiğinde karşı tarafa yeşil yanma süresinin 24 saniyeden daha uzun olduğu görülmüş, Trafik Sinyalizasyon şube müdürlüğünden şifahen alınan bilgiye göre de kazanın olma anından ışığın bizim tarafımıza yeşil olduğu bilgisine ulaşılmış olduklarını, iş bu sebeple meydana gelen olayda 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun 84/a bendi uyarınca …’na tam kusur atfedilmesi gerekirken tüm kusur davalıya yükletilmiş olduğunu, aksi kanaat halinde dahi davalının kırmızı ışıkta geçtiğine dair herhangi bir emare bulunmadığından kusur oranlarının eşit olarak verilmesi gerekmekte olduğunu, taraflarınca kaza sonrasında trafik kaza tespit tutanağına Kayseri Sulh Ceza Mahkemesinde itiraz edilmiş olduğunu, Kayseri 9. Asliye Hukuk Mahkemesi … Değişik İş sayılı dosyasında, elde ki davaya konu kazaya ilişkin kusur durumunun tespitinde delil olması ve kusura itirazlarının ayrıntılı incelebilmesi için kaza kazaya ait; … A.Ş’ye ait 31.01.2021 günü Şht. Mustafa Şimşek Tramvay Durağının saat 12.00 ile 2.00 arasında ki kayıtları, Kayseri Büyükşehir Belediyesi Trafik Sinyalizasyon şube müdürlüğü kaza yeri olan Şht. Mustafa Şimşek Caddesi ve Aşık Veysel Bulvarının kesiştiği kavşağa ilişkin 31.01.2021 tarihinde ışıkların yanma süreleri ve koruma sürelerini gösteren sinyalizasyon planları, Mimarsinan Pazarı İsimli İşyerinin kazayı gören Kamera Kayıtlarının 12.00 ile saat 14.00 arası kayıtları, dosya kapsamında delil tespiti olarak toplanılmış olup mahkemeden dosyasının fiziki olarak celbini talep ettiklerini belirterek, fazlaya ilişkin hak ve talepleri saklı kalmak kaydıyla; elde ki haksız davanın öncelikle usulden reddine, Davanın görev yönünden incelenerek davanın görevli mahkemeye tevdine, davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, Davacı tarafından kasko sigortası yapılmış olan … plakalı araca davalılara ait … plakalı araç tarafından trafik kazası ile zarar verilmiş olması nedeni ile davacının sigortalısına ödediği 426.699,00 TL’nin rücuen tahsili talebine ilişkin tazminat davasıdır.
Türkiye Noterler Birliği’ne, Erciyes Vergi Dairesi’ne, Mimarsinan Vergi Dairesine müzekkereler yazılmıştır.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde sayılmışlardır. Ayrıca, Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalar olup, iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi ve iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı TTK, 6762 sayılı TTK’dan farklı olarak mutlak ticari davalar (kanundan dolayı ticari dava sayılanlar) haricindeki ticari davaları “ticari iş” kriterine göre değil de “ticari işletme” kriterine göre belirlemiştir.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/1026 E, -2015/1765 K)
TTK 11. maddesinde ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletme şeklinde tanımlanmıştır. TTK’nın 15. maddesinde esnaf, ister gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11. maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır.” şeklinde tanımlanmıştır.
Mülga 6762 sayılı yasanın 1463. maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 18.06.2007 tarihinde kararlaştırılıp, 21.07.2007 tarih ve 26589 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında esnaf – tacir ayırımının nasıl yapılacağı belirlenmiş, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 10. maddesinde ticari işletmeler hakkında 6102 sayılı TTK’nın 11/2 madde ve fıkrasında öngörülen Bakanlar Kurulu kararı çıkarılıncaya kadar yürürlükte bulunan düzenlemelerin uygulanacağı belirtilmiş olduğundan Bakanlar Kurulu kararının uygulanmasına devam edilerek esnaf ve tacir ayrımının anılan kararda belirtilen kıstasların değerlendirilmesi suretiyle yapılması gerekmektedir. Bir kimsenin vergi mükellefi olması, TTK yönünden de tacir kabul edilmesini gerektirmez. Ticaret siciline ya da Oda’ya kayıtlı olmamak da tacir olmamanın kesin bir kanıtı olmadığı gibi, vergi mükellefi olup olmamak da tacir ve esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak kabul edilemez.
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 2018/4402 E, 2019/7373 K sayılı kararında “…Somut olayda, uyuşmazlık, 6102 sayılı TTK’nın 1472. (6762 sayılı TTK’nın 1301) maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın haksız fiile (trafik kazasına) sebebiyet veren davalıdan tahsili isteminden kaynaklanmaktadır. Ancak, davacının sigorta şirketi, davalının tacir ve dava dışı sigortalının da tacir olmasına göre ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığın ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir…” denildiği görülmekle iş bu davamızda ise davalıların ve dava dışı sigortalının tacir olmadığı Vergi Dairelerinin yazı cevabı ile anlaşılması, aracın kullanım amacının ticari olmaması ile davanın mutlak ticari dava olmadığı da dikkate alınarak bu durumda genel yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 2022/1949 E, 2022/1988 K sayılı kararında “Dosya kapsamına göre davacının halefi olduğu sigortalısı tacir olmayan gerçek kişidir. Bu durumda davaya konu uyuşmazlıkta görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi değil genel nitelikte mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesidir. Şu halde, ilk derece mahkemesince görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu dikkate alınarak işin esasına girilerek iddia ve savunmaya ilişkin tüm deliller toplandıktan sonra hüküm tesis edilmesi gerekirken davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan davanın usulden reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.” denildiği görülmüş olup davalıların Mimarsinan Vergi Dairesi’nin ve Erciyes Vergi Dairesi’nin yazı cevaplarına göre tacir olmadıkları anlaşılmakla dava konusu uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olmadığı, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşılmıştır.
6335 Sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5. Maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev hususu HMK’nun 114/1-c maddesi uyarına dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
Mahkememizce açıklanan nedenlerle görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş, HMK’nun 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli Asliye Hukuk mahkemelerine gönderilmesine hükmedilmiş, HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra Asliye Hukuk mahkemelerinde davaya devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemelerince hükmedileceğinden bu aşamada yargılama harç ve giderlerine hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-HMK 114/c maddesi uyarınca görev hususu dava şartı olduğundan, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USÛLDEN REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, karar kesinleştiğinde 2 haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın HMK’nun 20. maddesi uyarınca görevli Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesi için Tevzi Bürosuna tevdiine,
2-Görevsizlik kararından sonra davaya görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedileceğinden bu konuda HMK 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
3-Görevsizlik kararından sonra dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmemesi halinde mahkememizce verilecek ek karar ile yargılama harç ve giderleri konusunun karara bağlanmasına,
Dair, davacı vekili ve davalılar vekillinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.22/11/2023

Katip
(e imzalıdır)

Hakim
(e imzalıdır)