Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/949 E. 2023/963 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No:
T.C.
KAYSERİ
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI : … …
VEKİLLERİ :

DAVALI : …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/03/2020
KARAR TARİHİ : 31/10/2023
KARAR SONUCU : KISMEN KABUL
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasındaki ticari ilişki dolayısıyla davalının müvekkili şirkete borçlandığını, borcunu ödemediğini, bu nedenle davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirket ile davalı arasında bulunan ticari iş gereği müvekkil şirketin davalıya bir takım mallar sattığını ve aralarında cari hesap ilişkisi kurulduğunu, fatura ve mutabakat formlarının davalıya gönderildiğini, davalının bu faturalara yasal süresi içerisinde hiçbir itirazda bulunmadığını ve bu fatura bedellerini vadesinde ödemediğini, davalının takip dosyasını semeresiz ve sürüncemede bırakmak amacıyla borca itiraz ettiğini, haksız ve kötü niyetli itiraz üzerine takibin durduğunu, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılmış olan itirazın iptali ile birlikte takibin devamına ve borçlu aleyhine haksız itirazından dolayı alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine ilişkin karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkili aleyhine Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, takip talebinde dayanak cari alacak belirtilerek 122.645,07 USD 704.755,37-TL gösterildiğini, taraflarınca işbu icra dosyasına itiraz edildiğini, bunun üzerine davacı tarafından huzurdaki davanın ikame edildiğini, davacının dilekçesinde; müvekkili ile ticari ilişki içerisinde olduğunu, müvekkilin kendisine borçlandığını ve borcunu ödemediğini, aralarında cari hesap sözleşmesi olduğunu, müvekkiline fatura ve mutabakat formları gönderdiğini, bunlara müvekkilinin itiraz etmediğini ve faturaları vadesinde ödemediğini, bu nedenlerle itirazın ıptalini ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiğini, davacının iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkilinin davacı ile arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan ödemelerini tam ve zamanında yaptığını, her ne kadar davacı tarafından müvekkil ile da cari hesap sözleşmesi bulunduğu iddia edilmiş olsa da müvekkili ile davacı arasında cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, müvekkili tarafından dava konusu faturalara karşılık olmak üzere Türk Lirası cinsinden nakden ve Türk Lirası cinsinden çekler ile davacıya ödeme yapıldığını, davacının işbu ödemeler sırasında kur farkı alacağına dair ihtirazi kayıt koymadığını, ödemeleri Türk Lirası cinsinden kabul ettiğini, davacının her ne kadar müvekkilinin faturalara itiraz etmediğini belirtmiş olsa da faturalarda kur farklı ödeneceğine ilişkin hüküm bulunmaması sebebiyle müvekkili tarafından ticari ilişkiden kaynaklanan satış faturalarına itiraz edilmemiş olmasının davacının kur farkı talebine dayanak oluşturmamakta sadece olağan satış faturalarının içeriğinin kesinleşmesi sonucunu doğurduğunu, davacı tarafından müvekkile gönderilmiş 31.12.2019 tarihli mutabakat formunda davacı şirket kendi nezdinde cari hesap bakiyesinin 0 TL 0 USD olduğunu beyan etmişken mutabakat belgelerinin kapsadığı tarihleri de içine alacak şekilde geçmiş dönemlere ilişkin kur farkı faturası olmaksızın cari kur farkı talep etmesinin de Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde düzenlenen hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğundan ve müvekkilin davacı ile ticari alışverişlerinden kaynaklanan bir borcu bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin davacıya borcu bulunmaması, davaya konu edilen sözde kur farkı- cari alacağın ve miktarının borçlu-davalı müvekkili tarafından bütün unsurları ile bilinebilir hesap edilebilir olmaması ve bu konuda alacağın tespiti için ayrıca yargılama yapılmasına gerek olması vb. nedenlerle davacının icra inkar tazminatının hukuka aykırı olduğunu bildirerek, davacı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi kapsamında başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazının iptali istemine ilişkindir.
Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasının celbi ile yapılan tetkikinde; alacaklı … … ve Nakliye San. Ve Tic. Ltd. Şti tarafından borçlu … aleyhine 704.755,37-TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 14/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilince 14/01/2020 tarihli dilekçe ile borca itiraz edilmesi üzerine icra müdürlüğünce 14/01/2020 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin … esas … sayılı kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nin … esas – … karar – 26/01/2022 tarihli kararı ile kaldırılmak Mahkememizin 2022/949 sırasına kaydı yapılmıştır.
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nin … esas – … karar, 28/09/2022 tarihli kararı ile;” Taraflar arasında süregelen ticari alım satımdan kaynaklı cari hesap ilişkisi olduğu, mahkemece hükme esas alınan 10.02.2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda taraflar arasında USD üzerinden ticari satış yapıldığı ,faturalarında yabancı para /dolar üzerinden düzenlendiği bu sebeple söz konusu faturalar için kur farkı talep edilebileceği, davalı şirketçe verilen çeklerin ödeme tarihlerindeki kur dikkate alınarak davacı şirket alacağından mahsubu gerektiği yönündeki kanaati yerinde ise de davalı şirketin nakit olarak Türk Lirası üzerinden yaptığı ödemelerin ödemelerin yapıldığı tarih gözetilerek efektif satış kuru üzerinden karşılığı belirlenerek davacı şirketin alacağından mahsubu ile varsa bakiye kalan alacağın tespitinden sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılan sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu durumda mahkemece belirtilen husus yönünden dosyaya rapor ibraz eden bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmekte iken bu hususlar yeterince araştırılmadan karar tesisi yerinde görülmediğinden” Mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce istinaf kaldırma kararı doğrultusunda ek rapor aldırılmak üzere 10/02/2022 tarihli raporu düzenleyen 2. bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve rapor aldırılmıştır.
Mahkememizce alınan 24/04/2023 tarihli Bilirkişi heyet raporundan özetle; Davalı tarafın ödeme listesinde yer alan, ancak her iki tarafın da ticari defter kayıtlarında yer almayan makbuz karşılığı elden yapılan ödemelerin (355.000 TL) ödeme tarihlerinde geçerli olan TCMB Efektif döviz satış kuru üzerinden USD karşılıkları toplamının 97.315,05- USD olduğu, Mahkemenin … karar sayılı kararında kabul edilen 50.230,35 USD cari hesap bakiyesinden 97.315,07 USD’nin mahsubu halinde cari hesap bakiyesinin (50.230,35 – 97.315,05 ) – 47.084,70 USD davalı taraf lehine değişeceği, ancak bu durumun, davacı ticari defterleri bir yana davalı taraf ticari defterlerinde bile davacının 231.055,88-TL alacaklı olduğu verisi ve davalı tarafın bir alacak talibinin bulunmayışı ile ciddi bir çelişki oluşturacağı, davalı tarafın iddia ettiği 3.093.836,00 TL ödemeler topları (355.000-TL elden ödemeler dahil) ile davacı ticari defterlerine göre yapılan 2.688.888,00-TL tahsilat (davacı taraf dövizli cari hesapta ödeme tarihlerinde kurdan USD ye dönmüş) arasında anlamlı bir ilişki kurulabildiği, davacının iade ettiği çek ve senetler toplamı olan 367.000 TL’nin davalı ödeme listesi toplamından düşüldüğünde (3.093.836 – 367.000 = 2.726.836- TL ) tarafların arasında TL cinsinden (2.726.836 – 2.688.888 = ) 37.948 TL fark kaldığı, her iki tarafın ticari defterlerine göre de (tutarlar farklı da olsa) davacının davalıdan alacaklı oldu ve tutarlar arasındaki farkın (231.055,88 – 197.390,16 =) 33.665,72 TL olduğu, ticari defterlerin TL bakiyeleri arasındaki bu farkın da ödemeler ve tahsilatlar bakımından yukarıda hesaplanan 37.948 TL fark ile kabaca örtüştüğü, dövizli takip edilen cari hesaba verilen ileri tarihli (vadeli) TL çeklerin ticari teamüllere uygun şekilde senet gibi değerlendirilebileceği kabul edilirse davacı … … Nak. San. Tic. Ltd. Şti’nin takip tarihi itibariyle davalı …’dan 704.755,36 TL (122.645,12 USD) alacaklı olduğu, dövizli takip edilen cari hesaba verilen ileri tarihli (vadeli) TL çeklerin ticari teamüllere uygun şekilde senet gibi değerlendirilemeyeceği kabul edilirse davacı … … Nak. San. Tic. Ltd. Şti’nin davalı …’dan 287.920.36-TL (50.230,35 USD) alacaklı olduğu, icra inkar tazminatı talebi yönünden hukuki değerlendirme ve takdir hakkının mahkemeye ait olduğu yönünde rapor edilmiştir.
Mahkememizce davacı vekilinin rapora karşı itirazlarının değerlendirilmesi ve ayrı ayrı yanıtlanması bakımından yeniden ek aldırılması hususunda dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyetince 24/04/2023 tarihli rapordaki kanaatlerinde değişiklik bulunmadığı yönünde görüş bildirmişlerdir.
Somut davada, davacı taraf davalı ile aralarındaki ticari ilişki nedeniyle cari hesaptan kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla icra takibi başlattığını ve davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu bildirerek itirazın iptalini talep etmiş olup, davalı taraf ise cari hesaptan doğan borcun davacı tarafa ödendiğini, davacıya borcunun kalmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili tarafından dosya arasına ibraz edilen tahsilat fişleri incelendiğinde davacı … … Ltd. Şti adına düzenlendiği, ve … ile … arasında imzalanmış olan tahsilat fişlerine göre elden yapılan toplam ödeme miktarının 355.000,00-TL olduğu, ödemeleri aldığı iddia edilen … isimli kişinin ilgili dönemde şirket çalışanı olduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce dosya arasına celbedilen tüm kayıt ve belgeler, ödeme belgeleri, tahsilat fişleri ve alınan uzman bilirkişi heyeti raporları bir bütün halinde değerlendirildiğinde; bilirkişilerce incelenen tarafların ticari defter ve belgelerinden de anlaşılacağı üzere; Davalı tarafın ödeme listesinde yer alan, ancak her iki tarafın da ticari defter kayıtlarında yer almayan makbuz karşılığı elden yapılan ödemelerin (355.000 TL) ödeme tarihlerinde geçerli olan TCMB Efektif döviz satış kuru üzerinden USD karşılıkları toplamının 97.315,05-USD olduğu, Mahkememizin … sayılı kararında kabul edilen 50.230,35 USD cari hesap bakiyesinden 97.315,07 USD’nin mahsubu halinde cari hesap bakiyesinin (50.230,35 – 97.315,05 ) – 47.084,70 USD davalı taraf lehine değişeceği, ancak bu durumun, davacı ticari defterleri bir yana davalı taraf ticari defterlerinde bile davacının 231.055,88-TL alacaklı olduğu verisi ve davalı tarafın bir alacak talebinin bulunmayışı ile ciddi bir çelişki oluşturacağı, davalı tarafın iddia ettiği 3.093.836,00 TL ödemeler toplamı (355.000-TL elden ödemeler dahil) ile davacı ticari defterlerine göre yapılan 2.688.888,00-TL tahsilat (davacı taraf dövizli cari hesapta ödeme tarihlerinde kurdan USD ye dönmüş) arasında anlamlı bir ilişki kurulabildiği, davacının iade ettiği çek ve senetler toplamı olan 367.000 TL’nin davalı ödeme listesi toplamından düşüldüğünde (3.093.836 – 367.000 = 2.726.836- TL ) tarafların arasında TL cinsinden (2.726.836 – 2.688.888 = ) 37.948 TL fark kaldığı, her iki tarafın ticari defterlerine göre de (tutarlar farklı da olsa) davacının davalıdan alacaklı oldu ve tutarlar arasındaki farkın (231.055,88 – 197.390,16 =) 33.665,72 TL olduğu, ticari defterlerin TL bakiyeleri arasındaki bu farkın da ödemeler ve tahsilatlar bakımından hesaplanan 37.948 TL fark ile kabaca örtüştüğü, dövizli takip edilen cari hesaba verilen ileri tarihli (vadeli) TL çeklerin ticari teamüllere uygun şekilde senet gibi değerlendirilemeyeceği, işbu nedenlerle davacı … … Nak. San. Tic. Ltd. Şti’nin davalı …’dan 287.920,36-TL (50.230,35 USD) alacaklı olduğu görülmektedir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/2990 Esas – 2022/274 Karar sayılı ve 26/01/2022 tarihli kararında; “…….Taraflar arasında temel ilişki yabancı para cinsinden kurulmuş olup, vadeli ödemelerin TL cinsinden yapılması halinde kur riskinin (kur farkının) müşteriye ait olduğu açıkça sözleşmede kararlaştırılmıştır. Bu durumda fatura tarihindeki kur ile ödeme tarihindeki kur arasındaki farkın istenebilmesi için uygulama ya da teamül aranmaz. Ödeme aracı olan çekin TL olarak düzenlenmesi taraflar arasındaki mevcut sözleşme hükmünden vazgeçilmesi anlamına gelmemektedir.” denildiği görülmüş olmakla, bu hususta mahkememizce aldırılan 24/04/2023 tarihli ek rapora göre de davalı tarafça davacıya çek ve senetlerle yapılan ödemeler ile elden yapılan ödemelerin de mahsup edilmesi üzerine davalının cari hesap borcunun 50.230,35 USD olduğu ve TL karşılığının ise 287.920,36-TL olduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulü ile, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasında davalının vaki itirazının kısmen iptali ile, 287.920,36-TL alacak üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talep etmiştir. İİK 67/1.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için İİK 67.maddesindeki itirazın iptaline özgü dava şartlarının yanında, davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Anılan şartlar incelendiğinde takibe konu alacağın likit olduğu ve davalının itirazının haksız olduğu gözetilerek davalı aleyhine itirazın iptaline karar verilen alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş olup, reddine karar verilen kısım yönünden ise davacının takipte kötüniyetli olduğu gözetilerek davacı aleyhine 416.835,01-TL’nin %20’si oranında kötüniyet tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasında davalının vaki itirazının KISMEN İPTALİ ile, 287.920,36-TL alacak üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-İtirazın iptali ile takibin devamına karar verilen 287.920,36-TL’nin %20’si oranında (57.584,07-TL) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Reddine karar verilen 416.835,01-TL’nin %20’si oranında kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Alınması gereken 19.667,84-TL karar ve ilam harcından dava açılırken davacı tarafından yatırılan 8.511,68-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 11.156,16‬-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL başvurma harcı ile 8.511,68-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan; 227,50-TL tebligat gideri, 126,10-TL müzekkere gideri ile 6.000,00-TL bilirkişi ücretleri ve 220,70-TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 6.574,30-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre belirlenen 2.685,86-TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan; 66,00-TL tebligat gideri, 220,70-TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 286,70-TL yargılama giderinden davanın red oranına göre belirlenen 169,57-TL’lik kısmının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davacı lehine A.A.Ü.T. 13/1. Maddesi uyarınca 45.188,05-TL nispi vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı lehine A.A.Ü.T. 13/1. Maddesi uyarınca 64.356,90-TL nispi vekalet ücreti takdirine, takdir edilen vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenecek olan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davanın kabul oranına göre belirlenen 539,27-TL’lik kısmının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
11-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenecek olan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davanın red oranına göre belirlenen 780,73-TL’lik kısmının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
12-HMK’nun 333/1. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştikten sonra yatıran ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 31/10/2023

Başkan
¸E-imzalıdır
Üye
¸E-imzalıdır
Üye
¸E-imzalıdır
Katip
¸E-imzalıdır