Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/809 E. 2023/404 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinden özetle; Müvekkilinin davalı kooperatifin …numaralı üyesi olduğunu, aidatlarını düzenli olarak ödediğini, bakiye tutarı toplu olarak ödeyerek tapusunu aldığını, … tarihinde davalı tarafından konut kesin maliyet hesabı ibra sözleşmesi adı altında belge düzenlendiğini ve 33.692,44 TL ödeme yaptığını, söz konusu ibra sözleşmesinde tespit edilen bakiye borcun ödendiği ve tarafların birbirini ibra ettiğini belirtildiğini, ancak davalı kooperatifin Kayseri … Müdürlüğü’nün … esas sayılı dolasıyla ile takip başlattığını ve davacının itirazı ile takibin durduğunu, davalının daha sonra … tarihinde davalı kooperatifin genel kurulunun 9. Gündem maddesi ile 30.000,00-TL ödeme kararı alındığının davacıya tebliğ edildiğini, Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına dair 7410 sayılı Kanun’un 2. Maddesi ile kooperatifler kanunu’na geçici 11. Madde eklendiğini, söz konusu madde kapsamında belirtilen 4 şart bulunduğunu, davacının bu 4 şartı sağladığını, davalının davacıdan alacak talep etmesinin haksız olduğunu belirterek … tarihli genel kurulda alınan kararın 9. Maddesinde belirlenen 30.000.00-TL alacaktan davacının sorumlu olmadığının tespitine, Kayseri … Dairesi’nin … esas sayılı dosyanda borcu olmadığının tespiti ve takibin iptaline, dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinden özetle; Davacının belirtmiş olduğu Kanun hükmünün Anayasaya aykırılık teşkil ettiğini, bu düzenlemenin uygulanması durumunda kooperatif üyelerinin eşit duruma gelmeyeceğini, Kayseri iline özgü kanun’un kişiye özel bir durum oluşturduğunu, Yargıtay … HD.’sinin … esas, … karar sayılı ilamında kooperatif ortaklarının son bağımsız bölüm bitip teslim edilene kadar kooperatif ortağı olmaya devam edeceği, kooperatif inşaatları bitmeden bağımsız bölümü teslim alıp istifa eden üyelerden bağımsız bölümü geri alma hakkının olduğunun belirtildiğini, ayrıca bahse konu kararda ana sözleşmenin 61. Ve 62. Maddesinin mutlak butlanla batıl olduğunun kabul edildiğini, batıl olan ana sözleşme hükmüne göre çıkarılan hesabın kooperatif tüzel kişisini ve üyeleri bağlamayacağının sabit olduğunu, geçici 11. Madde de kooperatifçe çıkarılan borçtan bahsedilip bu bedelin ödenmesi ile borçtan kurtulabileceğine dair öngörülen şartın yasa yapma sistematiğine aykırı olduğunu, bahse konu hükmün kesinleşen mahkeme kararlarına dahi müdahale de bulunduğunu ve geriye yürümezlik ilkesinin ihlal edildiğini, kesinleşmiş mahkeme kararları ile elde edilen paraların iade edilmesi konusuna yol açacağını, yapılan düzenlemenin hukuk devletine ve hukuk güvenliğine aykırı olduğunu belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Davalı kooperatiften davacıya ait üye kayıtları celp edilmiş, Kayseri … Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyası celp edilmiş incelemesinde; Alacaklı SS … Toplu Konut Yapı Kooperatifi tarafından, borçlu … aleyhine, … tarihinde, 18.012,52-TL alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu tarafa ödeme emri … tarihinde tebliğ edilmişmiştir.
Mahkememizce, kooperatif defter ve belgelerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal sürede yapılıp yapılmadığı, sahibi lehine delil teşkil edip etmediği, dava ve takip konusu kooperatif aidat alacağının muaccel olup olmadığı, alacağın davacı kooperatif defterlerinde kayıtlı olup olmadığı gibi hususlarda inceleme yapılarak tarafların talep ettikleri hususlara ilişkin soruların yanıtlanması ve bu çerçevede davacının davalıdan takip tarihi itibariyle alacaklı bulunup bulunmadığı hususlarında, (asıl alacak ve takip tarihine kadar işlemiş faiz tutarı ayrı ayrı hesaplanmak suretiyle) varsa miktarı gibi hususlarda rapor aldırılmak üzere kooperatif konusunda uzman Muhasebeci bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Mahkememizce alınan …tarihli Muhasebeci bilirkişi raporundan özetle; 7410 sayılı Kanun’la Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. Madde uyarınca ilgili madde ede sayılan şartların sağlanıp sağlanmadığına dair inceleme yapılmış, bahse konu geçici 11. Maddenin (b)(c)(ç) fıkralarında belirtilen şartlarının gerçekleştiği anlaşılmaktadır, ancak geçici 11. Maddenin (a) fıkrasında belirtilen şartın gerçekleşip gerçekleşmediği tereddütünün giderilmesi için kooperatifin işleyişi ve denetlenmesine ilişkin iş ve işlemleri yürütmek, kuruluş kayıtlarının ve sicillerinin tutulmasını sağlamak ve uygulamalarını denetlemekle görevli olan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Kayseri İl Müdürlüğünden bilgi alınarak davacı kooperatifin fiilen etap halinde konut teslimi yapıp yapmadığı sorulmalıdır.
Davacının borçlu olmadığını ileri sürdüğü … tarihli genel kurul kararında üyelerin aylık 2.500,00 TL Olmak üzere Temmuz 2022 ayından başlamak üzere 12 eşit taksitte toplam 30.000,00 TL ödeme yapması kararı alınmıştır. Söz konusu genel kurul kararında bu bedelin inşaat finansmanına yönelik olduğu belirtilmiştir. Mahkemece yukarıda belirtilen kooperatifler kanunu’na eklenen geçici 11. Maddedeki şartların davacı yönünden gerçekleştiği sonucuna varılması durumunda davalı kooperatifçe davacıdan talepte bulunulamayacaktır. Ancak bu şartların gerçekleşmediği kanaatine varılması durumda talep edilebilecek tutarın 9.500,00 TL anapara ve 12.302,63 TL işlemiş faiz olarak hesaplandığı, davacı taraf ayrıca Kayseri … Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından borçlu olmadığını ve takibin iptalini talep etmiştir. Mahkemece 1163 sayılı Kanun’a eklenen geçici 11. Maddedeki şartların davacı yönünden gerçekleştiği sonucuna varılması durumunda davalı kooperatifçe davacıdan talepte bulunulamayacaktır, yönünde rapor edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1-a maddesine göre davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
6545 sayılı yasanın 45/3. maddesi uyarınca yargılama Tek Hakim tarafından yürütülmüş ve sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizde açılan ve sonuçlanan davada dava değeri 500 Bin TL’nin altında olması nedeniyle 7251 sayılı kanunla değişik 6102 Türk Ticaret Kanununun 4/2. maddesi uyarınca basit yargılama usulü uygulanmıştır.
Dava şartı arabuluculuk faaaliyeti kapsamında taraflar anlaşmaya varamamışlardır.
Dava, Davacının davalı kooperatife borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
Eldeki dava; … tarih ve … sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7410 sayılı Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddesi uyarınca açılmış menfi tespit davasıdır.
Anayasa Mahkemesi … tarih … esas … karar sayılı ilamında; “24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na 10/6/2022 tarihli ve 7410 sayılı Kanun’un 2. maddesiyle eklenen geçici 11. maddenin birinci fikrasının Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, kalan kısmının 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usûlleri Hakkında Kanun’un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince oy birliği ile iptaline” karar vermiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama kapsamında … tarihli duruşmada;
Davacı vekili “Müvekkil kooperatiften çok önce istifa etmiştir, alınan kararlar üye olmayan müvekkili bağlamamaktadır, istifaya ilişkin delilleri mahkemenize sunmuştuk, davamızın kabulüne karar verilsin” şeklinde,
Davalı vekili “Davanın reddini talep ederiz” diyerek beyanda bulunmuşlardır.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 138. maddesinde; “Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. Maddesinde; “Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 331.maddesinde;” Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir eder.”
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30.maddesinde;” Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” denilmektedir.
Dava açıldıktan sonra ortaya çıkan bir olay nedeniyle artık dava konusu edilen talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesine gerek ya da neden kalmıyorsa, burada davanın konusuz kalmasından söz edilebilir. Böyle bir durum söz konusu olduğunda mahkemenin yargılamaya devam etmesine gerek yoktur. Bu durumda mahkemenin bir tespit hükmü niteliğinde olmak üzere esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermesi gerekir. Dava konusu hakkın davacıya ödenmesi, verilmesi ya da müdahalenin kaldırılması, davacı ve davalı sıfatının birleşmesi, yeni çıkan bir kanun ya da Anayasa Mahkemesi kararı ile ya da kişiye sıkı sıkıya bağlı ve mirasçılara geçmeyen bir hakka ilişkin davalarda taraflardan birinin ölümü gibi nedenlerle dava konusuz kalabilir. (Hukuk Genel Kurulunun 2013/10-1860 Esas, 2015/1451 Karar ve 27.05.2015 tarihli kararı)
Yukarıda belirtildiği gibi derdest davaların konusuz kalması değişik şekillerde vuku bulabilir. Bu durum taraflardan birinin işlem ve eylemi nedeniyle gerçekleşmişse dava tarihindeki haklılık durumunu belirlemek nispeten kolaydır. Ancak somut dosyada görüldüğü üzere kanun koyucunun bir tasarrufunun (kanun) anayasaya aykırılığı nedeniyle Anayasa Mahkemesi tarafından kanunun iptal edilmesi nedeniyle gerçekleşmişse her iki tarafa da kusur izafe edecek bir durum söz konusu olamayacağından Anayasa’nın 138. maddesinde belirtilen ana ilke ve TMK’nın 4 maddesinde yer alan “ Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir” hükmü gereğince hakimin her bir tarafın yaptığı yargılama giderini kendi üzerinde bırakması keza tarafların leh ve aleyhine vekalet ücretine hükmetmesi hakkaniyete daha uygun düşecektir.
Öte yandan dava tarihindeki haklılık durumunun araştırılması bazen işin esasına yeniden girmeyi gerekli kıldığından, yargılamayı tekrar başa saracağı ve uzun süre derdest tutmak gibi arzu edilmeyen sonuçlar doğurur ki, bu durum HMK’nın 30. maddesinde “Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür”. şeklinde tarif edilen usul ekonomisi ilkesine de uygun düşmeyecektir.
Yasama organının çıkardığı Kanun’un Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle konusuz kalan davada yargılama giderlerinden sorumluluk ideal(tabi) hukuk açısından devlete ait ise de mer’i hukuk sistememizde bu yönde düzenleme bulunmamaktadır.
Tüm dosya kapsamına göre; Davacı herne kadar yasaya göre menfi tespit davası açmış ise de, 15/06/2022 tarih ve 318677 sayılı Resmi Gazetede de yayımlanarak yürürlüğe giren 7410 sayılı Çevre ve Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun’un 2. Maddesi ile 1163 sayılı kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. Madde Anayasa Mahkemesi’nin … tarih … esas … karar sayılı ilamı ile iptaline karar verildiğinden, Yargıtay’ın son içtihatlarına göre karar verilmesi gerekli olup, buna göre tüm etaplar bitip kooperatif tasfiyeye girmeden herne ad altında olursa olsun tekrar borç çıkarması mümkün olmadığı, dosyamız için ilerde tekrar bu şartlar altında tasfiye halinde isteyebileceği, 7410 sayılı Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddesinin Anayasa Mahkemesi’nin … tarih … esas … karar sayılı ilamı ile iptaline karar verildiğinden eldeki davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-KONUSUZ KALAN DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2- Alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcının, dava açılışı sırasında davacı tarafından yatırılan 819,94-TL peşin harçtan mahsubu ile artan 640,04-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran davacıya iadesine,
3-HMK’nun 331/3. maddesi gereğince davacı tarafın yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-6100 sayılı HMK 120 ve 333. maddeleri gereğince taraflarca yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
5-TMK’nun 4. maddesi uyarınca hakkaniyet gereğince tarafların lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. …

Katip …
¸E-imzalıdır

Hakim …
¸E-imzalıdır