Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/808 E. 2023/21 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : …
KARAR NO : …

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI :…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :…
VEKİLLERİ :Av….
Av….
Av. …
DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : …
KARAR TARİHİ : …
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacı …’a ait … Plaka sayılı … Marka … sigorta tarafından Genişletilmiş Kasko yapılmış otomobil ile, … T.C. kimlik numaralı …’a ait … plakalı araç arasında … tarihinde maddi hasarlı trafik kazası gerçekleşmiş olduğunu, maddi hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağı doğrultusunda tanzim edilen kusur raporuna göre … plakalı aracın tam kusurlu olduğunu, davacıya ait araç; bu kazadan dolayı değer kaybetmiş ve serviste kaldığı süre boyunca kullanılamamış olduğunu, meydana gelen trafik kazası nedeni ile davacıya ait araç onarılmış ise de; kaza nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybının davacıya ödenmesi taraflarınca davalı sigorta şirketinden talep edilmiş olup, sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmamış olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; haklı davanın kabulü ile, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla; davacıya ait araçta meydana gelen 20.000,00 TL tutarındaki değer kaybının ödenmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacının işbu davayı Kısmi/Belirsiz dava olarak ikame etmesinde hukuki menfaati bulunmamakta olduğunu, zira başvurucu yan tarafından konu araçta ekspertiz incelemesi yapılmış olduğunu, bu nedenle başvurucunun hasar bedelini belirleyemediğinin kabul edilmesi mümkün olmayacak olduğunu, nitekim Yargıtay … Hukuk Dairesi … E. VE … K. sayılı kararının bu kapsamda dikkate alınması gerektiğini, her ne kadar davacı taraf, hasar tazminatını talep etmekte ise de, dava konusu talebe dayanak teşkil etmekte olan … Tüm Oto Sigorta Poliçesi, … plaka numaralı araca ilişkin olarak davalı sigortacı şirket nezdinde tanzim edilmiş olup, … Tüm Oto Sigorta Poliçesindeki ‘… -… n:… -… -… bank/… -… … Şubesi/ İstanbuL ibarelerinden açıkça yer aldığı üzere, … … ‘… bank A.Ş olduğunu, Yargıtay … .H.D.’nin … tarihli … E.-… K. sayılı ve … tarihli … E.-… K. sayılı kararlarının bu kapsamda dikkate alınması gerektiğini, davalı şirket tarafından … -… -… numaralı …-… tarihleri arasında Kasko Poliçesi ile teminat altına alınan … plakalı aracın … tarihinde karışmış olduğu trafik kazası sonucunda meydana geldiği iddia olunan değer kaybı sonucu işbu dava açılıp, davacıya ait araçta meydana geldiği iddia olunan değer kaybı talebinin reddine karar verilmesi gerekmekte olduğunu, Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın B.1 maddesindeki; ‘’ Sigortalı ve/veya sigorta ettiren, rizikonun gerçekleşmesi halinde aşağıdaki hususları yerine getirmekle yükümlüdür. 1.1.Rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği tarihten itibaren en geç beş iş günü içinde sigortacıya bildirimde bulunmak…’’ hükme aykırı olarak davalı şirkete süresi içinde bildirimde bulunulmamış olduğunu, açıklanan sebeplerle hem Türk Ticaret Kanununa hem de Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları’na aykırı davranılması sebebiyle iş bu başvurunun reddi gerekmekte olduğunu, davalı şirket, eksist sisteminden bağımsız eksper atayarak sigortalı hasarı tespit ettirmiş, rapora istinaden yapılan onarımları karşılaması amacıyla … tarihinde 4.901,48 TL ve 336,36 TL tutarında yedek parça tedarik ödemesi, … tarihinde 2.430,00 TL hasar tazminatı ve … 437,40 TL tutarında KDV ödemesi ile davalı şirket yasal sorumluluğunu yerine getirdiğinden iş bu davanın reddi gerekmekte olduğunu, sigortalının kendi aracıyla ilgili değer kaybı talepleri teminat dışı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte poliçede belirlenen muafiyetlerin bilirkişi raporunda dikkate alınması gerekmekte olduğunu, Poliçe özel şartlarında yer alan “… ile anlaşması olmayan Marka Yetkili Servislere gidilmesi durumunda, hasar bedeli üzerinden % 25 tenzili muafiyet uygulanır. Onarımın yapılacağı ilde … Anlaşmalı Marka Yetkili Servisi bulunmaması durumunda muafiyet uygulanmamaktadır.” muafiyet hükmü gereğince anlaşmasız serviste onarım yapılması durumunda %25 tenzil muafiyet uygulanacağı belirlenmiş olduğunu, Sigortalının anlaşmasız ve yetkisiz serviste onarım yapması sebebiyle söz konusu muafiyetin uygulanması gerektiğini, yukarıda belirtilen itiraz sebeplerimiz baki kalmak ve kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydı ile belirtmek isteriz ki, bir an için davalı şirket bakımından yukarıda yer verilen nedenlerle davanın reddi cihetine gidilmeyecek olması halinde esasa ilişkin olarak da tüm haksız istemlerin ve davanın reddini talep ettiklerini belirtmiş olduğu görülmüştür.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, … tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle davacıya ait … plakalı araçta değer kaybı meydana gelip gelmediği ve gelmiş ise miktarı ile davalının bu zarar talebinden sorumlu olup olmadığı hususlarına ilişkindir.
… Sigorta A.Ş’ye, Türkiye Noterler Birliğine, Gevher Nesibe Vergi Dairesine, Sigorta Bilgi Gözetim Merkezine yazılan müzekkerelere cevap verildiği ilgili evrakların dosya arasına alınmış olduğu görülmüştür.
Gevher Nesibe Vergi Dairesi Başkanlığının … havale tarihli yazı cevabında, … vergi numaralı mükellef …’un … tarihinden beri dairelerinde gelir vergisi mükellefi olarak faaliyette bulunduğu anlaşılmıştır.
Davanın konusu TTK 4. maddesinde düzenlenmiş mutlak ticari davalardan değildir. Ortada her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi ticari dava da yoktur.
Mahkemenin görevli olması HMK’nun 114/1-c. maddesi gereğince bir dava şartıdır ve 115. maddesi gereğince de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … E, … K sayılı kararında “Somut olayda dava konusu aracın kullanım şeklinin aracın trafik ruhsat kaydında açıkça “hususi” olarak kayıtlı olduğu, kasko poliçesinde de söz konusu aracın kullanım şeklinin “özel” olduğunun belirtildiği, davacının tacir olduğu yönünde dosyada harhangi bir belge veya delil bulunmadığı gibi, bu hususta herhangi bir iddianın da bulunmadığı, 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesinin (l) bendi uyarınca sigortacı ile sigortalısı arasındaki ilişkinin tüketici işlemi olarak nitelendirildiği, bu durumda mahkemece “Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla” davaya bakılması gerekirken “Asliye Ticaret Mahkemesi” sıfatıyla davaya bakılmış ve karar verilmiş olması nedeniyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. (aynı yönde Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … E – … K, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi Başkanlığının … E – … K sayılı kararları) bu itibarla istinaf edilen kararın esası ve davalının istinaf sebepleri incelenmeksizin HMK’nun 353/1-a.3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının mahkemenin görevsizliği nedeniyle kaldırılmasına dair kesin olarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” denildiği görülmüş olup dava konusu aracın kullanım amacı hususi olup davacının da tacir olmaması nedeni ile tüketici mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce açıklanan nedenlerle görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş, HMK’nun 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli Tüketici Mahkemesine gönderilmesine hükmedilmiş, HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra Tüketici Mahkemesinde davaya devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Tüketici Mahkemesince hükmedileceğinden bu aşamada yargılama harç ve giderlerine hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-HMK 114/c maddesi uyarınca görev hususu dava şartı olduğundan, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USÛLDEN REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, karar kesinleştiğinde 2 haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın HMK’nun 20. maddesi uyarınca görevli Kayseri Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesi için Tevzi Bürosuna tevdiine,
2-Görevsizlik kararından sonra davaya görevli Tüketici Mahkemesinde devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Mahkememsinde Mahkemesince hükmedileceğinden bu konuda HMK 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
3-Görevsizlik kararından sonra dosyanın Tüketici Mahkemesine gönderilmemesi halinde mahkememizce verilecek ek karar ile yargılama harç ve giderleri konusunun karara bağlanmasına,

Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı….

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır