Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/772 E. 2023/386 K. 03.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO
HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARAR YAZIM TARİHİ :
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacı firmanın davalı borçludan …. tarihinde, işçilerin giriş ve çıkışlarının bilgisayar ortamında kayıt altına alınabilmesi için KDV dahil 600,01 USD tutarında yazılım ve cihaz satın aldığını ancak söz konusu yazılım davalı firma tarafından düzgün konfigüre edilemediğinden, istenen verimli sonuç alınamamış olduğunu, bu nedenle söz konusu yazılım Programı … tarihinde iade faturası düzenlenerek, davalıya iade edilmiş olduğunu, davalı firma ürünü iade almış olmasına rağmen, ürün için ödenmiş fatura bedeli olan 600,01 USD’yi davacı firmaya gerek sözlü gerekse yazılı taleplerine rağmen ödenmediğinden, alacağın tahsili amaçlı ….Genel İcra Dairesi’nin …..Esas sayılı icra dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatılmış olduğunu, davalının kendisine ödeme emri tebliğ edilmesine müteakip …. tarihinde faturalandırma tarihindeki kur üzerinden 3.514,26 TL (201,91 USD) davacıya ödeme yaparak borcu kabul etmiş olduğunu, davalının yapmış olduğu kısmi ödemeyi müteakip …. tarihinde borca itiraz da bulunarak, takibe dayanak belgede belirtilen tutara ve tüm ferilerine itiraz etmiş olduğunu, takibe itiraz edildiği ve takibin durduğu hususu, UYAP sisteminden … tarihinde öğrenildiğini, davalının borca itirazının haksız olduğunu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Ödeme – Ülke parası ile” başlıklı 99. Maddesinin dikkate alınması gerektiğini, davalı her ne kadar ödeme emrinin tebliğini müteakip faturalandırılma tarihindeki kur üzerinden ödeme yaparak, borcu itfa ettiğinden bahisle borca itiraz etmiş olsa da yapmış olduğu ödeme, kısmi nitelikte bir ödeme olmakla birlikte borcu ikrar niteliği de taşımakta olduğunu ayrıca, davalı faiz ve takibe ilişkin ferilerden ( vekalet ücreti ve icra masrafı) de sorumlu olduğunu, bu nedenle kalan bakiye tutarının, faiz ve takibe ilişkin ferilerin, tam ve eksiksiz olarak ödenmesi halinde borç tamamen ödenmiş sayılacağını, diğer bir ifadeyle, ilgili yasal düzenlemeler gereği davalı borçlunun fiili ödeme tarihindeki rayiç değer üzerinden ödeme yapması gerekirken, satış tarihindeki kur üzerinden eksik ödeme yapması, faiz ve takip ferilerinin ise tam ve eksiksiz şekilde ödenmemesi nedeniyle borcun itfa edildiğinden bahsedilmesinin mümkün olmadığını, davalının, davacı firmaya eksik ödeme yaparak, halen borçlu olduğu dosya kapsamındaki mevcut delillerle sabit olduğunu, davalının, borçlu olduğunu kabul etmesine rağmen eksik ödeme de bulunarak, borca ve tüm ferilerine itiraz etmesi, takibi akamete uğratmak amaçlı olup, kötü niyetli olduğunun da göstergesi olduğunu, arabuluculuğa başvurulmasına rağmen sonuç alınamadığını belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacı tarafın iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, …. tarihinde satımı gerçekleşen ürünün davalı tarafından çalışır bir vaziyette entegre edilip iş bu program 1 yıl boyunca davacı tarafından sorunsuz bir şekilde kullanılmış olduğunu, sonrasında programı kullanmak istemeyen davacının davalıdan ürünü teslim alması yönünde talepte bulunmuş olduğunu, davalının gerekse yardımcı olmak adına gerekse prestijini korumak amacıyla ürünün iadesini almış olduğunu, lakin davalının ürünün iadesini alırken davacı tarafa …. tarihinde satmış olduğu kurdan iadesini alabileceğini söylemiş olup davacı tarafça durumun kabul edilmiş olduğunu, bu iddialarına ilişkin …tarihinde davalı tarafından davacının mail adresi olan ilhanozkan&….com adresine« …. tarihli … nolu faturaya istinaden 600 Doların 5,857 ” olarak kesileceğini açıkça belirtmiş olduğunu, iş bu maili dilekçe ekinde sunduklarını fakat davacı, davalı …’ın 5,857 TL olan kur üzerinden kesmesini belirtmesine rağmen …. tarihinde davacı, davalıya …. numaralı faturayı İADE olarak 600,01$ x 12,6400 TL’den ( o tarihteki güncel kur dan) 7.584,13 TL olarak faturayı kesip davalıya tebliğ etmiş olduğunu, İş bu faturayı dilekçe ekinde sunduklarını, akabinde davalının buna itiraz edip davacıya “…. tarihinde kesmiş olduğum faturanın kurundan kesileceği yönünde anlaştıklarını” belirterek iş bu faturayı iptal edilmesini talep etmiş olduğunu, davalının talebi üzere davacı Gelir İdaresi Başkanlığı sitesinden …. numaralı faturanın iptalini talep etmiş olup davalı tarafından da …. tarihinde onaylanmış olduğunu, iş bu faturanın iptalinin onay belgesini dilekçe ekinde sunduklarını, daha sonrasında davalının belirttiği gibi …. tarihinde kesmiş olduğu faturadaki kur üzerinden, ….tarihinde ….numaralı fatura davacı tarafından İADE şeklinde 600$ x 5,857 ‘TL olarak toplamda 3.514,26 TL şeklinde kesilmiş olduğunu, gerek davacı tarafından gerekse davalı tarafından iş bu fatura defterlere bu şekilde işlenmiş olup dilekçe ekinde faturayı sunduklarını, davacı tarafın dava dilekçesinde… tarihinde faturalandırma tarihindeki kur üzerinden 8.154,26 TL ( 201,91USD ) davacıya ödeme yaparak borcu kabul etmiştir. Ödeme tarihindeki Efektif satış kuru 1 USD – 17.4043 TL” şeklinde ki iddiası yerinde olmadığı gibi hukuki dayanaktan da yoksun olduğunu, davacı her ne kadar davalı tarafından yapıları ödemeyi o gün ki kurdan baz alarak hesaplama yapsa da dilekçe ekinde sunmuş oldukları faturada ki ödenecek kurun 5,857 TL olduğu açıkça belirtilmiş olduğunu, bu nedenle davacının dava dilekçesinde “ Ülke parası dışında başka bir para birimiyle ödeme yapılması kararlaştırışmışsa sözleşmede aynen ödeme yada bu anlama gelen bir ifadede bulunmadıkça alacaklı alacağını aynen yada fiili ödeme günündeki rayiç üzerinden ülke parası ile ödenmesini isteyebilir.” iddiasının asılsız olduğunu, zira sunmuş oldukları davacının davalıya kesmiş olduğu iade faturası … tarih olup iş bu tarihte Merkez Bankası Efektikf Satış kuru 12,6400 TL olmasına rağmen taraflar aralarında anlaşma sağlayarak iade faturasını 5,8570 TL kurdan kesileceği belirtilmiş olduğunu, akabinde iş bu fatura da o kurdan kesilip deftere işlendiğini, bu nedenle davacı vekilinde ödeme gününde fili kurdan ödemenin yapılmasını isteme talebi hukuka aykırı olup kabulü mümkün olmadığını, davalının …. tarihli faturanın toplam bedeli olan 3.514,26 TL ödemeyi …. tarihinde gerçekleştirmiş olup …. tarihinde … Genel İcra Dairesi … Sayılı dosyaya borca itirazda bulunarak icra dosyasının takibini durdurmuş olduğunu, buna rağmen davacı tarafından dosyanın kapamasının yapılması gerekirken iş bu davanın açılması kötü niyet karinesi olduğunu belirterek davanın reddi ile davacının kötü niyet tazminatına mahkm edilmesinin talep edildiği görülmüştür.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, davacının … Genel İcra Dairesi’nin ….Esas sayılı dosyası nedeni ile davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı hususlarına ilişkindir.
…Genel İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklının … Plastik Mobilya Aksesuar ve Malzemeleri San. Tic. Ltd. Şti. olduğu, borçlunun … olduğu, takibin 600,01 USD fiili Ödeme tarihi Malın İadesinden kaynaklı Alacak ….tarihli iade faturası, 16,11 USD Fiili Ödeme Tarihli Faiz Alacağı olmak üzere toplam 616,12 USD TL alacak nedeniyle ilamsız takip başlatıldığı, anlaşılmıştır.
… Vergi Dairesi yazılan müzekkereye cevap verildiği ilgili evrakın dosya arasına alınmış olduğu görülmüştür.
Mali Müşavir Bilirkişinin sunmuş olduğu …. havale tarihli raporda özetle; ” Davacı …. yılında e-defter mükellefi olduğu anlaşılmaktadır. İnceleme günü ibraz ettiği USB bellek içerisinde …. yılına ait e-defterlerin (yevmiye-kebir) PDF formatında dökümünün olduğu tespit edilmiştir. Söz konusu dökümler yasal defter niteliğinde olmayıp yasal defterin elektronik dökümüdür. Bu nedenle defterlerin beratlarının doğruluğu kontrolü yapılamamıştır. Ancak ibraz edilen defter dökümleri incelenmiştir. Davacı …. yılı envanter defterlerini ibraz etmiştir. Mübrez defterlerin açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı tespit edilmiştir. Takdir sayın Mahkemenindir. Davalı …. yılında e-defter mükellefi olduğu anlaşılmaktadır. İnceleme günü ibraz ettiği USB bellek içerisinde …. yılına ait e-defterlerin (yevmiye-kebir) PDF formatında dökümünün olduğu tespit edilmiştir. Söz konusu dökümler yasal defter niteliğinde olmayıp yasal defterin elektronik dökümüdür. Bu nedenle defterlerin beratlarının doğruluğu kontrolü yapılamamıştır. Ancak ibraz edilen defter dökümleri incelenmiştir. Davalı … yılı envanter defterlerini ibraz etmemiştir. Takdir sayın Mahkemenindir. Davacı kayıtlarında davalı 600,01-USd karşılığı 3.460,51-TL borçlu göründüğü, davalı kayıtlarında davacının 0,02-TL borçlu göründüğü tespit edilmiştir. Taraflar arasındaki ticari ilişkin USD döviz cinsinden olduğu, davalının bedelini alarak teslim ettiği mal/hizmeti geri iade aldığı, alınan iadeye karşılık davacıya 600,01-USD borçlu kaldığı, …. tarihindeki ödemenin 201,91-USD olduğu, yapılan ödemenin mahsubu ile davalının davacıya 398,10-USD borçlu kaldığı, dava tarihi itibarı ile 398,10-USD nin Türk Lirası karşılığının 7.255,29-TL (398,10×18,2248) olduğu hesap edilmiştir. Taraflar arasındaki mail yazışmaları takip öncesi yazılı temerrüd olarak kabul edilir ise yabancı para cinsinden alacaklara uygulanacak 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi kapsamında10,86-USD işlemiş faiz alacağının olacağı, dava tarihi itibarı ile 10,86-USD nin Türk Lirası karşılığının 197,92-TL (197,92×18,2248) olduğu hesap edildiği ” sonuç ve kanaatine varıldığının bildirilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu alacak talebi yönünden mahkememizin görevli olup olmadığının tespiti için … Vergi Dairesine yazılan müzekkereye cevap verildiği ve davalının bilanço usulüne göre defter tuttuğunun belirtildiği görülmüş olmakla mahkememizin görevli olduğu anlaşılmış ve yargılamaya devam edilerek esas hakkında karar verilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2018/1718 E, 2019/4471 K sayılı ve 24/09/2019 tarihli kararında “…Mahkemece verilen davanın reddi kararı, Dairemiz … esas ve …. karar sayılı, …. tarihli ilamı ile “ Davacı, davalıya Euro cinsinden mal sattığını ve bu hususun faturada belirtildiğini, ödemelerin faturada gösterilen 90 günden sonra yapıldığını, dolayısıyla kur farkı alacağı olduğunu ileri sürerek icra takibi başlatmış, itiraz üzerine iş bu dava açılmıştır. Kur farkı alacağının doğması için satışın yabancı para cinsinden yapılması yada sözleşmenin bulunması gereklidir. Davalının da kabulünde olan mal satış faturalarında birim fiyatının Euro cinsinden, ödeme vadesinin de 90 gün olduğu belirlenmiştir. Davalının bu tarihten sonraki ödemeleri nedeniyle davacı satıcının kur farkından doğan alacağının gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Mahkemece tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilip, satış ve ödeme tarihleri belirlenerek davacı alacağının tespiti gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.” denildiği görülmüş olup takip konusu faturanın da döviz cinsinden düzenlendiği görülmekle davacı tarafın kur farkına yönelik talebinin yerinde olduğu değerlendirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar davalı tarafça davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de, yukardaki içtihatta dikkate alınarak takip konusu faturanın döviz cinsinden düzenlenmesi nedeni ile davacı tarafın defter kayıtlarına göre değerlendirilme yapılmamış, döviz cinsine göre düzenlenen faturada ödemenin fiili ödeme tarihindeki kura göre olması gerektiği dikkate alınarak, buna göre 600,01 USD fatura bedeli gereğince davalının ödeme emri düzenlendikten sonra … tarihinde yaptığı ödemenin 201,91 USD’ye denk gelmesi ile eksik 398,10 USD borcun kaldığı ve bununda 7.255,29 TL’ye denk geldiği anlaşılmakla bu miktar üzerinden davacının alacaklı olduğunu kabul etmek gerekmiş, takipten önce davalının temerrüde düşürülmesine ilişkin dosyada delil olmaması nedeni ile faize yönelik talebin de reddi gerekmiş, taraflar arasında yapılan mail yazışmalarında davalının iddia ettiği şekilde açık bir anlaşmaya rastlanmamış ve böylece, davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, …. Genel İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyasına davalı tarafça yapılmış olan itirazın kısmen iptali ile takibin 398,10 USD/ 7.255,29 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, kabul edilen alacak bedeli olan 398,10 USD/ 7.255,29 TL ‘nin %20 si oranında icra inkar tazminatının İİK madde 67 gereğince davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalı tarafça takibin haksız ve kötüniyetle yapıldığı ispatlanamadığından davalı tarafın tazminat talebinin İİK madde 67/2 gereğince reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE, … Genel İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyasına davalı tarafça yapılmış olan itirazın kısmen iptali ile takibin 398,10 USD/ 7.255,29 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Kabul edilen alacak bedeli olan 398,10 USD/ 7.255,29 TL ‘nin %20 si oranında icra inkar tazminatının İİK madde 67 gereğince davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3- Davalı tarafça takibin haksız ve kötüniyetle yapıldığı ispatlanamadığından davalı tarafın tazminat talebinin İİK madde 67/2 gereğince reddine,
4-Alınması gereken 495,61 TL nispi karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınan 80,70 TL peşin harçtan mahsubuyla eksik kalan 414,91‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ile 80,70 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan, 71,00 TL tebligat, 1.400,00 TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.471,00 TL yargılama giderinden kabul oranına göre hesaplanan 1.414,52 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafça yargılama boyunca yapılan herhangi bir masraf bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde ve talep halinde harcanmayan gider avansının davacıya iadesine,
9-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 7.255,29 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
10-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 289,71 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
11-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) kabul-red oranına göre hesaplanan 1.500,10 TL’nin davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
12-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) kabul-red oranına göre 59,90 TL’nin davacıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, KESİN OLMAK üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır