Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/747 E. 2023/923 K. 20.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No:
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; davalılar ile müvekkili arasında ihale üzerine akdedilen sözleşme gereği hizmet alımı gerçekleştirilmiş olduğunu, İhale gereği yüklenici firmaların izmeti yerine getirmek adına dilekçede belirtilen işçileri çalıştırdığı,işçilerin, yüklenici firma işçisi olmasına rağmen müvekkili firmanın işçiye karşı ihale eden konumunda olduğundan dolayı davaların müvekkiline açıldığı ve aleyhine hüküm tesis edildiği ,ilamların icraya konulduğu ve müvekkilinin ferileri ile birlikte ödemek zorunda kaldığına davalıların da sorumlulukları bulunması sebebiyle icra dairesine ödedikleri tutarların tahsili amacı ile dava açmak zorunda kaldığını, kesinleşen Kayseri 2.İş Mahkemesi’nin … E. … K.k. sayılı ilamı gereği, alt işveren olan davalıların dava dışı işçi …’ın işçilik alacaklarını ödeme yükümlülüğü altında olmasına rağmen müvekkilinin ödediğini , Kayseri Genel İcra Müdürlüğü … E. Sayılı icra dosyası kapsamında asıl alacak ferileri olmak üzere toplam 2837,09 TL ‘nin müvekkili tarafından icra dairesine ödenmek zorunda kaldığını ve ödenen bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, eldeki davada ihale sözleşmeleri ve eklerinde kıdem tazminatı sorumluluğuna ilişkin açık bir hüküm bulunmadığını ,kıdem tazminatının feshe bağlı bir hak olduğunu, maliyet hesabında öngörülemeyen ve sözleşmenin kurulma esnasında doğmamış bir hak olduğunu, bu sebeple, sözleşme ve ekleri gereği kıdem tazminatı sorumluluğunun tamamının alt işverene yüklenmesi mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkili şirketin dava dışı işçiye ödenen tazminat alacağından sorumlu olduğu kanaatine varılsa dahi; yerleşik yerel ve yüksek mahkeme kararları gereği, alt işveren konumunda olan ihale şirketlerinin yalnızca ihale sürelerine isabet eden işçilik alacaklarından üst işveren ile birlikte müştereken sorumlu olduğunu bu sorumluluğun, ihale sözleşmesinde açık bir hüküm bulunmaması halinde yarı yarıya sorumluluk esasına dayandığını, davacı idarenin dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında müvekkil şirkete, dava dışı işçiye ödenen işçilik alacaklarının tamamı yönünden dava ikame ettiğini, emsal yerleşik yüksek mahkeme kararları gereği, dava dışı işçiyi çalıştıran yüklenicilerin çalışma (ihale) süreleri dikkate alınarak ayrı ayrı sorumluluk miktarlarının hesaplanması sorumluluk miktarının üzerindeki talebin-davanın müvekkil şirket yönünden kısmen reddi gerektiği , davanın reddi ve yargılama giderinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Kayseri 2. İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası, Kayseri Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası, iş sözleşmesi ve şartname, işçi özlük dosyası celp edilmiş ve bilirkişi raporu alınmıştır.
Kayseri 2. İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacısının …, davalıların … A.Ş ile … Grup olduğu, 14/01/2020 tarihinde davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiği, verilen kararın davalı … A.Ş vekili tarafından istinaf edildiği, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi’ nin 06/10/2020 tarih, 2020/1171-1023 sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Kayseri Genel İcra Dairesinin … Esas sayılının incelenmesinde; alacaklısının …, borçluların … A.Ş ile … Grup olduğu, 2.029,95-TL toplam alacak üzerinden takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce, mali müşavir ile nitelikli hesap uzmanı bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş olup bilirkişi heyetinin mahkememize sunmuş olduğu 01/09/2023 tarihli raporda özetle; Yargıtay güncel içtihatlarında taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmelerinde işçilik alacaklarından işverenin sorumlu olduğu yönünde açık düzenleme bulunmaması halinde işverenin ödediği bedelin tamamını yüklenicilere rücu edebileceği, yıllık ücretli izin alacağından son işverenin sorumlu olacağı şeklinde düzenlendiği, dosyada yer alan hizmet alımına ait sözleşmeler ve özel hizmet alımı teknik şartnamelerin incelenmesinde sözleşmede idare olarak yer alan davacı … A.Ş’nin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair bir hüküm bulunmadığı, Yargıtay yerleşik içtihatları dikkate alınarak takdir mahkemeye ait olmak üzere davacının ödediği tutarın tamamını davalılara rücu edebileceği, Kayseri Genel İcra Dairesi … e. sayılı dosyasında davacı tarafından ödenen rücuya tabi 2.837,09 TL alacağın tamamının … A.ş’ne rücu edilebileceği, Kayseray Ulaşım A.Ş’nin dosyaya ödediği tutar olan 2837,09 TL’nin hangi tarihte alacaklı …’a ödendiğine dair belge bulunmadığından ödeme tarihinden dava tarihine kadar faiz hesabının yapılmasının mümkün olmadığının tespit edildiği bildirilmiştir.
Dava, davacının dava dışı işçinin açmış olduğu ve dava sonucu kesinleşen ilam gereğince icra dairesine yaptığı işçilik alacaklarına ilişkin ödemeyi taraflar arasındaki sözleşme hükümleri gereğince davalı alt işverenlerden rücuen tahsili istemine ilişkindir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6. maddesinde, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmü bulunmaktadır.
Dava konusu olayda da davacı ile davalılar arasında alt işveren-asıl işveren ilişkisi mevcut olup, davacı asıl işveren, alt işverenlerin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle, alt işverenlerle birlikte müteselsilen sorumludur. Burada kanundan kaynaklanan bir teselsül hali söz konusu olup, asıl ve alt işverenler, dış ilişki itibariyle (dava dışı işçiye karşı) müseselsilen sorumludurlar. Bu düzenleme, işçi alacağının güvence altına alınması amacıyla yapılmış olup, sadece işçilere karşı bir sorumluluktur. Asıl ve alt işveren arasındaki ilişkide ise İş hukuku değil, Borçlar Kanunu ve sözleşme hukuku esas alınacağından, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir.
Alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olan borçlular, kendi aralarındaki iç ilişkide, bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda bir anlaşma yapabilirler. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. (Mülga Borçlar Kanunu’nun 146.) maddesinde düzenlenen, “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır.” şeklindeki hükümde de, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirtilmiştir. İşte müteselsilen sorumlu olan borçlular arasındaki iç ilişkide, bu konudaki sorumluluğun tamamen borçlulardan birine ait olacağı yönünde bir sözleşme yapılmış ise, tarafların serbest iradeleri ile düzenlemiş oldukları sözleşme hükümleri kendilerini bağlayacağından, dış ilişkide kanundan doğan teselsül gereğince borcu ödemiş olan müteselsil borçlunun, ödediği miktarın iç ilişkide borcun nihai yükümlüsü olan borçludan rücuen tahsilini talep edebileceği kabul edilmelidir.
Asıl işverenden tahsil edilen işçilik alacakları, çoğunlukla işçinin birden fazla alt işverenler nezdindeki çalışmalarını kapsamaktadır. İşçinin çalışmış olduğu her bir alt işverenin dönemine isabet eden işçilik alacaklarından, ilgili olan alt işveren sorumlu olacağından, davalı alt işverenin sorumluluğu da sadece kendi dönemi ile sınırlı olmalıdır. Davalının “son işveren“ olması da bu sonucu değiştirmez. Bununla birlikte feshe bağlı bir hak olan ihbar tazminatından ise, diğer işverenler sorumlu olmayıp, sadece son işveren sorumludur. Başka bir ifade ile davacı üst işveren, dava dışı işçiye ödemiş olduğu ihbar tazminatını ancak son işverenden talep edebilir. Bunun dışındaki tüm işçilik alacaklarından ise, işçinin çalışmış olduğu alt işverenler, üst işverene karşı, kendi dönemleriyle sınırlı olmak üzere sorumludurlar. Yine, asıl işveren, yargılama gideri (dava ve icra), avukatlık ücreti, harç, faiz gibi fer’i borçlardan, her bir davalı alt işverenin toplam ana para tutarı içinde sorumlu olduğu tutarına oranı kadarını ilgili alt işverenlere rücu edebilir. Az yukarıda da değinildiği gibi, uyuşmazlığın İş Hukuku değil, Borçlar Hukuku hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden, “iş hukukunda geçerli olan mevzuat ve içtihatlara göre yapılan değerlendirmeler“ rücu davalarında hükme esas alınamaz.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işçiye ödenen bu tazminattan hangi tarafın veya tarafların ne oranda sorumlu olduklarına ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine bakılmalı, aynı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili verilmiş mahkeme kararları ve genel hukuk prensipleri dikkate alınarak bir sonuca gidilmelidir. Sözleşme ve eki şartnamelerde sorumluluğa ilişkin bir düzenleme bulunmadığı hallerde, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 01/06/2020 gün ve 2019/654 Esas – 2020/1832 Karar sayılı ilamında ve diğer yerleşik uygulamalarında da belirtildiği üzere davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunun açıklanan bu hususlara riayet edilerek düzenlendiği, taraflar arasında imzalanan hizmet alımına ilişkin teknik şartnamelerde … A.Ş’nin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair bir hüküm bulunmadığı bu nedenle alt işverenin dava dışı işçiye ödenen tazminatın tamamından sorumlu olduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile davacı kurum tarafından dava dışı işçi … için Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına ödenen 2.837,09-TL’nin ödeme tarihi olan 04/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-Davanın KABULÜ ile; 2.837,09-TL’ nin ödeme tarihi olan 04/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 269,85-TLmaktu karar ve ilam harcından, davacıdan alınan 80,70-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 189,15-TL karar ve ilâm harcının davalıdan alınarak Hazine’ ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 80,70-TL peşin harç ve 80,70-TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yargılama boyunca yapılan; 184,00-TL tebligat masrafı, 98,00 -TL posta ve müzekkere masrafı, 3.000-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.282,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. 13/2. maddesi uyarınca taktir olunan 2.837,09-TL nispi vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından yargılama sırasında yapılan masraflar ile karar tebliğ giderlerinden geriye kalan avansın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair,davacı ile davalı vekilinin yüzüne karşı miktar itibarı ile KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/10/2023

Katip …

Hakim