Emsal Mahkeme Kararı Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/642 E. 2023/843 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KAYSERİ TÜRK MİLLETİ ADINA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
DAVALI : … – … …
VEKİLLERİ :
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/07/2022
KARAR TARİHİ : 04/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davalı borçlu … ile davacı firma arasında davalının mobilya üretim işine istinaden davacının boru ve profil satışından kaynaklı ticari işlemler mevcut olduğunu, işbu ticari mevcudiyet halinde davalı taraf borcunu ödememek suretiyle karşılık ticari işlemde temerrüde düşmüş olduğunu, taraflar arasındaki işlemlerin ticari mahiyetinden dolayı mahkeme nezdinde davaya başvurduklarını, davalının davacı tarafından yapılan satışlara istinaden kesilen faturalara karşı borç yükü devam eden süreçte artarak devam etmiş ve ilgili hususta çözüm üretilememiş olduğunu, dolayısıyla Kayseri Genel İcra Dairesinin … E numaralı dosyasında davalıya icra takibi yapılmış fakat davalı taraf icra takibine yasal süresi içerisinde itiraz edilmiş olduğunu, arabulucuya başvurulmasına rağmen sonuç alınamadığını belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesi noksanlıklar içermekte olup davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmekte olduğunu, davalının davacı şirkete cari hesaptan veya söz konusu faturalardan kaynaklı hiçbir borcu bulunmamakta olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde de kabul ettiği üzere davacı ile davalı arasında değişik zaman ve yıllarda birden çok ticari ilişki gerçekleşmiş olduğunu, davalı ile davacı ticari ilişkisini cari hesap şeklinde yürütmüş olup davalının davacıya ne cari hesaptan kaynaklı ne de söz konusu faturalardan kaynaklı herhangi bir borcu bulunmamakta olduğunu, bu hususun davalının usule uygun tutmuş olduğu ticari defterleriyle de sabit olduğunu, tarafların ticari defterlerinin incelenmesi durumunda davalının davacı şirkete herhangi bir borcu olmadığı görülecek olduğunu, davacının ticari kayıtlarında, takibe konu edilen alacak için mesnet olarak kur farkı gerekçe gösterilmiş olduğunu, halbuki taraflar arasında kur farkının ödeneceğine dair hiç bir yazılı veya sözlü bir anlaşma olmadığını, davacı tek taraflı bir irade kullanarak ve haksız bir şekilde davalıya kur farkı yansıtması yapmış olduğunu, icra takibine konu edilen alacağın özü ve içeriği de kur farkı talebinden ibaret olduğunu, 19.hukuk dairesi 2016/12505 e., 2017/8069 k. sayılı kararının bu kapsamda dikkate alınması gerektiğini, davacının dayanak belgelerinde geçen faturalardan 4 yıla yakın bir süre sonra borç iddiasında bulunması hayatın olağan akışına aykırı olup takibin kötüniyetli yapıldığının bir göstergesi olduğunu, davacı tarafından verilen davacının tutmuş olduğu cari hesap ekstrelerinde taraflar arasında mutabakat olduğu davacının davalıdan herhangi bir alacağı kalmadığı görülmekte olduğunu, dosyaya sunulan ve davacı tarafından tutulan cari hesap ekstrelerinde görüleceği üzere 2018 ve 2019 yıllarında davalı ile davacı şirket arasında herhangi bir borç alacak kalmamış olduğunu, 2018 yılı sonunda taraflar arasındaki cari hesabın MUTABIK DEVİR OLDUĞU 2019 yılında ise alacak verecek bir durum kalmadığı ortada olduğunu, ispat yükü, belli bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda vakıa iddiasında bulunan tarafa düşen usuli bir yük olup, İspat yükü, kural olarak davacıya düşer; yani, davacı davasını dayandırdığı olguları ispat etmesi gerekir, davacının beyan ettiği iddia tamamen gerçekten yoksun olup sadece faturaların varlığı sunularak talep ve takip açılmış olduğunu, Davacı, taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığından bahsetmesine rağmen delil olarak ticari defter kayıtlarını dahi sunmamış olduğunu, borcun varlığına dair hiçbir ispat ve delil sunmadan iş bu davanın dayanağı faturalardan kaynaklı bir borcun varlığını ispatlama külfeti iddia edene, yani davacıya ait olduğunu, yargıtay içtihatlarından da bu hususa ilişkin kararlar mevcut olduğunu, bu kapsamda hukuk genel kurulu 2012/6-1575 esas 2013/732 karar 22.5.2013 tarihli kararının dikkate alınması gerektiğini, davacının talepleri zamanaşımına uğramış olup davanın bu yönden de reddini talep ettiklerini belirterek itirazlarının kabulüne ve haksız davanın reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
YARGILAMA VE GEREKÇE
Dava, davacının Kayseri Genel İcra Dairesinin … sayılı dosyası nedeni ile davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı hususlarına ilişkindir.
Mimarsinan Vergi Dairesi’ne, Kayseri Genel İcra Dairesi’ne yazılan müzekkerelere cevap verildiği ve ilgili evrakların dosya arasına alındığı görülmüştür.
Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasının Uyap’tan celbi ile incelenmesinde, alacaklının …, borçlunun … olduğu, 148.593,92 TL alacak nedeniyle ilamsız takip başlatıldığı, borçluya ödeme emrinin 19/01/2022 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun itirazı üzerine İcra Müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce Mali Müşavir bilirkişiden alınan 15/02/2023 tarihli raporda;”Davacı mübrez defterlerini e-defter olarak tuttuğu, e-defter beratlarının süresinde yüklendiği, envanter defterleri açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, içerdiği kayıtların birbirini doğruladığı, davalı mübrez defter açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, içerdiği kayıtların birbirini doğruladığı tespit edilmiştir. Taraf defterlerinin HMK 222/2 ye uygun olduğu tespit edilmiştir. Takibe konu faturaların taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, tarafların form BA/BS lerinde bildirildiği tespit edilmiştir. Bu durumda fatura ve içeriklerinin teslimine dönük ihtilaf yoktur. Taraflar arasındaki ihtilaf takibe konu faturalara karşılık ödemelerin yapılıp yapılmadığı hususudur. Ancak taraf defter kayıtlarında faturalardan sonraki ödemeler farklılık göstermektedir. Bu nedenle hesaplama taraf defterlerine göre ayrı ayrı yapılacaktır. Davacı kayıtlarına göre; takibe konu faturalardan sonra toplam 86.500,00-TL tahsilat kaydı görünür iken 45.000,00-TL (35.000,00+10.000,00) çekin davalıya iade edildiği görünmektedir. Bununla birlikte iade olarak görünen 35.000,00-TL lik ve 10.000,00-TL lik çeklerin iadesine ilişkin herhangi bir belge ibrazı yoktur. Söz konusu çeklerin davalıya iade edilmediği kabul edilir ise; davacının davalıdan 70.421,36-TL (156.921,36-86.500,00) bakiye alacağı olacağı hesap edilmiştir. Söz konusu çeklerin davalıya iade edildiği kabul edilir ise; davacının davalıdan 115.421,36-TL (70.421,36+45.000,00) bakiye alacağı olacağı hesap edilmiştir. Davalı kayıtlarına göre; davacının takibe konu faturalar ve cari hesap bakımından borç veya alacak bakiyesinin olmadığı tespit edilmiştir. Takip öncesi faiz talebinin olmadığı tespit edilmiştir” tespit edildiği kanaatine varıldığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu talep nedeni ile mahkememizin görevli olup olmadığının tespiti için yazılan müzekkereye Mimarsinan Vergi Dairesi tarafından cevap verildiği ve davalının bilanço esasına göre defter tutması ile tacir olduğunun belirtildiği görülmekle mahkememizin görevli olduğu anlaşılarak yargılamaya devam edilmiş ve esas hakkında karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar davalı tarafça davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de, delillerin toplanmasından sonra davacının takip konusu faturalardan kaynaklı alacaklı olup olmadığını tespiti için tarafların defterlerinin incelenmesi üzerine 15/02/2023 tarihli bilirkişi raporu alınmış olup raporda, takibe esas faturaların taraf defterlerinde kayıtlı olduğu ile toplam 45.0000 TL değerindeki çeklerin davacı tarafından davalıya iade olması haline göre seçenekli değerlendirme yapılmış olduğu görülmüş, verilen sürede davacı vekilinin çeklerin davalıya iade edildiğine ilişkin davalı tarafından imzalı veya kaşeli evrakları dosyaya sunmaması nedeni ile davalıdan 70.421,36 TL alacaklı olduğu anlaşılmış, mutabakat iddiası ile tarafların Form BS, BA uyumundan kaynaklı olarak davalı tarafın delilleri arasında yemin delilinin olması ile yemin delili hatırlatılmasına rağmen davalı tarafın yemine başvurulmadığı görülmüş ve böylece, DAVANIN KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasına davalı tarafça yapılmış olan itirazın kısmen iptali ile takibin 70.421,36 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, kabul edilen asıl alacak bedeli olan 70.421,36 TL’nin %20 si oranında icra inkar tazminatının İİK madde 67 gereğince davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalı tarafça takibin haksız ve kötüniyetle yapıldığı ispatlanamadığından davalı tarafın tazminat talebinin İİK madde 67/2 gereğince reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasına davalı tarafça yapılmış olan itirazın kısmen iptali ile takibin 70.421,36 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Kabul edilen asıl alacak bedeli olan 70.421,36 TL’nin %20 si oranında icra inkar tazminatının İİK madde 67 gereğince davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3- Davalı tarafça takibin haksız ve kötüniyetle yapıldığı ispatlanamadığından davalı tarafın tazminat talebinin İİK madde 67/2 gereğince reddine,
4-Alınması gereken 4.810,48 TL nispi karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınan 1.794,65 TL peşin harç ile icra dosyasına yatırılan 742,97 TL peşin harçtan mahsubuyla eksik kalan 2.272,86‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 1.794,65 TL peşin harç ile icra dosyasına yatırılan 742,97 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan, 86,5‬0-TL tebligat ücreti, 1.200,00 TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.286,50 TL yargılama giderinden kabul oranına göre hesaplanan 609,70‬-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafça yapılmış bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde ve talep halinde harcanmayan gider avansının taraflara iadesine,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 17.900,00- TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
10-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 17.900,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
11-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) kabul-red oranına göre hesaplanan 739,31- TL’nin davalıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
12-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) kabul-red oranına göre 820,69-TL’nin davacıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 04/10/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza